YAZARLARIMIZ
Dr. Mustafa Alpaslan
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
m.alpaslan@windowslive.com



Vergi Suçu ve Vergi Tekniği Raporları

Son yıllarda Vergi Tekniği Raporlarının  (VTR)  vergi incelemelerinde veri olarak kullanılması  ve bu raporların  tarhiyatlarda dayanak olarak  dikkate alındığını  görmekteyiz. 

Vergi incelemelerinde tarhiyatın  dayanağı olarak vergi inceleme raporlarının  mesnet olarak  ele alındığı   bilinmektedir.   Oysaki,  son yıllarda düzenlenen  vergi tekniği raporlarına göre de tarhiyatların  yapıldığını  sıklıkla yaşamaktayız.   Oysaki, vergi inceleme raporları  tarhiyatta  dayanak olarak   hukuken dikkate  alınmaktadır.   213 sayılı VUK’nun  35. maddesinin 12.  bent hükmüne göre  ihbarnamelerde  mutlak surette  tarhiyatın dayanağı olan  inceleme raporlarının  birer suretinin  ihbarnameye eklenmesi zorunludur. 

Diğer yandan,  takdir komisyonlarının   kararları üzerine tarh edilen  vergilerde kararın  ve resen takdiri  gerektiren  inceleme raporunun  birer  örneği ihbarnameye iliştirilmesi  zorunludur.  Aksi  takdirde ihbarname geçerli  olmaz.  Başka bir ifade ile, tarhiyat  dayanaksız olduğu için  tarhiyat  düşer.[1] 

Vergi tekniği raporları bilindiği gibi, vergi incelemeleri arasında düzenlenen raporlar olup, daha çok vergi tekniğini ilgilendiren  konularda (zarar indirimi, zarar nakli, yatırım indirimi istisnası vs  teknik konular)  düzenlenmektedir.   Son yıllarda, özellikle sahte fatura düzenleyen mükellefler nezdinde  vergi tekniği raporları düzenlenmektedir.  Düzenlenen  bu  teknik raporlar içeriğinde kimlerin ve hangi tarihlerde ve hangi tutarda  sahte fatura kullandığını  gösterir ayrıntılı  tablo halinde sahte ve  muhteviyatı itibariyle  yanıltıcı  vesika kullandığı  belirtilmektedir.   Daha  sonra  bu teknik rapor “vergi suçu raporu”  şekline dönüştürülerek gerek kullanıcılar nezdinde ve gerekse  düzenleyiciler nezdinde  kamu davası  açılması  için  Cumhuriyet  Savcılığına suç duyurusunda bulunulmaktadır. [2]

Öte yandan,  VTR kapsamında  sahte  belge kullanıcılar nezdinde;  kurum, KDV, kurum  geçici vergi, ve kurum stopaj  vergileri  yönünden  cezalı tarhiyatlar yapılmaktadır.  Bazı vergi daireleri ise, söz konusu teknik raporda yer alan  sahte fatura kullanıcılarını  telefonla iletişim kurarak  ilgili  yıl ve dönemlerin  KDV beyannamelerinin   düzeltilmesini talep etmektedirler.[3]

Son  zamanlarda düzenlenen vergi tekniği raporlarının zamanaşımının    bitmesine çok kısa bir zaman kala  düzenlenmesi  sonucunda  bazı mükelleflerin  2007, 2008, 2009, 2010 yılları ile ilgili  geriye doğru  beyannamelerin düzeltilmesi yönünde işlemler yapılmaktadır. Bir taraftan da yine zamanaşımının  bitmesine çok kısa bir zaman  kala vergi tekniği raporunda isimleri yer alan  mükellefler “KOD 4” diye isimlendirilen özel  esaslar listesine alınabilmektedir. 

Sonuç olarak, zamanaşımının  bitmesine çok  az bir zaman kala  düzenlenen vergi tekniği raporları uyarınca kullanıcı  durumunda bulunan mükellefler, 6111 sayılı torba kanuna göre  bütün vergilerden  matrah  artırımından bulunmuş olsalar bile yine de kendilerinden   “düzeltme  beyannameleri”  istenilmesi  önemli mağduriyetlere neden olmaktadır.  Hatta,  matrah  artırımı yapmış  bulunmasına rağmen 2006 ila 2009 yılları  içerisinde düzenli olarak  YMM raporu  ile veya  teminat mektubu ile KDV iadesini sorunsuz alan mükelleflerde bile VTR’den kaynaklanan düzeltme beyannameleri  talep edilmektedir.   Gerçekten yaşanan problemler  hiçbir  hukuksal  dayanağa oturmamakla beraber  matrah  artırımının  yapılması   problemleri  çözmek  yerine giderek  zorlaştırmaktadır.  Gelir İdaresi Başkanlığının  bu  ve benzeri  problemleri  ortadan kaldırmaya yönelik  idari düzenlemeler yapması  zorunlu  hale gelmiştir.  6111 sayılı yasa  bir ölçüde  KOD uygulamalarını, özel  esasları  ve  vergi incelemeleri ile ilgili   hususları   düzenlemiş ve pratik  çözümler getirmiştir.   Ancak,  uygulamada  vergi daireleri  arasında  uygulama birlikteliğinin sağlanamayışı,  vergi incelemelerinin   zamanaşımının bitmesine çok kısa bir zaman  kala  yapılması  veya vergi incelemelerinin sonuçlanmadan   inceleme dosyalarının  takdir komisyonlarına sevk edilmesi önemli  hukuksal  sorunlara  neden  olabilmektedir.   Sonuçta, matrah  artırımı  yapmış olmasına rağmen veya son 5 yıl içerisinde  düzenli KDV iadesi  alan mükellefler yönünden   sürpriz  potansiyel tarhiyatların ortaya çıkması  telafisi güç ve  tamiri olanaksız  maddi  ve manevi  zararlara  sebebiyet  vermektedir. 


[1] Bkz. 213 sayılı VUK md.31-35. Bkz. VUK GT Seri No:66
[2] 213 sayılı VUK md.359, 367. Bu konuda vergi denetim kurulu  başkanlığı  tarafından  oluşturulan   ve ilgili  yönetmelik  hükümlerine göre düzenlenen  “rapor değerlendirme komisyonu”  görüşü alınarak    VUK md.359/a/2-b  ve VUK md. 367 hükümlerine göre Cumhuriyet Savcılıkları  nezdinde suç  duyurusu  yapılmaktadır. 
[3] Form Ba ve Form Bs  analizlerinin sonucunda düzenlenen VTR’ler  süratle  ilgili mükelleflerin  bağlı bulunduğu  vergi dairelerine iletilmektedir.  Sonuçta,  VTR’de yer alan mükellefler nezdinde  vergi incelemeleri başlatılmaktadır.  Sahte fatura düzenleyicileri  yönünden   ise, vergi kaydı  VUK md.160 hükümlerine göre resen kapatılmaktadır.

14.12.2012

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM