I-GİRİŞ
Bilindiği üzere, TBMM’de kabul edilerek, 25.2.2011 tarihli ve 1. mükerrer 27857 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı “torba yasa” hükümlerine göre, sahte belge düzenleyenler matrah artırımından faydalanamayacaklardır. Diğer taraftan, sahte belge kullananlar yönünden 6111 sayılı kanunun 6,7 ve 8. madde hükümlerine göre matrah artırımı yapılabilecektir.[1]
Biz bu çalışmada yürürlüğe girmiş olan yeni 6111 sayılı yasa ile ilgili hükümlerin 213 sayılı VUK 359/b. maddesi kapsamındaki durumu ve bununla ilgili hükümleri ceza davalarına yansımaları tartışmaya açılacaktır.
Konuyla ilgili Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111 sayılı Kanuna bağlı 1 Seri Nolu Genel Tebliğ 12 Mart 2011 gün ve 27872 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Bu tebliğin matrah artırımı ile ilgili VI/6-Diğer Hususlar kısmında yapılan açıklamalar uyarınca: 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki "defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler" hakkında, 6111 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihten önce herhangi bir tespit yapılmış olması durumunda, bu kapsama giren mükelleflerin, Kanunun 6, 7 ve 8 inci madde hükümlerine göre matrah ve vergi artırımından yararlanmaları mümkün değildir. Bu hükmün uygulanmasında, vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporlar ile yapılan tespitler dikkate alınacaktır. hükmü bulunmaktadır.
Tebliğin bu hükmüne göre, artırımın yapıldığı yıl veya yıllarla ilgili sahte belge düzenleme raporu bulunması zorunludur. Örneğin, bir mükellefin 2006 yılı ile ilgili sahte belge kullanımı raporu varsa bu mükellef hakkında yalnızca 2006 yılı için gelir veya kurum ve KDV hakkında matrah artırımı yapılabilir. Yine bu mükellef hakkında 2006 yılı için sahte belge düzenleme raporu varsa bu durumda herhangi bir vergi türü için matrah artırımı yapılamaz.
Konuyla ilgili olarak bakanlık tarafından yayınlanan 2 seri nolu genel tebliğde de, 213 sayılı kanunun 359. maddesinin (b) fıkrasındaki fiilleri işleyenlerin 6111 sayılı kanun 6,7 ve 8. madde hükümlerine göre matrah artırımından yararlanamayacağı gibi bu mükelleflerin yapmış oldukları matrah artırımı ve vergi artırım taleplerinin de kabul edilmemesi ve tahakkuk eden vergilerin terkin edilerek tahsil edilen tutarların kendilerine ret ve iadesi gerekmektedir. Şeklinde 2 nolu genel tebliğde hükümler getirilmiştir.[2]
II-SAHTE FATURA TANZİM EDENLER YÖNÜNDEN MATRAH VE VERGİ ARTIRIMI
Konuyu bir örnekle açıklamak gerekirse; bir mükellefin 2006 ila 2009 yılları için sahte belge düzenleme raporları mevcut değilse, bu durumda mükellef matrah artırımı yapabilecek midir?
Olayımızda, sahte belge düzenleme raporu ve tespitleri artırımla ilgili 2006 ila 2009 yıllarında mevcut bir rapor olmadığı için 6111 sayılı kanunun 6,7 ve 8. madde hükümlerine göre matrah artırımı yapılması mümkün olacaktır.
Yeri gelmişken belirtilmesi gereken bir hususta şudur: matrah artırımının yapıldığı yıllar ve dönemler önem taşımaktadır. Örneğin, zamanaşımına uğramış bir yıl için matrah artırımı yapılamamaktadır. Artırımın yapıldığı dönemlerin ve yılların mutlak surette 2006, 2007, 2008 ve 2009 yıllarını kapsaması zorunludur. Ayrıca 2010 yılı için ise, matrah artırımı yapılması olanaksızdır. Bu yılların da ayrıca kendi içinde KDV yönünden dönemleri artırılabilir. 2006 ila 2009 yılları için muhtasar yönünden matrah artırımı yapılabilir. Sonuçta, matrah artırımının yapıldığı yıllar bazında ve bu yılların da kendi içindeki vergi türleri, dönemleri bazında matrah artırımlarının yapılması mümkündür. Tek şart artırımın yapıldığı yıl veya aylar bazındaki vergi türleri için 6111 sayılı kanunun 9/6 md hükmünde göre “sahte fatura düzenleme raporu” bulunmamalıdır. Ayrıca bu konuda vergi dairelerinin matrah artırımı yapan mükelleflerle ilgili araştırma yapma hakları mahfuzdur.
Mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairelerinin 6111 sayılı kanunun ilgili hükümlerine göre matrah artırımı yapılıp/yapılmadığı konusunda araştırma yapmak zorundadırlar.[3] Ayrıca, yasa hükümlerine göre doğru beyan edilmeyen veya vergi hataları nedeniyle noksan beyan edilen matrah ve vergi artırımı ile ilgili olarak eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılacak ve kanunda açıklandığı şekilde tahsil edileceği bilinmelidir.
Kuşkusuz matrah artırımı vergi incelemesi açısından “inceleme dışı kalma” olanağını vermektedir. Öte yandan, matrah artırımı yapılan yıllarla ilgili defter ve belgelerin yine (5) yıl saklanması gerekmektedir. Örneğin, defter ve belgelerin mahkemelerce bilirkişi incelemesi için istenilmesi halinde bu defterlerin yine sunulması gerekecektir. Ayrıca, matrah ve vergi artırımında bulunan ve bu konuda şartları yerine getiren mükelleflerin defter ve belgelerin artırıma konu vergi nevileri için kendi adlarına cezalı tarhiyat yapılmak maksadı ile incelenemez. Defter ve belgelere, diğer vergi türleri için inceleme yapılması, 3. kişilerle ilgili olarak karşıt incelemeler yapılması, bir hususu ispat etmek üzere defterlerdeki kayıt ve belgelere, maddelere gereksinim duyulabilir. Böyle bir durum karşısında da artırım yapılan mükellefler bu defter ve belgeleri 213 sayılı VUK’nun ibraz hükümleri kapsamında saklamaları, korumaları ve gerektiğinde ilgili yerlere sunmaları söz konusu olabilecektir. [4]
III-6111 SAYILI YASAYA GÖRE GELİR, KURUM, KDV VE STOPAJ VERGİLERİ YÖNÜNDEN MATRAH VE VERGİ ARTIRIMINDAN YARARLANMAK MÜMKÜN OLABİLİR Mİ?
Diğer yandan, 6111 sayılı kanunun 9/6. maddesi hükümlerine göre gelir, kurumlar, KDV, stopaj vergileri yönünden matrah artırımında bulunup/bulunmayacakları konuları irdelenerek tartışmaya açılacaktır.
Yeri gelmişken hemen belirtelim ki, matrah artırımın yapılacağı yıllar 2006 ila 2009 yılları olup, bu yıllarla ilgili ancak matrah artırımı yapılabilir. 2005 yılı ve önceki yıllar ile 2010 yılı ve izleyen yıllar matrah artırımı kapsamında değildir.[5]
6111 sayılı kanunun 9. maddesinin 6. bendinde yer alan hüküm “matrah ve vergi artırımına ilişkin ortak hükümleri” içermektedir. Söz konusu 9. madde hükmünün 6. bendinde aynen şöyle denilmektedir:
“(6) 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler”, bu Kanunun 6. 7. ve 8. madde hükümlerinden yararlanamazlar.” Hükmü uyarınca sahte belge düzenleyenler, defterlerin asıllarını tahrif edip, yerine başka defter veya yaprak koyanlar matrah artırım hükümlerine göre 2006, 2007, 2008, 2009 yılları için vergi incelemesinden kurtulmaya yönelik olarak matrah arttırmaları ve vergi incelemesinden vareste tutulmaları mümkün bulunmamaktadır.
IV-SAHTE VE MUHTEVİYATI İTİBARİYLE YANILTICI BELGE KULLANANLAR HANGİ YILLAR İLE İLGİLİ MATRAH VE VERGİ ARTIRIMINDAN YARARLANABİLİR
Diğer taraftan, ilgili yıllarda yani 2006, 2007, 2008 ve 2009 yıllarında sahte veya yanıltıcı belge kullanmış mükelleflerin ise, bu matrah artırım hükümlerinden faydalanarak “inceleme dışı” kalmaları mümkün görülmektedir. Diğer yandan eski yıllarla ilgili örneğin 2006 yılında sahte fatura kullanmış ve bu konuda da asliye ceza mahkemesinde davası devam eden mükellefler için yeni yasaya göre vergi mahkemesindeki davasından vazgeçip bu kanunun 3. maddesi hükmüne göre vergi mahkemesindeki davasını geri çekip, faydalanması halinde anaparanın yarısı 36 aya varan taksitle ödenmesi mümkündür. Böyle bir durumda kesilen (3) kat veya (1) kat vergi ziyaı cezası tamamen silinmektedir.[6] Anaparanın yarısı TEFE/ÜFE’ye endekslenip bugüne irca edilmesi gerekmektedir. Daha sonra anaparanın yarısı + taşınan TEFE/ÜFE toplamı 36 taksite bölünecektir. En son taksite kadar düzenli ödeme halinde geri kalan kısımlar vergi dairesi tarafından düzeltilecektir. Taksitlerin aksaması halinde başa dönülerek bu yasa ihlal edilmiş sayılacaktır.
Görüldüğü gibi bu yasa şartlı bir yasa olup, tamamıyla ödemeye bağlıdır. Madde hükümlerinin ihlal edilmemesi gereklidir.[7] Aynı şekilde davaların Danıştay’da ve Bölge İdare Mahkemesinde de derdest olması durumunda da yukarıdaki açıklamalarımız aynen geçerlidir. Burada da yine kanun hükmü madde 3 den faydalanılması istemi ve davaların geri çekilmesi gerekir. Buna uygun da ödemelerin düzenli yapılması zorunludur. Asliye ceza mahkemesindeki süren davaların ve varsa Yargıtay’a intikal etmiş davaların dosyalarına bu yeni af yasasından faydalanıldığına ilişkin bilgi verilmesi yararlı olacaktır.
Buna göre, kanunun 9.maddesinin (6) nolu fıkrasında; 213 sayılı VUK’nun 359.maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler”in, kanunun 6., 7. ve 8. maddelerinde düzenlenen matrah ve vergi artırımından yararlanamayacakları belirtilmiştir.[8] Madde gerekçesinde ise, sahte belge kullananların, matrah ve vergi artımından yararlanabilecekleri ayrıca belirtilmiştir.[9] Maddenin diğer bend ve fıkralarında tanımlanan suçların failleri ise hiçbir kısıtlamaya tabi olmadan kanunla sağlanan imkanların tümünden yararlanabilecektir. [10]
Bilindiği gibi, VUK’nun 359.maddesinin (b) fıkrasında tanımlanan;
1. Defter, kayıt ve belgeleri yok edenlerin,
2. Defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanların veya hiç yaprak koymayanların,
3. Sahte belge düzenleyenlerin,
6111 sayılı kanunun 3. ve 4. maddelerinde sağlanan imkanlardan yararlanmasını engelleyen bir hüküm de mevcut değildir. Bu durumda örneğin, sahte belge düzenleyerek komisyon geliri elde eden ve bu sebeple tarhiyat yapılanların, cezalarının kaldırılması ve vergilerinden de indirim yapılması mümkündür. Ancak bu kimselerin 6., 7. ve 8. maddelerde düzenlenen matrah ve vergi artırımından yararlanmaları mümkün değildir.[11] Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı, Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü tarafından veirlen bir özelgede de, sahte belge düzenleyenlerin matrah ve artırımından yararlanamayacakları şeklinde görüş verilmiştir.[12]
V- VERGİ BARIŞI İLE İLGİLİ 4811 SAYILI YASA İLE ÇIKARTILAN YASA İLE YAPILAN MATRAH ARTIRIMI HÜKÜMLERİ NASIL UYGULANMAKTAYDI?
Bilindiği gibi, 27.02.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 4811 sayılı Vergi Barışı Kanununda da benzer şekilde vergi indirimi, cezaların silinmesi ve matrah artırımı imkanları sağlanmıştır. 4811 sayılı Kanunun 7., 8. ve 9. maddelerinde matrah artırımı düzenlenmiş, “Uygulanmayacak Hükümler” başlıklı 14.maddesinde ise 6111 sayılı Torba Kanunda bulunmayan önemli düzenlemeler bulunmaktadır.
Anımsanacağı üzere, 2003 yılı nisan ayında uygulanan; 4811 sayılı Varlık Barışı Hakkındaki Kanunun 14.maddesinde;
1. Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinde sayılan fiilleri 31.8.2002 tarihinden önce işleyenler hakkında Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunulmaz, soruşturma aşamasında olanlar için takibat yapılmaz, açılmış bulunan kamu davaları ortadan kaldırılır ve kesinleşmiş mahkûmiyet kararları infaz edilmez.
2. Anılan Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasının (1) numaralı bendindeki "Defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler", (2) numaralı bendindeki "belgeleri sahte olarak basanlar" hakkında (1) numaralı fıkra hükümleri uygulanmaz ve bahsi geçenler bu Kanunun 7, 8 ve 9 uncu madde hükümlerinden yararlanamaz.
3. İşlenen kaçakçılık suçlarından dolayı vergi ziyaına sebebiyet verildiği hallerde, (1) numaralı fıkra hükümlerinden yararlanılabilmesi için; salınan vergi ve kesilen cezalar ile gecikme faizi ve zamlarının, bu Kanunun yürürlüğünden önce ya da bu Kanun hükümlerinden yararlanılmak suretiyle öngörülen süre ve tutarda tamamen ödenmiş olması ve bunlara karşı idari yargı yerlerinde dava açılmaması veya açılan davalardan vazgeçilmesi şarttır.
şeklinde hükümler mevcut idi.
Bilindiği gibi, 2011 yılından itibaren Türkiye’de vergi incelemeleri hakkında yeni bir süreç başlamıştır. 31.12.2010 tarihinde yayımlanan 2 ayrı yönetmelik ile vergi incelemeleri, denetim planları ve sonuçları ile ilgili yeni düzenlemeler getirilmiştir.[13]
Yeni vergi inceleme yönetmeliği ve 6111 sayılı yasa hükmü ile genel tebliğ hükümleri bir bütün halinde incelendiğinde; “Defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler" ile "belgeleri sahte olarak basanlar"ın matrah artırımından ve hapis cezası ile yargılanmaktan kurtulamayacakları görülmektedir.[14] Ancak, VUK md. 359.maddede belirtilen ve suç olarak tanımlanan diğer fiilleri işleyenlerin; salınan vergi ve kesilen cezalar ile gecikme faizi ve zamlarını ödemeleri ve dava açmamaları veya açılan davalardan feragat etmeleri şartıyla, Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunulmayacağı, soruşturma aşamasında olanlar için takibat yapılmayacağı, açılmış bulunan kamu davalarının ortadan kaldırılacağı ve kesinleşmiş mahkûmiyet kararlarının infaz edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
4811 sayılı yasadaki böyle bir madde ile esas itibariyle, Kanunla sahte belge kullananlar için getirilen “vergi barışı” yasası hükmü, hapis cezası hükümlerini de dikkate alarak, af niteliğinde düzenleme yapılmıştır. Bu durumda, sahte belge kullanma suçundan yargılananların ya da mahkum olanların, Kanunda belirtilen şartlara uymaları halinde, yargılanmaları veya infazları sonlandırılmaktadır.
Bu defa, yürürlüğe girmiş olan 6111 sayılı yeni yasada (Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun) 4811 sayılı varlık barışı kanuna benzer hükümlerin konulmadığı görülmektedir.
VI-SONUÇ VE ÖNERİLER
1- 213 sayılı VUK hükümlerine göre, sahte fatura kullananlar açısından 6111 sayılı yasaya göre gelir, kurumlar, KDV ve stopaj yönünden, 2006, 2007, 2008 ve 2009 yılları için matrah artırımı yapılması olasıdır. 2005 yılı genel olarak takvim yılı esasına göre zamanaşımına uğramıştır. Dolayısıyla, 2005 ve önceki yıllar ve dönemleri için matrah artırımı söz konusu değildir.
2- Sahte fatura düzenleyenler için ise haklarında mutlak surette sahte fatura kullanma raporu bulunmalıdır. Bu gibi mükelleflerin artırımın yapıldığı yıl için sahte fatura düzenleme raporu da mevcut olması halinde sadece raporun ait olduğu yıla münhasır matrah artırımı yapılması mümkün bulunmamaktadır.
3- Sahte fatura düzenleme raporunun ve tespitin yapıldığı yıllar haricindeki yıl ve dönemler için gerekli kurum, gelir, KDV ve stopaj matrah artırımı yapılması mümkündür.[15]
4- 6111 sayılı yasanın 9/6 md hükmü ile bu kanuna bağlı olarak yürürlüğe giren 1 nolu genel tebliğ hükümleri birlikte değerlendirildiği takdirde vergi dairelerinin matrah artırımı yapan mükelleflerle “araştırma” yapması zorunludur. Böyle bir araştırma neticesinde vergi dairesi tarafından kendisine elektronik ortamda “e-beyan yoluyla” gelen matrah artırımlarının ait olduğu yıl ve dönemler dikkatle incelenerek bu dönemlere ait sahte fatura düzenleme raporlarının bulunup/bulunmadığı araştırılacaktır.
5- Vergi dairelerinin gerek dosya üzerinden ve gerekse VEDOS sistemi kapsamında 6111 sayılı kanunun 6, 7 ve 8. madde hükümlerine göre en geç 2.5.2011 tarihine kadar kendilerine gelen e-beyan yoluyla veya kağıt ortamda yapılan matrah artırım beyannameleri, VUK md.359/b kapsamında araştırılacaktır. Bu araştırma sonucunda yapılan matrah artırım bildirimlerinin tekabül ettiği dönemlerde sahte fatura düzenleme raporu olmayanların matrah artırımları kabul edilecektir.
6- 6111 sayılı kanunun 6,7 ve 8. maddelerine göre yapılacak matrah artırımları nedeniyle vergi daireleri gerekli özeni gösterip, buna göre yapılan matrah artırım bildirimlerinin eksik olup/olmadığı konusunda da araştırma yetkileri bulunmaktadır. Yine aynı şekilde yapılan matrah artırımlarının tekabül ettiği dönemlerde VEDOS sistemine göre VUK md. 359/b hükmüne uygun olarak raporun mevcut olmaması halinde mükelleflerin talepleri “uygun olarak” kabul edilecektir.
[1] 6111 sayılı kanunun 9/6 md hükmü gereğince sahte belge düzenleyenler düzenledikleri yıllarla ilgili matrah artırımından faydalanamayacaklardır. Madde hükmünde daha çok 213 sayılı VUK 359/b hükmüne atıf yapılmıştır. VUK md. 359/b hükmü gereğince; defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sayfalarını yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tümüyle veya kısmen sahte olarak tanzim edenler matrah artırımından yararlanamayacaklardır. Örneğin, 2005 yılında hakkında “sahte belge kullanma ve hem de düzenleme raporu” bulunan bir mükellef, 2006 ve izleyen yıllar için matrah artırımı yapabilir.
[2] 2 Nolu Genel Tebliğ 6.5.2011 gün ve 27926 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.
[3] 6111 sayılı yasaya bağlı olarak yürürlüğe giren 1 seri nolu genel tebliğ VI/6. bu genel tebliğ 12.3.2011 gün ve ve 27872 sayılı mük. RG’de yayınlanmıştır.
[4] Bkz. VUK md. 253
[5] Matrah artırımı aslında vergi incelemesinden kurtulmaya yönelik bir kolaylık getirmektedir. Matrah artırımı yapan mükellefler hakkında vergi incelemesi yapılsa bile ceza kesilemez. Matrah artırımı yapan mükellefler yönünden ileride defter ve belgelerinin denetim elemanına ibrazı gerektiği takdirde matrah artırımı yapılsa bile defterleri ibraz mükellefiyeti devam eder.
[6] 6111 sayılı kanun md.3
[7] Bkz. 6111 sayılı yasa md.3
[8] Gerek 6111 sayılı yasa md.9/6 hükmü ve gerekse 1 seri nolu genel tebliğ hükümlerine göre vergi dairelerine matrah artırımında bulunan mükelleflerle ilgili mükellefin tarh dosyası üzerinden veya VEDOS sistemi üzerinden araştırma yapmaları gerekmektedir. (Bkz. 1 seri nolu genel tebliğ bölüm 6/g.) 1 seri nolu genel tebliğ RG’nin 12.3.2011 gün ve 27872 mükerrer sayısında yayımlanmıştır.
[9] Sahte belge düzenleyenlerin ve haklarında bu konuda rapor bulunanların 2006 ila 2009 yılları için matrah artırımı yapmaları mümkün bulunmamaktadır. Ancak, sahte belge düzenleyenler açısından 2006 ila 2009 yılları için matrah artırımı yapılması mümkündür. Konuyla ilgili İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın vermiş olduğu özelge de bu yöndedir. Bkz. 28.0.3.2011 gün ve 2781 sayılı özelge. Aynı mahiyette Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın vermiş olduğu bir başka özelgede de aynı görüş kabul edilmiştir. Bkz. 31.03.2011 gün ve 031749 sayılı özelge.
[10] Aynı görüş için bkz. CERGİBOZAN Eda, “6111 Sayılı Yasa’da Yer Alan Vergi ve Matrah Artırımından, VUK md.359/b Kapsamında Sahte Fatura Düzenleyenlerin Yararlandırılmamaları”, Yaklaşım Dergisi, Temmuz 2011, Yıl:19, Sayı:223, s.279-283.
[11] Örneğin, 2005 ve önceki yıllarla ilgili haklarında sahte fatura düzenleme raporu bulunan veya hileli vergi suçu dolayısıyla rapor bulunan kimseler açısından, 2005 yılı zamanaşımı kapsamında olduğundan dolayı bu mükelleflerin 2006 ve izleyen yıllarda matrah artırımı yapmaları mümkün bulunmaktadır.
[12] 20.04.2011 gün ve 3608 sayılı özelge.
[13] Söz konusu yönetmelikler için bkz. RG 31.12.2010 gün ve 27802 sayılı gazete.
[14] Bilindiği gibi, 6111 sayılı yasa bir çok bakımdan bir af yasası olmasa bile, aslında bir yeniden yapılandırma ve borçların yeniden yapılandırılması yasasıdır. Sahte belge kullanımı ve düzenlenmesi açısından ceza mahkemelerinde derdest davalar hakkında bir açıklık bulunmamaktadır.
[15] 6111 sayılı yasa için bkz. 25.2.2011 gün ve 1. mük. 27857 sayılı RG.
29.11.2012
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.