YAZARLARIMIZ
Dr. Mustafa Alpaslan
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
m.alpaslan@windowslive.com



Sahte Belge Düzenleyenler ve 6111 Sayılı Yasa

I-GİRİŞ

Bilindiği üzere,  TBMM’de kabul edilerek, 25.2.2011 tarihli ve 1. mükerrer 27857 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı “torba yasa” hükümlerine göre, sahte belge düzenleyenler matrah artırımından  faydalanamayacaklardır.  Diğer taraftan, sahte belge kullananlar yönünden 6111 sayılı kanunun  6,7 ve 8. madde hükümlerine göre matrah artırımı yapılabilecektir.[1]

Biz bu çalışmada yürürlüğe girmiş olan yeni 6111 sayılı yasa  ile ilgili hükümlerin  213 sayılı VUK 359/b. maddesi kapsamındaki durumu  ve  bununla ilgili  hükümleri  ceza davalarına yansımaları  tartışmaya açılacaktır. 

Konuyla ilgili Bazı  Alacakların Yeniden Yapılandırılması  Hakkında 6111 sayılı Kanuna bağlı  1 Seri Nolu  Genel  Tebliğ 12 Mart 2011 gün ve 27872 sayılı mükerrer  Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Bu tebliğin  matrah artırımı ile ilgili  VI/6-Diğer Hususlar kısmında  yapılan açıklamalar  uyarınca: 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki "defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler" hakkında, 6111 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihten önce herhangi bir tespit yapılmış olması durumunda, bu kapsama giren mükelleflerin, Kanunun 6, 7 ve 8 inci madde hükümlerine göre matrah ve vergi artırımından yararlanmaları mümkün değildir. Bu hükmün uygulanmasında, vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporlar ile yapılan tespitler dikkate alınacaktır. hükmü bulunmaktadır.

Tebliğin bu  hükmüne göre,  artırımın  yapıldığı yıl veya yıllarla ilgili  sahte belge düzenleme raporu bulunması  zorunludur. Örneğin, bir mükellefin 2006 yılı ile ilgili sahte  belge kullanımı  raporu varsa bu  mükellef hakkında yalnızca  2006 yılı için gelir veya kurum ve KDV hakkında matrah  artırımı yapılabilir.  Yine bu mükellef  hakkında 2006 yılı için  sahte belge düzenleme raporu  varsa  bu durumda  herhangi bir vergi türü için matrah artırımı  yapılamaz.

Konuyla ilgili olarak  bakanlık  tarafından  yayınlanan  2 seri nolu  genel tebliğde de, 213 sayılı kanunun  359. maddesinin (b) fıkrasındaki fiilleri işleyenlerin 6111 sayılı kanun  6,7 ve 8. madde hükümlerine göre matrah  artırımından yararlanamayacağı gibi bu  mükelleflerin yapmış oldukları matrah artırımı  ve  vergi artırım  taleplerinin de kabul edilmemesi  ve tahakkuk eden  vergilerin  terkin edilerek  tahsil edilen  tutarların kendilerine ret ve iadesi gerekmektedir. Şeklinde 2 nolu genel tebliğde hükümler getirilmiştir.[2]

II-SAHTE FATURA TANZİM EDENLER  YÖNÜNDEN  MATRAH VE VERGİ ARTIRIMI

Konuyu  bir örnekle açıklamak gerekirse;  bir mükellefin 2006 ila 2009 yılları için  sahte belge  düzenleme  raporları mevcut değilse, bu durumda  mükellef  matrah artırımı  yapabilecek midir?

Olayımızda, sahte belge düzenleme raporu ve tespitleri artırımla ilgili 2006 ila 2009 yıllarında mevcut  bir rapor olmadığı için 6111 sayılı kanunun  6,7 ve 8. madde hükümlerine göre  matrah  artırımı yapılması  mümkün olacaktır.

Yeri gelmişken belirtilmesi gereken bir hususta şudur: matrah artırımının  yapıldığı yıllar ve dönemler önem  taşımaktadır. Örneğin, zamanaşımına uğramış bir yıl için matrah artırımı yapılamamaktadır.  Artırımın  yapıldığı  dönemlerin ve yılların  mutlak  surette 2006, 2007, 2008 ve  2009 yıllarını kapsaması  zorunludur. Ayrıca 2010 yılı için ise, matrah artırımı  yapılması olanaksızdır.   Bu yılların da ayrıca kendi içinde KDV yönünden  dönemleri artırılabilir.  2006 ila 2009 yılları için muhtasar yönünden matrah artırımı yapılabilir.  Sonuçta, matrah artırımının yapıldığı yıllar bazında  ve bu yılların da kendi içindeki vergi türleri, dönemleri bazında  matrah artırımlarının  yapılması  mümkündür. Tek şart artırımın yapıldığı yıl veya aylar bazındaki vergi türleri için 6111 sayılı kanunun 9/6 md hükmünde göre  “sahte fatura düzenleme raporu” bulunmamalıdır.   Ayrıca bu konuda  vergi dairelerinin  matrah artırımı yapan mükelleflerle ilgili araştırma yapma hakları mahfuzdur.

Mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairelerinin 6111 sayılı kanunun ilgili hükümlerine göre matrah artırımı yapılıp/yapılmadığı konusunda  araştırma yapmak zorundadırlar.[3]  Ayrıca, yasa hükümlerine göre  doğru  beyan edilmeyen  veya vergi hataları nedeniyle noksan  beyan edilen matrah  ve vergi  artırımı ile ilgili olarak  eksik  tahakkuk eden vergiler, ilk taksit  ödeme  süresinin sonunda tahakkuk etmiş  sayılacak ve kanunda açıklandığı şekilde tahsil edileceği bilinmelidir.

Kuşkusuz matrah artırımı  vergi incelemesi açısından  “inceleme dışı kalma” olanağını vermektedir. Öte yandan, matrah artırımı yapılan yıllarla ilgili defter ve  belgelerin yine (5) yıl saklanması gerekmektedir.  Örneğin, defter ve belgelerin mahkemelerce  bilirkişi incelemesi için istenilmesi  halinde bu  defterlerin yine sunulması  gerekecektir. Ayrıca, matrah ve vergi artırımında bulunan ve bu konuda şartları  yerine getiren mükelleflerin  defter ve belgelerin artırıma konu  vergi nevileri için kendi adlarına  cezalı tarhiyat yapılmak  maksadı ile incelenemez.  Defter  ve belgelere, diğer vergi  türleri için inceleme yapılması,  3. kişilerle ilgili olarak  karşıt incelemeler yapılması, bir hususu ispat etmek üzere  defterlerdeki kayıt ve belgelere, maddelere gereksinim duyulabilir.  Böyle bir durum karşısında da artırım yapılan  mükellefler  bu defter ve belgeleri 213 sayılı VUK’nun  ibraz hükümleri  kapsamında saklamaları, korumaları ve gerektiğinde ilgili yerlere sunmaları  söz konusu  olabilecektir. [4]

III-6111 SAYILI YASAYA GÖRE GELİR, KURUM, KDV VE STOPAJ VERGİLERİ YÖNÜNDEN  MATRAH VE VERGİ ARTIRIMINDAN YARARLANMAK MÜMKÜN OLABİLİR Mİ?

Diğer yandan, 6111 sayılı kanunun  9/6. maddesi hükümlerine göre gelir, kurumlar, KDV, stopaj vergileri yönünden  matrah artırımında bulunup/bulunmayacakları konuları irdelenerek tartışmaya açılacaktır.

Yeri gelmişken hemen  belirtelim ki, matrah  artırımın yapılacağı yıllar  2006 ila 2009 yılları olup, bu yıllarla ilgili  ancak  matrah artırımı yapılabilir.  2005 yılı ve önceki yıllar ile 2010 yılı  ve izleyen yıllar  matrah artırımı kapsamında değildir.[5]  

6111 sayılı kanunun  9. maddesinin 6. bendinde yer alan  hüküm  “matrah ve vergi artırımına ilişkin  ortak hükümleri” içermektedir.  Söz konusu 9. madde hükmünün  6. bendinde  aynen  şöyle denilmektedir:

“(6) 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler”, bu Kanunun 6. 7. ve 8. madde hükümlerinden yararlanamazlar.”  Hükmü uyarınca sahte belge düzenleyenler, defterlerin  asıllarını tahrif edip, yerine başka defter veya yaprak  koyanlar matrah artırım hükümlerine göre 2006, 2007, 2008, 2009 yılları için  vergi incelemesinden kurtulmaya yönelik olarak  matrah arttırmaları  ve  vergi incelemesinden vareste tutulmaları mümkün  bulunmamaktadır.  

IV-SAHTE VE MUHTEVİYATI İTİBARİYLE YANILTICI BELGE KULLANANLAR HANGİ YILLAR İLE İLGİLİ MATRAH VE VERGİ ARTIRIMINDAN  YARARLANABİLİR

Diğer taraftan, ilgili  yıllarda yani 2006, 2007, 2008 ve 2009 yıllarında sahte veya yanıltıcı belge kullanmış mükelleflerin ise, bu   matrah  artırım hükümlerinden faydalanarak “inceleme  dışı” kalmaları mümkün görülmektedir.  Diğer yandan  eski yıllarla ilgili örneğin 2006 yılında sahte fatura kullanmış ve bu konuda da asliye ceza mahkemesinde davası  devam eden mükellefler için  yeni yasaya göre vergi mahkemesindeki davasından   vazgeçip bu kanunun 3. maddesi hükmüne göre vergi mahkemesindeki davasını  geri çekip, faydalanması halinde anaparanın yarısı 36 aya varan  taksitle ödenmesi mümkündür.  Böyle bir durumda kesilen  (3) kat veya (1) kat vergi ziyaı cezası tamamen  silinmektedir.[6]  Anaparanın yarısı TEFE/ÜFE’ye endekslenip bugüne irca edilmesi gerekmektedir. Daha sonra anaparanın yarısı + taşınan TEFE/ÜFE toplamı 36 taksite bölünecektir.  En son taksite kadar  düzenli ödeme halinde geri kalan kısımlar vergi dairesi tarafından  düzeltilecektir.   Taksitlerin aksaması halinde  başa dönülerek  bu yasa ihlal edilmiş sayılacaktır.

Görüldüğü gibi bu  yasa şartlı bir yasa olup, tamamıyla ödemeye bağlıdır. Madde hükümlerinin ihlal edilmemesi gereklidir.[7] Aynı şekilde davaların  Danıştay’da ve Bölge İdare Mahkemesinde de derdest olması  durumunda da yukarıdaki açıklamalarımız aynen  geçerlidir.  Burada da yine kanun  hükmü madde 3 den faydalanılması istemi  ve davaların geri çekilmesi gerekir. Buna uygun da ödemelerin düzenli yapılması  zorunludur.  Asliye ceza mahkemesindeki süren davaların  ve  varsa Yargıtay’a intikal  etmiş  davaların  dosyalarına  bu yeni af yasasından  faydalanıldığına ilişkin  bilgi verilmesi yararlı olacaktır.

Buna göre, kanunun 9.maddesinin (6) nolu fıkrasında; 213 sayılı VUK’nun 359.maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler”in, kanunun 6., 7. ve 8. maddelerinde düzenlenen matrah ve vergi artırımından yararlanamayacakları belirtilmiştir.[8] Madde gerekçesinde ise, sahte belge kullananların, matrah ve vergi artımından yararlanabilecekleri ayrıca belirtilmiştir.[9] Maddenin diğer bend ve fıkralarında tanımlanan suçların failleri ise hiçbir kısıtlamaya tabi olmadan kanunla sağlanan imkanların tümünden yararlanabilecektir. [10]

Bilindiği gibi, VUK’nun 359.maddesinin (b) fıkrasında tanımlanan;

1.      Defter, kayıt ve belgeleri yok edenlerin,

2.      Defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanların veya hiç yaprak koymayanların,

3.      Sahte belge düzenleyenlerin,

6111 sayılı kanunun 3. ve 4. maddelerinde sağlanan imkanlardan yararlanmasını engelleyen bir hüküm de mevcut değildir. Bu durumda örneğin, sahte belge düzenleyerek komisyon geliri elde eden ve bu sebeple tarhiyat yapılanların, cezalarının kaldırılması ve vergilerinden de indirim yapılması mümkündür. Ancak bu kimselerin 6., 7. ve 8. maddelerde düzenlenen matrah ve vergi artırımından yararlanmaları mümkün değildir.[11] Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı, Mükellef Hizmetleri  Gelir Vergileri  Grup Müdürlüğü tarafından  veirlen bir özelgede de, sahte belge düzenleyenlerin matrah ve artırımından  yararlanamayacakları  şeklinde görüş  verilmiştir.[12]

V- VERGİ BARIŞI İLE İLGİLİ 4811 SAYILI  YASA İLE ÇIKARTILAN YASA İLE YAPILAN MATRAH ARTIRIMI HÜKÜMLERİ NASIL UYGULANMAKTAYDI?

Bilindiği gibi, 27.02.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 4811 sayılı Vergi Barışı Kanununda da benzer şekilde vergi indirimi, cezaların silinmesi ve matrah artırımı imkanları sağlanmıştır. 4811 sayılı Kanunun 7., 8. ve 9. maddelerinde matrah artırımı düzenlenmiş, “Uygulanmayacak Hükümler” başlıklı 14.maddesinde ise  6111 sayılı Torba Kanunda bulunmayan önemli düzenlemeler  bulunmaktadır.

Anımsanacağı üzere,  2003 yılı nisan  ayında uygulanan; 4811 sayılı  Varlık  Barışı  Hakkındaki Kanunun 14.maddesinde; 

 1. Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinde sayılan fiilleri 31.8.2002 tarihinden önce işleyenler hakkında Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunulmaz, soruşturma aşamasında olanlar için takibat yapılmaz, açılmış bulunan kamu davaları ortadan kaldırılır ve kesinleşmiş mahkûmiyet kararları infaz edilmez.

 2. Anılan Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasının (1) numaralı bendindeki "Defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler", (2) numaralı bendindeki "belgeleri sahte olarak basanlar" hakkında (1) numaralı fıkra hükümleri uygulanmaz ve bahsi geçenler bu Kanunun 7, 8 ve 9 uncu madde hükümlerinden yararlanamaz.

 3. İşlenen kaçakçılık suçlarından dolayı vergi ziyaına sebebiyet verildiği hallerde, (1) numaralı fıkra hükümlerinden yararlanılabilmesi için; salınan vergi ve kesilen cezalar ile gecikme faizi ve zamlarının, bu Kanunun yürürlüğünden önce ya da bu Kanun hükümlerinden yararlanılmak suretiyle öngörülen süre ve tutarda tamamen ödenmiş olması ve bunlara karşı idari yargı yerlerinde dava açılmaması veya açılan davalardan vazgeçilmesi şarttır.

şeklinde hükümler mevcut idi. 

Bilindiği gibi, 2011 yılından itibaren Türkiye’de vergi incelemeleri   hakkında yeni bir süreç  başlamıştır. 31.12.2010 tarihinde yayımlanan 2 ayrı yönetmelik ile vergi incelemeleri, denetim planları ve sonuçları ile ilgili  yeni  düzenlemeler  getirilmiştir.[13]

Yeni vergi inceleme yönetmeliği ve 6111 sayılı yasa  hükmü  ile genel tebliğ hükümleri bir bütün halinde incelendiğinde; “Defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler" ile "belgeleri sahte olarak basanlar"ın matrah artırımından ve hapis cezası ile yargılanmaktan kurtulamayacakları görülmektedir.[14] Ancak, VUK md. 359.maddede belirtilen ve suç olarak tanımlanan diğer fiilleri işleyenlerin; salınan vergi ve kesilen cezalar ile gecikme faizi ve zamlarını ödemeleri ve dava açmamaları veya açılan davalardan feragat etmeleri şartıyla, Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunulmayacağı, soruşturma aşamasında olanlar için takibat yapılmayacağı, açılmış bulunan kamu davalarının ortadan kaldırılacağı ve kesinleşmiş mahkûmiyet kararlarının infaz edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

4811 sayılı yasadaki böyle bir madde ile esas itibariyle, Kanunla sahte belge kullananlar için getirilen “vergi barışı” yasası hükmü, hapis cezası hükümlerini de dikkate alarak, af niteliğinde düzenleme yapılmıştır. Bu durumda, sahte belge kullanma suçundan yargılananların ya da mahkum olanların, Kanunda belirtilen şartlara uymaları halinde, yargılanmaları veya infazları sonlandırılmaktadır.

Bu defa,  yürürlüğe girmiş olan 6111 sayılı  yeni yasada (Bazı Alacakların Yeniden  Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun  ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun)   4811 sayılı varlık barışı kanuna benzer hükümlerin konulmadığı  görülmektedir.  

VI-SONUÇ VE ÖNERİLER

1- 213 sayılı VUK hükümlerine göre, sahte fatura kullananlar  açısından   6111 sayılı yasaya göre  gelir, kurumlar, KDV ve stopaj yönünden, 2006, 2007, 2008  ve 2009 yılları için   matrah artırımı  yapılması  olasıdır.  2005 yılı genel olarak takvim yılı  esasına göre zamanaşımına uğramıştır. Dolayısıyla,  2005 ve önceki  yıllar ve dönemleri  için matrah  artırımı söz konusu değildir.  

2- Sahte  fatura düzenleyenler için ise haklarında mutlak surette  sahte fatura kullanma raporu bulunmalıdır.  Bu gibi mükelleflerin  artırımın yapıldığı yıl için  sahte fatura düzenleme raporu da mevcut olması halinde  sadece  raporun ait olduğu yıla münhasır  matrah artırımı yapılması mümkün bulunmamaktadır.

3- Sahte fatura düzenleme raporunun  ve tespitin yapıldığı  yıllar haricindeki yıl ve dönemler için gerekli kurum, gelir, KDV ve stopaj  matrah artırımı  yapılması  mümkündür.[15]

4- 6111 sayılı  yasanın  9/6 md hükmü ile bu kanuna bağlı olarak yürürlüğe giren  1 nolu genel tebliğ hükümleri birlikte  değerlendirildiği  takdirde  vergi dairelerinin  matrah artırımı  yapan mükelleflerle “araştırma” yapması zorunludur.  Böyle bir araştırma neticesinde vergi dairesi  tarafından  kendisine  elektronik  ortamda  “e-beyan yoluyla”  gelen  matrah artırımlarının  ait olduğu yıl ve dönemler dikkatle incelenerek bu dönemlere ait sahte fatura düzenleme raporlarının bulunup/bulunmadığı araştırılacaktır.

5- Vergi dairelerinin gerek  dosya üzerinden  ve gerekse VEDOS sistemi kapsamında  6111 sayılı kanunun 6, 7 ve 8. madde hükümlerine göre  en geç 2.5.2011 tarihine kadar  kendilerine gelen e-beyan yoluyla  veya kağıt ortamda yapılan  matrah artırım  beyannameleri, VUK md.359/b kapsamında  araştırılacaktır.  Bu  araştırma sonucunda yapılan  matrah  artırım  bildirimlerinin tekabül ettiği dönemlerde sahte fatura düzenleme  raporu olmayanların matrah artırımları kabul edilecektir. 

6- 6111 sayılı  kanunun 6,7 ve 8. maddelerine göre  yapılacak  matrah artırımları nedeniyle vergi daireleri  gerekli özeni gösterip, buna göre  yapılan  matrah  artırım bildirimlerinin eksik olup/olmadığı konusunda da  araştırma yetkileri  bulunmaktadır. Yine aynı  şekilde yapılan  matrah artırımlarının   tekabül ettiği  dönemlerde VEDOS sistemine göre VUK md. 359/b hükmüne uygun olarak raporun mevcut olmaması  halinde  mükelleflerin talepleri “uygun olarak” kabul  edilecektir.


[1] 6111 sayılı kanunun 9/6 md hükmü gereğince  sahte belge düzenleyenler  düzenledikleri yıllarla ilgili  matrah artırımından faydalanamayacaklardır.  Madde hükmünde daha çok  213 sayılı VUK 359/b  hükmüne atıf yapılmıştır.  VUK md. 359/b hükmü gereğince;  defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter  sayfalarını  yok ederek  yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin  asıl veya suretlerini  tümüyle veya kısmen  sahte olarak  tanzim  edenler matrah artırımından  yararlanamayacaklardır. Örneğin,  2005 yılında  hakkında  “sahte belge  kullanma ve hem de düzenleme raporu”  bulunan bir mükellef, 2006 ve izleyen  yıllar için  matrah artırımı  yapabilir. 

[2] 2 Nolu Genel Tebliğ  6.5.2011 gün ve  27926 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

[3] 6111 sayılı yasaya bağlı olarak yürürlüğe giren 1 seri nolu genel tebliğ VI/6. bu genel tebliğ 12.3.2011 gün ve ve 27872 sayılı mük. RG’de yayınlanmıştır.

[4] Bkz. VUK md. 253

[5] Matrah artırımı  aslında  vergi incelemesinden   kurtulmaya  yönelik bir kolaylık getirmektedir.  Matrah artırımı  yapan mükellefler hakkında vergi incelemesi  yapılsa bile  ceza kesilemez.  Matrah artırımı yapan mükellefler yönünden  ileride defter ve belgelerinin denetim elemanına ibrazı  gerektiği takdirde  matrah artırımı  yapılsa bile defterleri ibraz mükellefiyeti devam eder. 

[6] 6111 sayılı kanun md.3

[7] Bkz. 6111 sayılı yasa md.3

[8] Gerek 6111 sayılı yasa md.9/6 hükmü ve gerekse 1 seri nolu genel tebliğ hükümlerine göre  vergi dairelerine matrah artırımında bulunan mükelleflerle ilgili mükellefin  tarh  dosyası üzerinden  veya VEDOS sistemi üzerinden  araştırma yapmaları gerekmektedir.  (Bkz. 1 seri nolu genel tebliğ bölüm 6/g.) 1 seri nolu genel tebliğ RG’nin 12.3.2011 gün ve 27872 mükerrer  sayısında yayımlanmıştır.

[9] Sahte belge düzenleyenlerin ve haklarında bu  konuda rapor bulunanların 2006  ila 2009 yılları için matrah  artırımı  yapmaları mümkün bulunmamaktadır. Ancak,  sahte belge düzenleyenler açısından   2006 ila 2009 yılları  için  matrah artırımı  yapılması mümkündür.  Konuyla ilgili İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın  vermiş olduğu özelge de bu  yöndedir.  Bkz. 28.0.3.2011 gün ve 2781 sayılı özelge.  Aynı mahiyette Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın  vermiş olduğu bir başka özelgede de aynı  görüş  kabul edilmiştir. Bkz. 31.03.2011 gün ve 031749 sayılı  özelge.

[10] Aynı görüş için bkz. CERGİBOZAN Eda, “6111 Sayılı Yasa’da  Yer Alan Vergi ve Matrah Artırımından, VUK md.359/b Kapsamında Sahte Fatura Düzenleyenlerin Yararlandırılmamaları”, Yaklaşım Dergisi, Temmuz 2011, Yıl:19, Sayı:223, s.279-283.

[11] Örneğin, 2005  ve önceki yıllarla ilgili  haklarında sahte  fatura düzenleme raporu bulunan veya  hileli  vergi suçu  dolayısıyla rapor bulunan kimseler  açısından, 2005 yılı   zamanaşımı kapsamında  olduğundan dolayı  bu mükelleflerin 2006  ve izleyen yıllarda matrah artırımı yapmaları mümkün bulunmaktadır.

[12] 20.04.2011 gün ve 3608 sayılı  özelge. 

[13] Söz konusu  yönetmelikler için  bkz. RG 31.12.2010 gün ve 27802 sayılı  gazete.

[14] Bilindiği gibi, 6111 sayılı yasa bir çok bakımdan  bir af  yasası  olmasa bile, aslında bir yeniden yapılandırma ve borçların yeniden yapılandırılması  yasasıdır. Sahte belge kullanımı ve düzenlenmesi açısından  ceza mahkemelerinde derdest davalar  hakkında bir açıklık   bulunmamaktadır.

[15] 6111 sayılı yasa için  bkz. 25.2.2011 gün ve 1. mük. 27857 sayılı  RG.

29.11.2012

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
     Ayrıntılar için tıklayın.

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM