Yüksek Mahkeme Danıştay tarafından verilen pek çok kökleşmiş kararlar gereğince vergi idaresi uygulamalarını ısrarla tekrar etmek yerine, bu kararlara göre idare uygulamalarını düzeltmesi gerekmektedir. Bilindiği gibi, gerek Anayasa ve gerekse Yüksek Yargı organı Danıştay tarafından muhtelif tarihlerde vergi uyuşmazlıkları hakkında verilen ve kökleşmiş hale gelen yargı kararlarına idareler uymak zorundadır. Bu zorunluluk yukarıda belirtildiği gibi Anayasamızın ilgili hükümlerinden kaynaklandığı gibi diğer yandan 2577 sayılı İYUK’ nun ilgili 28. mad. göre de bu durum idarelerce uyulması gereken temel bir zorunluluk mahiyeti taşımaktadır. Aşağıda yer verilen uygulamada ortaya çıkan çeşitli vergi cezalarıyla ilgili idarenin uygulamaları yargı aşamasında eleştiriye konu edilip, mahkeme kararları gereğince vergi cezaları iptal edilmektedir. İdarenin benzeri uygulamaları yargı tarafından sıkça iptal edilen uygulamaya ilişkin örnekler aşağıda gösterilmiştir.
Müstakar hale gelen yargı kararları sonucu kaldırılan muhtelif vergi cezaları ile ilgili olarak idare ile mükellefler arasında gereksiz ihtilaflara ve idarenin gereksiz yere yargılama gideri ödemesine olanak vermemek için geçmişe matuf vergi kaydı açılan ve mükellefiyet tesis edilenlere elektronik ortamda beyanname ve bildirimlerin verilmemesi dolayısıyla, söz konusu beyanname ve bildirim verilmeyen dönemlere ilişkin olarak Kanunun mük. 355. Mad. uyarında özel usulsüzlük cezası veya yine VUK mad. 352 mad. göre usulsüzlük cezası kesilmemesi gerekir.
Keza, yine yukarıda yer verilen geçmişe matuf olarak açılan vergi kayıtları dolayısıyla form Ba ile Form Bs bildirimlerinin verilmediği iddiasıyla özel usulsüzlük cezası kesilmemesi icap etmektedir.
Öte yandan, mahkeme kararları gereğince açılan dava konusu işlemin idare tarafından infazı kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde idare tarafından infazı yani kararın gereklerinin yerine getirilmesi Anayasal zorunluluktur. Mahkeme kararını uygulamayan ilgili kurumlar veya kurum yetkilileri mükelleflerin uğradığı zararlardan şahsen sorumludurlar. Bazı hallerde açılan dava ve verilen mahkeme kararı sonucu idare işlemini eksik veya noksan olarak yerine getirebilmektedir. Bu gibi durumlarda açılan dava ile verilen kararın gereklerinin somut olarak tespit edilmesi ve “Mahkeme kararının sonucunda yer alan hükme göre” işlem tesisi temel bir zorunluluktur.
Gerek Covid-19 sürecinde ve gerekse uygulamaya konulan muhtelif af yasaları uygulamaları sonucunda çeşitli tebligat işlemlerinden dolayı mükelleflerin gereksiz yere ağır cezalarla karşı karşıya geldikleri bilinmektedir. Elektronik tebligat nedeni ile de muhtelif zamanlarda (Covid-19 salgın hastalığının hüküm sürdüğü dönemler dahil) mükelleflerin muhtelif cezalara maruz kaldıkları bilinmektedir.
Sonuç olarak, vergisel uyuşmazlığını yargıya taşıyan mükelleflerin sonuçta karara bağlanan davalarla ilgili problemini idareye ifade edememe zaafiyeti nedeni ile lehine yargı kararının hükme bağlanması dahi problemi çözememektedir.
13.04.2022
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.