YAZARLARIMIZ
Dr. Mustafa Alpaslan
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
m.alpaslan@windowslive.com



3568 Sayılı Yasaya Göre Unvan Almış Meslek Mensubunun Vefatı

Bilindiği üzere, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebecilik Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu hükümlerine göre ruhsat almış meslek  mensubunun ölümü halinde  işi terk etmiş sayılmaktadır.  213 sayılı VUK  373. md hükmüne göre ölüm işi terk  sayılmaktadır.  Ve ölüm halinde de vergi cezası  düşmektedir.

Ölüm  dolayısıyla  meslek  mensubunun devam etmekte olan bütün  soruşturmaları, davaları ve  disiplin ile ilgili bütün  takibatları son  bulur.

Diğer yandan,  asıl konumuz 3568 sayılı yasaya göre unvan almış  bir meslek  mensubunun ölümü durumunda ne gibi işlemlerin yapılması  gerektiği konuları  aşağıda  tartışılacaktır.

Öncelikle belirtmek  gerekirse 3568 sayılı yasaya göre ruhsat almış meslek  mensubunun ölümü halinde buna düşen görevlerin kim  veya kimler tarafından  yerine  getirileceği konusu değerlendirilecektir.  Ölüm hali  vergi kanunları  açısından  işi  terk  sayılmaktadır.  Gerçek  kişi bir tüccarın ölümü halinde  varislerine düşen görevler yasada belirtilmiştir.  Öncelikle ölen kişinin varisleri  tarafından  “veraset ilamını” süresi  içerisinde alınması  gerekecektir. Veraset  ilamının alınmasına müteakiben  bazı  yükümlülüklerin  yerine getirilmesi  lazımdır.[1]

Diğer yandan, meslek  mensubunun ölüm tarihi itibariyle mirasını kabul etmiş  varisleri  tarafından  gelir vergisi  beyannamesi 4 ay içerisinde ilgili vergi dairesine  beyannamesini verilecektir.[2]  KDV beyannameleri ise 3 ay içerisinde verilmelidir.  Meslek  mensubunun mirası  varisler tarafından  reddedilmiş ise yapılabilecek herhangi bir şey  yoktur.  Meslek  mensubunun sağlığında  sigorta yaptırmışsa ölüm nedeniyle varisleri tazminat  alabilir.

Ölüm müteakip verilecek  beyannamelerin artık  murisin almış olduğu şifreden  verilmesi söz konusu  değildir.  Bu  müşterilerin beyannamelerinin yeni  bir meslek  mensubu tarafından  ya da  ölen meslek  mensubunun   bağlı olduğu  serbest  muhasebeci mali  müşavirler odası  tarafından  görevlendirilecek  bir meslek  mensubu  tarafından  bu  görevlerin  yerine getirilmesi gerekecektir. Meslek  mensubunun ölümü halinde ilgili odaya bu durumun  bildirilmesi  gerektiği tabiidir.  Bunun üzerine ilgili oda meslek  mensubunun varisleri ile temasa geçerek  gerekli işlemleri  yerine getirecektir.  Ölen meslek  mensubunun kendi işini sürdürebilecek varislerinin bulunması  durumunda bu işi varislerin yerine getirebilmesi için 3568 sayılı yasaya göre ruhsatlarının  bulunması  zorunluluğu vardır. Ölüm dolayısıyla meslek  mensubunun  kaşe, şifre, parola, ruhsatname vs.  belgelerinin  ilgili meslek  odasına  iadesi gerekecektir.  

Meslek  mensubunun vergi beyannamelerini imzalama işini veya defter  tutma, danışmanlık vb. işlerini müşteri ile yapacağı sözleşme ile yerine getirmesi  zorunludur.  Meslek  mensubunun yaptığı sözleşme dönemi ve kapsamı içerisinde  ölüm ya da meslekten çıkartılma  veya mesleki faaliyetinin süresiz men  edilmesi  vs. sebeplerden  dolayı  faaliyetini terk etmesi durumunda  vergi beyannameleri, danışmanlık veya  diğer muhasebe hizmetleri  bir başka meslek mensubu  tarafından  yerine getirilir.  Ölen meslek  mensubunun şifresi, parolası ve kullanıcı kodu  artık kullanılamaz.  Bu  durumda sorumluluklar  belli  bir dönem için eski meslek  mensubuna  ait olacaktır.  Yeni meslek  mensubu görevi  devraldığı  tarihten itibaren de sorumluluğu başlayacaktır.[3] Ancak, meslek  mensubu ile müşteriler arasındaki iş sözleşmesinin sona erdirilmesi durumunda tarafların gerekçe göstermesi gerekir. gerekçe gösterilmediği ve ilk sözleşmeyi imzalamış  meslek  mensubu  vazgeçmedikçe vergi  beyannamesi birlikte imzalanır.  Sözleşme vergi beyannamesinin  verilme süresinden 4 ay  öncesine kadar sona erdirebilir. Bundan sonraki işlemlerde birlikte imza koşulu  zorunludur.

3568 sayılı  meslek  kanunu daha çok  bireyleri  kapsayan özel  bir yasadır.  Bu  yasaya göre mesleğin ifası meslek  mensubunun  sağlıklı  olarak çalışmasına  bağlıdır.  Meslek  mensubunun  ölümü halinde  durum  ilgili  vergi dairesi ilgili odalara bildirilmesi zorunludur.  Meslek  mensubunun ölümü halinde  elindeki mühür, TURMOB kaşesi, ruhsat, oda  faaliyet  belgeleri  ilgili  odalara veya bu  mührü veren Maliye Bakanlığına iade edilmesi zorunludur.  Dolayısıyla  odadaki çalışanlar listesindeki  adının silinmesi gerekir. ölen meslek  mensubunun  çalışmayanlar listesinde bulunması durumunda ise ölümü dolayısıyla  yine bu listeden çıkartılması  gerekir.  meslek  mensubu  hakkında  varsa açılmış disiplin koğuşturmaları  ölüm dolayısıyla sonlanır.  Veya  hakkında  kesinleşmiş bir hüküm olsa da ölüm dolayısıyla bu  karar uygulanamaz hale gelecektir.

Ölüm halinde VUK’nunda yazılı cezalardan sadece vergi   cezaları  düşer.  Uygulanacak safhaya gelmiş işyeri kapatma  cezasının para cezasına çevrilmesini talep eden mükellefin ödeme süresi içinde vefat etmesi halinde bu  ceza da düşer.[4] Ölen mükellefin işyeri kapatılmamışsa, işyeri kapatma cezası mükellefe değil işyerine uygulanan bir ceza olmasına rağmen, uygulanacak safhaya gelen bu ceza da uygulanmaz.

Kaçakçılık fiilleri nedeniyle hükmolunacak hürriyeti bağlayıcı cezalar ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun “Sanığın veya hükümlünün ölümü” başlıklı 64. maddesine istinaden   kalkmaktadır.

Söz konusu  madde “Sanığın  ölümü halinde kamu davasının düşürülmesine  karar verilir. Ancak, niteliği itibariyle  müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine  hükmolunabilir. Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz edilmemiş adli para cezalarını  ortadan kaldırır. Ancak, müsadere ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm, infaz olunur.” hükmünü  ihtiva  etmektedir. Bu durumda kaçakçılık fiili işleyen kişi adına hükmolunan  cezanın adli para cezasına çevrilmesi halinde ölümü ile bu para cezası da kalkmaktadır.

VUK md. 16 hükmüne göre, vergi yasalarında hüküm olmayan durumlarda  ölüm dolayısıyla mirası reddetmemiş kanuni mirasçılara geçen ödevlerin  yerine getirilmesinde  bildirim ve beyanname verme sürelerine  “üç ay”  ilave edilmektedir.    Aynı şekilde,  6183 sayılı AATUHK’nun  7. maddesi hükmü  uyarınca   borçlunun ölümü durumunda   mirası reddetmeyen varisler  hakkında da  yukarıda yer alan hükümler aynen uygulanacaktır.  Dolayısıyla, Türk Medeni Kanununa göre murisin mirası üç ay içinde  reddedilebilir. Yasal süre içinde  mirası reddetmek için sulh mahkemelerine başvurmayan  mirasçılar ise  mirası kayıtsız şartsız üstlenmek ve kabul etmek  zorunda kalacaktır.  Reddedilmeyen miras için ise,  alacaklı kurum ve kuruluşlar  yasal takibata  geçebilir.

Diğer taraftan,  mirası reddeden kanuni ve mansup mirasçılar hakkında, murisin vergi borcu dolayısıyla takip yapılamayacağına ilişkin yüksek mahkeme tarafından  verilmiş bir kararda bulunmaktadır.[5]   


[1] Veraset ve  intikal  vergisi beyannamesi mirasın kabulü  halinde 3 ay içerisinde ilgili vergi dairesine VİV md.  9 hükmü gereğince  verilecektir.

[2] Yıllık gelir vergisi  beyannamesi  GVK md.93 hükmü gereğince ölüm tarihinden itibaren  4  ay içinde  verilir. İlgili genel tebliğler için bkz.:89, 110, 220 ve 249.

[3] Bkz. 3568  sayılı yasa ve ilgili genel tebliğ seri no:29.

[4] TC Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünün Ankara Valiliğine yolladığı 11.1.1996 tarih ve 1851 sayılı yazı.

[5] Dnş. 4. D. nin,  21.10.2004 gün ve E:2004/1522-K:2004/2048 sayılı kararları.

19.11.2018

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM