YAZARLARIMIZ
Dr. Mustafa Alpaslan
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
m.alpaslan@windowslive.com



Borç Yapılandırma Hakkında 6111 Sayılı Yasa Tatbikatında Ortaya Çıkan Teknik Sorunlar Nelerdir?

6111 sayılı kısa adıyla  “yeni mali  yapılandırma  yasası” ile ilgili  vergi dairelerine müracaatlarda vergi dairelerinde çeşitli bürokratik engeller ile karşı karşıya gelinmektedir.  Karşılaşılan engellerden en önemlisi imza, yetki, vekalet, kaşe vs problemler ile ilgili sorunlar ortaya çıkmaktadır.

Bu çalışmamızda, ortaya çıkan sorunlar ve bu sorunlarla ilgili çözüm önerileri  getirilmeye çalışılmaktadır.

1- Dilekçelerin Verilmesi ve Bu Dilekçeler Üzerinde Yaşanan Sorunlar:

Bilindiği gibi, 6111 sayılı yasaya göre düzenlenen dilekçeler  daha çok “tip form” şeklinde düzenlenmiş ve yürürlüğe giren  1 Seri Nolu Genel Tebliğe eklice bilgisayar  ortamında dizayn edilmiş şablon dilekçelerdir. Dilekçelere baktığımızda EK:1’den başlayıp EK:22’ye kadar bir dizi  dilekçe formatı görülmektedir.

Ayrıca her ekin alt  açılımlarını içeren örneğin, EK:1/A, 1/B biçiminde de alt dilekçe formatları yer almıştır.  Bu dilekçelerin kullanılacağı madde numaraları ve ayrıntılar dilekçe üzerinde  yer alan  tablolarda  şematize edilmiştir.  Tabloların yetersizliği nedeniyle her dilekçeye ek ilave liste de eklenebilmektedir. Böylece iş; içinden çıkılmaz bir hal aldığı gibi uygulamada vergi daireleri, dilekçedeki  “imza mükellefe ait değildir” diye geri çevirmektedir.

2- Umumi Vekalet ile Mali Müşavir veya Avukatların 6111 sayılı Yasaya Göre Vergi Dairelerine Borç Yapılandırma Müracaatları:

Gerek  Avukatlık Yasası hükümlerine göre ve gerekse 3568 sayılı yasaya göre, vergi dairelerinde avukat  ve mali  müşavirlerin iş takibi yapması mümkündür.

Avukatların umumi vekalet ile  vergi davasını açması, davadan feragat etmesi ve  davaları başından sonuna kadar  her aşamada  mahkemelerde ve vergi dairelerinde takip etmesi mümkündür. Bu konuda vergi dairelerinde avukatlara yönelik  dilekçelerin engellenmesi ile ilgili  işlem yapılamaz.

Diğer yandan, 3568 sayılı yasaya göre, unvan  almış ve mükellefi ile sözleşmesi olan bütün meslek  mensupları vekaletname ile  vergi dairelerinde  iş takip etmesi, dilekçe vermesi, borç-taksitlendirme dilekçeleri sonuçlarını  takip etmesi, tebellüğ etmesi mümkündür. Bu konuda 6111 sayılı yasaya göre yeni bir vekaletname düzenlenmesine gerek yoktur.  Önceden alınmış olan  ve geçerliliğini devam ettiren umumi vekaletnameler  bu 6111 sayılı yasaya göre yapılacak işlemlerde de geçerlidir.

3- Matrah Artırımı İle İlgili İşlemler:

6111 sayılı yasanın  6,7,8 ve 9. maddelerine göre  yapılabilecek, gelir, kurumlar, KDV ve stopaj   matrah  artırımlarında  mükellefin 3568 sayılı yasaya göre unvan almış serbest muhasebecisi, mali müşaviri veya yeminli mali müşaviri şifre, parola ve kullanıcı  koduyla  bu işlemi internet vergi dairesi üzerinden  yapması mümkündür.

Diğer yandan, 3568 sayılı yasa kapsamı  dışında kalan ve mali müşaviri ile sözleşme yapma  zorunluluğu olmayan mükellefler açısından ise,  kendilerinin almış oldukları  şifreler varsa bu  şifre yardımıyla matrah artırımı yapılabilir.  Ya da şirketlerin aldıkları tüzel kişiliğe ait  internet  şifresi ile  matrah artırımı elektronik ortamda yapmaları mümkündür.

Ayrıca, kağıt ortamda da matrah artırımı ile ilgili artırımların  vergi dairelerine mükellefler bizzat giderek dilekçe verip, bu  taleplerini yapabilirler.  Örneğin geçmiş dönemle ilgili vergi  kaydı olmayan bir kişi dahi bu şekilde vergi incelemesi  riskinden kurtulmak  amacıyla vergi dairesine başvurup matrah artırımı  yapabilir.   Böyle bir mükellefin vergi dairesinden geri çevrilmesi ya da “matrah artırımı” işlemini dijital ortamda yapması ile ilgili herhangi bir zorlama söz konusu değildir. [1]

4-Kimler Matrah  Artırımı Yapamaz:

6111 sayılı  kanunun 6, 7, 8 ve 9. md hükümlerine göre  sahte fatura düzenleme raporu olanlar veya hileli vergi suçu raporu olan mükellefler matrah artırımından  yararlanamazlar.

Sahte belge kullananlar ise matrah artırımından  yararlanabilirler.  Konuyla ilgili bakanlık tarafından  verilen bir yazıda da bu durum  izah edilmiştir.[2]

5- ÖTV Konusunda Veya Kar Dağıtımı İle İlgili Tevkifat Uygulaması Yönünden Matrah Artırımı Yapılabilir Mi?

Özel Tüketim Vergisi mükellefleri bu konuda matrah artırımı   yapmaları olanaksızdır.  Yine, 2006 ila 2009 yılları için  kar dağıtımına bağlı olarak tevkifat uygulaması yönünden matrah artırımının yapılması mümkün değildir.

6- Dava Aşamasında Olan İhtilaflı Dosyaların 6111 Sayılı Kanunun 3. Maddesinden Yararlanması Hakkında Dilekçe Verilmesi Sorunu:

6111 sayılı yasanın ihtilaflı vergilerle ilgili 3. madde hükmünde yararlanmak için verilecek dilekçelerde  davanın aşamasına göre 4/A formatında form dilekçenin tanzimi zorunludur.[3]

1 Nolu ihbarnameye dava açılması  sırasında   vergi aslı ve cezalarını da ödeyerek dava açan mükellefler bu konuda mahkemeden karar çıkmadan veya karar çıktıktan sonra  6111 sayılı kanunun 3. maddesine göre faydalanıp davalarını geri çektikleri  takdirde  yapılandırma sonucunda  çıkan rakamlara göre önceden  yatırdıkları paraları geri alabilirler. (Bkz. 6111 sayılı yasa md.20/1).

Öte yandan, YMM ile tam tasdik  sözleşmesi kapsamında  daha önceki  dönemlere ilişkin rapor düzenlemiş olan mükelleflerin 6111 sayılı yasanın 10, 11 md hükümlerine göre yararlanmaları  halinde, raporu tanzim eden YMM’nin  sorumluluğu kalmayacaktır.

Diğer yandan, davanın  geri çekilmesi, davadan feragat gibi konularda ayrıca davanın devam ettiği mercie müracaat edilmesine lüzum bulunmamaktadır.  Vergi dairelerine  4/A dilekçesi ile  müracaat edilmesi halinde davanın geri çekildiği kabul edilmektedir.

Vergi daireleri, 4/A dilekçesini alıp, ihtilaflı borcu yapılandırıp, buna göre “ödeme çizelgesini” düzenleyip, mükellefe veya mükellef adına hareket eden kimseye vermektedirler.   Bu çizelgede yer alan taksit  seçeneğine göre ödemelerin eksiksiz olarak yerine getirilmesi yeterli görülmektedir.

Vergi daireleri aldıkları 4/A dilekçesinin bir örneğini ilgili mahkemeye (vergi,  bölge idare veya Danıştay)  yollamaları halinde, 6111 sayılı yasanın  3. maddesine göre mahkemelerden karar  verilmeye mahal  bulunmadığına dair kararlar  verilmektedir. Böylece, 6111 sayılı yasaya göre  davadan feragat dolayısıyla  ihtilafın esası hakkında  karar  verilmesine yer olmadığına dair kararlar  verilmektedir.[4]

7- 6111 Sayılı Yasanın Yürürlüğe Girmesinden Önce E-Haciz Yoluyla Veya  İhtirazi Kayıtla Tahsil Edilen Paraların Akıbeti:

Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce veya yasanın  yürürlüğe girdiği tarihlerde e-haciz veya başka yollarla  vergi daireleri  tarafından  tahsil edilmiş paralar mükelleflerin  6111 sayılı yasaya göre taksitlendirdiği borçlara mahsubu  yapılacaktır.

Diğer yandan, mükelleflerin vergi dairelerindeki varsa  emanet  hesaplarındaki bekleyen paraları da 6111 sayılı yasaya göre ödenecek taksit  tutarlarından mahsubu yapılacaktır.  Bu nedenle,  vergi daireleri  tarafından  verilen ödeme tabloları üzerinde yer alan  rakamların  tetkikinde yarar  görülmektedir.  Herhangi bir mükerrer  hesaplama veya hatanın  tespiti durumunda  dilekçe ile başvurup bu hatanın düzeltilmesi  mümkündür. Özellikle mahsup talebi olan mükelleflerin, iade alacağı olan mükelleflerin,  tecil-terkin talebi veya düzeltme talebi olan  mükelleflerin bu  duruma dikkat etmelerinde yarar  vardır.[5]

8- Müracaat  Süresi İçerisinde 6111 Sayılı Yasadan  Faydalananlar İçin Bu Talepten Vazgeçilmesi:

Gelir İdaresince yayımlanan 2011/1 sayılı Genelgede;

a) 6111 sayılı Kanun’un 2 ve 3. maddeleri hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunanların başvuru süresi içinde bu taleplerinden vazgeçmelerinin ya da ödeme seçeneklerini değiştirmelerinin mümkün olduğu,

b) Başvuru sırasında tahsilâta yönelik işlemler nedeniyle açılmış davalardan vazgeçileceği yönünde beyanda bulunulduğu ve bu dilekçelerin vergi dairelerince derhal davanın bulunduğu yargı merciine gönderilerek idarece de başvuruda bulunan mükelleflerle ilgili ihtilafların sürdürülmediği dikkate alındığında, Kanun’dan yararlanmak üzere başvuran mükellefler ile ilgili olarak belirtilen işlemler gerçekleştirildikten sonra ya da idarece ihtilafın sürdürülmeyerek dava açma süresinde dava açılmadığı hallerde mükelleflerin başvurularından vazgeçmelerinin mümkün olmadığı,

c) Pişmanlıkla veya kendiliğinden verilecek beyannamelere, matrah ve vergi artırımına ve stok beyanlarına ilişkin hükümlerinden yararlanmak üzere beyan ve bildirimde bulunanların, bu beyan ve bildirimlerinden vazgeçmelerinin mümkün olmadığı

izah  edilmiştir.[6]


DİPNOTLAR:
[1] (1) Seri Nolu Genel Tebliğin  V. bölümünde  konuyla ilgili ayrıntılı açıklamalar bulunmaktadır.  Bu  tebliğ, 12.3.2011 gün ve 27872 sayılı mük. RG’de yayınlanmıştır.  Örneğin bir gayrimenkul sermaye iradı sahibi,  basit usuldeki bir gelir vergisi mükellefi ya da arızi kazanç elde edenler kağıt ortamda matrah artırımı yapmaları mümkündür.
[2] Gelir İdaresi Başkanlığının yazıları: 31.03.2011 gün ve 31749 sayılı.
[3] 6111 sayılı  yasa md.3. Bu  maddeye göre 25.2.2011 tarihinden sonra tebliğ edilen mahkeme kararlarının  hükmü yoktur.
[4] 2577 sayılı İYUK md.31 ve HUMK md.91, 95.
[5] Konuyla ilgili yayımlanan 1 Seri Nolu Tebliğe ekli dilekçe 2/D incelenmelidir.
[6] Bkz. 14.3.2011 gün ve 25151 sayılı ve 2011/1 iç genelge. Yine, konuyla ilgili 22.03.2011 tarihli 2011/2 sayılı iç genelgeler.

18.04.2011

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
     Ayrıntılar için tıklayın.

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM