Bilindiği gibi, TBMM’de görüşülmekte olan 6108 sayılı Torba Yasanın son şekline gelinmiştir. Bu yasada vergi ve sigorta borçlarının yeniden yapılandırılması amaçlanmaktadır. Özellikle Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacakları yeniden yapılandırılarak tahsilatın hızlandırılması hedeflenmektedir. (Kanunun 1. maddesin “a” bendi).
Ancak, TBMM’de görüşülmekte olan tasarı süreç olarak uzamıştır. Bu zaman içerisinde vergi daireleri sürekli e-haciz uygulayarak mükellefleri ve banka hesaplarını mağduriyetlerine neden olmaktadır. Özellikle, bankalardan kredi kullanan mükellefler bankalar yönünden hesapları bloke edildiği zaman bütün ticari ilişkileri zedelenmektedir.
Aynı durum kendisine ihtiyati haciz uygulanan mükellefler yönünden bir kat daha artmış ve ihtiyati haciz, ihtiyati tahakkuk uygulamaları mükelleflerin adeta kalbine giden can damarlarını tıkar hale gelmiştir. Bilindiği gibi, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk uygulamaları çok ender durumlarda uygulanan bir yöntemdir. 6183 sayılı AATUHK’nun 9. ve 13. maddelerine temas eden durumlarda bu yönteme başvurulabilmektedir. (Amme borçlusunun adresinde bulunmayışı, edindiği malları dolaylı yollardan kaçırması, hileli işlemler yapması, yurtdışına kaçma ihtimalinin olması vs.)
Bankacılık sistemi son yıllarda önemli bir hale gelmiş, çoğu esnaf ve tüccar bankalarla normal koşullarda çalışamaz durumdadır. Zira, bankalar esnaftan, tüccardan, sanayicilerden teminat istemektedirler. Bu uygulamalar taahhüt ve inşaat sektöründe teminat mektubu alınmasında daha da önemli bir hal almaktadır.
Sonuç olarak, geldiğimiz noktada yeniden yapılandırma veya af yasası diye ifade ettiğimiz bu “bazı alacakların yeniden yapılandırmasına dair 6108 sayılı yasa” yakın zamanda yasalaşıp, Cumhurbaşkanının imzasından sonra Resmi gazetede yayımlanarak uygulamaya konulacaktır. Bu arada vergi daireleri Gelir İdaresi Başkanlığı üzerinden e-haciz uygulayarak mükelleflerin banka hesaplarına bloke tatbik etmektedirler. Böyle bir uygulama Türkiye’de mükelleflerin banka sicillerini ve Türk bankacılık sistemine telafisi güç ve tamiri imkansız maddi ve manevi zararlar vermektedir.
Mükellef nüfusunun giderek azaldığı, mükelleflerin çoğunun ise aktif ticari mükellefiyetlerini sonlandırıp, daha çok gayrimenkul sermaye iradı elde etmeye yönelik mükellefiyet biçimini tercih ettikleri görülmektedir. Aktif ticari, zirai, sınai faaliyetlerin terk edilerek mükelleflerin rantiyer kısmına geçmeleri önemli bir konudur. Geldiğimiz noktada Türkiye’de istihdam önemli bir problem haline gelmiştir. İşsizlik giderek artmaktadır. Böyle bir ortamda işsizliğin giderilmesi ve kayıtdışılığın önlenmesi en önemli problemlerimizdendir. Türkiye’de mükellef nüfusunun artırılması ve istihdamın teşvik edilmesi en önemli amaçlardan biri olmalıdır.
12.02.2011
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.