YAZARLARIMIZ
Dr. Mustafa Alpaslan
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
m.alpaslan@windowslive.com



Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin İkametgahını Ofis Olarak Kullanamayacağı

            Danıştay 8. Dairesi tarafından geçtiğimiz dönemde meslek mensuplarımızı ilgilendirir önemli bir karar tesis edilmiştir.[1]  Bu karara göre, Danıştay 8. Dairesi açılan bir dava dolayısıyla meslek mensubunun ikametgâhını aynı zamanda serbest muhasebeci mali müşavirlik ofisi olarak kullanıp, kullanılamayacağı konusunda tereddüt nedeniyle dava açılmıştır.  Açılan dava nedeniyle yargı, meslek mensubunun ofisini ve ikametgâhını aynı yerde kullanmasını mümkün olamayacağına karar vermiştir.

            Kararın dayandırıldığı gerekçeler gerçekten de isabetli olup, bizce de hukuka uyarlı gerekçeler olarak kabul edilmektedir. Şöyle ki, kararda davanın kabul edilmeyiş nedenleri olarak konut dokunulmazlığı, büro standartları, mali müşavirlik ofisleri ile ilgili ikametgâhlarının ofis olarak değerlendirilemeyeceği, mali müşavirler odalarının büro yönetmelik hükümleri, …. gibi gerekçelerle açılan dava reddedilmiştir.

            Danıştay 8. Dairesinin kararının hüküm fıkrası kısaca aşağıda olduğu gibidir:

            “Dosyanın incelenmesinden; SMMM olan davacı tarafından, kendisine ait bulunan işyerinin aynı zamanda ikametgâh olarak da kullanıldığı, İstanbul SMMM Odasının …. tarihli yazısı ile TÜRMOB Genel Kurulunca Büro Edinme Zorunluluğunun yeniden düzenlendiği, en geç 31 Aralık 2007 tarihine kadar yönetmelik hükümlerine uygun bir işyerine büronun taşınması gerektiğinin belirtildiği, yapılan yönetmelik değişiklikleriyle de ikametgâhların büro olarak kullanılması yasaklanarak, büro edinme zorunluluğu getirilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

            Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği tarafından yapılan düzenlemelerin, muhasebe mesleğinin uluslar arası standartlara uygun hale getirilmesini ve belli kurallar çerçevesinde icrasını temin etmek, yeni meslek mensuplarının yetiştirilebilmesini ve kontrolünü gereği gibi sağlayabilmek ve muhasebecilik faaliyetinin daha çağdaş şartlarda yerine getirilmesi sağlanarak hizmet kalitesini yükseltme amaçlarına yönelik olduğu, ikametgâhların büro olarak kullanılması durumunda, konut dokunulmazlığı nedeniyle gerekli denetimleri yapmanın mümkün olamayacağı ve muhasebecilik mesleğinin belli standartlara bağlanmasının zorlaşacağı açıktır.

            Bu durumda, muhasebecilik mesleğinin belli standartlara bağlanması ve gerekli denetimlerin sağlanması amacıyla yapılan düzenlemelerde kamu yararına,  hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık görülmemiştir.

            Açıklanan nedenlerle yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 500,00 TL vekâlet ücretlerinin davacıdan alınarak davalı Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğine verilmesine,  artan 16,00 TL posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, 02.12.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.”  

            Karardan çıkarılan sonuçlar aşağıda olduğu gibidir:

1-       3568 sayılı yasanın ilgili yönetmeliklerine göre bir meslek mensubunun işyerinde unvanını gösterir tabelanın bulunması ve tabelada unvanın yer alması gereklidir.

2-       Konutlar bilindiği gibi medeni kanun uyarınca oturmak ve yerleşim gayesi ile tutulan özel amaçlı meskenlerdir.

3-       Meslek mensuplarının ofislerinde yaptıkları işlerle ilgili vergi levhası, çalışma belgeleri, ruhsatnamesi, büro tescil belgesi, diploması vs. belgelerin çerçeveli ve asılı olarak bulundurması gereklidir.

4-       Meslek mensupları nezdinde yapılabilecek herhangi bir denetim sırasında konutlara dokunulması Anayasa’ca yasaklandığı için ister istemez böyle bir denetim sırasında ofis veya mesken denetim dışı yada dokunulmazlık dolayısıyla denetlenemeyecektir. Ki, kararın gerekçesinde bu durum ısrarla vurgulanmaktadır.    

5-       Konut dokunulmazlığı ve esasen bu tarz kullanımlar da dikkate alınırsa bir eşitsizlik ortaya çıkaracağı ve kamu yararı gereği 3568 sayılı yasada getirilen düzenlemelere aykırılık oluşturacağı Danıştay kararında vurgulanmıştır.

6-       Diğer taraftan, 213 sayılı VUK’nun  işe başlama ile ilgili hükümlerinde serbest meslek erbabı yönünden bir tabelanın asılması işe başlamayı göstermektedir.  Başka bir ifade ile tabelanın asılması işe başlamaya karine teşkil edecektir. Aynı şekilde,  mesleki bir dergi ya da gazetede ilanların yapılması da işe başlamanın belirtisi sayılmaktadır. [2]

7-       Son yıllarda adeta bir moda haline gelen home ofis kavramı 3568 sayılı yasa açısında adeta geçerli olmamaktadır.

 


[1] Dnş. 8. D.nin, 02.12.2008 gün ve E:2007/8372-K:2008/8091 sayılı kararları.

[2] 213 sayılı VUK md.155

27.10.2009

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM