YAZARLARIMIZ
Dr. Mustafa Alpaslan
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
m.alpaslan@windowslive.com



Ortaklar cari Hesabı ve Yeni Varlık Barışı Yasası

            10 Temmuz 2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 5917 sayılı bütçe kanunlarında yer alan “Bazı Hükümlerin İlgili Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelere Eklenmesi İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” ile varlık barışında yeni bir sayfa açılmış bulunuyor.  Bu çalışmamızda işletmelerin bilânçolarında yer alan ortaklar cari hesabındaki ortaklara borç tutarlarının  “Varlık Barışı Yasası”  uygulamasındaki durumu incelenecektir.

            İşletmelerin bilânçolarında,  ortaklar cari hesabında yer alan ortaklara borç tutarları;[1]

a)       Bankalara ilgili işletme adına yatırılması,

b)      Vergi dairelerine beyan edilerek üzerinden %5 oranında vergi ödenmesi,

c)       Bilânçonun pasifinde açılacak özel fon hesabına kaydedilmesi,

d)      Süresi içinde sermayeye ilave edilmesi,

Durumunda 5811 sayılı varlık barışı kanunu kapsamında değerlendirilecektir.[2]

            Şirketlerin veya işletmelerin mali tablolarında yer alan ortaklar cari hesabında gözüken ortaklara borç tutarlarını 5811 sayılı kanunun 3/2. maddesine göre, bankalara işletmeye veya şirket adına yatırılmak suretiyle beyan edilmesi durumunda söz konusu borç tutarları bilânçonun pasifinde açılacak olan özel fon hesabına yazılacak ve müddeti içerisinde şirket sermayesine kalbedilebilecektir. Böyle bir durumda beyan edilen tutarlar içinde 5811 sayılı kanunun 3/5 md. hükmüne göre getirilen vergisel avantajdan istifade edilebilecektir.[3]

Diğer taraftan, Türkiye içerisinde sahip olunan çeşitli varlıklara ilişkin vergi dairelerine gerekli beyanlar yapılarak bu beyanlar üzerinden %5 nispetinde vergi tarh ve tahakkuk ettirilecektir. Böylece hesaplanan vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenecektir.  Vergi ödenmediği takdirde vergi dairesi tarafından gecikme zammı alınarak tahsili yoluna gidilecektir.

Varlıkların bildirim ve beyan değeri;  gerek yurt dışında gerekse Türkiye’de bulunan varlıkların,  vergi dairelerine beyan edilmesi ile banka veya aracı kurumlara bildirilmesinde ya da yasal defterlere kaydedilmesinde, bu varlıkların rayiç bedelinin TL (01.01.2009 tarihinden itibaren TL) karşılığı dikkate alınacaktır.

Rayiç bedel, söz konusu varlıkların sahiplerince bildirim veya beyan tarihi itibariyle belirlenen alım-satım bedeli olup bu bedelin gerçek durumu yansıtmaması gerekecektir.

Döviz ve döviz cinsinden varlıklarda TC Merkez Bankası döviz alış kuru dikkate alınarak TL karşılığı beyana ve bildirme konu yapılacaktır.

            01.10.2008 tarihi itibariyle yurt dışında sahip olunan varlıklar, VUK uyarınca defter tutan mükelleflerce, istenilmesi halinde, yasal defterlere kaydedilebilecektir.

            Türkiye’de bulunan; ancak, 01.10.2008 tarihi itibariyle gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince yasal defter kayıtlarında işletmelerin özkaynakları arasında yer almayan varlıklarında ise VUK uyarınca defter tutma yükümlülüğü bulunan mükelleflerin söz konusu varlıkları yasal defterlere kaydetmeleri zorunludur.

            Bilânço esasına göre defter tutan mükellefler, 5811 sayılı kanun hükümleri uyarınca yasal defterlerine kaydettikleri kıymetleri için pasifte özel fon hesabı açacaklardır. Söz konusu hesap sermayenin cüz’ü addonulacak ve sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılmayacaktır.  Fon hesabında tutulan bu tutarlar, işletmenin tasfiye edilmesi halinde vergilendirilmeyeceği gibi GVK’nun 81. maddesi ile KVK’nun 19 ve 20. maddeleri uyarınca gerçekleşecek devir ve bölünme hallerinde de vergilendirilmeyecektir.

            Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca göstereceklerdir.  

            Öte yandan, serbest meslek erbabı tarafından veya işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler tarafından gayrimenkuller haricindeki varlıklarını öncelikle banka veya aracı kurumlardaki hesaplara yatırmaları zorunludur. Böylece, banka sistemine yatırılan varlığın kanıtlanması ve taşınmazlar ile varlıkların beyan edilen değerler üzerinden serbest meslek kazanç defteri ile işletme defterine kayıt/not edilmesi gerekmektedir.  Böylece bu varlıklar hiçbir şekilde serbest meslek erbabı tarafından veya işletme defteri sahibi tarafından herhangi bir gelir veya hasılat veya mesleki gelir gibi dikkate alınamayacaktır.[4]

            Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler;

a)       Taşınmazlar dışındaki varlıklarını öncelikle banka veya aracı kurumlardaki hesaplara yatıracaklardır.

b)      Bu varlıklar, vergi dairelerine beyan edilecek ve beyan tutarlarıyla yasal defterlere kaydedilecektir.

c)       Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde gelir unsuru olarak dikkate alınmayacaktır.

            Diğer taraftan,  vergiden muaf esnaf veya vergi dairesinde önceden mükellefiyeti bulunmayan bir kimse tarafından veya basit usulde bir mükellef tarafından varlık barışı ile ilgili işlem yapılmak istenildiği takdirde bunlar için gerekli beyanlar yapılır, banka veya aracı kurumlara paralar yatırılacaktır. Bu kişiler için başka bir şart istenilmemektedir.  Uygulamada sıkça sorulardan bir tanesi de 5811 sayılı yasa hükümlerine varlıklarını tevsik edenler ile ilgili VUK 359. madde hükmü veya bu beyanın kaçakçılık suçlarına tesiri sorulabilmektedir.  5811 sayılı yasaya göre, yapılan bildirimlerde herhangi bir şekilde vergi incelemeleri sırasında ortaya çıkabilecek sahte fatura,  belge tahrifatı,  defterlerin farklı kullanılması, değiştirilmesi, sahte belge tanzimi, fatura veya irsaliyelerin asıl örneklerinin farklı olması veya diğer şekillerde hileli vergi suçları ile ilgili bir durum tespit edildiği takdirde bunlar  hakkında 5811 sayılı yasa kurtarıcı bir kalkan özelliğini taşımamaktadır.[5]  Özetle, bu ve benzeri fiillerin tespiti halinde VUK 359. md. hükmüne göre gerekli işlemler yapılarak bu fiillerle ilgili kaçakçılığa teşebbüs suç raporları düzenlenerek Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulacaktır.  Ayrıca konu ile ilgili yerel denetim elemanları başkanlıklardan veya defterdarlıktan mütalaa alarak    konuyu Cumhuriyet Savcılıklarına bildirerek kamu davası açılmasını sağlamaktadırlar. [6]


 


[1] Bkz. Gelir İdaresi Başkanlığının 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun Uygulaması Rehberi, 2009, s.8

[2] 5811 sayılı yasa md.1

[3] 5917 sayılı yeni kanun 25.06.2009 tarihinde kabul edilmiş ve bütçe kanunlarında yer alan bazı hükümlerin ilgili kanun ve KHK eklenmesi ve bazı kanun ve KHK’lerde değişiklik yapılmasına ilişkin kanun tasarısı plan ve bütçe komisyonundaki görüşmeler sırasında ilave maddelerle bu yasadan faydalanma süresinin 30.09.2009 tarihine kadar uzatılması öngörülmüştür.

[4] Ayrıntılı bilgi için bkz. ALPASLAN Mustafa – KAYA Eda,  “Koda Düşen Şirket Yönünden Varlık Barışı Hk. 5811 Sayılı Yasa Koruma Şemsiyesi Sağlayabilir Mi?”, www.muhabetr.com.

[5] Bkz. DOĞRUSÖZ Bumin,  “Yeni Varlık Barışı”, 6.7.2009 günlü Referans Gazetesi.

[6] ALPASLAN Mustafa – KAYA Eda, Ortaklar Cari Hesaplarının Varlık Barışı Yasası İle İlgili 5811 Sayılı Kanun Uygulaması”, Yaklaşım Dergisi, Mart 2009, Sayı:195, Yıl:17, s. 142-143   

 

27.07.2009

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
     Ayrıntılar için tıklayın.

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM