YAZARLARIMIZ
Dr. Mustafa Alpaslan
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
m.alpaslan@windowslive.com



3568 Sayılı Yasaya Göre Unvan Almış Meslek Mensuplarının Yanında Çalıştırdığı Personelin İşlediği Suçlar

Bilindiği gibi, 3568 sayılı yasaya göre yayımlanan  disiplin yönetmeliği  SM, SMMM ve YMM’lerle ilgili  meslek  mensuplarının, aday meslek  mensuplarının  ve meslek  mensuplarının  istihdam  ettiği personelin işleyeceği fiiller dolayısıyla, bunlarla ilgili cezaların veya müeyyidelerini düzenleyen yönetmeliktir.[1] 

Bu  çalışmada daha çok meslek  mensuplarının  yanında istihdam  ettikleri aday meslek  mensubu, bir başka meslek  mensubu veya meslek  mensubu olmayan personelin işleyeceği  fiiller dolayısıyla  yönetmelikte yer alan  fiiller ve bu  fiillere karşılık uygulanacak  cezalar konusu   değerlendirilecektir.

3568 sayılı yasaya göre unvan almış meslek  mensuplarının  işledikleri  fiiller nedeniyle maruz  kalacakları  cezalar  yönetmelikte  belirtilmiştir.  Yönetmeliğin 4. maddesinde  belirtilen 5 tür ceza söz konusudur.   Diğer maddelerde  cezalar tek tek tanımlanmıştır.

Meslek  mensuplarının  görevleri sırasında çalıştırdıkları personelle ilgili öncelikle “istihdam eden  kimselerin” genel  sorumluluğu dolayısıyla  personelin işlediği  fiillerden  dolayı  sorumlulukları mevcuttur.

Meslek  mensuplarının  gerek  defter  tutumu ile ilgili olsun ve gerekse denetim veya müşavirliğini yaptığı firmalarla ilgili  iş sahipleri ile sözleşme yaparak  buna göre görevlerini ve hizmetlerini yerine getirmek  zorundadırlar. 

Bunun  dışında, meslek  mensupları  disiplin yönetmeliğinin 9. maddesine göre, maruz kaldıkları  cezalarla ilgili  meslekten men  cezası ile  karşı karşıya  gelebilmektedirler.  Örneğin,  5 yıl  zarfında 2 kez mesleki faaliyetten men cezası  ile cezalandırılmasından  sonra yeniden bu  cezayı gerektirir bir fiilin işlenmiş olması halinde meslek  mensubuna meslekten çıkarma cezası  verilir.   Yine, md. 9 hükmüne göre,  meslek  mensuplarının  kasten vergi ziyaına neden oldukları ile ilgili  işbu  fiillerinin mahkeme kararı ile kesinleşmesi halinde  yine meslekten men  cezası  verilir.[2]

Diğer taraftan, meslek ruhsatnamesinin bir başkasına kiraya  verilmesi, herhangi bir şekilde meslek  mensubu olmayanlara kullandırılması,  vekaletname ile  meslek  mensubu olmayanlara yetki verilerek  ruhsatların kullandırılması, mesleği bizzat yapmayıp,  yetkilerini devamlı ya da  geçici  olarak meslek  mensubu olmayan kişilere kullandırılması, kendi adına müşteri kabul etmesine,  resmi  belgelerde mühür ya da kaşesinin  kullandırılmasına izin verilmesi.. hallerde meslekten çıkarma cezası  verilmektedir.  

Örneğin,  bir meslek  mensubunun  ofisinde çalıştırdığı  sigortalı ve ücretli personelinin (aday meslek mensubu  olsun veya olmasın)  muhasebe kayıtlarının  tutulması ile ilgili yaptığı hatalar meslek  mensubunun  sorumluluğunda olduğundan, personelin işleyeceği suçlardan  dolayı  istihdam eden   kimsenin de sorumlu olacaktır.  Diğer taraftan,  bir muhasebe ve mali müşavirlik  ofisinde çalışan  personelin müşterileri ile ilgili   aldığı  emanet paralardan dolayı  hem  personel ve hem de meslek  mensubu  birlikte sorumlu olacaklardır. [3]

 


[1] Bkz. RG: 31.12.2000 gün ve 24216 sayılı.

[2] 213 sayılı VUK md.359. burada meslekten men cezası meslekten çıkarma cezası  olarak  kullanılmıştır. 

[3] Bir hizmet sözleşmesine dayansın ya da dayanmasın başkalarını çalıştıranlar, çalıştırdığı kişilerin üçüncü kişilere verdiği zararlardan kendi kusuru olmasa bile sorumludur. Şu kadar ki, zararın ortaya çıkmaması için bütün özeni gösterdiğini, ya da gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen zararın yine meydana geleceğini kanıtlamak suretiyle sorumluluktan  kurtulur. Buna “kurtuluş beyyinesi” denir. Yukarıda da belirttiğimiz üzere, bir kimsenin herhangi bir zarardan sorumlu  tutulabilmesi için genel olarak, beş unsurun bir arada bulunması gerekir.  Buna göre, 1-bir kimse tarafından ika edilmiş olan bir fiil bulunmalı, 2-bu fiil hukuka  aykırı olmalı, 3- hukuka aykırı olan fiil zararın oluşmasına neden olmalı, 4- zarara sebebiyet veren fiilin ikasındaki fail kusurlu olmalı, 5- fiil ile meydana gelen zarar arasında uygun illiyet  bağı bulunmalıdır.  Dolaysıyla bir kimsenin meydana gelen bir zarardan sorumlu tutulabilmesi için kusurunun bulunması gerekir. Bu kusurun derecesi kast ya da ihmal olabilir. İstihdam edenin sorumluluğunda ise, kusurun varlığı aranmaksızın, istihdam edenin meydana gelen zarardan sorumluluğu söz konusudur. Kanunda belirtilen şartların bir arada bulunması halinde, istihdam edenin kusuru bulunmasa dahi, sorumluluğu cihetine gidilecektir.

21.09.2013

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
     Ayrıntılar için tıklayın.

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM