5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarını Uzlaşma Yoluyla Tahsili İle İlgili Kanun 27.2.2008 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir(1). Bu yasa uyarınca vergi yargısında davası devam eden mükelleflere yeni bir uzlaşma imkanı getirilmiş olup, buna göre uzlaşanların davaları mahkemelerden geri çekilmektedir. Neticede üzerinde uzlaşılan vergi ve cezalar ise, 18 taksitte ödeme kolaylığından yararlanmaktadır.
Ancak, kendilerine 3 kat ceza kesilen mükellefler için açılmış olan davalar bu kapsamda mütalaa edilmemiştir. Bir diğer ifade ile, 213 sayılı VUK’nun 344 ve geçici 27. madde hükümlerine göre Şubat 2008 tarihinden önceki döneme ilişkin açılan davalar bu kanun kapsamına alınmamıştır(2).
Kocaeli Vergi Dairesi mükelleflerinden Danıştay 4. Dairesinde açılan bir davada mahkeme 23.12.2008 tarihinde verdiği bir ara karar ile 5736 sayılı kanunun 1 nolu tebliğini kısmen iptal etmiştir(3). Böylece 5736 sayılı yasanın uzlaşma ile ilgili kapsamı genişletilmiştir. Önümüzdeki günlerde bu kararla ilgili Maliye Bakanlığı’nın üst yargı merciine yapmış olduğu yürütme durdurma kararına ilişkin itiraz, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu tarafından incelenerek karara bağlanacaktır(4).
Öte yandan, 5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarını Uzlaşma Yoluyla Tahsili İle İlgili Kanun yürürlüğe girdiği tarihte bütün uyuşmazlıkları kapsamına almamıştır. Biraz önce de belirtildiği gibi özellikle sahte fatura kullanımı, sahte fatura tanzimi, hileli vergi suçları ve 213 sayılı VUK’nun 344. ve geçici 27. maddesi hükümleri uyarınca kesilen cezalardan kaynaklanan ihtilaflar 5736 sayılı kanunun kapsamı dışında tutulmuştur. Ancak, baktığımızda 2008 yılı itibariyle yargının bütün aşamalarında sahte fatura kullanımı ile ilgili pek çok vergi davası bulunmaktadır. Gelir idaresi bu tür davalarda taraf olarak yargıda davaları takip etmektedir. Bu tür davaların önceki aşamalarda bilhassa tarhiyat aşamasında tarhiyat öncesi veya sonrası uzlaşma komisyonlarında uzlaşmaya dahil edilmemesi önemli bir problem olarak görülmektedir. Bu tür olaylara karışan mükellefler ise kendilerine 1 kat değil, 3 kat kesilen vergi ziyaı cezalarından dolayı da mağdur olmakta ve olay uzlaşmaya konu olmadığı için mecburen vergi yargısına gitmek tek yol olarak görülmüştür. Gerek vergi mahkemeleri ve gerekse diğer Bölge İdare Mahkemeleri ve Danıştay bu konularda lüzumsuz davalardan dolayı yargı meşgul edilmektedir(5). Oysaki gelir idaresinin bu tür tarhiyatlara denetim elemanlarının yetkilerini kullanması suretiyle 1 kat ceza önermeleri durumunda uzlaşma yolu açılmış olacaktır. Böylece, gerek mükellefler ve gerekse vergi yargısı bu tarhiyatlardan dolayı da gereksiz zaman ve iş kaybı önlenmiş olacaktır.
Diğer taraftan, 3 kat kesilen vergi ziyaı cezalarından dolayı da Asliye Ceza Mahkemelerinde açılan kamu davaları bir ölçüde azaltılmış olacaktır. Denetim elemanları tarafından yazılan “teknik raporlar”, “vergi inceleme raporları” böylece 3 kat ceza yerine 1 kat kesilmesi halinde gereksiz zaman, personel ve iş kaybı önlenmiş bulunacaktır. Gelir idaresi de, önerilen 1 kat tarhiyatlarla ilgili uzlaşma imkanına kavuşmuş olacaktır.
Ayrıca, KDV uygulamasında sahte fatura kullanımı dolayısıyla koda düşen firmalar 3 kat ceza yerine 1 kat ceza uygulanması neticesinde tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılması ile beraber bu vergileri ödemesi durumunda kod uygulamasına tabi tutulmayacaktır. Dolayısıyla bu tür mükelleflerden mal alan kişiler de KDV iadelerini özel esaslar değil genel esaslara göre alabileceklerdir(6).
Sonuç olarak, önümüzdeki günlerde Danıştay 4. Dairesi tarafından, 5736 sayılı kanunun 1 seri nolu genel tebliğinin ilgili bölümü iptal edildiğinden E:2008/2836 sayılı dosya kapsamında verilen 23.12.2008 günlü ara karar Maliye Bakanlığı tarafından DVDDK’na taşınmıştır. Dava daireleri kararları merakla beklenmektedir.
DİPNOTLAR:
(1) 5736 sayılı yasa 27 Şubat 2008 gün ve 26800 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Kanuna ek olarak çıkarılan 1 Seri Nolu Genel Tebliğ ise 4.3.2008 gün ve 26806 sayılı RG’de yayımlanmıştır.
(2) Örneğin, İzmir 4. Vergi Mahkemesi tarafından verilen 12.11.2008 gün ve E:2008/941-K:2008/1337 sayılı kararda da belirtildiği gibi, mükellef tarafından açılan dava 5736 sayılı yasanın 1/2. madde hükmü uyarınca yasa kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından davacının 5736 sayılı yasa kapsamında değerlendirilmesi yönündeki isteminin reddine dair davalı idare işleminde hukuki isabetsizlik görülmemiştir.
(3) Bkz. Dnş. 4. D. Kararı E:2008/836
(4) Maliye Bakanlığı Danıştay 4. Dairesi kararının yürütülmesinin durdurulması ile ilgili itiraz yoluna gitmiştir.
(5) ASLAN Memduh, “Türk Vergi Sisteminde Cezai Yaptırımların Etkinliği”, Potansiyel Dava Konusu İnceleme Raporları, Maliye ve Hukuk Yayınları, Ekim 2008, s.222
(6) ŞENTÜRK A. Gencer, “Hukukçu Gözüyle Vergi Uygulamaları”, Fikirler-Görüşler-Çözümler, İzmir 2009, Etki Yayınları, s.122-139
02.03.2009
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.