YAZARLARIMIZ
Mustafa Akçayır
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
KGK Bağımsız Denetçi
mustafa.akcayir@mynet.com



Teknik İflas-Borca Batık Olma ve Kur Farkı Zararları

15 Eylül 2015 Tarih 30536 sayılı Resmi Gazetede 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 376 ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ yayınlanmıştır.

Esasında 6102 Sayılı TTK’nin bu maddesini özellikle bu yıl dövizli borcu olan firmaların değerlendirmeden kaynaklanan kur farkı zararları nedeniyle öz varlıklarını kaybettiklerini hepimiz biliyor ve seslendiriyorduk bu duruma karşı çıkartılan kararname ile getirilen geçici madde 1’ de 01/01/2023 tarihine kadar kur farkı zararlarının öz varlık hesabında devre dışı bırakılması getirilmiştir.

GEÇİCİ MADDE 1 – (1) 1/1/2023 tarihine kadar, Kanunun 376 ncı maddesi kapsamında sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna ilişkin yapılan hesaplamalarda, henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı zararları dikkate alınmayabilir.

Bu madde yorumuna geçmeden sermaye kaybı hesabı ve borca batığa açıklama getirelim.

SERMAYE KAYBI:

Şirketin son yıllık bilançosuna göre sermaye ve kanuni yedek akçeler tutarının 2/3'ünün zarar nedeniyle karşılıksız kalması halidir.

Hangi Bilançoyu Baz Alacağız?

- Bağımsız Denetime tabi olmayan firmalar VUK göre hesaplanmış bilançoyu;

- Bağımsız Denetime tabi firmalar Bağımsız Denetimden geçmiş bilançoyu;

- Konsolidasyona tabi firmalar sadece ana firmanın öz kaynak kalemini değil konsolide bilançodaki öz kaynak kaleminin tamamını içeren bilançodaki tutarı;

Esas almak ve hesaplamalarını bu bilanço rakamları üzerinden yapmak zorundadırlar.

Şirketin borca batık halde bulunduğu kanaatine vardıran belirtiler nelerdir?

- Şirketin seri icra ve iflas takiplerine maruz kalması

- Çalışanların ücretlerinin zamanında ödenmemesi,

- Banka ve finans kurumlarından kredi temin edilememesi,

- Vergi, sigorta, ticari borçlar gibi şirket borçlarının ödenmemesi

- Protestolu çek ve senetlerin fazlalığı.

Çıkartılan tebliğde henüz 15/09/2018 Tarihi itibariyle ifa edilmemiş olan dövizli borçlardan kaynaklanan kur farkı zararlarının 01/01/2023 e kadar ihtiyari olarak öz varlık hesabında dikkate alınmamasından bahsetmektedir.

BAHSEDİLEN TTK YA GÖRE ÖZ VARLIK HESABI YOKSA KUR FARKI ZARARLARINI YAZMAYA DEVAM EDECEĞİZ.

Yani 2018 yılı içerisinde vadesi gelerek ödediğimiz örneğin döviz kredilerinden oluşan kur farkı zararları bu hesaplamada dikkate alınmayacaktır.

Ancak ödeme listesi gereğince gelecekteki ödemelerimizi değerleyerek yazdığımız kur farkı zararları hesaplamada dikkate alınacaktır.

Aşağıda verdiğim örnekte dönem zararının içerisinde kayıtlara intikal etmiş ancak 15/09/2018 tarihi itibariyle henüz ödenmemiş tahakkuktan kaynaklanan kur farkı zararı vardır( 3.990.000 TL)

1-formül

 

Sermaye

 9.000.000,00 TL

Yasal Yedekler

 60.000,00 TL

Geçmiş Yıllar Zararları

 -1.250.000,00 TL

Dönem Zararı

- 6.000.000,00 TL

Toplam Öz kaynak Tutarı

 1.810.000,00 TL

 

15/09/2018 e kadar olan hesaplama:

Yani ((9.000.000+60.000)x2/3)=6.040.000

öz varlık 1.810,000

Öz kaynak toplamı 1.810.000 TL ile Sermaye ve yedek akçelerin toplamı olan 2/3 karşılanamamaktadır.

Sermayesinin 2/3 ünü kaybettiğinden teknik iflası söz konusudur.

15/09/2018 den sonraki hesaplama(ihtiyari)

İlkönce 6.000.000 den öz varlık hesabı için 3.990.000 TL yi düşüyoruz

Sermaye

 9.000.000,00 TL

Yasal Yedekler

 60.000,00 TL

Geçmiş Yıllar Zararları

 -1.000.000,00 TL

Dönem Zararı

- 2.010.000,00 TL

Toplam Öz kaynak Tutarı

 6.050.000,00 TL

Yani ((9.000.000+60.000)x2/3)=6.040.000 öz varlık 6.050.000TL sermayesinin 2/3 ünü koruduğundan teknik iflası söz konusu değildir.

NASIL MUHASEBELEŞTİRECEĞİZ?

Kurumlar vergisi mükellefleri açısından:

Tebliğde bu konuda bir açıklama yok ancak hesaplamada ‘’henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı zararları dikkate alınmayabilir.’’denilmekte.

Peki biz bilançomuzu olduğu gibi bırakıp özvarlığımız ters bir vaziyette veya özvarlığını kaybetmiş vaziyette sadece hesaplamalarda mı dikkate alacağız yoksa bir madde kaydı yaparak öz varlığımız düzgün hale getirecek miyiz?

Ben aksi söyleninceye kadar görüşüme göre yapılması gerekeni aktarayım.

Tebliğde dikkat edilmesi gereken bir noktada (yükümlülük) kelimesi yani varlıklardan bahsetmiyor yükümlülüklerden bahsediyor yani bilançomuzun aktif kaleminde yer alan değerlerin değerlemesinden kaynaklanan bir kur farkı zararı doğmuşsa bunu dikkate almayacağız sadece pasif kısımda yer alan dövizli yükümlülüklerimizden kaynaklanan kur farkı zararlarını dikkate alacağız.

1-Bu durumu takip eden değerleme tablolarının oluşturulması gerekir.

Basit bir örnek

 

Dövizli Borcumuz(yükümlülüğümüz)

       

 Dövizin Cinsi

 

 

 K U R

MİZAN

KUR FARKI

USD

EUR

ÖDENEN

KALAN

USD

EUR

DEĞERİ

ZARARI

               

 

Bu şekilde basit bir tablo oluşturarak yerine getirilmemiş yükümlülüklerden kaynaklanan kur farkları zararları takip edilerek zarar rakamından indirilerek öz varlık hesabı yapılabilir.

Bunu da kayıtlarımız da

Nazım hesaplarda

Gelecek aylara ait ifa etmemiş kur farkı zararı hesabı ile borç/alacak karşılaştırabilir ve öz varlık hesabı yaparken bu rakamları dikkate alırız. Hatta bu hesabı yükümlülük bazında detaylandırabiliriz.

Yalnız burada dikkat edilecek diğer husus ifa edildikçe yerine getirildikçe yukarıdaki tablonun revize edilmesi gerekir. Yani tablo ve hesaplar devamlı güncellenecek çünkü tebliğ 01/01/2023 tarihine kadar henüz ifa edilmemiş ibaresini kullanmaktadır.

Tebliğ çıktığında tahakkuk ettirerek kur farkı zararına yazdığımız tutarı yarın ödedik artık olay fiiliyata döndüğünden bu kur farkı zararıdır ve bunu hesaplamada elimine etmemiz mümkün değildir.

Kurumlar vergisi mükellefi olmayanlar açısından:

Bildiğiniz üzere Adi ortaklıklarda kurumlar vergisi mükellefi olmak ihtiyaridir. Dolayısıyla kurulmuş bulunan adi ortaklıkların tamamına yakını kurumlar vergisi mükellefi değildir ve Bilançoları yoktur kar veya zararlarını dönemsel olarak ortaklarına devrederler

Burada nasıl ortaklara hisseleri oranında kar veya zararı devrediyorsak. Devrettiğimiz kar veya zarar içerisinde bulunan KKEG leri ortaklara hisseleri oranında bildiriyorsak ifa edilmemiş tahakkukdan doğan Kur Farkı zararlarını da gene hisse oranlarında bir tablo yaparak ortaklara bildirilmesi ortaklarında bildirilen bu rakamı konsolide ederek aksi idarece yönetmeliklerle bildirilmedikçe yukarıda izah ettiğim şekilde kayıtlarına intikal ettirmesi benim şahsi görüşümdür.

Çünkü ortaklıklardan gelen zarar ortağın bilanço kaleminin içinde yer alan öz varlık hesabını etkilemektedir.

BU TEBLİĞE AŞAĞIDAKİ MADDENİNDE İLAVESİ GEREKİRDİ?

Esasında bu tebliğde 2018 yılı içerisinde şirketlerin ödenmemiş ama tahakkuk etmiş dövizli borçlarının değerlemesinden kaynaklanan kur farkı zararı nedeniyle teknik iflas durumuna düşmüş firmalara TTK ya göre hesap yaparken formül değişikliği getirmiştir.

Yapılan yapılandırma ve matrah artırımları dolayısıyla KKEG’ye atılan ve Bilançolarda zarar olarak yüksek meblağlar tutan konuya değinilmemesi noksanlıktır.

Amaç şirketlerin öz varlık hesabının formülünü değiştirmekse o zaman yapılandırmalardan kaynaklanan ve zarara atılan tutarında elimine edilmesi gerekirdi.

21.09.2018

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM