Amme alacaklarının tahsilini düzenleyen, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun 6183 sayı ile 21/7/1953 tarihinde TBMM tarafından kabul edilmiştir. 64 yıl önce yürürlüğe giren kanunda birçok defa değişiklikler yapılmış bulunmaktadır.
64 yıl önce kabul edilen bir kanunun günümüz ihtiyaçlarına cevap vermesinin imkansız olduğu aklıselim herkes tarafından kabul edilecektir. On yaşındaki bir çocuğa dikilen elbisenin, yirmi yaşına geldiğinde giydirilmeye çalışılması ve yamalarla tamirine çalışılması çok mantıklı bir iş değildir. Bu sebeplerle Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un acilen yeniden yazılması gerektiği düşüncesindeyiz.
6183 Sayılı AATUHK ödeme emri başlıklı 55 nci maddesine göre ödeme emri tebliğ edilen ve 7 gün içinde borçlarını ödemeyen veya mal bildiriminde bulunmayan vergi borçlularına aynı kanunun haciz başlıklı 62 nci maddesine göre haciz işlemi uygulanacaktır. İlgili kanunun 62 nci maddesinde “Borçlunun, mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından âmme alacağına yetecek miktarı tahsil dairesince haczolunur.” hükmü mevcuttur.
İlgili maddenin vergi borçlusu açısından bilinmesi gereken ve kanunu uygulayan vergi idaresi açısından dikkat edilmesi gereken en önemli tarafı; vergi borçlusunun alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarın haczolunması gerekir cümlesidir.
5479 sayılı Kanunla 6183 sayılı AATUHK'un 79. maddesinde yapılan değişiklik ile elektronik haciz hayatımıza girmiş bulunmaktadır. İlgili madde metninde "Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri; amme borçlusunun hak ve alacaklarının bulunabileceği bankaların şubelerine doğrudan veya mahallindeki tahsil dairesi aracılığı ile tebliğ edileceği gibi Maliye Bakanlığınca belirlenecek tutarın üzerindeki alacaklar için doğrudan bankaların genel müdürlüklerine de tebliğ edilebilir. Haciz bildirisi bankanın genel müdürlüğüne de tebliğ edilmiş ise tüm şubelerini kapsayacak şekilde beyanda bulunma yükümlülüğü bankanın genel müdürlüğüne aittir." hükmü ile elektronik haciz işlemi uygulamaya girmiştir.
Elektronik haciz projesiyle vergi idaresi; kamu alacaklarında tahsilatı hızlandırmayı, vergi gelirlerinde artış sağlamayı, kayıt dışı ekonominin önüne geçmeyi, zaman, maliyet ve özellikle personel tasarrufu sağlamayı amaçlamaktadır.
Küreselleşme, hızla değişen teknolojiye ayak uydurmak için vergi idaresi tarafından e-haciz uygulaması zamanımızda zorunlu bir hal almaktadır.
Elektronik haciz ile ilgili ikincil düzenlemeler Seri: A Sıra:1 nolu Tahsilât genel Tebliğinde yapılmıştır. Bu tebliğ hükümlerine göre;
Amme borçlusu hakkında yurt çapında malvarlığı araştırılması yapılabilmesi için amme alacağının, fer'ileri ile birlikte toplam tutarı 5.000,- lira ve üzerinde olması gerekmektedir. Ancak, mal varlığı araştırmasının elektronik ortamda yapılması durumunda takip konusu amme alacakları için tutar sınırı olmaksızın yurt çapında mal varlığı araştırması elektronik ortamda yapılabilecektir.
Elektronik haciz uygulaması ile alacaklı amme idaresi; Merkezi Kayıt Kuruluşu, banka, tapu sicil müdürlükleri ve trafik şubeleri gibi amme borçlusunun mal ve haklarının bulunabileceği bütün kurumlara elektronik haciz yazısı gönderebilmektedir.
Ancak ilgili kanuna göre alacaklı amme idaresi tarafından yapılan normal hacizler ve elektronik haciz amme borçluları için tam bir kâbus haline dönüşmüştür. Uygulamadan yaşanan bazı sıkıntıların giderilmesi amacıyla aşağıdaki tedbirlerin alınmasının ve kanun metninde değişiklikler yapılmasının gerektiği düşüncesindeyiz.
1- Elektronik haciz uygulamasında herhangi bir borç sınırı olmaması ve bankaların hesaptaki bütün paraya bloke koyması sebebiyle, amme borçluları mağdur olmaktadır.
Örnek: 30.10.2017 tarihinde A İnşaat limited şirketinin B bankasındaki hesabında 30.000.- TL parası bulunmakta ve aynı gün 15.000.- TL çek ödemesi vardır. Bu tarihte amme idaresi tarafından A inşaat limited şirketinin hesabına 3.000.- TL elektronik haciz konulmuştur.
Böyle bir durumda; banka hesaptaki paranın tamamına bloke koymakta, amme idaresine olan 3.000.- TL borcu ödeyip haczi kaldırmamakta ve şirket çek ödemesini yapamamaktadır. Hesaplarına haciz gelen veya düzenlediği çeki ödeyemeyen firmalar haliyle bankacılık sisteminden dışlanmaktadır. Bu şekilde mağdur olmuş mükellefler hazırdaki paralarını bankaya yatırmamakta, çek günü hesabını kontrol ederek yatırmakta veya çeki elden tahsil etme yoluna giderek ekonominin kayıtdışına kaymasına sebep olmaktadır. Hatta bu gibi sebeplerle bankalarla çalışmayıp tahsilat ve ödemelerini elden yapmak zorunda kalmaktadırlar.
Şu andaki elektronik haciz uygulaması, ticari hayatı olumsuz etkilemektedir. Ülkede ticaretin canlanması için değişik hamleler deneyen hükümet kendi elleriyle ticaretin zayıflamasına ve kayıt dışı ekonominin büyümesine sebep olmaktadır.
Yukarıdaki sıkıntıların ortadan kaldırılabilmesi için; elektronik hacze bir alt sınırın getirilmesi, sınırın üzerindeki alacaklara yapılan hacizlerde amme alacağının anında banka hesabından tahsil edilerek blokenin kaldırılması yönünde bir düzenleme yapılması isabetli olacaktır.
2- Kanunun 62 nci maddesinde vergi borçlusunun alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarın haczolunması gerektiği hükmü bulunmakta ve Seri: A Sıra:1 nolu Tahsilât genel Tebliğinde de alacak tutarından fazla yapılan hacizlerin kaldırılması gerektiği açıklanmaktadır.
Ancak Uygulamada; fazla yapılan hacizler alacaklı amme idaresi yetkilileri tarafından kaldırılmamakta, borcun tamamının veya bir bölümünün ödenmesinden sonra kaldırılmaktadır. Amme borçlusu banka hesabında para varken veya malvarlığının bir kısmını satıp borcunu ödemek isterken bunu başaramamaktadır.
3- Elektronik hacizle amme idaresinin iş yükünü azaltmak amaçlanırken; mali müşavirlerin, mükellefin ve amme idaresinin iş yükü yukarıdaki sebeplerle artmaktadır. Bu problemleri çözmek isteyen amme borçlusu, mali müşavirini de yanına alarak ilgili daireye gitmekte ve herkesin iş yükü artmaktadır.
Vergi sistemi ve vergi uygulamaları ekonomik sistemle ve ekonominin aktörleri ile uyumlu ve paralel bir yapıda olmalıdır. Ekonomi ve para güven ister. Devletin vatandaşına, vatandaşın da devletine güveneceği bir ortam tesis edilmelidir. Devletin vergi tahsil ederken ekonomik faaliyetlerin sekteye uğramasından ve zarar görmesinden kaçınması gerekmektedir. Devletin yaptığı bütün uygulamalar vatandaşın ticari hayatını ve yaşamını kolaylaştırıcı yönde olmalıdır.
Netice olarak şu andaki elektronik haciz uygulaması, mükellefler ve meslek mensubu arkadaşlar için bir kâbus haline dönüşmüş bulunmaktadır. Uygulamada oluşan yukarıdaki sıkıntılar yapılacak birkaç kanun maddesi değişikliği ile aşılabilecektir.
17.11.2017
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.