İşçinin hastaneden randevu alması sebebiyle iş yerinden izin alması vizite izni olarak değerlendirilir. 31.03.2010 tarihine kadar yürürlükte olan 2008 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin, Sağlık hizmeti sunucularına müracaat ve kimlik tespiti işlemleri başlıklı 3 üncü maddesinin (4) numaralı bendinde yer alan “Hizmet akdi ile bir veya daha fazla işveren tarafından çalıştırılan kişilerin, ayakta ve yatarak tedavi hizmeti sağlayan Kurumla sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına, işveren tarafından düzenlenen vizite kâğıdı ile müracaat etmeleri zorunludur.” hükmü gereği, 4/a’ya tabi sigortalıların, yani hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan sigortalıların (işçilerin) sağlık hizmet sunucularına (sağlık ocağı, hastane, tıp merkezi v.s.) acil haller dışında işveren tarafından düzenlenmiş ve imzalanmış olan vizite kağıdı ile başvurmaları gerekiyordu.
25/03/2010 tarih – 27532 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanan ve 01.04.2010 tarihinde yürürlüğe giren yeni Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği ile de hizmet akdine istinaden çalışan sigortalılar (işçiler) için sağlık hizmet sunucularına vizite kağıdı ile müracaat zorunluluğu 01.04.2010 tarihinden itibaren kaldırılmıştır. Artık hiçbir ayrım yapılmaksızın, hizmet akdine istinaden çalışanlar da dahil, herkes nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı belgelerinden biri ile sağlık hizmet sunucularına yani sağlık kuruluşlarına başvuruda bulunabilecek.
Yani işçiler hastanelere vizite kâğıdı olmadan başvurabilmektedirler.
Hastalığı veya rahatsızlığı nedeniyle doktora hastaneye gitmek isteyen işçiye işverenin izin vermek zorunda olup olmadığı yönünde tarafıma çok sorular gelmektedir
Bu konu ile ilgili 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun “Sağlık gözetimi” başlıklı 15 inci maddesinde İşçinin Sağlığını Korumak ve Gözetmek İşverenin Kanuni Borcu hükmü bulunmaktadır.
Sağlık gözetimi MADDE 15 – (1) İşveren;
a) Çalışanların işyerinde maruz kalacakları sağlık ve güvenlik risklerini dikkate alarak sağlık gözetimine tabi tutulmalarını sağlar.
b) Aşağıdaki hallerde çalışanların sağlık muayenelerinin yapılmasını sağlamak zorundadır:
1) İşe girişlerinde.
2) İş değişikliğinde.
3) İş kazası, meslek hastalığı veya sağlık nedeniyle tekrarlanan işten uzaklaşmalarından sonra işe dönüşlerinde talep etmeleri hâlinde.
4) İşin devamı süresince, çalışanın ve işin niteliği ile işyerinin tehlike sınıfına göre Bakanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla
(2) Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde çalışacaklar, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamaz. (1)
(3) (Değişik birinci cümle: 10/9/2014-6552/17 md.) Bu Kanun kapsamında alınması gereken sağlık raporları işyeri hekiminden alınır. 50’den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için ise kamu hizmet sunucuları veya aile hekimlerinden de alınabilir. Raporlara itirazlar Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hakem hastanelere yapılır, verilen kararlar kesindir. (2)
(4) Sağlık gözetiminden doğan maliyet ve bu gözetimden kaynaklı her türlü ek maliyet işverence karşılanır, çalışana yansıtılamaz.
(5) Sağlık muayenesi yaptırılan çalışanın özel hayatı ve itibarının korunması açısından sağlık bilgileri gizli tutulur.
Dolayısıyla 6331 sayılı Kanun uyarınca istisna dışındaki işyerlerinde çalıştırılacak veya görevlendirilecek işyeri hekimi tarafından çalışanların takip ve kontrolden geçirilmesini sağlamak işverenin görevidir.
20.07.2013 tarihli ve 28713 sayılı İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkındaki Yönetmelik madde 12’ye göre;
İşyeri hekimlerinin çalışma süreleri MADDE 12– (1) (Değişik: RG-18/12/2014-29209) İşyeri hekimleri, bu Yönetmelikte belirtilen görevlerini yerine getirmek için aşağıda belirtilen sürelerde görev yaparlar:
a) Az tehlikeli sınıfta yer alanlarda, çalışan başına ayda en az 5 dakika.
b) Tehlikeli sınıfta yer alanlarda, çalışan başına ayda en az 10 dakika.
c) Çok tehlikeli sınıfta yer alanlarda, çalışan başına ayda en az 15 dakika.
(2) Az tehlikeli sınıfta yer alan 2000 ve daha fazla çalışanı olan işyerlerinde her 2000 çalışan için tam gün çalışacak en az bir işyeri hekimi görevlendirilir. Çalışan sayısının 2000 sayısının tam katlarından fazla olması durumunda geriye kalan çalışan sayısı göz önünde bulundurularak birinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun yeteri kadar işyeri hekimi ek olarak görevlendirilir.
(3) Tehlikeli sınıfta yer alan (Değişik ibare: RG-18/12/2014-29209) 1000 ve daha fazla çalışanı olan işyerlerinde her (Değişik ibare: RG18/12/2014-29209) 1000 çalışan için tam gün çalışacak en az bir işyeri hekimi görevlendirilir. Çalışan sayısının (Değişik ibare: RG-18/12/2014- 29209) 1000 sayısının tam katlarından fazla olması durumunda geriye kalan çalışan sayısı göz önünde bulundurularak birinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun yeteri kadar işyeri hekimi ek olarak görevlendirilir.
(4) Çok tehlikeli sınıfta yer alan (Değişik ibare: RG-18/12/2014-29209) 750 ve daha fazla çalışanı olan işyerlerinde her (Değişik ibare: RG18/12/2014-29209) 750 çalışan için tam gün çalışacak en az bir işyeri hekimi görevlendirilir. Çalışan sayısının (Değişik ibare: RG-18/12/2014- 29209) 750 sayısının tam katlarından fazla olması durumunda geriye kalan çalışan sayısı göz önünde bulundurularak birinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun yeteri kadar işyeri hekimi ek olarak görevlendirilir.
(5) İşyeri hekiminin görevlendirilmesinde sözleşmede belirtilen süre kadar işyerinde hizmet sunulur. Birden fazla işyeri ile kısmi süreli iş sözleşmesi yapıldığı takdirde bu işyerleri arasında yolda geçen süreler haftalık kanuni çalışma süresinden sayılmaz.
(6) (Ek: RG-18/12/2014-29209) Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan ve yöneticilik görevi bulunmayan tabipler ile aile hekimleri hariç diğer işyerlerinde çalışan işyeri hekimleri tam gün çalıştığı işyeri dışında fazla çalışma yapamaz.
İşyeri hekiminin yetkileri
MADDE 10 – (1) İşyeri hekiminin yetkileriaşağıda belirtilmiştir:
a) (Mülga: RG-18/12/2014-29209)
b) İşyerinde belirlediği hayati tehlikenin ciddi ve önlenemez olması ve bu hususun acil müdahale gerektirmesi halinde işin durdurulması için işverene başvurmak.
c) Görevi gereği işyerinin bütün bölümlerinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda inceleme ve araştırma yapmak, gerekli bilgi ve belgelere ulaşmak ve çalışanlarla görüşmek.
ç) Görevinin gerektirdiği konularda işverenin bilgisi dâhilinde ilgili kurum ve kuruluşlarla işyerinin iç düzenlemelerine uygun olarak işbirliği yapmak.
(2) Tam süreli iş sözleşmesi ile görevlendirilen işyeri hekimleri, çalıştıkları işyeri ile ilgili mesleki gelişmelerini sağlamaya yönelik eğitim, seminer ve panel gibi organizasyonlara katılma hakkına sahiptir. Bu gibi organizasyonlarda geçen sürelerden bir yıl içerisinde toplam beş iş günü kadarı çalışma süresinden sayılır ve bu süreler sebebiyle işyeri hekiminin ücretinden herhangi bir kesinti yapılamaz.
İşyeri hekiminin yükümlülükleri
MADDE 11– (1) İşyeri hekimleri, bu Yönetmelikte belirtilen görevlerini yaparken, işin normal akışını mümkün olduğu kadar aksatmamak ve verimli bir çalışma ortamının sağlanmasına katkıda bulunmak, işverenin ve işyerinin meslek sırları, ekonomik ve ticari durumları hakkındaki bilgiler ile çalışanın kişisel sağlık dosyasındaki bilgileri gizli tutmakla yükümlüdürler.
(2) İşyeri hekimleri, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı, hizmet sundukları işverene karşı sorumludur.
(3) (Değişik: RG-18/12/2014-29209) İşyeri hekimleri, işverene yazılı olarak bildirdikleri iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirlerden acil durdurma gerektiren haller ile yangın, patlama, göçme, kimyasal sızıntı gibi hayati tehlike arz edenleri, belirlenecek makul bir süre içinde işveren tarafından yerine getirilmemesi hâlinde, işyerinin bağlı bulunduğu çalışma ve iş kurumu il müdürlüğüne yazılı olarak bildirmekle yükümlüdürler.
(4) İşyeri hekimi, görevlendirildiği işyerinde yapılan çalışmalara ilişkin tespit ve tavsiyeleri ile işyeri hekiminin görevleri başlıklı dokuzuncu maddede belirtilen hususlara ait çalışmalarını, iş güvenliği uzmanı ile yapılan çalışmaları ve gerekli gördüğü diğer hususları onaylı deftere yazar.
(5) İşyeri hekimi, meslek hastalığı ön tanısı koyduğu vakaları, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına sevk eder.
Bakanlıkça yetki tanınan işyeri hekimi bir kerede en fazla 2 gün istirahat verebilir,
Eğer çalışanın 2 günün üzerinde istirahat almasını gerektirecek bir durum söz konusu ise iş yeri hekimi bu durumu tespit ederek direkt ilgili uzman hekime sevk eder. Dolayısıyla daha uzun süre istirahat gerektiren rahatsızlıklarda rapor süresini sevk edilen uzman hekim belirler. Mevcut genel hükümlere göre istirahat raporlarında uygulanacak usul ve esaslar (Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği madde 39 ve Genel Sağlık Sigortası işlemleri yönetmeliği madde 17) çerçevesinde yasal bir mevzuata bağlanmıştır.
Sonuç olarak İş Kanunu’nda işverenin doktora gitmek isteyen işçiye izin vermesi gerektiğine dair bir düzenlemeye yer verilmemiş olsa bile, Rahatsızlığı nedeniyle doktora gitmek isteyen işçiye işverenin izin vermek zorunda olup olmadığı konusunda bu nedenle iş akdi feshedilmiş yani işten çıkarılmış işçilerin açtıkları davaların yargı aşamasında kendisine intikal etmesi nedeniyle Yargıtay’ın verdiği kararlarda yer almaktadır.
İlgili Yargıtay kararlarında;
Doktora gitmek isteyen işçiye izin verilmeyince işyeri yetkilisi ile tartışmış, bunun üzerine iş akdi tazminatsız feshedilmiş, Yargıtay işverence yapılan feshin haklı nedene dayanmadığına ve işçiye kıdem – ihbar tazminatı ödenmesi gerektiğine karar vermiştir
davacının amiri konumundaki kişiden ertesi gün hastaneye gitmek için izin istediği, bu isteğini belirtirken ertesi gün sevkiyat olup olmadığını sorduğu ,amirin sevkiyat olmadığını söyledikten sonra davacıya izin vermediği ,hastaneye gitmek için izin isteyen davacının talebinin kabul edilmemesi nedeniyle sinirlenmesi, sitem etmesi ve aracın kapısını çarpmasının öfke ile gerçekleştirilmiş ve anlaşılabilir bir reaksiyon olduğu , haklı talebi yerinde görülmediği için davacının gerçekleştirdiği tepkinin akdin feshi haklı nedene dayandığı kanıtlanamamıştır
Bel rahatsızlığı nedeniyle hastaneye gitmek için izin istediği halde izin verilmeyen işçi hastaneye gitmiş, doktor 3 günlük istirahat raporu vermiş, istirahat raporunu aynı gün işyerine getirmiş, kendisine iş akdinin feshedildiği bildirilmiş, Yargıtay işveren tarafından yapılan feshi haksız bularak işçiye kıdem – ihbar tazminatı ödenmesi gerektiğine karar vermiştir
davacının belinden rahatsız olduğu için Müdür ...'den izin istediğini, Müdür ... izin vermeyince davacının rahatsızlığı sebebiyle hastaneye gittiğini ve daha sonra aynı gün hastaneden aldığı raporu işyerine getirdiğini ancak muhasebeci ...’ın davacıya çıkışının verildiğini söylediğini beyan etmişlerdir.
Davacı yanın 07.11.2012 tarihli ihtarnamesinde; davacının rapor bitimi işyerine gittiğinde yanında ...'in olduğu belirtilmiştir.Davacı tanığı olarak dinlenen ... davacının raporu işyerinin sorumlu müdürü ...'a vermek istediğini, kendileri kapıda beklerken ...'ın davacıya "Burayla ilişiğin kesildi. Artık gelmene gerek yok" dediğini beyan etmiştir.
Mahkemece davacının rapor bitiminden hemen sonra işyerine gitmesine rağmen işten çıkışının verildiğinden bahisle işyerine alınmadığı, davalı işverenin 10/11/2012 tarihinden 31/12/2012 tarihine kadar devamsızlık tutanağı tutmasına rağmen davacının işyerinden çıkışını 31/12/2012 tarihinde yaptığı, uzun süre mazeretsiz olarak işe devam etmediği düşünülen işçi için tutanak tutulmasına rağmen fesih için uzun süre beklenmesinin hayatın olağan akışına aykırı ve çelişkili hareket olarak kabul edilmesinin gerektiği, davacının uzun süre davalı işyerinde çalışmasına rağmen sebepsiz olarak işten çıktığının düşünülemeyeceği, davalının ise haklı nedenle iş akdini feshettiğini ispat edemediği anlaşıldığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda mahkemece davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini ispatlayamaması nedeniyle davalı işverenin feshi haksız kabul edilerek davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmişse de davacı işçinin işverenin müteaddit defalar ihtarname göndermesine rağmen işyerine dönmediği anlaşılmakla iş akdinin işçi tarafından feshedildiğinin kabul edilmesi ve yargılama sonucunda da anlaşıldığı üzere işçilik alacaklarının ödenmediği anlaşılan davacının feshi haklı kabul edilerek kıdem tazminatı talebinin kabulü
Hastalık, analık, iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle çalışamayan işçiler, kurumca yetkilendirilmiş olan hekim veya sağlık kurulu tarafınca düzenlenen raporlar karşılığında hak kazanılan ve 5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Kanunu’nun 15, 16, 18. maddelerinde düzenlenmiş bir ödenektir
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun, 15’inci maddesinde Hastalık ve Analık Hali tanımı yapılmıştır.
Hastalık ve analık hali MADDE 15- (Değişik: 17/4/2008-5754/9 md.) 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalının, iş kazası ve meslek hastalığı dışında kalan ve iş göremezliğine neden olan rahatsızlıklar, hastalık halidir.
4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşinin, kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadının ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşinin gebeliğinin başladığı tarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik ve analık haliyle ilgili rahatsızlık ve engellilik halleri analık hali kabul edilir
Resmî Gazetede 22 Nisan 2021 günü yayınlanarak yürürlüğe giren 7316 Sayılı AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN ile analık ve hastalık raporlarında geçici iş göremezlik ödeneği (rapor parası) hesaplama yöntemi değişti.
İş kazası ve meslek hastalığı, hastalık veya analık hali nedeniyle istirahatli olan sigortalılara Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılan geçici iş göremezlik ödeneğine (rapor parasına) esas günlük kazanç, iş kazasının veya doğumun olduğu tarihten, meslek hastalığı veya hastalık halinde ise iş göremezliğin başladığı tarihten önceki on iki aydaki son üç ay içinde SGK’ya bildirilen prime esas kazançlar toplamının, bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanmakta idi.
7316 sayılı Kanunla yapılan düzenleme sonrasında iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle ödenen geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesaplanmasında herhangi bir değişiklik yapılmazken, hastalık ve analık hali nedeniyle istirahatli olan sigortalılara yapılan geçici iş göremezlik ödeneklerine esas günlük kazancın hesaplanma şeklinde iki önemli değişikliğe gidilmiştir.
Değiştirilen Kanun maddesi şöyle;
MADDE 9 – 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 17’nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve üçüncü fıkrasının (b) bendinde yer alan “üç aylık” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
Ödenek ve gelirlere esas tutulacak günlük kazanç (1) MADDE 17- (Değişik birinci fıkra:15/4/2021-7316/9 md.) İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde verilecek ödeneklerin veya bağlanacak gelirlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç; iş kazasının olduğu, meslek hastalığında ise iş göremezliğin başladığı tarihten önceki oniki aydaki son üç ay içinde; analık ve hastalık halinde ise iş göremezliğin başladığı tarihten önceki oniki aydaki 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlar toplamının, bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır. Ancak, iş göremezliğin başladığı tarihten önceki son bir yıl içerisinde 180 günden az kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olanlara hastalık ve analık halinde ödeneğe esas tutulacak günlük kazanç, iş göremezliğin başladığı tarihteki günlük prime esas kazanç alt sınırının iki katını geçemez. Oniki aylık dönemde çalışmamış ve ücret almamış olan sigortalı, çalışmaya başladığı ay içinde iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle iş göremezliğe uğrarsa verilecek ödeneklerin veya bağlanacak gelirlerin hesabına esas günlük kazanç; çalışmaya başladığı tarih ile iş göremezliğinin başladığı tarih arasındaki sürede elde ettiği prime esas günlük kazanç toplamının, çalıştığı gün sayısına bölünmesi suretiyle; çalışmaya başladığı gün iş kazasına uğraması halinde ise aynı veya emsal işte çalışan benzeri bir sigortalının günlük kazancı esas tutulur.
4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi gereği sigortalı sayılanların ödenek veya gelire esas günlük kazançlarının hesabında:
a) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki arızi ödemeler dikkate alınmış ise ödenek ve gelire esas alınacak günlük kazanç, ücret toplamının ücret alınan gün sayısına bölünmesiyle hesaplanacak günlük kazanca, %50 oranında bir ekleme yapılarak bulunan tutardan çok olamaz.
b) İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yapılan ücret, ikramiye, zam, tazminat ve bu mahiyetteki ödemelerden, ödenek ve gelirin hesabına esas alınan (…) (2) dönemden önceki aylara ilişkin olanlar dikkate alınmaz.
Meslek hastalığı, sigortalının sigortalı olarak çalıştığı son işinden ayrıldığı tarihten bir yıl geçtikten sonra meydana çıkmış ise, günlük kazancı bu son işinden ayrıldığı tarih esas alınarak yukarıdaki fıkralara göre hesaplanır.
İş kazası ile meslek hastalığı sigortasından bağlanacak gelirlere esas tutulacak aylık kazanç, yukarıdaki hükümlere göre hesaplanacak günlük kazancın otuz katıdır.
c) (Değişik: 17/4/2008-5754/11 Md.) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile (b) bendinde belirtilen muhtarlar ile aynı bendin (1), (2) ve (4) numaralı alt bentleri kapsamındaki sigortalı kadının analığı halinde, doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla, doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul gebelik halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilâve edilerek çalışmadığı her gün için,
d) (Değişik: 17/4/2008-5754/11 Md.) 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile (b) bendinde belirtilen muhtarlar ile aynı bendin (1), (2) ve (4) numaralı alt bentleri kapsamındaki sigortalı kadının, erken doğum yapması halinde doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılamayacak süreler ile isteği ve hekimin onayıyla doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışması halinde, doğum sonrası istirahat süresine eklenen süreler için, (1) geçici iş göremezlik ödeneği verilir.
(Değişik ikinci fıkra: 17/4/2008-5754/11 Md.) 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlara iş kazası veya meslek hastalığı ya da analık halinde geçici iş göremezlik ödeneği, genel sağlık sigortası dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması şartıyla yatarak tedavi süresince veya yatarak tedavi sonrası bu tedavinin gereği olarak istirahat raporu aldıkları sürede ödenir. Ancak bu maddenin birinci fıkrasının (c) bendine göre doğum öncesi ve doğum sonrası çalışmadığı sürelerde geçici iş göremezlik ödeneğinin ödenebilmesi için yatarak tedavi şartı aranmaz.
(Değişik üçüncü fıkra: 17/4/2008-5754/11 Md.) İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı kadının analığı halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği, yatarak tedavilerde 17’nci maddeye göre hesaplanacak günlük kazancının yarısı, ayaktan tedavilerde ise üçte ikisidir.
Sigorta prim ve ödeneklerinin hesabına esas tutulacak günlük kazançların alt sınırında meydana gelecek değişikliklerde, yeniden tespit edilen alt sınırın altında bir günlük kazanç üzerinden ödenek almakta bulunanların veya almaya hak kazanmış veya kazanacak olanların bu ödenekleri, günlük kazançlarının alt sınırındaki değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak değiştirilmiş günlük kazançların alt sınırına göre ödenir.
Bir sigortalıda iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinden birkaçı birleşirse, geçici iş göremezlik ödeneklerinden en yükseği verilir.
Geçici iş göremezlik ödenekleri, toplu iş sözleşmesi yapılan işyerleri ile kamu idarelerinin işverenleri tarafından Kurumca belirlenen usul ve esaslara göre Kurum adına sigortalılara ödenerek, daha sonra Kurum ile mahsuplaşmak suretiyle tahsil edilebilir.
Geçici iş göremezlik ödeneklerinin ödeme zamanı ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Bilindiği gibi rapor alan çalışanlara Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenen rapor parası, son 3 ay içinde sigorta primine esas kazançlar toplamının, bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanıyordu
Bu hesaplama şekli iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle alınacak raporlar için aynen uygulanmaya devam edecek
Yeni Kanuna göre; Sigortalılara hastalık ve analık halinde verilecek ödeneklerin veya
Bağlanacak gelirlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç 7316 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonrasında 22/4/2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, iş göremezliğin başladığı tarihten önceki oniki aydaki prime esas kazançlar toplamının bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır.
Az olanların günlük kazancı asgari ücretin iki katını geçemeyecek.
7316 sayılı Kanunla yapılan bir diğer değişiklik de hastalık ve analık halinde iş göremezlik ödeneğinin başladığı tarihten önceki son bir yıl içindeki kısa vadeli sigorta kolundan bildirilen prim gün sayıları toplamı 180 günden az olan sigortalılara yönelik yapılmıştır.
Yapılan düzenlemeyle, iş göremezliğin başladığı tarihten önceki son bir yıl içerisinde kısa vadeli sigorta prim gün sayısı 180 günden az bildirilmiş sigortalılara hastalık ve analık hali nedeniyle ödenecek geçici iş göremezliğe esas günlük kazanç, iş göremezliğin başladığı tarihteki günlük asgari ücretin iki katını geçemeyecektir.
Çalışanlara yalnızca İŞKUR tarafından Genel Sağlık Sigortası primleri ödenmiş olması çalışanın adına Malullük, Yaşlılık ve Ölüm, Kısa Vadeli Sigorta Kolları yatırılmamış olup bu çalışanların istirahat ve Analık hallerinde İş görmezlik ödeneği alma imkanları gerekli şartlar olan, 5510 sayılı Kanunun Geçici iş göremezlik ödeneği MADDE 18; iş göremezliğin başladığı tarihten önceki “İstirahatin başladığı tarihten önceki son 12 aydaki prim gün sayısı 180 günden
Az olanların günlük kazancı asgari ücretin iki katını geçemeyecek)” kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla çalışanların rahatsızlanmaları ve istirahat alma durumunda “bir yıl içinde en az doksan gün” kısa vadeli sigorta primi bildirilmemiş olması nedeniyle iş göremezliğin ödenmemesi durumunda çalışanlar mağdur olacaklardır.
Tüm dünyada ve ülkemizde yaşanan pandemi sürecinde işverenler ve çalışanlar oldukça etkilenmiş olup, özellikle çalışanlar bu süreçte ücretleri “KÇÖ” ve NÜD” oranlarına göre ödendiğinden maddi anlamda sıkıntı yaşamaktadırlar. Çalışanlara bu dönemde adına Malullük, Yaşlılık ve Ölüm, Kısa Vadeli Sigorta Kolları yatırılmamış olup; olası rahatsızlanması ve istirahat almaları durumunda ve analık hallerinde iş göremezlik ödeneği alamayacaklarından dolayı daha da mağdur olacaklarıdır.
Bu nedenle ivedi olarak bu konu ile ilgili bir düzenleme yapılarak çalışanların mağdur olmaları engellenmelidir.
İşyerine gelip işbaşı yapan işçi bir saat çalışsa dahi daha sonra viziteye çıkıp istirahat alan (Ücret Ödeme nevi Günlük olan) işçinin o güne ait SGK Primi Tahakkuku Yapılıp Ödenecek mi?
işçinin o güne ait SGK Primi Tahakkuku yapılmayıp primi de Ödenmez ise İşverenin Asgari Ücret Desteği İptal Edilecek mi?
Uygulamada, işyerine gelip işbaşı yapan bir saat dahi çalışıp daha sonra rahatsızlanıp doktora gidip istirahat raporu alan işçiyi, işverenleri tarafından “01” koduyla "istirahatli" olarak SGK’ya bildirilmekte ve birçok işveren tarafından işyerine gelip işbaşı yapıp daha sonra rahatsızlanıp hastaneye gidip rapor alan işçinin istirahat raporu aldığı günü çalışmış olarak gösterilmemekte ve ücret tahakkuku yapılmamaktadır. İşçinin işbaşı yapıp viziteye çıkıp ve raporlu olduğu gün işçinin çalışmamış olarak gösterilmesi ve o günü eksik gün olarak SGK’ya bildirilmesinin işveren açısından sonradan ilgili Kanun hükümlerince “Cezai müeyyidelere” sebep olacaktır. Bunun sebebi ise;
İşçinin işbaşı yapıp daha sonra rahatsızlanıp doktora gidip istirahat raporu aldığı gün işçinin, işyerinde çalışırken başına gelen bir olaydır. Bu gerekçe ile SGK uygulamalarında, işçinin işbaşı yapıp daha sonra rahatsızlanıp doktora gidip istirahat raporu aldığı gün sigortalı bildirilmesi gerektiği kabul edilmekte ve buna göre işlem yapılmaktadır. Diğer bir ifadeyle; işçinin işbaşı yapıp daha sonra rahatsızlanıp doktora gidip istirahat raporu aldığı o günün sigorta primi işverence kuruma ödenecektir.
işçinin işbaşı yapıp daha sonra rahatsızlanıp doktora gidip istirahat raporu aldığı gün itibariyle sigortalı gösterilmediği takdirde SGK tarafından günü çalışmış gibi kabul edilip işverenden 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun, 86'ncı maddesine göre 1 günlük ek aylık prim hizmet belgesi düzenlenmesi istenilmekte, işveren tarafından verilmediği takdirde SGK tarafından re'sen düzenlenmekte ve belge muhteviyatı prim tutarı 5510 sayılı Kanunun 88'inci ve 89'uncu maddelerine göre işverenden tahsili yoluna gidilmektedir.
İşçinin işbaşı yapıp viziteye çıktığı ve rapor günü için sigortalılık bildiriminde bulunmayan işverene; istirahat raporu aldığı günü ek aylık prim hizmet belgesinin yasal süresinde SGK verilmemesi nedeniyle, 5510 sayılı Kanunun 102'nci maddesinin birinci fıkrasının c-4 bendi gereğince brüt asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanmaktadır. Ayrıca, işverenin İşçinin işbaşı yapıp viziteye çıktığı ve istirahat raporu aldığı gününün ait olduğu aya ilişkin ücret ödeme bordrosu ile aynı aya ait yasal defter ve belgeleri, istirahat raporu aldığı güne ilişkin bir günlük çalışmayı içermemesi nedeniyle geçersiz kabul edilmekte ve işveren hakkında 5510 sayılı Kanunun 102'nci maddesinin birinci fıkrasının e-4 bendi gereğine brüt yarım asgari ücret ve e-5 bendi gereğine brüt yarım asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanmaktadır.
İş kazası geçiren işçi, kaza günü itibariyle sigortalı gösterilmediği takdirde SGK tarafından işçi kaza günü çalışmış gibi kabul edilip işverenden 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun, 86'ncı maddesine göre 1 günlük ek aylık prim hizmet belgesi düzenlenmesi istenilmekte, işveren tarafından verilmediği takdirde SGK tarafından re ‘sen düzenlenmekte ve belge muhteviyatı prim tutarı 5510 sayılı Kanunun 88'inci ve 89'uncu maddelerine göre işverenden tahsili yoluna gidilmektedir. İş Kazası Geçirilen Gün SGK’ya Bildirilmemesi Halinde Asgari Ücret Desteğinin geri alınmaması için Kurumun;
SGK Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü İşverenler Daire Başkanlığı'nın, 14.07.2017 tarihli 87838906/309-8.925.159 sayılı "İş Kazasına Uğrayan Sigortalılar İçin Asgari Ücret Desteği" başlıklı "Genel Yazısı" uygulamaya yönelik açıklama getirmiştir. Özetle yazıda; iş kazasına uğranılan andan/tarihten/günden önce işverenlerce Sosyal Sigorta yükümlülüklerinin yerine getirilmiş olması koşuluyla, iş kazasına uğranılan gün için bilahare verilen günlü ve kazançlı aylık prim ve hizmet belgelerine istinaden işverenlerin kayıt dışı sigortalı çalıştırdıklarının kabul edilmemesi, dolayısıyla işverenlerin yararlanmakta oldukları asgari ücret desteğinin durdurulmaması ve yararlanmış oldukları asgari ücret destek tutarlarının geri alınmaması, hususu belirtilmiştir
İşçinin işbaşı yapıp daha sonra rahatsızlanıp doktora gidip istirahat raporu aldığı günün “01” kodu ile istirahatli gösterilip SGK Prim günün ödenmemesi nedeniyle Kurumun işverenlerin yararlanmakta oldukları asgari ücret desteğinin durdurulması ve yararlanmış oldukları asgari ücret destek tutarlarının geri alınmaması ile ilgili Kurum tarafından herhangi bir düzenleme yapılmamış olup;
Ancak 2021 yılı asgari ücret desteğine ilişkin düzenlemelerin de bulunduğu 7333 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 28 Temmuz 2021 tarihli, 31551 Sayılı Resmî Gazete ‘de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
İlgili Kanunun hükümlerinde özellikle “Prime esas kazanç tutarının eksik bildirilmesi durumunda nasıl bir yaptırım uygulanacak” konusunda bir düzenleme yapılmış olup ilgili maddede Sigortalıların prime esas kazançlarının herhangi bir nedenle 2021/ Ocak- Aralık döneminde SGK’ya bildirilmediğinin veya eksik bildirdiğinin tespit edilmesi halinde, yararlanılan asgari ücret desteği gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte geri alınacak ve bu işyerleri asgari ücret desteğinden kalan süreler için de yararlanamayacaktır.
Ancak, ilgili ayda 2021 yılına ait aylık brüt asgari ücretin onda birini (357,75 TL) geçmeyecek tutarda eksik prime esas kazanç bildirimi yapıldığının tespiti durumunda SGK tarafından yapılacak ihtar üzerine on beş günlük süre içinde söz konusu eksikliği gideren işyerleri asgari ücret desteğinden yararlanmaya devam edebileceklerdir.
GEÇİCİ MADDE 85 –
Mevcut bir işletmenin kapatılarak değişik bir ad ve unvan altında ya da bir iş birimi olarak açılması veya yönetim ve kontrolü elinde bulunduracak şekilde doğrudan veya dolaylı ortaklık ilişkisi bulunan şirketler arasında istihdamın kaydırılması, şahıs işletmelerinde işletme sahipliğinin değiştirilmesi gibi İşsizlik Sigortası Fonu katkısından yararlanmak amacıyla muvazaalı işlem tesis ettiği anlaşılan veya sigortalıların prime esas kazançlarını 2021 yılı Ocak ila Aralık ayları/dönemi için Kuruma bildirmediği veya eksik bildirdiği tespit edilen işyerlerinden İşsizlik Sigortası Fonunca karşılanan tutar, gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte geri alınır ve bu işyerleri hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz. Ancak, ilgili ayda 2021 yılına ait aylık brüt asgari ücretin onda birini geçmeyecek tutarda eksik prime esas kazanç bildirimi yapıldığının tespiti durumunda Kurumca yapılacak ihtar üzerine on beş günlük süre içinde söz konusu eksikliği gideren işyerleri hakkında bu madde hükümleri uygulanmaya devam eder.
Bu durumda İşverenlerin yararlanmakta oldukları asgari ücret desteğinin durdurulması ve yararlanmış oldukları asgari ücret destek tutarlarının geri alınması söz konusudur. Ancak, ilgili ayda 2021 yılına ait aylık brüt asgari ücretin onda birini (357,75 TL) geçmeyecek tutarda eksik prime esas kazanç bildirimi yapıldığının tespiti durumunda SGK tarafından yapılacak ihtar üzerine on beş günlük süre içinde söz konusu eksikliği gideren işyerleri asgari ücret desteğinden yararlanmaya devam edebileceklerdir
İşçinin işbaşı yapıp daha sonra rahatsızlanıp doktora gidip istirahat raporu aldığı gün (ÜCRET ÖDEME NEVİ GÜNLÜK OLAN) işçinin, işyerinde çalışırken başına gelen bir olaydır. Bu gerekçe ile SGK uygulamalarında, işçinin işbaşı yapıp daha sonra rahatsızlanıp doktora gidip istirahat raporu aldığı gün sigortalı bildirilmesi gerektiği kabul edilmekte ve buna göre işlem yapılmaktadır. Diğer bir ifadeyle; işçinin işbaşı yapıp daha sonra rahatsızlanıp doktora gidip istirahat raporu aldığı o günün sigorta primi işverence kuruma ödenecektir
Bununla birlikte rapor alan işçinin o güne ait raporunun bildirilmemesi durumunda İşverenlerin yararlanmakta oldukları asgari ücret desteğinin durdurulması ve yararlanmış oldukları asgari ücret destek tutarlarının geri alınması söz konusudur.
08.11.2021
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.