Ülkemizde her yıl maalesef yüzlerce iş kazası yaşanmaktadır, İş kazaları, başta inşaat işyerleri olmak üzere özellikle tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çok sıkça meydana gelmektedir bu iş kazaları sonucunda yaralanan çalışanların bir kısmı çalışmaya devam edememektedirler, uzun süren tedavi süreçleri olmakta olup iş görmezlik raporlar almaktadırlar. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 13. Maddesinde İş Kazasının tanım olarak; Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olaydır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 13’üncü maddesinde iş kazasının, 14’üncü maddesinde ise meslek hastalığının tanımı yapılmıştır.
İş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması
MADDE 13- İş kazası;
a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 Md.) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) (Değişik: 17/4/2008-5754/8 Md.) Bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olay olarak tanımlanmıştır.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa Göre İş Kazası Tanımı
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesi’nin (g) bendinde iş kazası;
g) İş kazası: İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olayı, (1) (25/4/2013 tarihli ve 6462 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle, bu bentte yer alan “özre uğratan” ibaresi “engelli hâle getiren” şeklinde değiştirilmiştir.
Kanuna göre bir olayın iş kazası sayılabilmesi için,
İş kazası ve meslek hastalığı hükümleri aşağıda belirtilen sigortalılar hakkında uygulanır
İş Kanunumuzda İş Kazası Sayılan Haller
5510 sayılı Kanunun 13’üncü maddesinde sayılan hallerde meydana gelen ve sigortalıyı olaylar hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaylar iş kazası sayılır. Buna göre;
İş kazasının bildirimi ve iş kazası bildirim süresi Kanunun (5510) 13’üncü maddesinin ikinci fıkrası ile Ek 5 inci maddesinin beşinci fıkrasında ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 35 inci maddesinde düzenlenmiştir.
Buna göre;
İş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması MADDE 13- İş kazası;
İş kazasının 4’üncü maddenin birinci fıkrasının;
a) (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde,
b) (b) bendi kapsamında bulunan sigortalı bakımından kendisi tarafından, bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç işgünü içinde,
c) (Mülga: 17/4/2008-5754/8 md.) (Değişik paragraf: 17/4/2008-5754/8 md.) iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu fıkranın (a) bendinde belirtilen süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.
Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan, 96’ncı madde hükmüne göre tahsil edilir.
İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usûlü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
İş Kazası ve Meslek Hastalığı, Tanımı, Kapsamı, Bildirilmesi ve Soruşturulması
İş kazasının bildirimi ve bildirim süresi
MADDE 35 – (1) İş kazası, Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının;
a) (a) bendinde sayılan sigortalılar ile Kanunun 5 inci maddesinin (a) ve (c) bendinde sayılan sigortalıların iş kazası geçirmeleri hâlinde işverenleri, Kanunun 5 inci maddesinin (b) ve (e) bentlerinde belirtilen sigortalıların iş kazası geçirmeleri hâlinde ise eğitim veya staj gördükleri işyeri işverenleri tarafından kazanın olduğu yerdeki yetkili kolluk kuvvetlerine derhâl, Kuruma en geç kazadan sonraki üç iş günü içinde, Kanunun 5 inci maddesinin (g) bendinde sayılan sigortalının iş kazası geçirmesi hâlinde, işvereni tarafından kazanın olduğu ve ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerdeki yerel kolluk kuvvetlerine derhâl, Kuruma ise en geç kazadan sonraki üç iş günü içinde,
b) (b) bendi kapsamında olan sigortalıların iş kazası geçirmeleri hâlinde, bir ayı geçmemek şartıyla kendisi tarafından geçirdiği iş kazasına ilişkin rahatsızlığının bildirimine engel olmadığı günden sonraki üç iş günü içinde,
c) (Ek: RG-16/6/2011-27966) (6) (a) bendi kapsamında tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışan sigortalıların iş kazası geçirmesi halinde, kendileri veya işverenleri tarafından kazanın olduğu yerdeki yetkili kolluk kuvvetlerine derhal, Kuruma da en geç üç iş günü içinde,
Ek-7’de yer alan iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesini vermekle yükümlü olanlar tarafından e-sigorta ile Kuruma bildirilir veya doğrudan ya da posta yoluyla ilgili üniteye gönderilir.
(2) Bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların, işverenin kontrolü dışındaki yerlerde iş kazası geçirmeleri hâlinde, iş kazası ile ilgili bilgi alınmasına engel olacak durumlarda, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren bildirim süresi üç iş günüdür.
(3) Bu maddenin birinci fıkrasının (b) bendindeki sigortalıların bildirim yapmalarına engel durumlarını hekim raporu ile veya mücbir sebep olayını belgelemeleri şarttır.
(4) Bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıların iş kazası geçirmeleri hâlinde, belirtilen sürelerde işverence bildirim yapılmaması durumunda, bildirimin Kuruma yapıldığı tarihe kadar sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği Kurumca işverenden tahsil edilir.
(5) Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olanların iş kazası geçirmeleri ve bu maddenin birinci fıkrası (b) bendinde belirtilen sürede bildirilmemesi hâlinde, bildirim tarihine kadar geçen süre için yapılacak geçici iş göremezlik ödeneği ödenmez. Bildirim tarihinden sonraki sürelere ait geçici iş göremezlik ödeneği ödenir.
İş kazası ve meslek hastalıklarının kayıt ve bildirimi
MADDE 14 – (1) İşveren;
a) Bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutar, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenler.
b) İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olan olayları inceleyerek bunlar ile ilgili raporları düzenler.
(2) İşveren, aşağıdaki hallerde belirtilen sürede Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirimde bulunur:
a) İş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü içinde.
b) Sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını, öğrendiği tarihten itibaren üç iş günü içinde.
(3) İşyeri hekimi veya sağlık hizmeti sunucuları; meslek hastalığı ön tanısı koydukları vakaları, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına sevk eder.
(4) Sağlık hizmeti sunucuları kendilerine intikal eden iş kazalarını, yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları ise meslek hastalığı tanısı koydukları vakaları en geç on gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir.
(5) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir.
SGK Genelgesi 2016/21 Kısa Vadeli Sigorta Kolları İşlemleri
1.1.3.İş Kazasının Bildirimi ve Bildirim Süresi
İş kazasının bildirimi ve bildirim süresi Kanunun 13’üncü maddesinin ikinci fıkrası ile Ek 5 inci maddesinin beşinci fıkrasında ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 35 inci maddesinde düzenlenmiştir.
Buna göre;
Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan sigortalılar, 5 inci maddesinin (a), (b), (c) ve (e) bendinde sayılan sigortalılar ile Ek 9 uncu maddesinde belirtilen şartlarda ev hizmetlerinde çalışan sigortalılar ve intörn öğrencilerin iş kazası geçirmeleri halinde işverenleri tarafından kazanın olduğu yerdeki yetkili kolluk kuvvetlerine derhal, Kuruma da kazadan sonraki,
Kanunun 5 inci maddesinin (g) bendinde sayılan sigortalının iş kazası geçirmesi halinde, işvereni tarafından kazanın olduğu ve ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerdeki yerel kolluk kuvvetlerine derhal, Kuruma da kazadan sonraki,
Kanunun Ek 5 inci maddede belirtilen tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışan sigortalıların ise kendilerince veya işverenlerince kolluk kuvvetlerine derhal, Kuruma da kazadan sonraki,
3 iş günü içinde bildirilmesi gerekmektedir.
Sigortalıların, işverenin kontrolü dışındaki yerlerde iş kazası geçirmeleri halinde ise, iş kazası ile ilgili bilgi almasına engel olacak durumlarda, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren bildirim süresi 3 iş günüdür
Meydana gelen iş kazasının işveren tarafından Kuruma e-Bildirim programı üzerinden bildirilmesi gerekmektedir. Elektronik İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirim Formuna www.sgk.gov.tr adresinden, (Değişiklik, 10/7/2018 tarihli ve 2018/26 sayılı Genelge) ulaşılabilecektir.
Ancak, bilgi işlem altyapısında meydana gelen arızalar ya da elektronik erişimin sağlanamaması, e-Bildirge şifresi alınamaması gibi nedenlerle, bildirimin elektronik ortamda yapılamaması durumunda, işverenlerce veya sigortalılarca (Değişiklik, 10/7/2018 tarihli ve 2018/26 sayılı Genelge ) www.sgk.gov.tr adresinde yer alan İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirim Formu ile kâğıt ortamında (Ek-13) veya aynı bilgileri taşıyan dilekçe ile yasal süresinde Kuruma yapılması halinde bildirim geçerli sayılacaktır.
Dilekçe ile yapılan bildirimde sigortalının T.C. kimlik numarası, sigorta sicil numarası, adı ve soyadı, doğum tarihi, işyerinde yaptığı iş, işyerinde çalışmaya başladığı tarih, iş kazasının vuku bulduğu yer, tarihi, saati, oluş şekli, tanıkların ad ve soyadları, işyerinin adresi, işverenin adı, soyadı, unvanı, ikametgâh bilgileri, şirket merkezi bilgileri ile imzalarının da bulunması gerekmektedir. Ancak ilgili ünite tarafından istatistik kayıtları ve iş kazasının tespiti açısından gerekli görülen diğer bilgiler ise işverene yazı yazılmak suretiyle istenilecektir.
Adi posta ile yapılan bildirimlerde Kurum kayıtlarına intikal tarihi, taahhütlü, iadeli taahhütlü, acele posta veya Alo POST, PTT kargo ile yapılan bildirimlerde ise postaya veriliş tarihi esas alınacaktır. Bildirimlerin işyerinin bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il müdürlüğüne/sosyal güvenlik merkezlerine yapılması gerekmektedir. Ancak Kurumun başka bir müdürlüğüne yapılan bildirimler işyerinin bağlı bulunduğu müdürlüğe yapılmış gibi kabul edilecektir. Sosyal güvenlik il müdürlüğü/sosyal güvenlik merkezlerine kâğıt ortamında yapılan bildirimler ilgili ünitenin kısa vadeli sigortalar servislerinde görev yapan yetkili personelce Kurumumuz Intra sayfasında yer alan Uygulamalar, İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirim Formu ekranından girilerek Kurum kayıtlarına işlenecektir. Bu şekilde farklı birime gönderilen ve sisteme işlenen iş kazası ve meslek hastalığı bildirimine ait evrakların kâğıt ortamında sigortalının işyerinin bağlı bulunduğu ilgili üniteye gönderilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan 6331 sayılı Kanuna göre, sağlık hizmet sunucuları tarafından iş kazası ve meslek hastalığı bildiriminin yapılmış olması, işverenin 5510 sayılı Kanunun 13 ve 14’üncü maddelerinde belirtilen iş kazası ve meslek hastalığı bildirim ile ilgili yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere iş kazası geç bildiriminde iş kazasını bildirmeme cezası tutarları 6331 Sayılı Kanun’un 26’ncı maddesi esas alınarak hesaplanır ve iş kazasını geç bildirmenin cezası işyerinin çalışan sayısı ile tehlike sınıfına göre farklılık gösterir. İş kazası bildirimi yapmamanın cezası Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından uygulanır. Dolayısıyla iş kazası bildirim süresi cezası tebliğ tarihinin girilmesi, itiraz ve benzeri tüm işlemler Sosyal Güvenlik Kurumu’nca gerçekleştirilir.
4/a kapsamındaki sigortalıların iş kazası geçirmeleri ve süresinde işverence bildirim yapılmaması durumunda, bildirimin SGK’ya yapıldığı tarihe kadar sigortalıya ödenen/ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği SGK tarafından işverenden tahsil ediliyor.
4/b kapsamında sigortalı olanların iş kazası geçirmeleri ve süresinde bildirilmemesi hâlinde ise bildirim tarihine kadar geçen süre için geçici iş göremezlik ödeneği kendilerine ödenmiyor. Bu durumda sadece bildirim tarihinden sonraki sürelere ait geçici iş göremezlik ödeneği ödeniyor. Bunun yanı sıra, 6331 sayılı Kanunun 26’ncı maddesine istinaden iş kazasının işverence SGK’ya süresinde bildirimi yapılmazsa 2024 yılı için aşağıdaki idari para cezaları uygulanıyor:
İş kazası bildirmeme veya geç bildirme cezası 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre 2024 yılında yeniden değerleme oranında Yeniden Değerleme Oranı %58,46) artarak minimum 24.607- TL olmuştur.
Ancak bu tutarlar 10 kişiden az çalışanı olan az tehlikeli işyerleri için geçerlidir.
İş kazasını bildirmeme ya da geç bildirme cezası işyerlerinin çalışan sayısı ile işyerinin tehlikeli iş statüsüne göre değişmektedir.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazasının geç bildirimi ya da hiç bildirilmemesi durumunda uygulanan ve tebliğ edilen idari para cezalarının tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ödenmesi durumunda ceza tutarının %25’i yani 1/4’ü oranında indirim yapılır Tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük sürenin geçirilmesi durumunda bu indirim sağlanmaz ve ayrıca borca faiz uygulanır.
Hizmet akdine tabi çalışan sigortalıların iş kazası hallerinin bildirimi işverenleri tarafından yapılmalıdır. İşverenlerin iş kazasını;
Kolluk kuvvetlerine --------> Derhal
Kuruma --------------> Olayın olduğu tarihten sonraki üç işgünü içerisinde bildirmeleri gerekmektedir.
Örneğin, pazartesi günü iş kazası geçiren sigortalının Kuruma yapılacak iş kazası bildiriminin en geç perşembe günü, çarşamba günü iş kazası geçiren sigortalının ise Kuruma yapılacak iş kazası bildiriminin en geç pazartesi günü yapılması gereklidir.
Hizmet akdine tabi çalışan sigortalıların iş kazası bildirimleri;
> e-sigorta uygulaması ile (uygulama ile: http://uyg.sgk.gov.tr/IsvBildirimFormu/welcome.do) veya
> “İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirgesi” ile doğrudan ya da posta yoluyla sosyal güvenlik il müdürlüğü /sosyal güvenlik merkezine gönderilerek yapılabilir.
Form, http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/tr/calisan/form_ve_dilekceler/formlar adresinden “SGK-032-İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirim Formu” linki tıklanarak excel formatında bilgisayara indirilebilir.
6331 sayılı Kanunun 14’üncü maddesinde iş kazalarının hem işverenlerce hem de sağlık hizmeti sunucularınca bildirilmesi öngörülmüştür. Buna göre, iş kazası bildiriminin işveren tarafından kazadan sonraki 3 iş günü içinde, sağlık hizmet sunucuları tarafından da iş kazasının sağlık hizmet sunucusuna intikal ettiği tarihten itibaren en geç on gün içinde Kurumumuza yapılması gerekmektedir. İdari para cezasına esas olan bildirim sürelerinin tespitinde; işveren için öngörülen 3 iş günü süresinin başlangıcı olarak iş kazasının meydana geldiği tarihi takip eden gün, sağlık hizmeti sunucuları için öngörülen 10 günlük sürenin başlangıcında ise iş kazası vakasının intikal ettiği sağlık hizmet sunucusuna yapılan poliklinik başvuru tarihi dikkate alınacaktır.
Soru: perşembe günü iş kazası geçiren işçiyi en son ne zaman SGK’ya bildirimi yapılır?
Cevap: “Salı 23:59 kadar bildirim yapılmalıdır. İş kazaları, meydana geldiği günden sonraki 3 iş günü içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmelidir. Yani pazartesi günü olan bir iş kazası için perşembe günü gece yarısına kadar bildirim yapılabilir.
İş kaza bildirimi süresini hesaplarken sadece iş günleri dahil edilir. Yani cumartesi, pazar ve resmî tatil günleri 3 günlük bildirim süresine dahil değildir.
Bildirim süreleri iş günü olarak belirlendiğinden cumartesi, pazar ile resmî tatil günleri hesaba katılmayacak, bu günlere rastlayan kazaların anılan günleri takip eden günden itibaren 3 iş günü içinde bildirilmesi gerekecektir.
YARGITAY 10. Hukuk Dairesinin kararında;
Dosya içeriğine göre davalı şirketin sigortalı çalışanı olan ve davalı şirketin üyesi olduğu dava dışı K… İş Adamları Derneği tarafından düzenlen 2014-2015 Futbol Turnuvası için davalı şirketi temsil eden yetkili kişinin talimatı ile futbol sorumlusu belirlenerek futbol oynayabilen ve gönüllü olan işçiler tarafından oluşturulan “... 1949” adlı futbol takımı kurulduğu, işverenin talimatı ile kurulan bu takımda görev alan davacının 20.01.2015 tarihli müsabakada, halı sahada futbol oynarken sakatlandığı, meydana gelen kaza olayında, futbol takım kadrosunun davalı şirketçe görevlendirilen takım sorumlusu tarafından şirket çalışanları arasından oluşturulmuş olması, halı saha ve diğer giderlerin turnuvaya katılan şirketlerce ve dolayısıyla davalı şirketçe karşılanmış olması, davalı şirket çalışanlarının halı sahaya gidiş-gelişi için servis ve şoför tahsisinin davalı şirketçe sağlanmış olması karşısında, davalı şirketin iş organizasyonu içerisinde görevlendirildiği, bu nedenle 5510 sayılı Yasanın 13. maddesi birinci fıkrasının c bendi hükmünde belirtildiği şekilde “bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda” meydana gelen kaza olayının iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
YARGITAY 10. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/5771 Karar No: 2022/8783
Özellikle Yargıtay kararında:
Hükmü bulunmaktadır.
YARGITAY 10. Hukuk Dairesinin kararında;
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde, yerel Mahkemece verilen kararın usul ve esasa aykırı olduğunu, müvekkili kurumun medula sistemi üzerinden yapılan kontrollerde iş kazası vaka türünden tedavi kaydının incelendiğini, iş kazasının vaka türünden düzenlenen iş göremezlik raporunun bulunmadığını, belirtilen tarihlerde düzenlenen sağlık belgesi bulunmadığını, olayın iş yerinde yürütülen iş sırasında gerçekleştiğini kanıtlayan davacının beyanı haricinde somut bilgi ve belge bulunmadığını, iş kazası bildiriminde bulunulmadığını, belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.
Davalı ...vekili istinaf dilekçesinde, yerel Mahkemece verilen kararın dosya kapsamına, usul ve yasalara uygun düşmediğini, işveren tarafından temin edilmeyen araç ile işveren tarafından düzenlenen toplantıya katıldıktan sonra dönüş yolunda trafik kazasının meydana geldiğini, olayın iş kazası sayılabilmesi için sigortalının iş verence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş geliş sırasında meydana gelen ve sigortalıyı bedenen ya da ruhen engelli hale getiren bir olay olması gerektiğini, davacının olayın iş kazası olduğunun tespiti için Adapazarı Sosyal Güvenlik Merkezine müracaat ettiğini, kurumun yaptığı inceleme sonucu meydana gelen olayın iş kazası olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında SGK kayıtları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre göre davacı ile birlikte aynı araçta bulunan kimselerin kazanın meydana geldiği tarihte ... bölgesindeki tüm mağaza sorumlularını kapsayan toplantıya katıldıkları, davacının da içinde olduğu çalışanların bu toplantıya kazaya karışan araç ile gelinmesinin davalı tarafça istendiği, aracın yol masraflarının ödeneceğinin davalı tarafça davacı da dahil araçta bulunan kişilere bildirildiği, toplantının sona ermesi üzerine şubelerine dönmek üzere mesai saatleri içerisinde yola çıktıkları ve kazanın meydana geldiği, davalı şirketin talimatlarının yerine getirilmesi neticesinde meydana gelen kaza ile zarar arasında nedensellik bağının olduğu, 5510 sayılı kanunun 11. Maddesine göre "araçların" da işyeri sayıldığı, davacının kullandığı araç her ne kadar özel araç olsa da davalı şirketçe çalışanların toplantıya gelebilmesi için bir aracın tahsis edilmediği, kaldı ki davacının yaptığı masrafların karşılanacağının belirtildiği, bu haliyle davacının aracının davalı işverence sağlandığı anlaşılmış olup, dava konusu olayın 5510 sayılı Kanun'un 13/e bendi gereğince iş kazası olduğunun kabulünde hata bulunmadığı gerekçeleri ile davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
YARGITAY 10. Hukuk Dairesinin kararında;
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile \".......'ün işyerinde ... ile tartıştığı ve tartışma sonucu yaralanmış olduğu kanaatine varılmıştır. Bu kabule göre, olay işyerinde (veya işyeri eklentisinde) gerçekleşmiş olduğundan, salt bu nedenle 5510 sayılı Kanun m.13/a anlamında iş kazası kapsamına girecektir. Bununla birlikte yaralanmaya sebep olan olgunun (kavganın) veya gerçekleştiği işyeri bölümünün (yemekhane vb) ya da gerçekleşme zamanının (mesai süresi içinde veya ara dinlenme / yemek molası sırasında meydana gelmesinin) sonuca etkisi bulunmadığı anlaşılmakla davaya konu somut olayın 5510 sayılı Kanun m.13/a hükmü kapsamına göre iş kazası olduğu sonucuna ulaşılmış, davanın davacı tarafça ispat edilemediği kanısına varılmakla; \" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, \"...sigortalı dahili davalının beden bütünlüğünün, iş yerinde arızalandığı anlaşılmış olup İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu...\" gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
lgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile, 5510 sayılı Kanun'un 13’üncü maddesi.
,2. \" Hizmet Akdiyle veya Kendi Adına ve Hesabına Bağımsız Çalışan Sigortalıların Tabi Olduğu Kısa Vadeli Sigorta Hükümleri \" başlıklı 3. Bölümde bulunan \"İş kazasının tanımı, bildirilmesi ve
soruşturulması\" başlıklı 13 üncü madde iş kazasının; sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olay olarak tanımlanmaktadır.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
YARGITAY 10. Hukuk Dairesi Esas No: 2023/6872 Karar No: 2023/8569
Ayrıca;
YARGITAY 10. Hukuk Dairesinin kararında;
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı ………….Yapı Turizm San. ve Tic. A.Ş.'ne hizmet akdiyle bağlı çalışan kalıpçı işçi ...'in, aynı işyerinde kalıpçı işçi olarak çalışan ... ile aralarında yaşadıkları sözlü tartışma ve kavga etmeleri sebebi ile ...'ın davacıyı karnından bıçaklaması sebebi yaralandığı, ve bu kaza nedeniyle %22 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, kusur bilirkişi heyet raporuna göre olayda, davalı ………..Yapı Turizm San. ve Tic. A.Ş.'nin % 35 oranında, davalı işveren çalışanı ...'ın %35 oranında, davacı ...'in % 30 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüş, belirlenen kusur oranları gözönünde bulundurularak tanzim edilen hesap raporunda meydana gelen iş kazası nedeniyle davacının uğramış olduğu maddi zararın belirlendiği, alınan kusur raporu ve hesap bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hukuka uygun olduğuna karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacının iş yerinde başka bir işçi ile kavga ettiğini kendi aralarında kişisel husumetten kaynaklanan davanın işin yürütülmesi ile alakalı olmadığını, işverenin kusuru bulunmadığını, işverene yüklenen kusur oranı kabul etmediklerini ayrıca 50.000 TL manevi tazminat talep edilen olayda 40.000 TL manevi tazminata hükmedilmesinin fazla olduğunu beyan ederek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davacının davalı şirkette çalışmakta iken aynı işveren adına çalışan işçi ... tarafından bıçaklanması ile iş kazası geçirdiğini, hayati tehlikesinin oluştuğunu 3 gün yoğun bakım ünitesinde kaldığını, uzun süre iyileşemeyerek büyük bir acı çektiğini, manevi tazminat miktarının düşük olduğunu beyan ederek kararın manevi tazminat yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının davalı şirkette inşaat işçisi olarak çalışmakta iken malzeme yüzünden sigortalı işçi ... ile tartıştığı bu tartışma sonrasında ...' ın davacıyı bıçakladığı, davalı şirketin işyerinde alınması gereken iş sağlığı ve iş güvenliği tedbirini almadığı, bu konuda işçilere gerekli eğitimi vermediği, eğer eğitim verilseydi iş güvenliği ve iş sağlığı hakkındaki bilincin oluşacağı, birbirlerine zarar vermeyeceği, kavgayı saldırı boyutuna taşımayacakları, işçiler arasında gerekli diyalog ortamının kurulmadığı, gibi risk değerlendirmesinin de yapılmadığı, anlaşıldığından işverenin 1. derecede kusurlu olduğuna dair mahkeme kabulünün yerinde olduğu, verilen %35 kusur oranının dosya kapsamıyla örtüştüğü nitekim diğer işçi bıçaklayan ...'a % 35 kazalı davacı ...'e de %30 oranında kusur verdiği, kusura ilişkin itirazın yersiz olduğu, kaza tarihi olan 2017 tarihi itibarıyla davacının 42 yaşında olduğu olay nedeni ile %22 oranında malül kaldığı anlaşılmakla ,davacının manevi tazminat talebine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede olayın oluş şekli, kusur oranlarına, elem ve ızdırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, paranın alım gücüne, özellikle 26.06.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının içeriğine ve ön gördüğü koşulların somut olayda gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine, hak ve nesafet kurallarına göre davacı için takdir edilen manevi tazminatın normal olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili, davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu belirterek temyiz etmiştir.
2.Davalı vekili, davacının iş yerinde başka bir işçi ile kavga ettiğini kendi aralarında kişisel husumetten kaynaklanan kavganın işin yürütülmesi ile alakalı olmadığını, işverene yüklenen kusur oranını kabul etmediklerini, ayrıca hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe C.A. Davacı vekilinin kısmen reddedilen manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, iş kazasında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk 1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 417’nci maddesi, 5510 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesi ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 4 üncü maddesi hükümleridir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından maddi tazminat talebine dair kurulan hükümle ilgili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Davacı vekilinin, kısmen reddedilen manevi tazminata ilişkin temyiz isteminin miktardan REDDİNE,
2. Davalı vekilinin davacı lehine hükmedilen manevi tazminata ilişkin temyiz isteminin miktardan REDDİNE,
3.Davalı vekilinin, davacı lehine hükmedilen maddi tazminata yönelik Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
YARGITAY 10. Hukuk Dairesi Esas No: 2023/9833 Karar No: 2023/8311
İş kazası açısından uygulanması gereken kanun 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'dur. Kanunun 13. maddesine göre iş kazası;
"a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak iş yeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olaydır." şeklinde tanımlanarak 506 sayılı Kanun'da belirtilen iş kazası kavramı genişletilmiştir. 5510 sayılı Kanun bakımından inceleme yapıldığında sosyal güvenlik hukuku anlamında iş kazası unsurları kazaya uğrayanın 5510 sayılı Kanun anlamında sigortalı sayılması, sigortalının kazaya uğraması, sigortalının kaza sonucu bedensel veya ruhsal bir zarara uğraması ve kaza ile sigortalının uğradığı bedensel zarar arasında uygun nedensellik bağının bulunmasıdır (Güzel, A./Okur, A.R./Caniklioğlu, N.: Sosyal Güvenlik Hukuku, İstanbul 2014, s. 417-432). 5510 sayılı Kanun'da iş kazası sayılan hâllerden (b) bendi dışında kazanın yapılan işle ilgisi aranmamaktadır. İş kazası kavramının kanunda bu şekilde geniş düzenlenmesinin sebebi sosyal güvenlik hakkının koruyucu kapsamının mümkün olduğunca genişletilmesinin amaçlanmasıdır (Süzek, S.: İş Hukuku (Genel Esaslar ve Bireysel İş Hukuku), İstanbul 2015, s. 449)
İlgili Yargıtay kararlarına göre;
Kaynaklı” da olsa işçinin zarar gördüğü olayın işyerinde (veya işyeri eklentisinde) gerçekleşmesi halinde 5510 Sayılı Kanun m.13/a anlamında iş kazası kapsamına girecektir. Yine yaralanmaya sebep olan kavganın veya gerçekleştiği işyeri bölümünün (yemekhane vb) ya da gerçekleşme zamanının (mesai süresi içinde veya ara dinlenme / yemek molası sırasında meydana gelmesinin) sonuca etkisi olmayacaktır.
“İŞYERİNDE İŞÇİNİN BAŞKA BİR İŞÇİYLE YAPTIĞI KAVGADA YARALANMASI” şirketin işyerinde alınması gereken iş sağlığı ve iş güvenliği tedbirini almadığı, bu konuda işçilere gerekli eğitimi vermediği, eğer eğitim verilseydi iş güvenliği ve iş sağlığı hakkındaki bilincin oluşacağı, birbirlerine zarar vermeyeceği, kavgayı saldırı boyutuna taşımayacakları, işçiler arasında gerekli diyalog ortamının kurulmadığı, gibi risk değerlendirmesinin de yapılmadığı, anlaşıldığından işverenin 1. derecede kusurlu olduğuna dair mahkeme kabulünün yerinde olduğu, verilen %35 kusur oranının dosya kapsamıyla örtüştüğünü kabul etmektedir.
01.03.2024
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.