Kıdem tazminatı; bir işçinin işverene bağlılığı, sadakati ve emeği karşılığı geçen sürelerin toplamına denk gelen tazminat hakkıdır. 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14.maddesinde gösterilen kıdem esasına bağlı özel bir tazminat türüdür. Tek işverene bağlı olmak üzere; değişik işyerlerinde en az bir yıllık çalışması olan işçi, iş sözleşmesini kanunda öngörülen koşullarda sona erdirmesi halinde kıdem tazminatını almaya hak eder.
Kıdem tazminatı: Madde 14 – (Değişik birinci fıkra: 29/7/1983- 2869/3 md.) Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin:
1. İşveren tarafından bu Kanunun 17’nci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında, 2. İşçi tarafından bu Kanunun 16’ncı maddesi uyarınca,
3. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla,
4. Bağlı bulundukları kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla; (2)
5. (Ek: 25/8/1999- 4447/45 Md.) 506 Sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,
(1) 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı Kanunun 120’nci maddesiyle, bu Kanunun 14’üncü maddesi hariç diğer maddeleri yürürlükten kaldırılmış ve metinden çıkartılmıştır.
(2) 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı KHK’nin 60 ıncı maddesiyle, bu bentte yer alan “kanunla” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle” ibaresi eklenmiştir.
Feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet aktinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.
(Değişik fıkralar: 17/10/1980- 2320/1 Md.):
İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler gözönüne alınarak hesaplanır. İşyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi, işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanır. 12/7/1975 tarihinden, itibaren (1) işyerinin devri veya herhangi bir suretle el değiştirmesi halinde işlemiş kıdem tazminatlarından her iki işveren sorumludur. Ancak, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. 12/7/1975 tarihinden evvel (2) işyeri devrolmuş veya herhangi bir suretle el değiştirmişse devir mukavelesinde aksine bir hüküm yoksa işlemiş kıdem tazminatlarından yeni işveren sorumludur.
İşçinin birinci bendin 4’üncü fıkrası hükmünden faydalanabilmesi için aylık veya toptan ödemeye hak kazanmış bulunduğunu ve kendisine aylık bağlanması veya toptan ödeme yapılması için yaşlılık sigortası bakımından bağlı bulunduğu kuruma veya sandığa müracaat etmiş olduğunu belgelemesi şarttır. İşçinin ölümü halinde bu şart aranmaz
Kıdem tazminatı, işçinin İş Kanunu’nda öngörülen asgari çalışma süresinin doldurulması ve İş Kanunu’nda öngörülen nedenlerden biriyle iş akdinin sona ermesi halinde işçinin çalıştığı hizmet süresiyle (kıdemiyle) ve ücretiyle orantılı olarak işverenin ödemekle yükümlü olduğu bir tazminat çeşididir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2007/3906 E. 2009/12118 K. ve 28.04.2009 tarihli kararında kıdem tazminatı şu şekilde tanımlanmıştır. “İşverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin, işini kaybetmesi halinde işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından işçiye kanuni esaslar dahilinde verilen toplu paraya kıdem tazminatı denilmektedir.”
Kıdem tazminatı günümüzde her ne kadar işçinin lehine olan bir tazminat çeşidi olarak görülse de işçinin buna hak kazanabilmesi adına İş Kanunu’nda öngörülen koşulları sağlaması gerekmektedir. Bu koşulları aşağıda sıralanmıştır.
En Az Bir Yıllık Kıdem Süresi
İşçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için her şeyden önce iş akdinin sona erdiği tarihte işyerinde en az bir yıllık kıdeminin bulunması zorunludur. Bu koşul İş Kanunu’nun 14. maddesinde açıkça belirtilmiştir. Ancak anılan maddenin 1. Fıkrasında “İşçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır” denilmektedir. Bu hükümde her geçen “tam yıl” için kıdem tazminatı ödeneceğine ve “bir yıldan artan süreler için aynı oranda ödeme yapılacağı yolundaki anlatımlarından kıdem tazminatına hak kazanabilmek için işçinin en az bir yıl çalışmış olması gerektiği sonucuna varılabilir.
İşçinin işyerinde fiilen çalışmaya başladığı tarih en az bir yıllık sürenin başlangıcıdır. Tarafların iş ilişkisi kurulması yönünde varmış oldukları ön anlaşma bu süreyi başlatmaz. Yine iş sözleşmesinin imza tarihi yerine, fiilen iş ilişkisinin kurulduğu tarihte, tazminatına hak kazanma ve hesap yönünden dikkate alınması gereken süreyi başlatacaktır. İşçinin çıraklık ilişkisinde geçen süreler de kıdem tazminatına esas alınacak süre yönünden değerlendirilmeyecektir. Buna karşın deneme süresi, kıdem süresine eklenir.
İşçinin kıdem hakkı bakımından aranan en az bir yıllık süre, derhal fesihlerde feshin bildirildiği anda sona erer. Kural olarak fesih bildirimi muhataba ulaştığı anda sonuçlarını doğurur. Bildirimli fesihler yönünden ise ihbar öneli süreye dahil edilir. İşçinin işyerinde çalıştığı sırada almış olduğu istirahat raporlarının kıdem süresinde değerlendirilmesi yerinde olur. İşçinin iş sözleşmesinin askıda olduğu sürelerde ve ücretsiz izinde geçen sürelerde kıdem tazminatına esas süre bakımından dikkate alınmaz. 2822 sayılı yasanın 42.maddesinin 5.fıkrası uyarınca grev ve lokavtta geçen süreler kıdem süresine eklenemez, tutukluluk ve hükümlülükte geçen süreler de kıdem tazminatına esas sürede dikkate alınmaz.
Kıdem tazminatına hak kazanabilmek için hizmet akdine dayalı çalışmanın en az belli bir süre devam etmesi gerekmektedir.
İşçinin 1475 sayılı mülga İş Kanunu’nun 14. maddesi öngörülen kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için aynı işverenin işyeri veya işyerlerinde en az 1 yıllık zaman dilimi zarfında sürekli olarak çalışması zorunluluk arz etmektedir. Bu kapsamda işçi şayet işverenin işyerinde 1 yıldan daha az süre ile çalışmış ise kıdem tazminatına hak kazanamayacağı ortadadır. Öğretide; aynı işverenin farklı işyerlerinde, hatta farklı şirketlerinde çalışsa bile 1 yıllık sürenin hesaplanmasında tüm bu çalışmalar göz önünde bulundurulacağı belirtilmiştir. Çalışma süresinin aynı holding bünyesinde gerçekleştirmesi durumunda da kıdem tazminatı açısından herhangi bir değişiklik olmayacaktır. Yargıtay’ın yaklaşımı da bu yöndedir. Nitekim, bu yaklaşım; “şirketler arasında organik bağdan söz edilerek kıdem tazminatı miktarını hesaplanacağı” yönündedir.
Kıdem tazminatına ancak bazı şartların varlığı halinde hak kazanılabilmektedir. Bu şartların birlikte gerçekleşmesi aranır. Kıdem tazminatına aşağıdaki şartların varlığı halinde hak kazanılır:
İş Kanunu’na tabi bir iş sözleşmesiyle çalışma bulunmalıdır. Bahsedilen kanun 4857 sayılı İş Kanunu’ dur. Hizmet akdiyle çalışma yoksa kıdem tazminatı da gündeme gelmeyecektir. Ancak, Yargıtay memuriyette geçen süreleri de kıdem tazminatında dikkate almaktadır. Hizmet akdiyle çalışma yetmemekte, bu akdin 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi olması gerekmektedir. Hizmet akdinin belirli/belirsiz, olması arasında fark yoktur. Belirli süreli sözleşmenin sürenin bitimi ile kendiliğinden sona ermesi halinde kıdem tazminatı gündeme gelmeyecektir.
Sözleşme kıdem tazminatına imkân verir biçimde sona ermelidir. Kanunda sayılanlar dışındaki hallerde taraflar kıdem tazminatının ödeneceğini geçerli biçimde kararlaştırabilirler. Yasada öngörülen haller şunlardır:
Kıdem Tazminatı, mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun halen yürürlükte bulunan 14. Maddesinde düzenlenmiş olup, Kıdem tazminatına esas ücret hesap edilirken ücret eklentilerinin kıdem tazminatına dahil olup olmayacağı hususu 1475 sayılı Kanunun 14’üncü maddesinin 11. Fıkrasında düzenlenmiştir.
Kıdem tazminatının hesaplanması, son ücret üzerinden yapılır. Parça başı, akort, götürü veya yüzde usulü gibi ücretin sabit olmadığı hallerde son bir yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret bu tazminatın hesabına esas tutulur. Ancak, son bir yıl içinde işçi ücretine zam yapıldığı takdirde, tazminata esas ücret, işçinin işten ayrılma tarihi ile zammın yapıldığı tarih arasında alınan ücretin aynı süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır.
(Değişik: 29/7/1983 – 2869/3 Md.) 13’üncü maddesinde sözü geçen tazminat ile bu maddede yer alan kıdem tazminatına esas olacak ücretin hesabında 26’ncı maddenin birinci fıkrasında yazılı ücrete ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutulur. Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi sebebiyle açılacak davanın sonunda hâkim gecikme süresi için, ödenmeyen süreye göre mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesine hükmeder. İşçinin mevzuattan doğan diğer hakları saklıdır.
(Değişik: 17/10/1980 -2320/1 Md.) Bu maddede belirtilen kıdem tazminatı ile ilgili 30 günlük süre hizmet akitleri veya toplu iş sözleşmeleri ile işçi lehine değiştirilebilir.
İlgili fıkraya göre, kıdem tazminatına esas olacak ücretin hesabında 4857 sayılı Kanunun 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yazılı ücrete ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutulur
4857 Sayılı İş Kanunu MADDE 32
Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.
Kıdem Tazminatı Hesaplanırken Dâhil Edilmeyenler
Arızi nitelikte ücret ekleri kıdem tazminatının hesabında nazara alınmaz. Örneğin, Yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, doğum yardımı, ölüm yardımı, fazla mesai ücreti, harcırah, teşvik ikramiyesi, bir defalık verilen ikramiyeler, iş arama yardımı, izin harçlığı, çalışılan hafta tatili ücreti, yolluk, otel ve ev gideri olarak ödenen paralar, gezici görev güvencesi, belirli sürelerde verilen özendirme ikramiyesi (teşvik ikramiyesi, avans ödemesi gibi daimilik arz etmeyen ödemeler geniş anlamdaki ücret kavramına dâhil olmadıkları için kıdem tazminatının hesabında dikkate alınmazlar YHGK., 03.03.2004 T., 2004/9-86 E., 2004/124 K.
Yemek Yardımı Kıdem Tazminatı Hesabına Dâhil Edilir mi?
Nakdi olarak yapılan yemek yardımı kıdem tazminatı hesabına dâhil edilir. Asıl ücrete para ile ölçülmesi mümkün ayni menfaatler de eklendiğinden, işçiye ayni olarak verilen yemeğin ise değeri hesaplanarak (işçiye verilen bir günlük yemeğin değeri hesaplanır) kıdem tazminatı hesabına dâhil edilir. Yemek kaç öğün veriliyorsa, o kadar öğün yemeğin maliyeti hesaplanmalıdır. İhale sözleşmesi ve idari şartnameye göre günlük yemek bedeli fesih tarihi itibariyle belirtilmiş ise, bu miktarın tazminata esas ücretin belirlenmesinde dikkate alınması gerekir.
Ayni olarak verilen yemeğin, parasal değeri hesaplanarak kıdem tazminatı matrahına ilave edilmesi gerekir. Kısaca, yemek bedelinin ayni olarak karşılanması halinde nakde çevrilerek kıdem tazminatı hesabına dâhil edilmesi gerekir (7. HD 2013/14339 E. 2014/1323 K. 01/07/2014)
Yol Yardımı Kıdem Tazminatı Hesabına Dâhil Edilir mi?
Yol yardımının işveren tarafından; nakden, işçiye araç tahsisi yapılması, kart bedeli verilmesi ve servis sağlanması şeklinde gerçekleşebilir. İşçiye araç tahsisi yapılması, kart bedeli verilmesi halinde yol ücreti ilgili belediyeden sorularak esas ücrete ilave edilmeli; işyeri servisinde ise ilgili servisçiler odasından günlük ücret sorularak esas ücrete ilave edilmelidir.
Nakden değil ayni olarak karşılanan yol yardımının, parasal değeri hesaplanarak kıdem tazminatı matrahına ilave edilmesi gerekir. (Yargıtay 10.10. 2008 gün 2007/27615 E, 2008/26209 K.).
İşçiye verilen yemek yardımı, kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücretin tespitinde hesaba katılması gereken kalemlerdendir.
Yemek yardımı kaç gün veriliyor ise, hesaplama da buna göre yapılmalıdır. Örneğin haftanın 6 günü çalışılan ve yemek / ücreti verilen işyerinde, çalışma, 30 gün değil, 26 gün olacağından, günlük yemek bedeli hesaplanırken, günlük bedel 26 ile çarpılıp 30’a bölünmek suretiyle günlük yemek ücreti tespit edilmelidir.
Yarım gün çalışmalarda, yemek ücreti ödenmiyor ise, bu günler, çalışma olduğundan bahisle yemek ücreti hesaplanamaz. Başka bir ifade ile, cumartesi günü yarım gün çalışılıp yemek verilmediğinden aylık yemek yardımı haftada 5 gün üzerinden hesaplanmalıdır.
Davacı, fazla mesai alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiğini belirterek kıdem tazminatıyla fazla mesai alacağını talep etmiştir. Somut olayda davalı işyerinde yemeğin işveren tarafından karşılandığı ve servis imkanının sağlandığı sabittir. Buradan hareketle davacının kıdem tazminatına esas ücreti tespit edilirken …TL yemek ve …. TL yol ücreti kabul edilmiştir. Ancak davacının çalışma sistemine baktığımızda 1 gündüz, 1 gece vardiyasında çalıştığı ve sonrasında ise 24 saat istirahat ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı 30 gün bilfiil işe gitmemekte, yol yemek ücretinden yararlanmamaktadır. Hal böyle olunca kıdem tazminatına esas ücrette davacının 30 gün işe gittiği kabul edilerek yol ve yemek ücretinin buna göre hesaplanması hatalı olmuştur. Yapılacak iş; davacının bir ayda fiilen kaç gün işe gittiğini tespit etmek ve bu günlere isabet eden yol ve yemek ücretini hesaplayarak kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücreti belirlemektir. Mahkemece bu husus yerine getirilmeksizin eksik incelemeyle hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. YARGITAY 7. Hukuk Dairesi E.2013/6950 K.2013/11664
Davacı işçi ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinde bulunmuş, mahkemece isteklerin kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yemek ve yol ücreti aylık 30 gün üzerinden hesaplanmıştır. Davacının haftanın 6 günü çalıştığı anlaşıldığına göre aylık çalışma süresi 26 gün olarak kabul edilmeli ve 26 günlük yol ve yemek ücretinin 30’a bölünmesi ile bu tazminata esas bir günlük yol ve yemek ücreti belirlenmelidir. Yrg. 9. HD., 06.11.2012 T., 2010/18013 E. 2012/36331 K.
Somut olayda davalı işyerinde yemeğin işveren tarafından karşılandığı ve servis imkânının sağlandığı sabittir. Buradan hareketle davacının kıdem tazminatına esas ücreti tespit edilirken 120,00 TL yemek ve 140,00 TL yol ücreti kabul edilmiştir. Ancak davacının çalışma sistemine baktığımızda 1 gündüz, 1 gece vardiyasında çalıştığı ve sonrasında ise 24 saat istirahat ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı 30 gün bilfiil işe gitmemekte, yol yemek ücretinden yararlanmamaktadır. Hal böyle olunca kıdem tazminatına esas ücrette davacının 30 gün işe gittiği kabul edilerek yol ve yemek ücretinin buna göre hesaplanması hatalı olmuştur. Yapılacak iş; davacının bir ayda fiilen kaç gün işe gittiğini tespit etmek ve bu günlere isabet eden yol ve yemek ücretini hesaplayarak kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücreti belirlemektir. Mahkemece bu husus yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Yrg. 7. HD., 20.06.2013 T., 2013/6950 E. 2013/11664 K.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bir kararında;
Somut olayda davalı alt işveren tarafından davacıya iş sözleşmesinin 15.11.2012 tarihinde feshedileceğine ilişkin fesih bildirimi 10.09.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı alt işveren tarafından iş sözleşmesi önelli olarak feshedildiği halde mahkemece ihbar tazminatına hükmedilmesi hatalıdır.
Davacı 2012/Kasım ayında 15 gün çalışmıştır. Davacı bu aydan olan ücreti ile yol ücretini talep etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ücret ve yol parası alacağı bir aylık olarak hesaplanmıştır. Dairemizce temyiz incelemesi yapılan emsal dosyalar içinde davacının 15 günlük ücretinin ödendiğine ilişkin banka dekontları bulunmaktadır. Bu dosya yönünden 2012/Kasım ayına ilişkin imzasız ücret bordrosu ibraz edilmiştir. Davalı banka kanalıyla ödediğini savunmuştur. Davalı RGS delil listesinde davacının banka hesap numarası mahkemeye bildirilmiştir. Mahkemece davacının banka hesap ekstresi dosyaya getirtilmelidir. Davacının 15 günlük ücretinin ödendiği sabit ise ücret alacağı reddedilmelidir. Aksi takdirde ücret alacağı 15 gün olarak hüküm altına alınmalıdır. Yine davacının 2012/Kasım ayından yalnızca 15 günlük yol parası alacağı bulunduğu halde mahkemece tüm ay için yol parasına hükmedilmesi hatalıdır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda giydirilmiş brüt ücret hesaplanırken aylık yemek ücreti 250 TL, yol ücretinde 155 TL kabul edilmiş ve bu miktarlar brüte çevrilerek kıdeme esas ücret bulunmuştur. Davalı işverence işçiye verilen bir öğün yemek ve yol yardımı sosyal yardım niteliğinde olup bunlar gelir vergisi ve... priminden muaftır. Ayrıca aylık 800 TL ücret alan bir işçinin işverenden aylık 250 TL yemek yardımı aldığı şekildeki kabul de hatalıdır. Öncelikle davalı işveren tarafından işçiye yapılan bir öğün yemek yardımının miktarı ilgili yerlerden araştırılarak bunun 1 günlük miktarı tespit edilerek işyerinde hafta tatillerinde çalışılmaması da nazara alınarak 26 gün üzerinden aylık yemek yardımı tespit edilmelidir. Buna göre “davacının yemek ve yol yardımı brüte çevrilmeden” davacının aylık brüt ücretine eklenerek kıdeme esas giydirilmiş brüt ücret tespit edilerek davacının kıdem tazminatı yeniden hesaplatılarak hüküm altına alınmalıdır
Yargıtay 9. HD., E. 2014/29044 K. 2015/1476
İşçiye sağlanan Yol ve Yemek menfaatleri ister nakit olarak ücret ödeme bordrolarına yansıtılmak suretiyle isterse de ayni olarak ücret ödeme bordrolarına yansıtılmamak suretiyle olsun, İşçiye verilen yemek yardımı, kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücretin tespitinde hesaba katılması gereken kalemlerdendir.
İlgili Yargıtay kararında hüküm altına alındığı üzere “KIDEM TAZMİNATI HESAPLAMASINDA “YEMEK VE YOL YARDIMI BRÜTE ÇEVRİLMEDEN” KIDEME ESAS GİYDİRİLMİŞ BRÜT ÜCRETE EKLENEREK KIDEM TAZMİNATI HESAPLANMASI GEREKMEKTEDİR”
İşçiye sağlanan Yol ve Yemek menfaatlerinde kıdem tazminatına esas ücreti tespit edilirken işçinin ayda fiilen kaç gün işe gittiği tespit edilmeli ve bu günlere isabet eden yol ve yemek ücretini hesaplayarak kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücreti belirlenmeli ve hesaplama da buna göre yapılmalıdır.
22.12.2023
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.