Bu durum, iş hayatında sıklıkla karşılaşılan sorunlardan bir tanesidir. Mesai başlıyor ama işçi yok. Nerede ve neden gelmedi kimse bilmiyor. İş arkadaşları arıyor cevap yok veya neden gelmediğini açıklayamıyor. Bu durum sık tekrarlandığında, iş hayatında sorunlara yol açabilmektedir.
Bazı işverenler, bu gibi durumlarda görmezden gelerek olaya ses çıkarmamaktadır. Ancak bu, işverenin yetkisiz olduğu anlamına gelmiyor. Devamsızlık sadece bir kez yapılmışsa ertesi gün işçiyle konuşuluyor ve mazereti öğreniliyor. Tekrar edilmezse göz yumulabiliyor. İşçi bu durumu alışkanlık haline getirdiğinde ise işverenler artık kağıdı kalemi eline alıyor.
Peki işverenin ne gibi hakları vardır? Bunların önüne nasıl geçilebilir?
Bu tür vakalarda işverenlerin devamsızlık tutanağı tutması gerekir. Devamsızlık tutanağı, işçinin işe gelmemesi durumunda düzenlenen belgedir. İşveren veya işveren vekilinin, şahitlerle birlikte imza altına alınarak tutulan tutanaklar ıspatlayıcı niteliktedir. Devamsızlığın yapıldığı her gün için ayrı ayrı düzenlenen devamsızlık tutanakları geçerli kabul edilmektedir.
İş Kanunu ve Yargıtay kararları çerçevesinde konuyu ele alalım.
İş Kanunu “İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlıklı 25. maddesi;
1-a bendi; “İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa yakalanması veya engelli hâle gelmesi durumunda, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla sürmesi” halinde;
2-g bendi; “İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki işgünü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde sözleşmesinin haklı nedenle feshedilebileceğini söylemektedir.
Konumuz 4857 sayılı kanunun 25/2-g bendi açısından değerlendirilebilir. İşçinin sözleşmesi, herhangi bir mazeret bildirmeden işe devamsızlık yapılması halinde tutulan tutanaklara istinaden feshedilebilmektedir. Ancak sözleşmenin haklı nedenle feshedilebilmesi için devamsızlığın Kanun hükmünde açıkça belirtildiği üzere;
* ardı ardına iki işgünü,
* bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki işgünü,
* bir ayda üç işgünü olarak gerçekleşmesi gerekmektedir.
Örneklerle açıklayacak olursak;
1 Nisan 2021 Perşembe ve 2 Nisan 2021 Cuma günleri devamsızlık yapılmışsa ve geçerli mazeret yoksa sözleşme feshi yapılabilir.
3 Mayıs 2021 Pazartesi (tatil gününden sonra), 20 Mayıs 2021 Perşembe (19 Mayıs tatil gününden sonra) günleri devamsızlık yapılmışsa ve geçerli mazeret yoksa sözleşme feshedilebilir.
2 Haziran 2021 Çarşamba, 8 Haziran 2021 Salı ve 18 Haziran 2021 Cuma günleri devamsızlık yapılmışsa ve geçerli bir mazeret yoksa sözleşme feshi yapılabilir.
Bu hükümde belirtilen bir ay kavramı Ocak, Şubat vs. gibi takvim ayı değil; devamsızlığın yapıldığı günden itibaren devam eden bir aydır. Örneğin; 24 Mayıs 2021 Pazartesi ve 14 Haziran 2021 Pazartesi günleri mazeretsiz işe gelmeyen işçi, bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki işgünü devamsızlık yapmış olacak ve sözleşmenin haklı nedenle feshi gerçekleşecektir.
Devamsızlık tutanağı düzenlenirken İş Kanunu 25/2-g maddesinde yer alan hükme dikkat edilmesi önem arz etmektedir. Nitekim, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 12.11.2018 tarihinde, işveren tarafından düzenlenen tutanağa istinaden işten çıkarılan işçinin haksız yere işten çıkarıldığını karar vermiştir. Kararda; “Devamsızlık tutanaklarının 06.09.2012 Perşembe ve 12.09.2012 Çarşamba günü olmak üzere farklı tarihlerde tatil sonrası olmayan günlerde tutulduğu anlaşıldığından 4857 sayılı İş Kanununun 25/II-g maddesi koşullarının oluşmadığı anlaşılmakta, işçinin kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” diyerek işçiyi haklı bulmuştur.
Normal şartlar altında; sözleşmesi haklı nedenle feshedilen işçinin kıdem ve ihbar tazminatı hakkı yoktur. Ancak yukarıdaki kararda olduğu gibi, İş Kanunu 25/II-g maddesinde belirtilen devamsızlık sürelerine uyulmadan yapılan fesihlerin haklı nedene dayanmadığı ve işçiye haklarının ödenmesi gerektiği sonuçları ile de karşılaşılmaktadır.
İşe gelmeyen işçinin geçerli mazereti varsa sözleşme feshi halinde işçi haklı konumda olacaktır. Ayrıca İş Kanunun 25/II-g maddesinde belirtilen devamsızlık durumları oluşmadan yapılan fesihte de işçi haklı olacaktır. Bu yüzden bu sürelere dikkat edilmeli ve sözleşme feshi buna göre yapılmalıdır. Tabi bütün bunlar için işverenler tarafından, işçinin devamsızlık yaptığını gösteren tutanaklar tutulması gerekmektedir. Tutanaklarda bordro tanıklarının da imzasının bulunması ıspat açısından önem arz etmektedir.
06.05.2021
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.