Vergi Usul Kanununun 229. maddesine göre faturanın tarifi “satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” şeklindedir. Aynı kanunun 232. maddesine göre ise, “birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilen ticaret erbabı ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler fatura düzenlemekle yükümlüdür.” Verginin yasallığı ilkesi gereği yasa koyucu aynı kanunda faturanın içeriğini belirlerken, tanımını da yapmıştır. Kanunun 230. maddesinde faturanın taşıması gereken asgari unsurlar sayılmıştır.
Fatura vergilendirme açısından öncelikle vergiyi doğuran olay bağlamında bir belirleyici ve doğacak olan vergileri gösteren bir delildir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir husus var. Fatura bir sözleşme niteliği taşımamaktadır. Mevcut bir sözleşme neticesinde el değiştiren mal, emtia ve yapılan işe yönelik olarak sözleşmenin ifasını gösterir nitelik taşımaktadır.
Kanunun 229. maddesinde de açıkça belirtildiği gibi, fatura kendisinin doğduğu sözleşmedeki edimlerin ifasına ilişkin olarak tacir tarafından karşı tarafa verilecektir. Düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir sözleşmenin bulunması ve bunun neticesi olarak vergiyi doğuran olayı belgelemesi aranır. Bu noktada dikkat edilmesi gereken bir nokta bulunmaktadır, düzenlenmiş bir faturaya süresi içinde itiraz edilmemesi halinde faturanın sözleşme olmamakla birlikte sözleşmenin varlığına delil olması mümkündür. Kısaca, fatura sözleşme ile değil, sözleşmenin yerine getirilmesi ile ilgilidir.
Belgenin üzerinde fatura yazması ona hukuki nitelik kazandırmaz, ancak kanunun belirttiğimiz 229. maddesi gereği bir mal veya hizmet alışverişine dayanması gerekmektedir.
Bu noktada delil niteliği açısından önem arz eden ilgili kanunda da belirtilmiş sevk irsaliyesi ve irsaliyeli fatura vardır ki, irsaliyeli faturada malı teslim alanın da imzasının bulunması mümkün olduğundan hem sözleşmenin varlığına delil niteliği taşımaktadır hem de ifayı belgelemektedir. Vergi Usul Kanunu gereği faturanın ifanın gerçekleşmesi ile birlikte düzenlenmesi gerekmektedir, fakat uygulamada vergisel avantajlarından faydalanabilmek için ifadan evvel de fatura düzenlenmektedir. KDV Kanununa göre ise bu durumda gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura düzenlenmesi halinde KDV doğacaktır.
Faturanın düzenlenmesi VUK kapsamında alıcının isteğine bağlı olmaksızın bir zorunluluktur. Kanunun 231/5. maddesi gereği ifanın gerçekleşmesinden yedi gün içinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılacaktır. Ancak bu durum ticaret hukuku bağlamında bu şekilde değerlendirilmemekte, maddi vergi hukuku açısından düzenlenmemiş sayılmaktadır. Dolayısı ile hiç düzenlenmemiş sayılan bir faturanın dayandığı vergiyi doğuran olayın tespiti ile re’sen tarhiyat gerçekleştirilebilecektir.
27.07.2022
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.