Sanayi kesiminin %77’sini oluşturan KOBİ’ler, 2024 yılının düşük kârlılık yahut başabaş noktasında geçmesi sonrası (Hatta özel düzenlemeler, artan kredi maliyetleri ve talep noksanlığı nedeniyle zarar eden firmalar da var) 2025 ve 2026 yılları için üretime devam mı tamam mı noktasına kararsız kalmışlardır. Ekonomik belirsizlikler, iç piyasada yaşanan ağır durgunluk, dış piyasada artan rekabet ve istenilen kur seviyesinin oluşmaması vb. bir çok etken sanayicinin kısıtlı da olsa sermaye bileşenlerini üretimle eriteyim mi yoksa normatif politikalar eşliğinde önündeki birkaç yılı pasif hareketle atlatayım mı sorusunu söyletir oldu.
Bu firmaları düşünmeye sevk eden kritik sebepler ise şu şekilde sıralanabilir:
Dolar bazında yaşanan ücret artışı ve sosyal güvenlik kesintileri, mamul birim satış fiyatı denge de olan sektörler için ilave maliyet artışına sebep oldu.
Açlık sınırı altında ödenen ücretler insanları çalışmamaya iterken daha az istekli ve niteliksiz işçilere yüksek ücret ödenmesine, bu da maliyetlerin artışına neden oldu. Serbest çalışan bir amelenin gündeliği sanayi kesiminde çalışan bir işçinin 3 katını aşmış durumda.
Yeterli öz kaynağı olmayan yahut dış kaynağın finansal kaldırıcından faydalanmak isteyen KOBİ’ler için kısa vadeli borçlanma kaçınılmazdır. Buna ihracat ve ithalat kredilerini yahut BCH veya gündelik KMH kredililerini de ekleyebiliriz. Son dönem de politika faizinin yüksekliği nedeniyle düşük maliyetli krediye erişim mümkün değil. Ayrıca likidite ve vade risklerini de hesaba katınca katlanılan maliyet artmakta bu da elde edilmesi beklenen kârlılığı düşürmektedir.
Satışı hedeflenen miktar, firmaların değişken maliyetlerini de etkilemektedir. Oluşan talep noksanlığı üretim miktarını azaltmakta, bu da başabaş noktasını yakalama noktasında sanayiciyi sıkıntıya sokmaktadır.
Satış yapılan firmaların iflas yahut konkordato sürecine girmesi ile birlikte zamanında yapılamayan tahsilat yine zamanında yapılamayan ödeme olarak KOBİ’lerin karşısına çıkmaktadır. Alacak devir hızı düşen bu firmaların, borç devir kızını karşılamaması günlük, haftalık, aylık finans açığı doğurmaktadır. Bu da alış anında yakalanması gereken fırsatları (iskonto) yakalayamamak anlamına gelmektedir ki nihayetinde hammaddenin daha pahalı alınmasına sebep olmaktadır. Bu ise karlılığı doğrudan etkilemektedir.
Son dönemde toprak sahiplerinin elde etmeyi hedeflediği rant tutarı, son üç yılda yaşanan ani dalgalanma ile artmış durumdadır. Bu da üreticinin fabrikalara ödediği kirayı aşırı yükseltmekte, bu da maliyet artışına sebep olmaktadır. Ayrıca modernize edilemeyen yahut yenilenemeyen makina parkurunun tamir bakım onarım masraflarının yüksekliği de, ya maliyet artışına sebep olmakta ya da çalışmaz hale gelen makine ve teçhizat nedeniyle arz eksikliğine sebep olmaktadır.
Ekonomi birimlerinin politikaları nedeniyle talebin azalması amacıyla sahadan çekilen nakit, doğrudan sanayiciyi etkilemektedir. Nakit yokluğu sanayicileri, kısa vadeli kredi yahut bono ve çek kullanımına itmektedir. Bu ise alış esnasında iskonto imkanından yararlanamama ve nihayetin de maliyetleri artmasına sebep olmaktadır. Ayrıca ciro edilen çeklerin birinde temerrüt sorunu yani çeklerin yazılması tehlikesiyle beraber, batık hale gelmiş olan alacaklar da karı etkilemektedir.
Muhasebecilerin atladığı lakin ekonomistlerin hesaba kattığı en önemli kalemdir fırsat maliyeti. Özellikle durgunluğun, yüksek faizin ve enflasyonun yaşandığı ülkemiz de hesaba katılması gereken temel başlıklardan biridir. Sanayici eğer sermayesini (toprak, fabrika, makina ve nakit) üretime sevk etmeseydi, başka bir işle ne kazanabilirdi. Bugün mevduatlara verilen yüksek faiz çok cazip. Üretmenin getirdiği riskler yerine, para piyasasında değerlendirilen sermaye ne getirir? sorusuna verilen cevap doğrudan sanayicinin maliyetini ve nihayetinde karını etkileyen bir durumdur.
Bir çok sanayici; her girdimizin maliyeti %30-70 arası arttı lakin biz fiyatlarımıza bu zammı yansıtamadık” şeklinde serzenişte ulunmaktadır. Bunun sebebi, tam rekabet piyasasında fiyat belirleyici olunamaması nedeniyle, piyasa da denge fiyatın arz ve talep ile bir noktada durmasıdır. Harcanabilir gelirin düşüşü ile birlikte talepte yaşanan durgunluk, sanayicinin istediği marjinal karı etkilemektedir. Bu sebeple elde edilen kar da düşük olmaktadır.
İç piyasa ile birlikte dış piyasaya da satış yapan sanayici, istenilen döviz kuru noktasında son iki yıldır çok mustarip. İhracatı büyük oranda ithalata bağımlı olan sanayici için dış piyasa da yaşanan siyasal belirsizlikler, savaş ve yüksek rekabet nedeniyle daralan pazar payı ile beraber istenilen döviz kurunu alamaması da düşük karlılığa neden olmaktadır. Ayrıca ihracat bedelinin %30’unu Merkez Bankasına satmak zorunda olan ihracatçılarda alış ve satış kuru arasında ki fark ile beraber ilave külfete katlanmak zorunda kalmaktadırlar.
Maliye Bakanlığı birimlerince son dönem de sürdürülen agresif tutum ile beraber salınan vergi ve kesilen cezalar malumunuz. Hesaba katılmayan ve 5 yıllık tarh zamanaşımı boyunca aranabilen vergiler sanayicinin nakit akışını bozmakta yahut hesaplara konan haciz bildirileri ile beraber ödeme acziyetine girmektedirler. Ayrıca “Enflasyon Düzeltmesi” uygulaması ile beraber sermayesi düşük olan bu şirketlere ilave kar çıkmakta ve elde edilmeyen bu kar üzerinden vergi talep edilmektedir.
Üretim sahasını son yıllarda sermayesi olmayan maceracı kişilerin doldurmasının ana sebebi, ortada farklı alanlarda değerlendirebilecekleri sermayesi olmayan kişilerin üretimi seçmesidir. Gerçek sermaye sahipleri ise yukarda saydığımız sebeplerle sermaye unsurlarını farklı alanlarda değerlendirmekle meşgul. Üretmediğimiz takdirde istihdamda yaşanacak kayıp maalesef göz ardı edilmektedir. Üreten firmaların sadece kar maksimizasyonu hedefi yoktur. Ayrıca bu firmalar istihdam ve milli hasılaya katkısı noktasında sosyal sorumluluğu da bulunmaktadır.
Şimdi KOBİ soruyor. Üretmeli mi yoksa başka yerde mi değerlendirmeli? Kapatmalı mı yoksa devam mı etmeli? Önümüzde ki süreç bu soruların nasıl cevaplandırılacağını da bize gösterecektir.
08.04.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.