Daha önce çeşitli platformlarda yayımlanan bu makalem, güncellenerek siz değerli okuyucularımın istifadesine sunulmaktadır. Üç parça halinde yayımlanacak olan yazı dizimizin ilk parçası olan “Vergi İncelemesine Başlanmadan Önce Mükellefin Hakları” ve “Vergi İncelemesine Başlandıktan Sonra Mükelleflerin Hakları” başlıklı yazıların daha önce siz değerli okuyucularımın istifadesine sunulmuştu.
Bu yazımızda ise amacımız, vergi kanunları ve buna dayanarak yayımlanan çeşitli yönetmeliklerde Vergi İncelemesi Tamamlandıktan Sonra Mükelleflerin Haklarının ne olduğu hakkında detaylı bilgiyi okurlarımıza arz etmektir.
Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 21. Maddesine göre, İncelemeye yetkili olanlarca vergi incelemesine yönelik çalışmalarını tamamlayıp, düzenledikleri inceleme raporlarının rapor değerlendirme komisyonlarına intikal ettirilmek üzere ilgili inceleme ve denetim birimine teslim ettikleri tarih, “İncelemenin Tamamlandığı Tarih” olarak kabul edilir.
Bu tarihten sonra inceleme elemanınca düzenlenen ve tarhiyat önerisi içeren raporlar, Rapor değerlendirme Komisyonu aşamasını da tamamladıktan sonra mükellefin Tarhiyat Öncesi Uzlaşma talebi bulunması halinde uzlaşma davetiyesi çıkarılmaktadır. Mükellefin uzlaşma müessesinden yararlanma hakkının olup olmaması veya bu hakkını kullanıp kullanmamaya bağlı olarak, mükellefin vergi yargısına başvuru hakkı olup olmadığı mevzuat hükümlerine göre belirlenmiştir. Neticede ister uzlaşma temin edilerek veya edilmeksizin isterse nihai yargı kararlarına göre veyahut uzlaşma ve dava haklarını kullanmaksızın raporların vergi dairesi kayıtlarına intikali gerçekleşecektir.
Sonuç itibariyle incelemenin tamamlanmasından sonra mükelleflerin çeşitli mevzuat hükümleri uyarınca da hakları bulunmaktadır. Bu haklar aşağıda maddeler halinde düzenlenmiştir.
213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 140. Maddesine göre, vergi incelemesi bitince, bunun yapıldığını gösteren bir vesika nezdinde inceleme yapılana yani mükellefe verilmesi zorunludur.
213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 145. Maddesi ve Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesine göre, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar, mükellefleri tutanakları imzalamaları için zorlayamazlar. Ancak mükellefler tutanakları imzalamaktan çekindikleri takdirde tutanakta bahis konusu edilen olaylar ve hesap durumlarını ihtiva eden defter ve belgeler, nezdinde inceleme yapılandan rızasına bakılmaksızın alınır ve inceleme neticesinde tarh edilen vergiler ve kesilen cezalar kesinleşinceye kadar geri verilmez. İlgililer her zaman bu tutanakları imzalayarak defter ve belgeleri geri alabilirler.
Yine Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 22. maddesine göre, mükellefin defter ve belgeleri, ilgili rapor değerlendirme komisyonunun rapora ilişkin nihai değerlendirmesinin incelemeyi yapana iletildiği tarihten itibaren en geç on beş gün içerisinde bir tutanak ile iade edilmesi gerekmektedir. Yani mükellefin defter ve belgelerini kendisine iadesini istemesi değil, inceleme yapmaya yetkili kişilerce incelemenin RDK aşaması tamamlandıktan sonra mükellefe iade etmesi zorunluluktur.
Bu hak her ne kadar makalemizin son aşamasında açıklanmış olsa da, esasen mükellefin bu hakkı ister vergi incelemesine başlamadan evvel isterse de tamamlandıktan sonra olsun her zaman bakidir.
213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 5. Maddesi ve Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 15. maddesine göre, Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar, görevleri dolayısıyla, mükellefin ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine ilişkin olarak öğrendikleri sırları veya gizli kalması gerekli diğer hususları ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü şahısların yararına kullanamazlar. Bu yasak, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar görevlerinden ayrılsalar dahi devam eder. Mükellef tarafından inceleme yapmaya yetkili olanlardan bu mahrumiyet kuralına uymalarını isteme hakkı her zaman vardır.
Ancak mükellefin sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı, incelemeye yetkili olanlarca düzenlenecek vergi inceleme raporuyla tespit edilmesi halinde, bu durumun kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlarına ve 3568 sayılı Kanunla kurulan birlik ve meslek odalarına bildirilmesi vergi mahremiyetini ihlal sayılmaz. Bu takdirde kendilerine bilgi verilen kişi ve kurumlar da bu maddede yazılı yasaklara uymak zorundadırlar.
Mükelleflerce ihtilaf konusu olabilecek vergi tarhiyatlarına yönelik yargı yoluna başvurmadan evvel, bu ihtilafın çözüme kavuşturulması maksadıyla idare tarafından getirilen düzenlemelerden biride uzlaşma müessesidir.
Mükelleflerin vergi incelemesi aşamasında veya nihayet en son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar Tarhiyat Öncesi Uzlaşma talebi bulunması halinde bu müesseseden; Tarhiyat Öncesi Uzlaşma talebi bulunmaması veya talebini uzlaşma gününden evvel geri çekmesi halinde raporların vergi dairesi kayıtlarına girdiği tarihten sonra dairenin düzenleyeceği ihbarnamelerin kendisine tebliğini takip eden günden itibaren 30 gün içerisinde Tarhiyat Sonrası Uzlaşma müessesesinden yararlanma hakları mevcuttur.
Mükelleflerin bu müessesenin işleyişi sırasındaki hakları, konunun başka bir makale konusunu oluşturacak kadar detaylı olmasından dolayı özet halinde aşağıda açıklanmıştır.
213 Sayılı Vergi Usul Kanununun Ek-11 maddesi ve Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Yönetmeliği hükümlerince, vergi incelemesine dayanılarak tarh edilecek vergiler ile bunlara ilişkin kesilecek vergi ziyaı cezalarında (359 uncu maddede yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh edilecek vergi ve kesilecek ceza ile bu fiillere iştirak edenlere kesilecek ceza hariç) mükellefle tarhiyat öncesi uzlaşma yapılmasına izin verebilmektedir.
Mükellefler, TÖ Uzlaşma müessesinden yararlanabilme hakkını bizzat veya noterden alınmış vekâletnameye dayanarak vekili vasıtasıyla (Tüzel kişiler, küçük ve kısıtlılarla, vakıflar ve cemaatler ile tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunların kanuni temsilcileri marifetiyle) ve yazılı olarak incelemeyi yapana veya bağlı bulunduğu birime yahut ekip Başkanlığına, davet yazısının tebliğ tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde başvurarak yararlanabileceklerdir. Ayrıca mükelleflerin, incelemenin başlangıcından, inceleme ile ilgili son tutanağın düzenlenmesine kadar geçen süre içerisinde her zaman uzlaşma talebinde bulunabilme hakları vardır. Ayrıca mükelleflerce uzlaşma talebinin inceleme tutanağına kaydettirilmiş olması, ilgili mercie yapılmış yazılı başvuru yerine geçecektir.
Bununla birlikte mükellefin, inceleme elemanınca inceleme süreci içerisinde uzlaşma talebinin olup olmadığına yönelik talebinin kendisinden alınması hakkı vardır. Ancak mükellefçe dikkat edilmesi gereken husus, incelemenin sonuçlandığı tarihte tarh zamanaşımının sona ermesine üç aydan az bir zaman kalması halinde inceleme elemanınca mükellefe uzlaşma talebinde bulunup bulunmadığı sorulmayacak ve uzlaşma talebinde bulunmaya davet edilmeyecek olmasıdır.
Tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunan mükellef, tayin edilen uzlaşma gününden önce yazılı olarak vergi inceleme raporunu düzenleyene veya komisyona sekreterya hizmeti veren birime bu talebinden vazgeçtiğini bildirebilme hakkı da vardır. böylelikle mükellef hakkında uzlaşma istememiş gibi işlem tesis edilir. Bu durum mükellefin dava açabilme ve Tarhiyat Sonrası Uzlaşma hükümlerinden yararlanma hakkının baki kalmasını sağlayacaktır.
Belirlenen uzlaşma günü bildirildikten sonra mükellefin herhangi bir mücbir sebeple toplantıya katılamayacak olması halinde uzlaşma görüşmesinin mükellef lehine başka bir güne ertelenme hakkı da vardır.
Ayrıca mükellefin uzlaşma görüşmelerinde bağlı bulunduğu odadan bir temsilci ve meslek mensubu bulundurabilme hakkı da bulunmaktadır.
İlaveten mükellefin, uzlaşma konusu verginin matrah farkları itibariyle bölünebildiği durumlarda uzlaşmayı sadece toplam matrah farkının bu bölümüne isabet eden vergi kısmı için de yapılabilme hakkı da mevcuttur. Uzlaşma talep edilmeyen kısım için ise mükellefin dava açabilme ve Tarhiyat Sonrası Uzlaşma hükümlerinden yararlanma hakkı korunacaktır.
Ancak mükelleflerin uzlaşma müessesinden yararlanmak suretiyle uzlaşma tutanağın altına imza atması halinde, uzlaşılan veya tutanakla tespit edilen hususlar hakkında hiçbir mercie şikayette bulunamayacağı ayrıca dava açamayacağı, usulsüzlük cezaları (Genel ve özel) hariç VUK 376. Maddesine göre cezalardan indirim hakkından yararlanamayacağı ve Tarhiyat sonrası uzlaşma hükümlerinden faydalanamayacağı hususlarının da unutulmaması gerekmektedir. Yine tarhiyat öncesi uzlaşmanın herhangi bir nedenle temin edilememesi veya uzlaşmaya varılamaması hallerinde de, mükellefler verginin tarhı ve cezanın kesilmesinden sonra tarhiyat sonrası uzlaşma talep edemeyeceklerdir. Bu haktan ancak uzlaşma talep etmemeleri halinde yararlanabileceklerdir.
Mükelleflerin inceleme sırasında ve nihayet son tutanağın düzenlediği tarihe kadar TÖU talebinde bulunmaması veya uzlaşma gününden önce bu talebi geri çekmesi halinde, 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun Ek-1, 6, 7 ve 8 maddeleri ve Tarhiyat Sonrası Uzlaşma Yönetmeliği hükümlerince tarhiyat sonrası uzlaşma hükümlerinden yararlanma hakkı bulunacaktır.
İnceleme raporları vergi dairesi kayıtlarına girdikten sonra raporlara istinaden düzenlenecek Vergi-Ceza İhbarnamelerinin mükellefe tebliğinden sonra, mükellef tarafından, ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi ziyaı cezalarının (5736 sayılı kanunun 6 ncı maddesiyle değişen ibare) (359 uncu maddede yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh edilen vergi ve kesilen ceza ile bu fiillere iştirak edenlere kesilen ceza hariç) tahakkuk edecek miktarları konusunda, vergi ziyaına sebebiyet verilmesinin kanun hükümlerine yeterince nüfuz edememekten ya da 369 uncu maddede yazılı yanılmadan kaynaklandığının veya bu Kanunun 116, 117 ve 118 inci maddelerinde yazılı vergi hataları ile bunun dışında her türlü maddi hata bulunduğunun veya yargı kararları ile idarenin ihtilaf konusu olayda görüş farklılığının olduğunun bahsiyle ihbarnamelerin tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde tebliği yapan idareye başvurması durumunda, idare ile tarhiyat sonrası uzlaşma yapılmasına yönelik hakkı vardır.
Ayrıca 7194 sayılı kanunla birlikte VUK 370. Madde de ve Ek 1. Madde de değişikliğe gidilerek, VUK 370/a fırkası hükümlerine göre ön tespit ve izaha değerlendirme komisyonunca mükelleflerin yapmış olduğu izahın yeterli bulunmaması ve neticede mükelleflerce beyan edilen veya tamamlanması/düzelttirilmesi sonrası ziyaa uğrayan vergi için kesilen % 20 Vergi Ziyaı cezası içinde mükellefler uzlaşma hükümlerinden faydalanabileceklerdir.
Ancak VUK 370/b fırkası hükümlerine göre ön tespit ve izah değerlendirme komisyonunca yapılan ön tespitlerin sahte belge kullanma fiiline ilişkin olması halinde, mükelleflerce beyan edilen veya tamamlanması/düzelttirilmesi sonrası ziyaa uğrayan vergi için kesilen % 20 Vergi Ziyaı cezası için mükelleflerin uzlaşma hükümlerinden faydalanabilme hakları yoktur.
Mükellefin tarhiyat sonrası uzlaşma öncesi ve uzlaşma sırasında mevzuat hükümlerine göre hakları makalemizin bir önceki bölümünde yer alan haklarla aynıdır.
Ancak burada dikkat dilmesi gereken husus, mükellefin uzlaşma tutanağını imzalaması halinde dava açma ve 376. Madde hükümlerine göre indirim talebinde bulunma haklarını kaybedeceğidir. Ancak mükellef ile idare arasında uzlaşma vaki olmaması halinde genel hükümler çerçevesinde dava açma hakları mevcuttur. Bu haklarını, dava açma müddeti bitmiş veya 15 günden az kalmış olması halinde tutanağın tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde kullanabileceklerdir.
213 Sayılı VUK’un 376. Maddesi mükelleflerin adlarına kesilen cezalara ilişkin indirimden faydalanma haklarını düzenlemektedir. Ancak bu madde hükümlerinde 7194 sayılı kanunla birlikte önemli değişiklikler yapılmıştır.
7194 sayılı kanun öncesinde mükellefler adına kesilen cezalardan vergi ziyaı cezasında birinci defada yarısı, müteakiben kesilenlerde üçte biri ve usulsüzlük veya özel usulsüzlük cezasının ise yarısının indirileceği şeklinde düzenleme vardı.
Ancak 7194 sayılı kanun ile madde de yapılan değişiklik ile birlikte, madde üç fırka halinde ayrılmış 1. Fırkası ise 2 bent halinde detaylandırılmıştır. Maddenin 1. Fırkası 1. Bendine göre mükellefler, İkmalen, resen veya idarece tarh edilen vergiyi veya vergi farkını ve vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının yarısını ihbarnamelerin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı Kanunda belirtilen türden teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödeyeceğini bildirirse kesilen cezanın yarısı indirilecektir. Yani mükellef adına kesilecek cezalarda %50 indirim bulunmaktadır.
7194 sayılı kanun ile madde de yapılan en önemli değişikli ise, maddenin 1. Fırkası 2. Bendi ile getirilmiştir. Bu hükme göre mükellefler, TÖU veya TSU sonrası Uzlaşmanın vaki olması durumunda, üzerinde uzlaşılan vergiyi veya vergi farkını ve vergi ziyaı cezasının %75'ini, bu Kanunun ek 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan ödeme süreleri içinde ödemeleri halinde, uzlaşılan cezanın %25'i indirilecektir. Bilindiği üzere bu değişiklik öncesi mükellefler, Uzlaşma ve İndirim müessesesinden aynı cezalar için aynı anda faydalanamamakta idi. Bu değişiklik sonrası mükellefler uzlaştıkları vergi ziyaı cezası için uzlaşmada bir indirim sağlarken, bu cezayı 30 gün içinde ödemeleri halinde ilave %25 indirim daha elde edebileceklerdir.
Ayrıca mükellefler 359 uncu maddede yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet vermesi halinde kesilen ceza ile bu fiillere iştirak edenlere kesilen cezalarda da bu indirim müessesinden yararlanma hakları da mevcuttur. Bilindiği üzere vergi ziyaına bu fiillerle sebebiyet verilmesi halinde mükellef adına kesilecek cezalar VUK’un 344 maddesine göre 3 kat, iştirak edenlere ise 1 kat uygulanacaktır. Yine mükelleflerin tarhiyat öncesi veya sonrası uzlaşma hükümlerinden yararlanarak vergi aslı ve vergi ziyaı cezaları hakkında idare ile uzlaşmaya varması, adına kesilecek usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına karşı bu madde hükümlerinden yararlanmasına engel değildir.
Ancak mükellef ödeyeceğini bildirdiği vergi ve vergi cezasını yukarıda yazılı süre içinde ödemez veya dava konusu yaparsa bu madde hükmünden faydalanamayacaktır.
Vergi incelemesi sonrası mükellef, eğer uzlaşma hükümlerinden ve ceza indirim müessesinden yararlanmamışsa, 213 sayılı Vergi usul Kanunu ve 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre dava açma hakkı mahfuzdur.
İlgili kanun hükümlerine göre mükellefler, vergilerin tarh edilmesi ve cezaların kesilmesi halinde, bu vergi ve cezalara ilişkin Vergi-Ceza ihbarnamelerinin kendilerine tebliğ edildiği tarihi izleyen günden itibaren idari işlemi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki Vergi Mahkemelerine 30 gün içinde dava açabileceklerdir. Ayrıca dava konusu edilen ve kısmen veya tamamen Vergi Mahkemesince onanan vergi ve cezalara karşı ise belirlenen tutarları geçmesi halinde (2020 yılına ilişkin yeniden değerlenmiş tutarlar: BİM’e 7.000,00-TL, Danıştay’ 176.000,00-TL) kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içinde Bölge İdare Mahkemelerine istinaf ve Danıştay Dava Dairelerinin nihai kararları ile Bölge İdare Mahkemelerinin davalar hakkında verdikleri kararlara ise Danıştay’a temyiz başvurusunda bulunma hakları vardır. Bunlar mükelleflere tanınan olağan kanun yollarıdır.
7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile birlikte 213 sayılı Vergi Usul Kanunun mülga 379. Maddesi “Kanun Yolundan Vazgeçme” başlığı adı altında yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenlemeyi takiben Maliye Bakanlığı 517 Seri No.lu VUK Genel Tebliğini yayımlayarak yeni düzenlemenin usul ve esasları belirlendi.
İdari çözüm yollarına yeni bir müessese kazandıran bu değişiklik ile İdare ile mükellefler arasında vergi ve cezalara ilişkin olarak ortaya çıkan ihtilafların yargı aşamasında da mükelleflerin tercihlerine bağlı olarak sonlandırılması, yargı mercilerinin iş yüklerinin azaltılması ile uyuşmazlık konusu vergi ve cezaların müessese kapsamında tahakkuku ve tahsilinin sağlanması amaçlanmıştır.
Bu müessese kapsamında olan yargı kararının mahkemece mükellefe tebliği üzerine, mükellef için geçerli olan istinaf veya temyiz başvuru süresi içerisinde, kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin vergi/ceza ihbarnamesini düzenleyen vergi dairesine verilmesi sonrası aşağıda belirtilen oranlarda vergi ve cezalar mükellef ve adına ceza kesilenler hakkında tahakkuk aşaması yani kesinleşme tamamlanmış olacaktır. Dilekçenin verildiği tarih tahakkuk tarihi sayılacak ve bu tarihe kadar vergilere normal vade tarihinden itibaren gecikme faizi hesaplanacaktır.
Ayrıca kanun yolundan vazgeçilmesi hâlinde, tahakkuk edecek vergi ve/veya cezaların hesaplanmasında istinaf veya temyiz yolu kullanılmayan yargı kararı dikkate alınacaktır. Örneğin, vergi mahkemesince verilen karara karşı bölge idare mahkemesine istinaf başvurusunda bulunulmuş ve bunun üzerine bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık olan karara karşı kanun yolundan vazgeçilmiş olması hâlinde, kaldırılan ve/veya tasdik edilen vergi ve/veya ceza tutarı üzerinden tahakkuk edecek vergi ve cezaların hesaplanmasında, vergi mahkemesince verilen karar değil bölge idare mahkemesince verilen karar esas alınacaktır.
Mükellefler ile adlarına ceza kesilenlerce kanun yolundan vazgeçilmesi hâlinde, istinaf veya temyiz yolu kullanılmayan yargı kararına için aşağıdaki oranlara göre vergi ve cezalar tahakkuk/terkin edilecektir;
Konu |
Yargı Organı Kararı |
|||
Olumlu |
Olumsuz |
|||
Tahakkuk Eden |
Terkin Edilen |
Tahakkuk Eden |
Terkin Edilen |
|
Konusu Sadece Vergi Olan Davalar |
60% |
40% |
100% |
0% |
Konusu Vergi ve Buna Bağlı Vergi Ziyaı Cezası |
|
|
|
|
Vergi |
60% |
40% |
100% |
0% |
Vergi Ziyaı Cezası |
0% |
100% |
75% |
25% |
Bağlı Olduğu Vergi Aslı Dava Konusu Yapılmayan Veya 213 Sayılı Kanunun 359 Uncu Maddesinde Yazılı Fiillere İştirak Nedeniyle Kesilen |
|
|
|
|
Vergi Ziyaı Cezası, Usulsüzlük, Özel Usulsüzlük |
25% |
75% |
75% |
25% |
Kanun yolundan vazgeçme kapsamında tahakkuk eden tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Tahakkuk eden tutarların vadesinde ödenmemesi kanun yolundan vazgeçilmediği anlamına gelmeyecektir.
Kanun yolundan vazgeçme kapsamında tahakkuk eden vergi ve cezaların %80’inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte bir ay içinde tamamen ödenmesi şartıyla vergi ve ceza tutarından %20 oranında indirim yapılır. Bu durumda, gecikme faizi verginin indirimden sonra kalan %80’lik kısmı üzerinden hesaplanır. Ancak, mahkeme kararında tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarında bu indirim yapılmaz. Dolayısıyla, vergide söz konusu indirim ancak, kanun yolundan vazgeçme kapsamındaki kararda verginin kısmen ya da tamamen kaldırılan kısmı üzerinden tahakkuk eden tutardan yapılabilir.
İndirim hükmünden yararlanılabilmesi için dava konusu yapılan ve bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve vergi cezaları ile gecikme faizinin birlikte ve tamamen (indirilen kısımları hariç) süresinde ödenmesi şarttır. Bu itibarla, ödemenin süresinde yapılmaması veya ödenmesi gereken gecikme faizi, vergi ve cezaların tamamı yerine bir kısmının ödenmesi durumunda söz konusu indirimden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.
Bu konu hakkında daha önce yayımlanan “Kanun Yolundan Vazgeçilmeli Mi Yoksa Geçilmemeli Mi?” başlıklı makaleme https://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/muhammedkutubbagirgan/002/ linki ile ulaşabilir; mükelleflere getirisinin ve götürüsünün ne olduğuna/olacağına dair fikir edinebilirsiniz.
Yukarda da görüleceği üzere tespit edilen haklar, vergilerin tarhiyat aşamasında mevcut bulunan haklar olup, vergilerin tahsil aşamasında mevcut bulunan mükellef haklarına makalemizde değinilmemiştir.
Vergi incelemeleri mükellefleri tedirgin eden, mesaisinin ve personelinin bir kısmını bu incelemelere ayırmaya zorlayan bir idari işlemdir. Ancak bu işlem vergi incelemesi olsa bile mükelleflerin çeşitli kanunlar ve alt düzenlemeler ışığında kendilerine tanınan haklara bulunmaktadır. Mükelleflerin vergiye gönüllü uyumun sağlanması, mükellefle vergi barışının temin edilmesi, mükellefçe içsel güdü ile vergi ödemeye teşvik edilmesi ve neticede idarenin hukuka aykırı uygulamalarının önüne geçilmesi maksadıyla bu haklar tanınmıştır. Ayrıca bu haklar hakkında mükelleflerin bilgilendirilmesi de işlemi tesis eden yani incelemeyi yapan ve yaptıran idarenin sorumluluğundadır.
22.09.2020
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.