Yasal dava süresini kaçırarak itiraz edilmeyen ve bu nedenle Vergi İdaresince tahsili yapılmak üzere mükellefe gönderilmiş olan ödeme emirlerine “böyle bir borç olmadığından” hareketle dava açma olanağı bulunmaktadır. Ancak bu imkândan faydalanılabilmesi için vergi ve ceza tarhiyatının kanuna aykırı ve dayanaksız olarak yapıldığının kanıtlanması gerekir.
Konuyla ilgili açıklamalara geçmeden önce vergi tarhiyatı oluşumu ve bu tarhiyatlara karşı nasıl itiraz edilebileceği hususlarını irdeleyelim:
1- Vergi Tarhiyatı Oluşumu :
Ağırlıklı olarak uygulanan re'sen vergi tarhiyatı, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar tarafından, özellikle Vergi Müfettişi ve Vergi Müfettiş Yardımcıları tarafından düzenlenmiş vergi inceleme raporlarıyla veya takdir komisyonları tarafından yapılan takdir ile ortaya çıkmaktadır.
Bu vergi inceleme raporu ya da takdir sonucunda Vergi Dairesi tarafından Vergi/Ceza İhbarnamesi düzenlenmekte ve süreç başlamış olmaktadır.
2- Vergi /Ceza İhbarnamelerine İtiraz :
Mükellef, Vergi/Ceza İhbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde Vergi Mahkemesine dava açarak itiraz edebilir.
Davayı mükellefin kendisi (mali müşaviri veya yeminli mali müşavirinin yardımıyla) ya da avukatı açabilir.
Dava, tarh edilen vergi ve cezalara ilişkin tahsilat işlemini dava sonuçlanıncaya kadar durdurur.
Bu aşamada aşağıdaki senaryoların gerçekleşmesi mümkündür :
a) Vergi mahkemesi kararının mükellefinin aleyhine sonuçlanması durumunda, verginin tahakkuku gerçekleşir ve Vergi İdaresince tahsilat işlemleri başlar.
Ancak, mükellefin Mahkeme Kararını, Üst Mahkemede (Danıştay veya Bölge İdare Mahkemesinde) itiraz ve temyiz etme hakkı vardır. Mahkeme Kararı tek hakimli ise, Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilecektir. Vergi Mahkemesinin kurul halinde verdiği kararları ise, Danıştay temyiz yoluyla incelemektedir.
İtiraz veya temyiz başvurusu Vergi Mahkemesinin Kararının tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içinde yapılır. Normal şartlarda itiraz ve temyiz başvuruları yürütmeyi durdurmaz. Yani Vergi İdaresi tarafından tarhiyata konu vergi ve cezalar tahsil edilmeye devam edilir. Bu yüzden mükellefin Danıştay ya da Bölge İdare Mahkemesine itiraz ve temyiz başvurusunu, “Yürütmeyi Durdurma” talebinde bulunarak yapması gerekir ve Üst Mahkemenin de bunu karara bağlaması gerekir. Böylece Vergi İdaresince tahsilat işlemleri durdurulmak zorunda kalacaktır.;
Bölge İdare Mahkemesi veya Danıştay, Vergi Mahkemesinin kararını onaması halinde yargılama süreci mükellef aleyhine tamamlanmış ve kesinleşmiş olur.
Danıştay, Vergi Mahkemesi Kararının bozulmasına karar verirse, Vergi Mahkemesi Danıştay’ın bozma kararına uyar ve buna göre bir karar verir veya ilk kararında ısrar eder. Her iki durumda da, tarafların tekrar temyiz yoluna gitme olanağı vardır.
Taraflar, Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştay’ın itiraz ve temyiz üzerine verdikleri kararlara karşı 15 gün içerisinde karar düzeltme talebinde de bulunulabilirler.
b) Vergi mahkemesi kararının mükellefin lehine olması durumunda, mükellef açısından bir vergi/ceza söz konusu olmayacaktır.
Bununla birlikte, Vergi İdaresinin, Mahkeme Kararını Üst Mahkemede (Danıştay veya Bölge İdare Mahkemesinde) itiraz ve temyiz etme hakkı vardır. Bölge İdare Mahkemesi veya Danıştay Vergi Mahkemesinin kararını onaması halinde yargılama süreci mükellef lehine tamamlanmış ve kesinleşmiş olur.
Danıştay, Vergi Mahkeme kararının bozulmasına karar verirse, Vergi Mahkemesi, Danıştay’ın bozma kararına uyar buna göre bir karar verir ya da ilk kararında ısrar eder. Her iki durumda da, tarafların tekrar temyiz yoluna başvurmaları mümkündür.
c) Vergi /Ceza İhbarnamesine 30 gün içinde dava açılmaması durumunda vergi ve cezalar kesinleşmiş kabul edilmektedir. Vergi İdaresi tahakkuk ettirdiği vergiyi ödemeye ilişkin vergi/ceza ihbarnamesi ile mükellefe bildirir ve mükellef bu ihbarnamenin tebliği tarihinden itibaren 1 ay içinde dava konusu vergi ve cezaları öder.
3- Ödeme Emri ve Ödeme Emrine İtiraz :
Ödeme Emri, kesinleşmiş olan amme alacağının, vadesinde ödenmemesi nedeniyle, bu alacağın “Ödeme Emri” tebliğiyle mükelleften istenmesidir. Mükellef, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde “yürütmeyi durdurma” talepli olarak Vergi Mahkemesine dava açması gerekir. Mahkeme de yürütmeyi durdurmayı uygun görürse, dava sonuçlanıncaya kadar Vergi İdaresi tahsilat yapamaz. Yürütmeyi durdurma talepli itiraz olmadığı takdirde, dava devam ederken Vergi İdaresi, vergi ve cezalar için tahsilat yoluna gidebilecektir.
Yargılama sonucunda ortaya çıkan kararlar için yazımızın 2. Bölümünde belirtilen Üst Mahkemelere (Danıştay veya Bölge İdare Mahkemelerine ) Mahkeme Kararının tebliğinden itibaren 30 gün içinde itiraz ve temyizde bulunulabilir. Bununla birlikte, Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştay’ın itiraz ve temyiz üzerine verdikleri kararlara karşı 15 gün içerisinde karar düzeltme talebinde bulunulabilmektedir.
Ödeme emrine itiraz ancak 3 şekilde olabilmektedir :
a) Ya, bu borç tamamen ya da kısmen ödenmiş denilebilir ve ödendiği ispatlanır.
b) Ya, bu borç zamanaşımına uğramış denir. (Amme alacağı vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde İdarece tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar.)
c) Ya da “böyle bir borcum yoktur” denilebilir ve borcun bulunmadığı ispatlanır..
Bunlar haricinde ödeme emrine itiraz etme dayanağı bulunmamaktadır.
4- Süresinde Dava Açılmayarak Kesinleşmiş Kabul Edilen Vergi/Ceza İhbarnameleri Nedeniyle Düzenlenen Ödeme Emirlerine “Böyle Bir Borcum Yoktur” Kapsamında Dava Açma Olanağı
Yazımıza konu durum tam da bu noktada ortaya çıkmaktadır. Kanuna aykırı ve dayanaksız olarak yapılan vergi tarhiyatı sonucu tebliğ edilen Vergi Ceza İhbarnamelerine, 30 günlük süre içinde mükellef tarafından dava açılmamış olması nedeniyle tahsilat aşamasına gelinerek, bu vergi ve cezaların mükelleften Ödeme Emriyle istenmesi durumunda, bu Ödeme Emri için Vergi Mahkemesine “Böyle bir borcum yoktur” kapsamında itiraz edilerek, ödeme emrini iptal ettirme imkanı bulunmaktadır.
Danıştay 4. Dairesi’nin 2008 yılında vermiş olduğu kararda “…Kanuna aykırı olarak tarhedilen vergi ve kesilen cezanın dava açılmamak suretiyle kesinleştiğinden bahsedilmesine de olanak yoktur. Dolayısıyla, 6183 sayılı Kanun'un 58 inci maddesi kapsamında, davacının "böyle bir borcu bulunmadığı" sonucuna varılmaktadır. Bu durumda, Kanuna aykırı olarak düzenlenen dava konusu ödeme emrinin iptali gerekirken, davanın kısmen reddine ilişkin Mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.” denilmektedir.
Sonuç olarak,
Ödeme emrine itiraz dayanaklarının kapsamı çok kısıtlı iken, kanuna aykırı olarak tarh edilmiş ve zamanında dava konusu yapılmadığından dolayı ödeme emri ile istenen vergi ve cezaların “böyle bir borcun bulunmadığı” kapsamına sokularak ödeme emrine itiraz hakkına kavuşulması hususu, bu tür tarhiyatlarla muhatap olanlar için göz önünde bulundurulması gereken önemli bir ayrıntıdır.
16.12.2014
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.