İşçinin en temel geçim kaynağı ücretidir. Ücret bu bakımdan özel olarak korunmuş bir alacaktır öyle ki ödeme zamanı, en az tutarı, nasıl ödeneceği, ödeme periyodu, kesintileri 4857 sayılı İş Kanununda olduğu gibi buna benzer Türk Borçlar Kanununda, Basın-İş Kanununda, Deniz-İş Kanunu gibi mevzuatlarda özel olarak düzenlenmiştir. Bu korumacı ana başlıkların dışında bir de ücretin haczedilmesi de belli bir orana bağlanmıştır. Buradaki oranın sadece ücrete atfedilmesindeki temel amaç aylık olarak/dönemsel ödenen paranın ücret olduğunu ve temel geçim kaynağı olmasından dolayı belli kısmının saklı olduğu 4857 sayılı İş Kanunun 35.maddesinde yer alan “İşçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemez veya başkasına devir ve temlik olunamaz. Ancak, işçinin bakmak zorunda olduğu aile üyeleri için hakim tarafından takdir edilecek miktar bu paraya dahil değildir. Nafaka borcu alacaklılarının hakları saklıdır.” hükümle belirtilmiştir. Görüleceği üzere kanun koyucu sadece ücrette ¼’inden fazla haciz yapılamayacağını belirtmiştir. Bu hacze ilişkin aynı şekilde düzenleme 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 84. Maddesinde de açıkça maaşlar ve her nevi ücretler olarak belirtilmiştir.
Peki, Kanunun lafzı ve yorumu ile genel olarak temel amacı düşünüldüğünde ¼ oranındaki haciz kısıtlaması hangi işçilik alacaklarına uygulanmalıdır. Ücret olarak adlandırılan alacaklar hangi alacaklardır. Bilindiği üzere iş hukukunda ücretin genel tanımı içine temel ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, Ulusal Bayram ve genel tatil ücreti, boşta geçen süre ücreti, ikramiye, prim, yıllık izin ücreti girmektedir. Ancak bu alacaklar yanında işçinin işten ayrılmasından sonra aldığı kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, bakiye süre ücreti, ayrımcılık tazminatı, cezai şart, işe başlatmama tazminatı, sendikal tazminat gibi alacakları da mevcuttur. Bu kısıtlamaya ilişkin kanunda herhangi bir düzenleme yer almamasına karşın Yargıtay’ın emsal kararları bize ışık tutmaktadır. Yargıtay 12. H.D.’nin 27.12.2004 tarih ve 2004/22540 E. 2004/26972 K. sayılı ilamında “…1475 Sayılı Kanunun 28. maddesine göre, ( 4857 Sayılı Kanunun 35. maddesi ) işçinin almakla olduğu ücretlerin dörtte birinden fazlası haczedilemez. İkramiye, toplu sözleşme farkı ve nema da ücretten sayılacağından onların da aynı koşullarda haczini engelleyen bir yasa hükmü yoktur. 6772 Sayılı Kanunun 4. maddesinde ise ( fazla mesai, evlilik, çocuk zamları veya primleri, ayni yardımlar, hafta ve genel tatil ücretleri gibi esas ücrete munzam tediyelerin ) haczedilemeyeceği belirlenmiştir. Bu durumda, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi ödentilerin ücretten sayılacağına dair bir hüküm bulunmadığından tamamı, nemanın ve toplu iş sözleşmesi farkı ile ikramiyenin ise en fazla haczi mümkündür. Bu durumda mercice yukarıdaki ilkelere göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir” hükmü ile kıdem ve ihbar tazminatı gibi tazminat alacaklarının niteliği itibariyle ücret olmadığını ve tamamının haczedilebileceğine hükmedilmiştir. (Aynı yönde Yarg. 12. H.D. 2012/32967 E. 2013/7593 K). Buna göre bu hukuki değerlendirmeler ışığına hacizle ilgili şu sonuçlara varılabilir:
1.İşçi hakkında İcra Müdürlüğü’nce haciz işlemi başlatıldı ve işverenliğe tebliğ edildi ise işverenlik 7 gün içinde işçinin net ücretinin ¼’ini her ay keserek icra dairesinin banka hesabına yatırmalıdır.
2.İşçinin ücretinden kasıt; fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti, prim, ikramiye, bahşiş, sair gelirler, boşta geçen süre ücreti her ay toplanarak yasal kesintiler sonucu oluşan net ücret üzerinden ¼’i icra dairesine yatırılmalıdır.
3. Asgari geçim indirimi 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda yer alan bir telafi edici vergi sistemi olduğundan niteliği itibariyle ücret değildir ve haciz işlemlerinde dikkate alınmaz.
4. Nafaka kesintileri ilk sıradadır ve nafaka kesintisi sonrası diğer alacakla kalan net tutar üzerinden kesilmelidir.
5. Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, bakiye süre ücreti, işe başlatmama tazminatı, cezai şart, sendikal tazminat niteliği itibariyle ücret sayılmadığı yargı kararıyla sabit olduğundan bu alacaklarında benzer olduğu düşünüldüğünde ¼ haciz kısıtlamasına tabi olmadığı ve tamamının haczedilebilecektir. İlk olarak tazminatlar haczedilmeli kalan bakiye varsa ücretten ¼ oranında haciz yapılmalıdır.
6.Hacizde işverenin sorumlu olduğu unutulmamalıdır.
7.6772 sayılı İlave Tediye Kanunun 4. Maddesine göre ilave tediyeye hak kazanan kamu işçilerinin 4. Maddede yer alan “Aylık istihkakların hesabında fazla mesai, evlilik, çocuk zamları veya primleri, ayni yardımlar, hafta ve genel tatil ücretleri gibi esas ücrete munzam tediyeler nazarı itibara alınmaz. Bu tediyelerden çeşitli işçi sigortalarının icabettirdiği primler kesilmez ve bu paralar borç için haczedilemez.” hükmüne göre bu ücret gelirleri ayrıksı bir hal olduğundan bu gelirlerden haciz yapılamaz.
03.07.2020
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.