Günümüz küreselleşen ekonomisinde, çok uluslu şirketlerin farklı ülkelerde bağlı ortaklıklar kurarak faaliyet göstermeleri yaygın hale gelmiştir. Türkiye’de mukim kurumların yurt dışındaki iştiraklerinden elde ettikleri kazançların vergilendirilmesine yönelik olarak Kurumlar Vergisi Kanunu’nda (KVK) çeşitli düzenlemeler yer almaktadır. Bu çerçevede, KVK’nın 7. maddesi kapsamında kontrol edilen yabancı kurum kazançlarının Türkiye'de vergilendirilmesi öngörülmüştür. Ayrıca, KVK’nın 33. maddesi ile yurt dışında ödenen vergilerin mahsup imkânları düzenlenmiştir.
Bu makalede, kontrol edilen yabancı kurum kazançlarının vergilendirilmesine ilişkin düzenlemeler ele alınacak, ilgili şartlar değerlendirilecek ve örneklerle açıklamalar yapılacaktır.
Yurt dışındaki bir kurumun kontrol edilen yabancı kurum sayılabilmesi için bu kurumun sermayesinin, kâr payının veya oy kullanma hakkının en az %50’sinin doğrudan veya dolaylı olarak, ayrı ayrı ya da birlikte tam mükellef gerçek kişi ve kurumlara ait olması gerekmektedir. (Tam mükellef kurumlar ile birlikte tam mükellef gerçek kişilerin de kontrol edilen yabancı kuruma ortak olmaları halinde, gerçek kişilerin elinde bulunan hisse senetleri ve iştirak hisseleri yurt dışında kurulu şirketin kontrol edilen yabancı kurum olup olmadığının tespitinde dikkate alınacaktır.)
Yurt dışı iştirakin kontrol edilen yabancı kurum olup olmadığının tespitinde, kontrol oranı olarak ilgili hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte sahip olunan en yüksek oran dikkate alınacaktır. Yılsonunda kontrol oranı daha düşük olsa bile uygulama kapsamında değerlendirilir.
KVK’nın 7. maddesi uyarınca, Tam mükellef gerçek kişi ve kurumların doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin, kâr payının veya oy kullanma hakkının en az % 50'sine sahip olmak suretiyle kontrol ettikleri yurt dışı iştiraklerinin kurum kazançları, dağıtılsın veya dağıtılmasın aşağıdaki şartların birlikte gerçekleşmesi halinde, Türkiye'de kurumlar vergisine tâbidir:
a) İştirakin toplam gayrisafî hasılatının % 25 veya fazlasının faaliyet ile orantılı sermaye, organizasyon ve eleman istihdamı suretiyle yürütülen ticarî, ziraî veya serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşması.
b) Yurt dışındaki iştirakin ticarî bilânço kârı üzerinden % 10'dan az oranda gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması.
c) Yurt dışında kurulu iştirakin ilgili yıldaki toplam gayrisafî hasılatının 100.000 TL karşılığı yabancı parayı geçmesi.
Yurt dışı iştirake ilişkin iştirak payının (sermaye, kâr payı veya oy kullanma hakkının) tamamının, yurt dışı iştirakin hesap döneminin kapanmasından önce herhangi bir tarihte muvazaa olmaksızın elden çıkartılmış olması halinde, ilgili yurt dışı iştirak hakkında bu madde hükümleri uygulanmayacaktır.
Kapsama giren kontrol edilen yabancı kurumların Türkiye’de vergiye tabi tutulacak kazancı, zarar mahsubu dahil giderler düşüldükten istisnalar düşülmeden önceki, vergi öncesi kurum kazançları olacaktır.
Kontrol edilen yabancı kurumun geçmiş yıl zararları nedeniyle dağıtılabilir kârının olmaması durumunda Türkiye’de vergilendirilecek bir kazançtan söz edilemeyecektir.
Yurt dışı iştirakten elde edilmiş sayılan kazancın hesaplanmasında, yurt dışı iştirakin ilgili hesap döneminin kapandığı tarihte sahip olunan iştirak oranı (sermaye, kâr payı veya oy kullanma hakkı oranı) dikkate alınacaktır.
Kontrol edilen yabancı kurumun kârının sermayeye eklenmesi durumunda da söz konusu kazanç uygulama kapsamında vergilendirilecektir.
KVK’nın 33. maddesi uyarınca, yurt dışında ödenen vergiler, Türkiye’de hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilir. Mahsup edilecek verginin, Türkiye’de ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda, fazla kısım dikkate alınmaz. Ayrıca, verginin mahsup edilebilmesi için aşağıdaki şartların sağlanması gerekmektedir:
Bu sayede, aynı kazanç hem yurt dışında hem de Türkiye’de iki kez vergilendirilmemiş olur.
Öte yandan, kontrol edilen yabancı kurumun bulunduğu ülke dışındaki ülkelerde ödemiş olduğu gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergilerin, söz konusu kurumun Türkiye’de vergilendirilecek kazancı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Yurt dışı iştirakin kontrol edilen yabancı kurum kazancı kapsamında Türkiye’de vergilendirilmiş kazancının yurt dışındaki kurum tarafından sonradan dağıtılması halinde, elde edilen kâr paylarının daha önce Türkiye’de vergilendirilmiş kısmı ayrıca vergilendirilmeyecektir.
Ancak, daha sonraki yıllarda, kontrol edilen yabancı kurumun Türkiye’de vergiye tabi tutulmuş kazancından daha fazla kâr payı dağıtılması halinde, aşan kısım kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.
Örnek 1: Kontrol Edilen Yabancı Kurum Kazancının Türkiye’de Vergilendirilmesi
Durum: ABC A.Ş., Türkiye’de tam mükellef bir kurumdur ve yurtdışında %55 oranında ortak olduğu DEF Ltd. adlı bir bağlı ortaklığa sahiptir. DEF Ltd., faaliyet gösterdiği ülkede %8 oranında kurumlar vergisine tabidir ve yıllık bilanço kârının %30’u faiz ve temettü gelirlerinden oluşmaktadır. 2024 yılında 5 milyon kar elde etmiştir.
Değerlendirme:
Bu şartların tamamı sağlandığından, DEF Ltd.’nin kazançları (kar dağıtımı yapılmasa dahi) Türkiye’de ABC A.Ş. tarafından beyan edilerek kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.
Örnek 2: Yurt Dışında Ödenen Verginin Mahsup Edilmesi
Durum: XYZ A.Ş., yurtdışında faaliyet gösteren (%60 oranında ortak olduğu) bir iştiraki aracılığıyla 1.000.000 TL kazanç elde etmiş ve ilgili ülkede bu kazanç üzerinden %15 oranında vergi ödenmiştir. Türkiye’de geçerli kurumlar vergisi oranı %25’tir.
Hesaplama:
Bu durumda, XYZ A.Ş., Türkiye’de 100.000 TL kurumlar vergisi ödeyecek ve yurtdışında ödediği 150.000 TL vergiyi mahsup edebilecektir.
Eğer yurt dışında ödenen vergi 300.000 TL olsaydı, bu tutarın 250.000 TL kısmı mahsup edilebilecek, bakiye 50.000 TL nin mahsubu mümkün olmayacaktı.
KVK’nın 7. ve 33. maddeleri, yurtdışında kontrol edilen yabancı kurum kazançlarının Türkiye’de vergilendirilmesini ve çifte vergilendirmenin önlenmesini sağlamaktadır. Vergi planlaması yaparken, bu düzenlemelerin dikkatlice değerlendirilmesi ve yurt dışında ödenen vergilerin doğru şekilde mahsup edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, mükelleflerin, kontrol edilen yabancı kurum kazançlarını Türkiye’de beyan etme yükümlülüğüne uymaları önem arz etmektedir.
20.02.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.