Net işletme sermayesi bir şirketin likidite, etkililik ve genel sağlık ölçüsüdür. Çünkü Net işletme sermayesi nakit yönetimi, stok yönetimi, borç yönetimi ve alacak yönetimi içerir.
Net işletme sermayesi bir şirketin aktiflerinin nakit yaratma gücüdür. NİS şirketin gelecekteki nakit yaratma kapasitesini ve net bugünkü değerini belirler yani şirketin nakit yaratma gücü şirket değerini belirler.
Net işletme sermayesi “dönen varlıklardan kısa vadeli yabancı kaynaklardan çıkarılmasıdır” (NİS = Dönen Varlıklar – Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar) şeklinde öğretilir.
Net işletme sermayesi; firmanın aniden, bir kriz durumunda kısa vadeli borçlarını ödemek zorunda kalsa, elindeki nakit ve nakite çevrilebilecek varlıklarıyla bu kısa vadeli borçların ne kadarını ödeyebileceğini gösterir.
Formülden yararlanmaya kalkarsak dönen varlıkların tamamının aynı likiditede olduğunu, yani hepsini aynı anda nakite çevirebileceğimizi varsaymış oluruz. Oysaki dönen varlıklarımızın içindeki bankadaki mevduatımız ile stoklarımızın nakite çevrilme süresi ya da stoklarımızla ticari alacaklarımızın likiditesi aynı değildir. Bununla birlikte tüm ticari alacaklarımızın nakite çevrilme süresi de bir değildir ve alacaklarımızın içerisinde hareketsiz, riskli alacak kalemleri de bulunabilir. Bu gibi alacak kalemlerini net işletme sermayesi içerisinde hesaba katmamamız gerekmektedir. Net işletme sermayesi hesaplanırken alacaklarımızın gerçek değerinin ya da likit saydığımız hemen paraya çevirebileceğimiz varlıklarımızın gerçek değerinin iyi belirlenmesi gerekmektedir.
Net işletme sermayesi her ne kadar formüldeki gibi dönen varlıklardan kısa vadeli borçların çıkarılmasıyla kalan tutar gibi görünse de bu tutarı hesaplarken nakde dönme riski olan varlıklar belirlenmeli ve net işletme sermayesi içinde yer almamalıdır.
Net işletme sermayesinin içerisinde nakit olarak gördüğümüz değerlerin nakite çevrilirken “nakite çevrilme riski” ve “zaman değeri” göz önünde bulundurulmalıdır.
Net işletme sermayesi hesaplanırken bu hesabın içerisine kattığımız bilanço kalemlerinin hangi oranda, hangi hızla nakite döndürebileceğini bilmek önemlidir.
Yıllara yaygın inşaat ve onarım maliyetleri hesabını net işletme sermayesine katarak inşaat işlerinden alacaklarımızı çok daha şişkin göstermiş oluruz, aynı durum bu hesabın karşılığı olan yıllara yaygın inşaat ve onarım bedelleri için de geçerlidir. İçinizden bu hesaplar zaten birbirinin karşılığı olduğu için birbirini götürecektir diyenleri duyuyorum ancak her bir hakedişin karlı olduğu varsayımı altında bu hesaplar büyüdükçe aradaki kar marjı da artabilir ve bu iki hesabı net işletme sermayesi formülü içine katarsanız NİS tutarınız olduğundan çok daha fazla görünecektir bu da sizi ve bilgi kullanıcılarını yanıltır.
Başka bir örnek verecek olursak gelecek aylara ait gider kalemine yani peşin ödenmiş giderlere kaydettiğimiz olmazsa olmaz sigorta giderlerini acil durumlarda bozdurma yani iptal ederek kullanmadığımız süre için ödenen primi geri alma gibi bir yola başvurmayacağımız için net işletme sermayesi içerisinde hesaba katmamamız gerekir.
Diğer dönen varlıklara kaydettiğimiz kdv iadesi alacaklarımızı ise 6 ay gibi bir sürede alıyorsak acil bir durumda nakite çevirme olasılığımız yoktur ancak 10-15 gün gibi kısa bir sürede alıyorsak tabi ki net işletme sermayesi hesabının içerisine katabiliriz.
Bilanço kalemlerini tek tek incelediğimizde yukarıda bahsettiğim gibi her bir bilanço kaleminin özelliğine göre bu tarz yorumlar yapabiliriz.
Net işletme sermayesi bir oran değil bir tutar göstermektedir. Net işletme sermayesi tek başına bir tutar olarak ve tek bir dönem için gösterildiğinde hiçbir anlamı yoktur.
Firmanın satışlarının net işletme sermayesine oranı (Net Sales/NWC) ve net işletme sermayesinin aktif büyüklüğüne göre oranı (NWC/Total Assets), cari oran (dönen varlıklar/kısa vadeli borçlar), asit-test oranı (dönen varlıklar-stoklar)/kısa vadeli borçlar) birlikte, dönemler itibariyle, trendin incelenmesiyle anlamlılık bulur.
Satışlar arttıkça net işletme sermayesinin de artması gerekmektedir çünkü satışlara dayalı maliyetler ya da satıcılara olan ödemeler de artacaktır bu yüzden net işletme sermayesinin de yeterli oranda artması gerekmektedir. Aynı durum net işletme sermayesinin aktif büyüklüğüne oranı için de geçerlidir.
Cari oran işletmenin nakit ihtiyacı karşılayabilme kabiliyetini gösterirken net işletme sermayesi bir tutarı göstermektedir. Cari oran dönen varlıkların kısa vadeli borçları hangi oranda karşıladığını ifade eder.
Eğer Cari oranla net işletme sermayesinin etkinliği (yeterlilik derecesini) ölçmek istiyorsak dönen varlıkların içerisine nakite çevirebileceğimiz varlıkların yer alması tercihtir.
Olası krizden ve ekonomik dalgalanmalardan etkilenmemek için firmaların varlıklarının bir kısmını likit ya da likide yakın tutması gerekmektedir. Firmaların olası krizlerde aktif-pasif yönetimini (alış-borçlanma-üretim-depolama-satış-tahsilat sürecini) iyi yapması gerekir ve bu süreçteki riskleri iyi tespit etmelilerdir. Bu riskler döviz kurlarındaki hareketler, faiz oranları değişimleri, likidite dengesizliği ya da alacakların tahsil edilememesi olabilir. Yani firmaların getiri ve maliyetler arasındaki dengeyi bir başka deyişle üretim-alım-satım arasındaki dengeyi iyi ayarlaması gerekmektedir.
Alacak tahsil süresi, borç geri ödeme süresi ve stok yönetimi Net İşletme Sermayesini optimum noktada tutmak için dikkat etmemiz gereken konulardır. Bir başka deyişle stok devir hızı-alacak devir hızı ve borç devir hızı nakit yaratmak için dikkat etmemiz gereken faaliyet oranlarıdır.
Net işletme sermayesinin maksimum noktada tutmak için alacak tahsil süremizin, borç ödeme geri süresinden kısa olmasına dikkat etmeliyiz yani kısa vadeli alacakların minimumda tutulması, borçlarınsa olabildiğince uzun vadede tutulması gerekir.
Net işletme sermayesinin maksimumda tutulması için şirketin kısa vadede ödeme taahhütlerinden kaçınması gerekmektedir. Şirketler rotatif ya da kısa vadeli finansman yerine uzun vadeli finansman tercih etmelidir.
Kısa vadeli kaynak yaratmak için sat ve geri kirala beraberinde getirdiği birçok vergi avantajıyla önemli bir kısa vadeli kaynak yaratma yöntemidir. Bunun gibi kısa vadede kaynak yaratmak için faktoring, faiz oranı swapı, para swapı gibi yöntemler de kısa vade de kaynak yaratmak için kullanılabilecek yöntemlerdir.
Yüksek faizli dönemlerde olabildiğince az kredi kullanmak gerektiği gibi bu dönemin avantajlarından olan mevduat faizlerinden yararlanılabilir, borçla yatırım yapmak yerine elde edilen karla yatırım yapmak tercih edilmelidir.
Firmaların emniyet marjı olan net işletme sermayesini kısa dönemlerde de olsa mevduat faiziyle değerlendirip farklı fonlarda nakit biriktirmek emniyetimizi daha da güçlendirecektir.
Örneğin aylık hakediş bazında tedarikçilerle çalışan bir firma için tedarikçilerine ödemelerini toplu olarak yapmak yerine günlere ya da haftalara yaymalıdır. Bu dönemde tedarikçilerimize ödemediğimiz nakiti elde tutmanın avantajından yararlanarak, bankada mevduat faizi elde etmek için kullanabiliriz.
Şirketin satıcılara olan ödeme taahhütlerini olabildiğince uzun vadeye yayması önemlidir. Ödeme vadesinden önce satışların yapılmasına dikkat edilmelidir. Buradan hareketle stok devir hızının çok iyi kontrol edilmesi gerekir. Satışlar olabildiğince yükseltilerek stok devir hızı artılmalı ama bunu yaparken de ödemelerin vadesi olabildiğince uzun zamana yayılmalı, bu şekilde doğru stok yönetimiyle parekendecilik sektöründe kullanılan bir terim olan “negatif işletme sermayesi” yaratılmalı. Negatif işletme sermayesi parekendecilik sektöründe aldığınız ürünlerin ödeme vadesinden önce size nakit olarak geri döndüğünü anlatır. Bu şekilde parekendecinin tedarikçeye ödemediği parayı kullandığını görürüz. Yani parekendecinin stok devir hızı sayesinde paranın zaman değerinden yararlandığını, uzun vadede aldığı malları daha kısa vadede nakde çevirdiğini görürürüz.
Unutulmamalı aktiflerin nakit yaratma gücü şirketin gelecekteki nakit yaratma kapasitesini ve net bugünkü değerini belirler yani şirketin nakit yaratma gücü şirket değerini belirler. Bir şirketin stok devir hızını artırıp borçlarının vadesini uzatmak şirket değerini artırır diyebiliriz.
26.02.2019
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.