Şahitlik ettiğimiz çağ insanlık tarihi boyunca benzeri görülmemiş ekonomik ve sosyal dönüşümleri de içinde barındırıyor. Post modern ilişkiler yumağına sarılmış günümüz insanının; iş, aile ve çalışma hayatında karşılaştığı sorunlara çözüm üreterek iş-yaşam dengesini uyumlaştıracak sosyal politika araçlarına olan ihtiyacı ise gün be gün artıyor.
Toplumun temel yapın taşını oluşturan aile kurumunun en tatlı meyvesi çocuktur. Çocuk sahibi olmak büyük mutlulukların yanı sıra sorumlulukları da sırtlanmayı gerektirir. Doğum sonrasında duygu yoğunluğunun paylaşılması ve kişilerin üstlerine düşen sorumluluklarını yerine getirebilmelerine fırsat vermek adına çalışma hayatına virgüller koyma lüzumu hissedilebilir. İşte 4857 sayılı kanun da bu hissiyata cevapsız kalmamış, “İşçiye; evlenmesi veya evlat edinmesi ya da ana veya babasının, eşinin, kardeşinin, çocuğunun ölümü hâlinde üç gün, eşinin doğum yapması hâlinde ise beş gün ücretli izin verilir.” Hükmünü getirmiştir. Dikkat edilirse Kanun’da “İş günü” ibaresi kullanılmamıştır. Bu nedenle Hafta tatili, resmi ve dini bayramlar babalık izni süresini etkilemeyecektir.
Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin işçi veya işveren tarafından feshedileceği durumlarda, fesih bildiriminde bulunacak tarafın karşı tarafa belli bir süre önceden bildirimde bulunması gereklidir. İş Kanununun 17. Maddesine göre;
“İş sözleşmeleri;
a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,
b) İşi altı aydan bir buçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,
c) İşi bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra,
d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra,
Feshedilmiş sayılır.” Takvim günü üzerinden belirlenen ihbar süresinin; hafta tatili, resmi ve dini bayramlar denk gelmesi durumunda süre ilavesi yapılmaz.
İhbar süresinin bölünmeksizin kullandırılması esastır. İhbar süresini kullanan işçinin 4857 Sayılı Kanununun 27. Maddesinde yer alan “Bildirim süreleri içinde işveren, işçiye yeni bir iş bulması için gerekli olan iş arama iznini iş saatleri içinde ve ücret kesintisi yapmadan vermeye mecburdur.” Hükmü gereği kullandığı iş arama izinlerini ise bölünmezlik ilkesinde istisna olarak değerlendirmek gerekir. Dolayısıyla iş arama izni dışında işçiye örneğin yıllık izin verilemez ve yıllık izin ile ihbar öneli iç içe geçemez. Yargıtay görüşü de bu yöndedir[1].
İhbar süresi içinde rapor alan işçinin durumu hakkında iş mevzuatında net bir hüküm mevcut değildir. Yaygın olan ve Yargıtay tarafından kabul gören uygulama ihbar süresinin alınan rapor süresince durması şeklindedir[2]. Buna göre rapor alan işçinin ihbar süresi raporlu gün kadar uzayacaktır.
Tıpkı rapor alan işçide olduğu gibi babalıktan dolayı işçinin kanuni iznini kullanmasının ihbar önelini nasıl etkileyeceği belirsiz bir durumdur. Uygulayıcılar için üç yöntem gündeme getirilebilir. Birincisi İhbar süresinde baba olan işçinin babalık izni ile ihbar süresini birleştirmektir ki iznin kullandırılması asıl olduğundan sakınca içerir. İkincisi ihbar süresinde baba olan işçinin ihbar süresini babalık izninin bitimiyle sanki hiç kullanılmamış gibi en başından başlatmaktır. Bu durumda ihbar süresi kanunda tanımlanmış süreyi aşacak şekilde uzayacaktır. Son yöntem ise tıpkı rapor alan işçide olduğu gibi baba olan işçinin ihbar süresinin babalık izni süresince durması şeklindedir. Hakkaniyete uygun çözümün bu sonuncusu olacağı kanaatindeyim.
Faydalı olması dileğiyle
[1] Yıllık izin ile ihbar öneli iç içe geçemeyeceğinden yıllık izinin ihbar önelinden önce kullandırılması asıl olup hiçbir şekilde ihbar öneli ile yıllık izin iç içe girmemelidir. Davalının ihbar önelinin son iki haftalık kısmında yıllık izin kullandırması sebebiyle ihbar önelinin bölünmezliği ilkesi ihlal edildiğinden ihbar tazminatı talebinin kabulü yerindedir(Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2016/17771 E. 2016/17890 K. Sayılı ve 31.10.2016 tarihli kararı)
[2] Davalı işçinin 1475 sayılı İş Kanununa göre çalışma süresini dikkate alarak 8 haftalık önel vermek suretiyle hizmet akdini feshedeceğini davacı bankaya bildirmiştir. Ancak önel içinde toplam 35 gün istirahat raporu
almıştır. ….. Ayrıca belirtmek gerekir ki önel vermek suretiyle fesih bildiriminde taraflardan hangisi bulunursa bulunsun şayet isçi istirahat raporu almış ise raporlu süreyle ihbar öneli iç içe giremez. Bu nedenle rapor süresi kadar ihbar önelinin uzatılmış olduğu kabul edilmelidir.”(Yarg. 9. HD, 4.3.1999 E. 1999/2826, K. 1999/4097)
07.05.2019
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.