1. GİRİŞ
İlave tediye alacağının kapsamı, yararlanacaklar, yararlanma şartları, miktarı ve ödeme zamanı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkındaki Kanun ile düzenlenmiştir.
Kanunun 1. maddesinde, işveren kapsamı “Umumi, mülhak ve hususi bütçeli dairelerle mütedavil sermayeli, sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirket ve kurumlarla belediyeler ve bunlara bağlı teşekküller, 3460 ve 3659 sayılı kanunların şümulüne giren İktisadi Devlet Teşekkülleri ve diğer bilcümle kurum, banka, ortaklık ve müesseseler” şeklinde belirlenmiştir.
Buna göre; Devlete ve ona bağlı olmak üzere,
1. Genel, katma ve özel bütçeli daireler,
2. Sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirket ve kurumlar ve bunlara bağlı kuruluşlar,
3. Belediyeler ve belediyelere bağlı kuruluşlar,
4. 3460 ve 3659 sayılı Kanun kapsamına giren, sermayesinin tamamı Devlete ait olan veya bu sermeye ile kurulan iktisadi devlet kuruluşları ilave tediye ödeme yönünden İşveren kapsamında belirtilmiştir.
2. BELEDİYE ŞİRKETLERİNİN 6772 SAYILI KANUN KARŞISINDAKİ DURUMU
Belediyeler, Anayasa’nın 127. maddesinde kabul edildiği üzere, kamu tüzel kişiliğine haizdir. İlgili mevzuatta belediyelere, yüklenen görevlerin yerine getirebilmesi için, önemli hak ve yetkiler verilmiş; kamusal ayrıcalıklar tanınmıştır. Diğer taraftan, merkezi idareye de, belediyeler üzerinde vesayet yetkisi verilmiştir.
Belediyeler tarafından kurulan veya ortak olunan şirketler ise, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi sermaye şirketleri olup, belediyelerin tüzel kişiliğinden ayrı ve bağımsız özel hukuk tüzel kişileridir. Belediyelerin kurdukları veya ortak oldukları ticaret şirketlerine, kamu tüzel kişiliği kazandıran herhangi bir kanun hükmü bulunmadığı gibi, kamusal yetki ve ayrıcalıklar tanınmamıştır. Dolayısıyla, söz konusu şirketlerin “kamu tüzel kişisi” ya da “kamu kurum ve kuruluşu” oldukları kabul edilemez.
Diğer taraftan, 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, iktisadi devlet teşekkülleri ile kamu iktisadi kuruluşlarını ve bunların müesseselerini, bağlı ortaklıklarını ve iştiraklerini kapsamaktadır.
Kanun Hükmünde Kararname’nin 2. maddesinin birinci bendinde “Kamu iktisadi teşebbüsü "Teşebbüs"; iktisadi devlet teşekkülü ile kamu iktisadi kuruluşunun ortak adıdır.”; ikinci bendinde “İktisadi devlet teşekkülü "Teşekkül"; sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan, kamu iktisadi teşebbüsüdür.”; üçüncü bendinde “Kamu İktisadî Kuruluşu "Kuruluş"; sermayesinin tamamı Devlete ait olup, tekel niteliğindeki mal ve hizmetleri kamu yararı gözeterek üretmek ve pazarlamak üzere kurulan ve gördüğü bu kamu hizmeti dolayısıyla ürettiği mal ve hizmetler imtiyaz sayılan kamu iktisadî teşebbüsüdür.” tanımlamalarına yer verilmiştir. Bu tanımlamalarla sabit olduğu üzere, kamu iktisadi teşebbüslerinin sermayesi Devlete aittir. Belediyeler ise, Devlet tüzel kişiliğinden ayrı bir tüzel kişiliğe sahiptir. Dolayısıyla belediyelerin hissedarı oldukları şirketler, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında olmayıp, kamu iktisadi teşebbüsü sayılamaz.
Belediyelerin hissedarı olduğu şirketlerin hukuki statüsünün yukarıda yazılı olduğu şekilde belirlendikten sonra, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkındaki Kanun kapsamında bulunup bulunmadıkları meselesinin değerlendirilmesine gelince;
6772 sayılı Kanun’un 1. maddesindeki düzenleme uyarınca, “belediyeler ve bunlara bağlı teşekküller” kanun kapsamındadır. Belediyelerin hissedarı olduğu şirketler ise, Ticaret Kanunu hükümlerine tabi, belediyeden ayrı ve bağımsız özel hukuk tüzel kişiliğine sahip olduğundan, bu şirketlerin belediyeye bağlı teşekkül sayılması mümkün değildir. Anılan maddede, sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirketlerin kanun kapsamında olduğu açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, madde metninde sermayesi belediyeye ait olan şirketlere yer verilmemesi kanun koyucunun tercihidir.
Kanun, kapsam içinde olmayan ancak Toplu İş Sözleşmesi uygulanacak işyerleri için Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanun’un ek 2. maddesinde “6772 sayılı Kanun kapsamı dışında kalan işyerlerinde çalışan işçilere toplu iş sözleşmeleri ile en çok dört, münhasıran yer altında çalışan işçilere en çok beş ikramiye ödenebilir” denilmek suretiyle bu işçilere yönelik olarak ilave tediye ödemesine denk bir ikramiye hakkı getirmiş olup işçilerin hak kaybı engellenmiştir. Bu maddeye istinaden Toplu İş Sözleşmelerine ikramiye adı altında yine mezkûr maddede belirtilen sınırlarda ikramiye maddesi konulabilmektedir.
3. BELEDİYE ŞİRKETLERİN ÇALIŞAN İŞÇİLERE İLAVE TEDİYE ÖDENMESİNE İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI
Konuya ilişkin Yargıtay kararlar aşağıda sıralanmıştır;
Yargıtay 7. HD. 2013/22549 E. 2014/3741 K. 13.02.2013
“…Somut olayda, davalı şirketin (%95) hissesi K.Belediyesine, (%5) hissesi ise L, Belediyesine aittir. Şu haliyle davalı belediyeye bağlı kuruluş olup 6772 sayılı Yasa kapsamındadır. O halde davacıya ilave tediye ücret ücreti hesaplanıp verilmelidir.”
Yargıtay 9. HD. 2013/5795 E. 2013/15726 K. 23.05.2013
“…Somut olayda, gelen Ticaret Sicil Kayıtlarına göre davalı şirketin hissesinin tamamının Büyükşehir ve ilçe belediyelerine ait olduğu anlaşılmış olmakla birlikte ilave tediye isteminin kabulü gerekirken reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”
Yargıtay 7. H.D 2014/17555 E. 2014/9389 K. 18.09.2014
“Davalı, davacının davalı işçisi olmadığını ayrıca davalının 6772 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilemeyeceğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlara göre “...davalı … A.Ş.'nin özel hukuk tüzel kişiliğine sahip bir sermaye şirketi olduğu, ilave tediyeden yararlanabilmek için işverenin kamu işvereni olması gerektiği, bu şirketin ortakları arasında belediyenin bulunmasının onun özel hukuk tüzel kişiliğini ve kar amaçlı ticari özelliğini ortadan kaldırmayacağı, hal böyle olunca davacının ilave tediye ücretinden faydalanamayacağı.” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda; öncelikle davalı …A.Ş’nin şoför alımı ile taşeron şirketlerle imzaladığı sözleşmelerin muvaazalı olduğunu ve bu işçilerin baştan itibaren … A.Ş’nin işçisi sayılması gerektiği yargı kararları ile sabit görülmüştür. Ayrıca karar gerekçesi hakkında davalı temyizi de bulunmamaktadır. Şu halde davacının davalı işçisi olarak kabulü gerekecektir. Mahkemece davalının özel hukuk tüzel kişisi olduğu bu nedenle davacının ilave tediye ödenmesinden faydalanamayacağı sonucuna varmış ise de; 6772 sayılı Kanunda belediyeler ve belediyeye bağlı kuruluşların kanun kapsamında değerlendirileceği belirtilmiştir. Davalı şirketin %96 ortağı …. Büyükşehir Belediyesi ve yine geri kalan ortaklar da belediyeye bağlı kuruluşlardır. Bu nedenle davalı şirket 6772 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmeli ve davacının hak kazandığı ilave tediye alacağı belirlenerek hüküm altına alınmalı iken davanın reddine karar verilmiş olması hatalıdır. Davacının temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.”
Yargıtay 22. Hukuk dairesinin aşağıdaki kararına kadar Yargıtay genellikle belediye şirket işçilerinin de 6772 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine dair kararlar vermekteydi. Ancak 2017 yılında verilen karar ile Yargıtay görüş değiştirmiş ve belediye şirket işçilerinin 6772 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilemeyeceğine hükmetmiştir.
Yargıtay 22. H.D. 2016/24028 E., 2017/14012 K.
“6772 sayılı Kanun’un 1. maddesindeki düzenleme uyarınca, “belediyeler ve bunlara bağlı teşekküller” kanun kapsamındadır. Belediyelerin hissedarı olduğu şirketler ise, Ticaret Kanunu hükümlerine tabi, belediyeden ayrı ve bağımsız özel hukuk tüzel kişiliğine sahip olduğundan, bu şirketlerin belediyeye bağlı teşekkül sayılması mümkün değildir. Anılan maddede, sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirketlerin kanun kapsamında olduğu açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, madde metninde sermayesi belediyeye ait olan şirketlere yer verilmemesi kanun koyucunun tercihidir. Keza, 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun, 15.07.1934 tarihinde yürürlüğe giren 2571 sayılı Kanun’la değişik 19. maddesi hükmünde, belediyelerin iştirak edecekleri şirketler ifadesine açıkça yer verilmiş olduğu halde, bu tarihten sonraki bir tarih olan 11.07.1956 tarihinde yürürlüğe giren 6772 sayılı Kanun’da, belediyelerin hissedarı olduğu şirketlerden bahsedilmemiş olması da bu durumun bir göstergesidir. Dolayısıyla, 6772 sayılı Kanun’un 1. maddesindeki, belediyeye bağlı teşekkül ifadesinden, kanun koyucunun, belediyelerin hissedarı olduğu şirketleri kastettiği söylenemez.
Anılan sebeplerle, belediyelerin hissedarı olduğu şirketler 6772 sayılı Kanun kapsamında bulunmadıklarından, davalı şirket ilave tediye ödemekle yükümlü değildir. Bu halde, ilave tediye alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.”
4. SONUÇ
Kanımızca belediye şirketleri, 6772 sayılı Kanun’un 1. madde kapsamına girmemektedir. Bu nedenle belediye şirketlerinde işçi statüsünde çalışan personele 6772 sayılı Kanun kapsamında ilave tediye ödemelerinin yapılması mümkün görünmemektedir.
Ancak 6772 sayılı Kanunun Ek madde-2’sinde “6772 sayılı Yasa kapsamı dışında kalan işyerlerinde çalışan işçilere toplu iş sözleşmeleri ile en çok dört, münhasıran yer altında çalışan işçilere en çok beş ikramiye ödenebilir.” Denilmektedir.
6772 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmeyen işyerlerinde “ikramiye” adı altında ödeme yapılabileceği hükme bağlanmıştır. Şirketlerin illa 6772 sayılı Kanunun 1’inci maddesine istinaden ödeme yapması yerine Ek Madde-2 kapsamında ikramiye ödeyebileceği düşünülmektedir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 09.02.2009 tarih ve Esas No. 2008/33967 Karar No. 2009/1799 kararındaki; “Kanun, kapsam içinde olmayan ancak Toplu İş Sözleşmesi uygulanacak işyerleri içinde ek 2. madde ile bir sınırlama getirmiş ve kapsamda kalmayan işyerlerinde Toplu İş Sözleşmeleri ile en çok 4 aylık, yeraltındaki işyerlerin de ise en çok 5 aylık ilave tediye oranında ücret ödeneceği kuralına yer vermiştir. Ancak bu tür işyerlerinde Toplu İş Sözleşmesi ile kararlaştırılan bu tür ödemeleri ilave tediye olarak değil, akdi ikramiye olarak kabul etmek yerinde olacaktır.” hükmü ile yukarıdaki açıklamamıza dayanak oluşturmaktadır.
11.04.2018
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.