Değerli okurlar, uzun süreden beri tartışma konusu olan kur farkları için fatura düzenlenip KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı hususu 2019 yılında da devam edecek gibi görünüyor.
3065 sayılı KDV Kanununun 24.maddesi matraha dahil olan unsurları düzenlemektedir. Buna göre matraha dahil olan unsurlar aşağıdaki gibidir;
Aşağıda yazılı unsurlar matraha dahildir:
a) Teslim alanın gösterdiği yere kadar satıcı tarafından yapılan taşıma, yükleme ve boşaltma giderleri,
b) Ambalaj giderleri, sigorta, komisyon ve benzeri gider karşılıkları ile vergi, resim, harç, pay, fon karşılığı gibi unsurlar,
c) Vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerler.
Görüldüğü üzere madde metninde “Kur Farkı”ibaresi yer almamaktadır.
Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “III/A-5.3” numaralı “Kur Farkları” başlıklı bölümünde “Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibarıyla vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle katma değer vergisi hesaplanır. Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir.” açıklamalarına,
“III/B-1.2.2” numaralı “Kur Farkları” başlıklı bölümünde ise “Teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle katma değer vergisi hesaplanır. Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir.” açıklamalarına yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere KDV Genel Uygulama Tebliği
Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin Kur Farklarının KDV’ye tabi olduğuna yönelik düzenlemeler içeren “III/A-5.3” numaralı bölümü ile “III/B-1.2.2” numaralı bölümünün iptaline yönelik olarak Danıştay’da dava açılmıştır.
Danıştay Dördüncü Dairesi 18.05.2017 tarih ve E:2014/4834, K:2017/4605 sayılı kararıyla dava konusu düzenlemelerde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacı tarafından Danıştay Dördüncü Dairenin bu kararının bozulması amacıyla temyize gidilmiştir.
Temyiz makamı Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu, 13.12.2017 tarih ve E:2017/548, K:2017/606 sayılı kararıyla Danıştay Dördüncü Dairenin 18.05.2017 tarih ve E:2014/4834, K:2017/4605 sayılı kararını bozmuştur.
Ancak, Danıştay Dördüncü Daire esasa yönelik olarak bugüne kadar henüz karar vermemiştir. DOLAYISIYLA BAHSE KONU TEBLİĞ AÇIKLAMASI HALEN İPTAL EDİLMEMİŞTİR. Danıştay Dördüncü Daire bir önceki kararında ısrar edebilir veya Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararına uyabilir.
Tebliğ açıklamaları halen yürürlükte olduğundan, Gelir İdaresince aksi belirtilmedikçe, Türkiye’deki bir kişi veya kuruma kesilen dövizli veya dövize endeksli faturalarla ilgili olarak, ödeme aşamasında oluşan kur farkları için fatura düzenlenmesi ve KDV hesaplanması büyük bir önem arz etmektedir. Öte yandan, Tebliğin iptali halinde daha önce kur farklarına ilişkin beyan edilerek ödenen KDV lerin iadesi için ihtirazi kayıtla ilgili dönem KDV beyannamesi verilerek dava açma hakkı saklı tutulabilir.
Danıştay Dördüncü Dairenin esasa ilişkin kararını görmeden ödeme aşamasında lehe oluşan kur farkları için fatura düzenlenmemesi vergisel açıdan bir risktir ve KDV hesaplanmaması ileride potansiyel vergi incelemeleri sırasında cezalı vergi tarhiyatlarının yapılmasına yol açacaktır.
Kaldı ki 30.11.2018 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilen ve yasalaşma süreci devam eden “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin 19 uncu maddesiyle “3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 24 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine “fiyat farkı” ibaresinden sonra gelmek üzere “kur farkı” ibaresi eklenmektedir.
Sonuç olarak, şirketlerin ileride cezalı vergi tarhiyatlarıyla karşılaşmaması açısından, Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin Kur Farklarının KDV’ye tabi olduğuna yönelik düzenlemeler içeren “III/A-5.3” numaralı bölümü ile “III/B-1.2.2” numaralı bölümleri iptal edilmediği sürece ödeme aşamasında lehe oluşan kur farkları için fatura düzenlenmesi ve KDV uygulanması, aleyhe oluşan kur farkları için ise tedarikçilerinden veya müşterilerinden KDV li fatura talep etmeleri gerekmektedir.
Eğer yine de kur farklarına KDV hesaplanmaması tercih edilirse, beyannamelerin ihtirazi kayıtla verilmesini tavsiye ederiz.
08.01.2018
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.