İthal edilen bir eşya ile ilgili olarak gümrük kıymetinin bir unsuru olduğu tespit edilen royalty, lisans, patent, alameti farika, ticari marka, isim hakkı, know-how, vb. gayri maddi hakların satın alınması, temliki, kullanılması ve kiralanması için yapılan ödemelerin brüt tutarları üzerinden gümrük kıymetine eklenilmesi, ayrıca, gayri maddi hak sahibinin dar mükellef gerçek kişi olması halinde Gelir Vergisi Kanunu’nun 94.maddesi kapsamında, dar mükellef kurum olması halinde ise Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30.maddesi kapsamında oluşacak stopajın muhtasar beyanname ile ilgili vergi dairesine beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15/7. ve 30/11. maddelerinde: Yapılacak vergi kesintisinde, kazanç ve iratların gayrisafi tutarları üzerinden dikkate alınacağı, kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde vergi kesintisinin, fiilen ödenen tutar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiştir.
Gayri maddi hak sahipleri genellikle alacakları tutarın net olarak (her hangi bir kesinti yapılmadan) kendilerine ödenmesini isterler, bu nedenle ilgili anlaşmalarda çoğunlukla ödemenin net olarak yapılacağı belirtilir.
Gayri maddi hak kazançlarında ödenecek vergi (stopaj) matrahını bulabilmek için yapılan ödemenin brüt tutar üzerinden mi (ödenecek vergi kesintisi yapılarak geriye kalan kısmın hak sahibine ödenmesi), yoksa net tutar özerinden mi yapıldığının araştırılması, ödeme net tutar özerinden yapılmış veya yapılacak ise söz konusu ödeme bedelinin, stopaj oranı dikkate alınarak (Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması “ÇVÖA” varsa burada belirtilen oran, anlaşma yoksa genel stopaj oranı olan % 20 dikkate alınarak) brütleştirilmesi gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: Royalty - lisans, gayri maddi haklar, gayri maddi hak kazançları, brütleştirme, gümrük kıymeti, stopaj.
Royalty, lisans, patent, alameti farika, ticari marka, isim hakkı, know how), vb. “Gayri Maddi Haklar” birçok farklı yerde, örneğin: 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 70.maddesinde, OECD Model Anlaşmasının 12.Maddesinde, yine Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarının 12 ve 13.maddelerinde, 18.11.2007 tarih ve 26704 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında 1 Seri Nolu Genel Tebliğ’in 10.maddesinde (4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 27.maddesinde de kısmen royalty ve lisans olarak) ayrıntılı şekilde izah edilmiştir.
Gayri maddi haklar; Özellikleri nedeniyle ticari gayri maddi haklar ve pazarlama amaçlı gayri maddi haklar olmak üzere iki grup altında değerlendirilmektedir.
Ticari Gayri Maddi Haklar: Bir malın üretiminde ya da bir hizmetin sağlanmasında kullanılan patentler, know-how, dizaynlar ve modeller ile müşterilere transfer edilen ya da ticari faaliyetin işletiminde kullanılan (bilgisayar yazılım programları gibi) ticari varlık niteliğine sahip gayri maddi hakları ifade etmektedir.
Pazarlama Amaçlı Gayri Maddi Haklar İse: Bir ürün ya da hizmetin ticari amaçlı olarak kullanımına yardımcı olan ticari markalar ve ticari unvanlar, müşteri listeleri, dağıtım kanalları ile ilgili ürün açısından önemli bir promosyon değerine sahip nevi şahsına münhasır isimler, semboller ya da resimler gibi gayri maddi hakları ifade etmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1.maddesinde: Sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadî kamu kuruluşları, dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler ile iş ortaklıklarının kazançlarının Kurumlar Vergisi’ne tâbi olduğu, kurum kazancının gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluştuğu, Kanun’un 3.maddesinde: Kanun’un 1.maddesinde sayılan kurumlardan kanunî veya iş merkezi Türkiye'de bulunanların “Tam Mükellef” olduğu ve bunların gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilecekleri, Kanun’un 1.maddesinde sayılı kurumlardan kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayanların “Dar mükellef” olduğu ve bunların sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceklerinin, aynı Kanun’un 15/7 ve 30/11.maddelerinde: Yapılacak vergi kesintisinde kazanç ve iratların gayrisafi tutarları üzerinden dikkate alınacağı, kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde vergi kesintisinin, fiilen ödenen tutar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanacağının, Kanun’un 15 ve 30.maddelerinde ise: Yapılacak vergi kesintisinin ayrıntıları belirtilmiştir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 3/2.maddesi gereği “Dar mükellefiyet” kapsamına giren kurumlara yapılan gayri maddi hak kazançları, vb. ödemeler Katma Değer Vergisine tabi olup, söz konusu kazanç ve iratlara tekabül eden KDV’yi -(3065 sayılı KDV Kanunu’nun 9.maddesi gereği)- bu hak ve hizmetlerden faydalanan, satın alan veya kiralayanlar, brüt/brütleştirilmiş tutar üzerinden, bağlı bulundukları vergi dairesine sorumlu sıfatıyla 2 Nolu KDV Beyannamesi ile beyan ederek öderler. Gayri maddi hak kazançlarında KDV oranı % 18’dir.
Sorumlu sıfatıyla 2 Nolu KDV beyannamesi ile beyan edilen KDV, vergi sorumluları (İlgili gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri) açısından yüklenilen vergi niteliğinde olup, söz konusu KDV’nin aynı dönem içinde mükellef sıfatıyla verilen 1 No.lu KDV beyannamesi ile indirime konu yapılabilir.
4458 sayılı nGümrük Kanunu’nun 27-1/c.maddesine göre; Kıymeti belirlenecek eşyanın satış koşulu gereği, alıcının doğrudan veya dolaylı olarak ödemesi gereken, fiilen ödenen veya ödenecek fiyata dahil edilmemiş olan royalti ve lisans ücretleri, isim hakkı, telif hakkı, know-how, vb. gayri maddi haklar için ödenen tutarlar Gümrük Kıymetinin bir unsurudur.
Bu konudaki en geniş izahat “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında 1 Seri Nolu Genel Tebliğ”in 10.maddesinde yapılmış olup, buna göre;
Gayri Maddi Haklar: Sinema filmleri, radyo-televizyon yayınlarında kullanılan filmler ve bantlar dahil olmak üzere edebi, artistik, bilimsel her nevi telif hakkının veya her nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin, planın, gizli formül veya üretim yönteminin veya sınai, ticari, bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikiminin kullanma imtiyazı, kullanma hakkı veya satışı ile sınai, ticari, bilimsel teçhizatın kullanma imtiyazı veya kullanma hakkını ifade etmektedir. Başka bir ifadeyle, gayri maddi haklar patent, ticari marka, ticari unvan, tasarım ya da model gibi sınaî varlıkların kullanım hakkı ile edebi, sanatsal eserlerin mülkiyet hakları ile ticari bilgi birikimi (know how) ve ticari sırlar gibi fikri hakları kapsamaktadır. Gayri maddi haklar özellikleri nedeniyle ticari gayri maddi haklar ve pazarlama amaçlı gayri maddi haklar olmak üzere iki grup altında değerlendirilmektedir.
Ticari Gayri Maddi Haklar: Bir malın üretiminde ya da bir hizmetin sağlanmasında kullanılan patentler, know-how, dizaynlar ve modeller ile müşterilere transfer edilen ya da ticari faaliyetin işletiminde kullanılan (bilgisayar yazılım programları gibi) ticari varlık niteliğine sahip gayri maddi hakları ifade etmektedir.
Pazarlama Amaçlı Gayri Maddi Haklar İse: Bir ürün ya da hizmetin ticari amaçlı olarak kullanımına yardımcı olan ticari markalar ve ticari unvanlar, müşteri listeleri, dağıtım kanalları ile ilgili ürün açısından önemli bir promosyon değerine sahip nevi şahsına münhasır isimler, semboller ya da resimler gibi gayri maddi hakları ifade etmektedir.
Gayri maddi hakların satışı, temliki (bir mülkü birine mülk olarak verme), devri, kullanımı yada kiraya verilmesi sonucu elde edilen kazançlarada gayri maddi hak kazancı veya gayrimenkul sermaye iradı denir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15/7. ve 30/11. maddelerinde: Yapılacak vergi kesintisinde, kazanç ve iratların gayrisafi tutarları üzerinden dikkate alınacağı, kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde vergi kesintisinin, fiilen ödenen tutar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiştir.
Gayri maddi hak sahipleri genellikle alacakları tutarın net olarak (her hangi bir kesinti yapılmadan) kendilerine ödenmesini isterler, bu nedenle ilgili anlaşmalarda çoğunlukla ödemenin net olarak yapılacağı belirtilir.
Gayri maddi hak kazançlarında ödenecek vergi (stopaj) matrahını bulabilmek için yapılan ödemenin brüt tutar üzerinden mi (ödenecek vergi kesintisi yapılarak geriye kalan kısmın hak sahibine ödenmesi), yoksa net tutar özerinden mi yapıldığının araştırılması, ödeme net tutar özerinden yapılmış veya yapılacak ise söz konusu ödeme bedelinin, stopaj oranı dikkate alınarak (Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması “ÇVÖA” varsa burada belirtilen oran, anlaşma yoksa genel stopaj oranı olan % 20 dikkate alınarak) brütleştirilmesi gerekmektedir.
Brütleştirilmiş gayri maddi hak kazancının/ödemesinin, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihteki merkez bankası döviz alış kuru üzerinden TL’ye çevrilerek, bulunacak meblağ üzerinden Stopaj ve KDV’nin hesaplanması/ödenmesi gerekir.
Örnek 1: Türkiye’de üretici olan X firması tarafından, Türkiye’de yaptığı üretim için Almanya’da mukim Y firmasına 100.000-EUR royalty faturası karşılığında ödeme yapılacağını varsayalım. Yapılacak ödeme iki farklı şekilde, iki farklı yöntemle gerçekleştirilebilir.
Birinci yöntem; Ödeme brüt olarak, stopajı/vergisi kesilerek (Türkiye ile Almanya arasında mevcut olan Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması “ÇVÖA” gereği % 10 stopaj kesilerek) geriye kalan 90.000-EUR Almanya’da mukim Y firmasına gönderilir. Bahse konu royalty ödemesine istinaden ilgili vergi dairesine yapılan stopaj matrahı (Kurumlar Vergisi) beyanı ve sorumlu sıfatıyla KDV matrahı beyanı 100.000-EUR karşılığı TL olarak beyan edilir.
İkinci yöntem; Ödeme net olarak, net tutar üzerinden 100.000-EUR olarak Almanya’da mukim Y firmasına gönderilir. Bu durumda, stopaj matrahına ulaşmak için yapılan ödemenin brütleştirilmesi, brüte taşınması gerekir. Şöyle ki: % 90’ı 100.000-EUR ise, % 100’ü ne kadardır? İçler dışlar çarpımı sonucunda, bütün vergi hesaplamalarımızda dikkate almamız gereken Brütleştirilmiş matrah 111.111,11-EUR olup, tüm vergilerin, Kurumlar Vergisi/Stopaj ile sorumlu sıfatıyla ödenecek KDV’nin bu tutar (yani 111.111,11-EUR matrah) üzerinden ilgili vergi dairesine Muhtasar Beyanname ve 2 Nolu KDV Beyannamesiyle beyan edilip ödenmesi gerekir.
Örnek 2: Türkiye’de üretici olan A firması tarafından, Türkiye’de yaptığı üretim için Pakistan’da mukim B firmasına 100.000-USD royalty-lisans faturası karşılığında ödeme yapılacağını ve Türkiye ile Pakistan arasında Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması (ÇVÖA) olmadığını varsayalım. Yapılacak ödeme iki farklı şekilde, iki farklı yöntemle gerçekleştirilebilir.
Birinci yöntem; Ödeme brüt olarak, stopajı/vergisi kesilerek (Türkiye ile Pakistan arasında ÇVÖA olmadığı için genel oran olan % 20 stopaj kesilerek) geriye kalan 80.000-USD Pakistan’da mukim B firmasına gönderilir. Bahse konu lisans ödemesine istinaden ilgili vergi dairesine yapılan stopaj matrahı (Kurumlar Vergisi) beyanı ve KDV matrahı beyanı 100.000-USD karşılığı TL olarak beyan edilir.
İkinci yöntem; Ödeme net olarak, net tutar üzerinden 100.000-USD olarak Pakistan’da mukim B firmasına gönderilir. Bu durumda, stopaj matrahına ulaşmak için yapılan ödemenin brütleştirilmesi gerekir. Şöyle ki: % 80’i 100.000-USD ise, % 100’ü ne kadardır? İçler dışlar çarpımı sonucunda, bütün vergi hesaplamalarımızda dikkate almamız gereken brütleştirilmiş matrah 125.000-USD olup, tüm vergilerin, Kurumlar Vergisi/Stopaj ile sorumlu sıfatıyla ödenecek KDV’nin bu tutar (yani 125.000-USD matrah) üzerinden ilgili vergi dairesine Muhtasar Beyanname ve 2 Nolu KDV Beyannamesiyle beyan edilip ödenmesi gerekir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1.maddesinde: Sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadî kamu kuruluşları, dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler ile iş ortaklıklarının kazançlarının Kurumlar Vergisi’ne tâbi olduğu, kurum kazancının gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluştuğu, Kanun’un 3.maddesinde: Kanun’un 1.maddesinde sayılan kurumlardan kanunî veya iş merkezi Türkiye'de bulunanların “Tam Mükellef” olduğu ve bunların gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilecekleri, Kanun’un 1.maddesinde sayılı kurumlardan kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayanların “Dar mükellef” olduğu ve bunların sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceklerinin, aynı Kanun’un 15/7 ve 30/11.maddelerinde: Yapılacak vergi kesintisinde kazanç ve iratların gayrisafi tutarları üzerinden dikkate alınacağı, kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde vergi kesintisinin, fiilen ödenen tutar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanacağının, Kanun’un 15 ve 30.maddelerinde ise: Yapılacak vergi kesintisinin ayrıntıları belirtilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun (GVK) 1.maddesinde: Gerçek kişilerin gelirlerinin gelir vergisine tâbi olduğu, gelirin, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olduğu, Kanun’un 2.maddesinde geliri oluşturan kazanç ve iratların: Ticarî kazançlar, ziraî kazançlar, ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlardan oluştuğu. aynı Kanun’un 6.maddesinde: Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişilerin sadece Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratları üzerinden vergilendirilecekleri, Kanun’un 94.maddesinde de: Yapılacak vergi tevkifatının özelliklerinden bahsedildiği, anlaşılmaktadır.
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94.maddesi kapmasında Gayrimaddi hak kazançları üzerinden stopaj yapılması için: Hizmeti sunanın (kazancı elde edenin, adına ödeme yapılanın) yurt dışında mukim bir gerçek kişi olması gerekir.
Gayrimaddi hak bedelleri/kazançları üzerinden 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30.maddesine istinaden stopaj kesintisi yapılması için; Kazancı elde edenin, adına ödeme yapılanın yurt dışında mukim bir kurum, firma veya teşebbüs olması gerekmektedir.
Diğer bir değişle, gayri maddi hak sahibinin dar mükellef gerçek kişi olması halinde Gelir Vergisi Kanunu’nun 94.maddesi hükümleri, dar mükellef kurum olması halinde ise Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30.maddesi hükümleri uygulanacaktır.
Royalty, lisans, patent, alameti farika, ticari marka, isim hakkı, know-how, vb. Gayri maddi hakların satın alınması, temliki, kullanılması, kiralanması ve benzeri karşılığında yapılan ödemeler 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15.maddesi (Tam mükellefiyet) ve 30.maddesine (Dar Mükellefiyet) istinaden kurumlar vergisi tevkifatına tabidir.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 3.maddesine göre, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye’de bulunmayan dar mükellefler, sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirilirler. Kazancın Türkiye’de elde edilmesinden kasıt, bu mahiyetteki mal ve hakların Türkiye’de değerlendirilmesi, ödemenin Türkiye’de yapılması veya yapılan ödemelerin Türkiye’deki kayıtlarda gider yazılmasıdır. Bu durumda dar mükellef kurumlara ödenen gayrimaddi hak bedellerine ilişkin ödemeler kurumlar vergisi tevkifatına tabidir.
KVK’nın 30’uncu maddesinin 2.fıkrasına göre dar mükellef kurumlara, ticarî veya ziraî kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddî hakların satışı, devir, temliki, kiralanması karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen kişilerce (Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması “ÇVÖA” varsa bu anlaşmada belirtilen oranda, ÇVÖA yoksa 2006/11447 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereği % 20 oranında) kurumlar vergisi kesintisi yapılır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15/7 ve 30/11.maddelerine göre; yapılacak vergi kesintisinde kazanç ve iratların gayrisafi tutarlarının dikkate alınması, kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde ise vergi kesintisinin, fiilen ödenen tutar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanması gerekir.
Gayri maddi hak sahipleri, genellikle alacakları tutarın kendilerine her hangi bir kesinti yapılmadan, net olarak ödenmesini isterler, bu nedenle ilgili anlaşmalarda çoğunlukla ödemenin net olarak yapılacağı belirtilir.
Gayri maddi hak kazançlarında gelir veya kurumlar vergisi stopaj sorumluluğunu doğuran olay
stopaja tabi hizmet bedelinin nakden veya hesaben ödenmesidir. Hesaben ödeme deyimi, stopaja tabi kazanç ve iratları ödeyenleri hak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder. Bu itibarla stopajı doğuran olay, nakden veya banka yoluyla ödeme yapılması, fiili ödeme olmasa bile, hizmeti alanın hizmeti veren adına açtığı hesapta kendisini hizmeti verene karşı borçlu duruma getiren veya borcunu yükselten kayıt yapılmasıdır.
Gayri maddi hak kazançlarında ödenecek vergi (stopaj) matrahını bulabilmek için yapılan ödemenin brüt tutar üzerinden mi (vergi kesintisi yapılarak geriye kalan kısmın hak sahibine ödenmesi), yoksa net tutar özerinden mi yapıldığının araştırılması, ödeme net tutar üzerinden yapılmış veya yapılacak ise söz konusu ödeme bedelinin, stopaj oranı dikkate alınarak (Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması “ÇVÖA” varsa burada belirtilen oran, anlaşma yoksa genel stopaj oranı “% 20” dikkate alınarak) brütleştirilmesi/brüte taşınması gerekir.
Brütleştirilmiş Gayri maddi hak kazancının/ödemesinin, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihteki Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden TL’ye çevrilerek, bulunacak meblağ üzerinden Stopaj ve KDV’nin hesaplanarak ilgili vergi dairesine ödenmesi gerekir.
Örnek 1: Türkiye’de otomobil üreticisi olan C firması tarafından, Türkiye’de yaptığı üretim için Franda’da mukim D firmasına 200.000-EUR know-how faturası karşılığında ödeme yapıldığını varsayalım. Yapılacak ödeme iki farklı şekilde, iki farklı yöntemle gerçekleştirilebilir.
Birinci yöntem; Ödeme brüt olarak, stopajı/vergisi kesilerek (Türkiye ile Fransa arasında mevcut olan Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması “ÇVÖA” gereği % 10 stopaj kesilerek) geriye kalan 180.000-EUR Fransa’da mukim D firmasına gönderilir. Bahse konu know-how ödemesine istinaden ilgili vergi dairesine yapılacak stopaj matrahı (Kurumlar Vergisi) beyanı ve sorumlu sıfatıyla KDV matrahı beyanı 200.000-EUR karşılığı TL olarak yapılır/beyan edilir.
İkinci yöntem; Ödeme net olarak, net tutar üzerinden 200.000-EUR olarak Fransa’da mukim D firmasına gönderilir. Bu durumda, stopaj matrahına ulaşmak için yapılan ödemenin brütleştirilmesi gerekir. Şöyle ki: % 90’ı 200.000-EUR ise, % 100’ü ne kadardır? İçler dışlar çarpımı sonucunda, bütün vergi hesaplamalarımızda dikkate almamız gereken brütleştirilmiş matrah = 222.222,22-EUR olup, tüm vergilerin, Kurumlar Vergisi (Stopaj) ve sorumlu sıfatıyla KDV’nin bu tutar (yani 222.222,22-EUR matrah) üzerinden ilgili vergi dairesine Muhtasar Beyanname ve 2 Nolu KDV Beyannamesiyle beyan edilip ödenmesi gerekir.
Örnek 2: Türkiye’de üretici olan E firması tarafından, Türkiye’de yaptığı üretim için Singapur’da mukim G firmasına 200.000-USD royalty-lisans faturası karşılığında ödeme yapıldığını ve Türkiye ile Singapur arasında Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması “ÇVÖA” olmadığını varsayalım. Yapılacak ödeme iki farklı yöntemle gerçekleştirilebilir.
Birinci yöntem; Ödeme brüt olarak, stopajı/vergisi kesilerek (Türkiye ile Singapur arasında ÇVÖA olmadığı için genel oran olan % 20 stopaj kesilerek) geriye kalan 160.000-USD Singapur’da mukim G firmasına gönderilir. Bahse konu royalty-lisans ödemesine istinaden ilgili vergi dairesine yapılan stopaj matrahı (Kurumlar Vergisi) beyanı ve sorumlu sıfatıyla KDV matrahı beyanı 200.000-USD karşılığı TL olarak beyan edilir.
İkinci yöntem; Ödeme net olarak, net tutar üzerinden 200.000-USD olarak Singapur’da mukim G firmasına gönderilir. Bu durumda, stopaj matrahına ulaşmak için yapılan ödemenin brütleştirilmesi gerekir. Şöyle ki: % 80’i 200.000-USD ise, % 100’ü ne kadardır? İçler dışlar çarpımı sonucunda, bütün vergi hesaplamalarımızda dikkate almamız gereken brütleştirilmiş matrah = 250.000-USD olup, tüm vergilerin, Kurumlar Vergisi (Stopaj) ve sorumlu sıfatıyla KDV’nin bu tutar (yani 250.000-USD matrah) üzerinden ilgili vergi dairesine Muhtasar Beyanname ve 2 Nolu KDV Beyannamesiyle beyan edilip, ödenmesi gerekir.
Öte yandan: Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının (ÇVÖA) hükümlerinin dikkate alınabilmesi ve anlaşma hükümleri çerçevesinde stopaj kesintisi yapılmaması ya da stopaj oranının indirimli olarak uygulanabilmesi için mukimlik belgesinin ibrazı şarttır. Mukimlik belgesinin istenilen kanuni şartları taşımaması veya mukimlik belgesinin ibraz edilmemesi ya da edilememesi durumunda ise; İç mevzuat hükümleri (gelen oran olan % 20) uygulanmakta (İlgili ÇVÖA hükümleri uygulanmamakta), stopaj tevkifatı normal stopaj oranı üzerinden yapılmaktadır. {{3 Seri No’lu Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları Sirküleri ile Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 02.05.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 30-1497 sayılı Özelgesi (Muktezası), Yine GİB İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 15.07.2014 tarih ve 62030549-125[30-2012/266]-1874 sayılı özelgesi, konu hakkındaki özelgelere örnek olarak verilebilir}}. Gayri maddi hak kazançları vb. nedeniyle yurt dışına yapılan ödemelerden Türkiye’de kesilen stopajların mukim ülke mükellefleri tarafından iade alınması veya mahsubu mümkün olup, Türkiye’deki mükellefimiz (ithalatçı), kestiği stopaja ilişkin bilgileri bağlı bulunduğu vergi dairesinden resmi yazı ekinde alır, gerekirse bunları ilgili ülke/mukim ülke konsolosluğuna tasdik ettirir ve yurt dışındaki firmaya gönderir, yurt dışındaki gayri maddi hak sahibi firma bu belgeleri mukimi olduğu kendi ülkesinde ilgili vergi dairesine sunarak, ikili anlaşma (ÇVÖA) gereği ödeyeceği vergiden mahsup eder veya geri alır.
- Mukimlik belgesi: Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması’na (ÇVAÖ) taraf diğer ülkede gelir elde eden kişi veya firmaların, mukimi olduğu ülkenin yetkili makamlarından aldığı ve o kişi veya kurumun ilgili ülkede yerleşik ve vergi mükellefi olduğunu gösteren resmi belgedir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1.maddesinde: KDV’nin konusuna giren işlemler, 2 ve 3.maddesinde: Teslim ve teslim sayılan haller, 4 ve 5.maddesinde: Hizmet ve hizmet sayılan haller, 6.maddesinde: İşlemlerin Türkiye’de yapılma şartları (a- Malların teslim anında Türkiye'de bulunması, b- Hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılması), 8.maddesinde: KDV mükellefleri, 9.maddesinde: KDV surumlusu, 10.maddesinde: Vergiyi doğuran olay, 20.maddesinde: Teslim ve hizmet işlemlerinde KDV matrahı, 21.maddesinde: İthalatta KDV matrah unsurları, 24.maddesinde: KDV matrahına dahil olan unsurlar, 29.maddesinde: KDV indirimi, 40.maddesinde: Beyan esasları, 48.maddesinde: Gümrük idarelerince alınan KDV’de düzeltme işlemleri, 51.maddesinde: İthalatta KDV matrah farklarına uygulanacak işlemler (ceza)…. Açıklanmıştır.
KDV kanunu’nun 40.maddesinin 2.fıkrası gereği; Kanun’un 9.maddesinde belirtilen hallerde beyan, vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar tarafından yapılır. Kanun’un 9.maddesinin 1.fıkrası gereği de; İlgili mal, teslim veya hizmeti sunan, gayri maddi hak kazancı elde eden, adına/hesabına ödeme yapılan mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir.
Bu nedenle, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 3/2.maddesi gereği “Dar mükellefiyet” kapsamına giren kurumlara yapılan gayri maddi hak kazançları, vb. ödemeler Katma Değer Vergisine tabi olup, söz konusu kazanç ve iratlara tekabül eden KDV’yi -(3065 sayılı KDV Kanunu’nun 9.maddesi gereği)- bu hak ve hizmetlerden faydalanan, satın alan veya kiralayanlar, brüt/brütleştirilmiş tutar üzerinden, bağlı bulundukları vergi dairesine sorumlu sıfatıyla 2 Nolu KDV Beyannamesi ile beyan ederek öderler. Gayri maddi hak kazançlarında KDV oranı % 18’dir.
Sorumlu sıfatıyla 2 Nolu KDV beyannamesi ile beyan edilen KDV, vergi sorumluları (İlgili gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri) açısından yüklenilen vergi niteliğinde olup, söz konusu KDV’nin aynı dönem içinde mükellef sıfatıyla verilen 1 No.lu KDV beyannamesi ile indirime konu yapılabilir.
Örnek: Türkiye’de kimya sektöründe üretim yapan C firması, Almanya’da mukim D firmasından know-how satın alarak yeni ürünler ürettiğini, ödediği know-how tutarının 250.000-EUR olduğunu varsayalım. Yapılacak ödeme iki farklı yöntemle gerçekleştirilebilir.
Birinci yöntem; Ödeme brüt olarak, stopajı/vergisi kesilerek (Türkiye ile Almanya arasında ÇVÖA olması nedeniyle % 10 stopaj kesilerek) geriye kalan 225.000-EUR Almanya’da mukim D firmasına gönderilir. Bahse konu know-how ödemesine istinaden ilgili vergi dairesine yapılan stopaj matrahı (Kurumlar Vergisi) beyanı ve sorumlu sıfatıyla KDV matrahı beyanı 250.000-USD karşılığı TL olarak beyan edilir. Üretim Türkiye’de yapıldığı için Gümrük kıymetini ilgilendirmez.
İkinci yöntem; Ödeme net olarak, net tutar üzerinden 250.000-USD olarak Almanya’da mukim D firmasına gönderilir. Bu durumda, stopaj matrahına ulaşmak için yapılan ödemenin brütleştirilmesi/brüte taşınması gerekir. Şöyle ki: % 90’i 250.000-USD ise, % 100’ü ne kadardır? İçler dışlar çarpımı sonucunda, bütün vergi hesaplamalarımızda dikkate almamız gereken brütleştirilmiş matrah/tutar = 277.777,78-EUR olup, tüm vergilerin, Kurumlar Vergisi (Stopaj) ve sorumlu sıfatıyla KDV’nin bu tutar (yani 277.777,78-EUR matrah karşılığı TL) üzerinden ilgili vergi dairesine Muhtasar Beyanname ve 2 Nolu KDV Beyannamesiyle beyan edilip, ödenmesi gerekir.
28.10.2020
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.