26.10.2021 tarih ve 31640 nolu yayımlanan Resmi Gazetede vergi mevzuatı açısından önemli değişiklikler meydana getirmiştir. Bu yazımızda Vergi Usul Kanunu açısından önemli gördüğümüz yerlere değineceğiz.
İncelemenin mükellefin işyerinde değil, dairede yapılacağına ilişkin düzenleme değişikliğine gidilmiştir. Bu düzenlemelerin yürürlük tarihi 1 Temmuz 2022’dir.
İncelemenin dairede yapılması, İncelemeye tabi olanın iş yerinde tespit yapılmasına ve çalışmalarda bulunulmasına mani değildir.
Ayrıca incelemeye tabi olana, vergi incelemesinin konusunu ve incelemeye başlanıldığı hususu bir yazıyla bildirilecek olup, incelemeye başlama tutanağı alınmasına ilişkin düzenleme kaldırılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca mükelleflerin bildirmeye mecbur olduğu bilgilerin kamu kurum ve kuruluşları tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yazılı veya elektronik olarak bildirilmesi durumunda bu bildirimi mükellefler tarafından yapılmış bildirim olarak kabul etmeye bu şekilde kabul edilecek bildirimleri mükellefiyet grubu, faaliyet konusu, vergi türü, iş yeri türü, gelir unsuru ve şirket türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak tespit etmeye ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkili kılınmaktadır.
Fiziki ortamda tutulan defterlerde bulunan tasdik zorunluluğuna benzer şekilde belirlenen usul esas ve süreler dahilinde söz konusu defterler için berat alınması veya defterlerin onaylanmasının tasdik hükmünde sayılması, berat alınması ve onay işlemlerinde belirlenen usul esas ve sürelere uyulmaması halinde ise defterlerin tasdik ettirilmemiş sayılmasına ilişkin düzenleme yapılmıştır.
Gider pusulası, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen gider pusulası hiç düzenlenmemiş sayılır. Gider pusulasının hiç düzenlenmemiş sayıldığı durumlarda özel usulsüzlük cezası kesilebilmesine imkan sağlanmaktadır.
Ayrıca, banka, ödeme kuruluşları ve PTT tarafından düzenlenen belgeler (dekont, alındı v.b.) ile bu Kanun uygulamasında belge düzenleme yükümlülüğü bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarının tabi oldukları diğer ilgili mevzuat dahilinde düzenledikleri belgeler gider pusulası yerine kabul edilmekte ve bu hallerde mükellefler tarafından mükellefler tarafından ayrıca gider pusulası düzenlenmemesi sağlanmaktadır.
Alış bedeli, bir iktisadi kıymetin satın alma bedelidir. İktisadi bir kıymetin İktisap edilmesi ile ilgili diğer giderler alış bedeline dâhil değildir.
Yapılan düzenleme ile iktisadi kıymetin satın alınması için yapılan tapu harçları ve noter masrafları gibi harcamaların bundan böyle gider yazılamayacağı düzenlenmektedir.
Mükelleflerin enflasyon düzeltmesi yapma şartlarının gerçekleşmediği hesap dönemlerinin sonu itibarıyla bilançolarına dâhil bulunan amortismana tabi iktisadi kıymetlerini ve bunlar üzerinden ayrılmış olup bilançolarının pasifinde gösterilen amortismanları maddede belirtilen şartlar doğrultusunda yeniden değerleyebilmeleri yönünde düzenleme yapılmıştır.
Madde kapsamında tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerine (kollektif, adî komandit ve adî şirketlere)yeniden değerleme olanağı sağlanmaktadır.
Kanunun 52’nci maddesi ile VUK’a eklenen geçici 32’nci maddede mükelleflerin istemeleri halinde ilk kez yeniden değerleme yapacakları hesap döneminden önceki hesap döneminin sonu itibarıyla bilançolarına kayıtlı bulunan taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerini maddede yer alan kapsam, şart ve hükümlere uymak koşuluyla yeniden değerleyebilmelerine imkân sağlanmaktadır.
Yapılan düzenleme ile düzenlemede günlük esasa göre amortisman ayrılabilmesi bir seçimlik imkan olarak mükelleflere tanınmıştır.
Söz konusu yöntemlerden biri ile amortisman hesaplanmasına başlandıktan sonra, hesaplama şekli değiştirilemeyecektir.
Satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı, işin niteliğine göre zorunlu bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde satıştan doğan kâr, satışın yapıldığı tarihi takip eden üçüncü takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabilir. Bu süre içinde, satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı gerçekleşmezse, geçici hesapta tutulan kâr, satışın yapıldığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kâr ve zarar hesabına eklenir.
Haklarında yapılmakta olan vergi incelemesi ya da yapılan takdire sevk işlemine ilişkin vergi türünden farklı vergi türü için pişmanlıkla beyanname verebilmesi mümkün hale getirilmiştir.
Yapılan değişiklik ile cezalarda indirime ilişkin düzenlemenin uzlaşma ve tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamına alınan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için de uygulanabilmesine yönelik düzenleme yapılmıştır.
5.000 Türk lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları, uzlaşma kapsamına alınmıştır. Uzlaşmaya konu edilebilecek usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının tespitinde cezayı gerektiren fiil bazında kesilecek toplam ceza tutarı dikkate alınır ve 5.000 Türk lirasını aşmayan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için kanunun 376. maddesindeki indirim oranı %50 artırımlı olarak uygulanır.
04.11.2021
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.