Vergi ve muhasebe uygulamalarında ortaya çıkan usule aykırı fiiller için 213 Sayılı VUK’nun 352. Maddesinde belirtilen usulsüzlük cezaları ile 353, 355 ve Mükerrer 355. Maddelerinde belirtilen özel usulsüzlük cezaları uygulanmaktadır. Tutarlarının düşük olması ve aynı kanunun 336. Maddesi gereğince vergi ziyaı cezası kıyaslama kapsamına girmesi nedeniyle usulsüzlük cezasıyla ilgili fazlaca ihtilaf yaşanmamaktadır. Uygulamada usule dair ortaya çıkan ihtilaflar ağırlıklı olarak özel usulsüzlük cezasıyla ilgilidir. Öteden beri tarhiyat sonrası uzlaşma kapsamında olmayan özel usulsüzlük cezası 2018 yılından bu yana tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamından da çıkarılmıştır. Dolayısıyla özel usulsüzlük cezasıyla karşı karşıya olan mükelleflerin 213 Sayılı VUK’nun 376. Maddesinde hükme bağlanan cezada indirim müessesinden yararlanmak veya bu cezalara karşı dava açmak yollarından birini tercih etmeleri dışında bir seçenekleri bulunmamaktadır.
213 Sayılı VUK’nun 376. Maddesi gereğince kendisine özel usulsüzlük cezası kesilenler; bu özel usulsüzlük cezasının yarısını ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı Kanunda belirtilen türden teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödeyeceğini bildirirse kesilen cezanın yarısı indirilir. Mükellef veya vergi sorumlusu ödeyeceğini bildirdiği cezayı yukarıda yazılı süre içinde ödemez veya dava konusu yaparsa bu madde hükmünden faydalandırılmaz. 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun gereğince özel usulsüzlük cezalarına gecikme zammı uygulanmamaktadır. Mükellefin ödeyeceği tutar tahakkuk eden ceza tutarıdır. Dolayısıyla cezada indirim uygulamasının mükellefe sağlayacağı avantaj; belirtilen sürede ödenmesi şartıyla kesilen cezanın %50’sidir.
Mükellefler kendilerine kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı cezada indirim uygulaması yerine ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 30 (Otuz) gün içerisinde vergi mahkemesinde dava açma yolunu da tercih edebilirler. Bu durumda dava açmanın yaratacağı riskin de hesaplanması gerekmektedir. Zira davanın kaybedilmesi durumunda cezada indirim uygulamasının yaratacağı % 50 oranındaki indirim hakkı da yitirilmiş olmaktadır.
213 Sayılı VUK’nun 379. Maddesi, ihbarname ile tarh edilen vergi ve kesilen cezalara karşı dava açan ve bu davaları kaybeden mükelleflere yeni bir alternatif sunmaktadır. Buna göre özel usulsüzlük cezasına karşı açmış oldukları davayı kaybeden mükelleflerin istinaf kanun yolundan vazgeçmeleri halinde cezanın %25’i indirilmekte %75’i tahakkuk etmektedir. Aynı madde hükmüne göre bu şekilde tahakkuk eden cezanın bir ay içerisinde ödenmesi halinde tahakkuk eden tutarın %20’si de ayrıca indirilmektedir.
Bu durumda özel usulsüzlük cezasına karşı açtığı davayı kaybeden ve kanun yolundan vazgeçen mükellefe toplamda %25+(%75*%20)=%40 oranında indirim yapılmaktadır. Dolayısıyla kesilen özel usulsüzlük cezası için cezada indirim uygulaması yerine dava açan ve açtığı davayı kaybeden mükellefin riski kesilen cezanın %10’u olmaktadır. Örneğin kendisine 100.000-TL özel usulsüzlük cezası kesilen mükellefin VUK/376 kapsamında ödeyeceği tutar 50.000-TL iken VUK/379 kapsamında ödeyeceği tutar 60.000-TL olmaktadır.
Vergi sistemimizde yer alan cezada indirim uygulaması mükelleflerle ile idare arasındaki ihtilafların minimum düzeye indirilmesi ve verginin kısa sürede tahsilinin sağlanmasıdır. Bu nedenle idare bir tutardan vazgeçmeyi mükellef ise kalan tutarı ödemeyi kabul etmektedir. Mükellef için bu durumun dava açma riskine karşı cazip bir yol olması gerekmektedir. Yukarıda izah edildiği üzere özel usulsüzlük cezasında indirim uygulaması ile açtığı davayı kaybederek istinaf kanun yolundan vazgeçilmesi uygulamasının mükellef açısından riski kesilen cezanın %10’u kadar cüz’i bir tutardır. Bu risk, Vergi mahkemesinde geçen sürede özel usulsüzlük cezalarına hiçbir şekilde gecikme faizi/gecikme zammı uygulanmaması ve davanın kazanılma ihtimali hususları da dikkate alındığında anlamsız hale gelebilmektedir. Dolayısıyla dava açmak daha avantajlı bir alternatif olabilmektedir.
Mevcut uygulamada özel usulsüzlük cezası için tek geçerli idari çözüm yolu olan cezada indirim uygulaması mükellefler için caydırıcı değildir. Yukarıda izah ettiğimiz gibi özel usulsüzlük cezası nedeniyle vergi mahkemelerinde dava açma alternatifi daha cazip görünmektedir. Bu nedenlerle, yapılacak yasal düzenlemeyle özel usulsüzlük cezasının uzlaşma kapsamına alınması veya VUK’un 376. Maddesi kapsamında yer alan cezada indirim tutarının daha yüksek bir orana çıkarılması gerekmektedir.
25.01.2021
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.