Gelir Vergisi Kanunu üzerinden vergilendirme yapılabilecek olan gelirleri sayma suretiyle sınırlı olarak belirtmiştir. Üzerinden gelir vergisi alınabilecek olan gelirler: Ticari kazanç , zirai kazanç , ücret , serbest meslek kazancı , gayrimenkul sermaye iratları , menkul sermaye iratları ve diğer kazanç ve iratlardır.
Ücret geliri diğer gelir türlerinden farklı olarak kaynakta kesilerek yani stopaj yoluyla vergilendirilir. Zaten İşçilerin brüt ve net ücretleri arasındaki farkı oluşturan kalemlerden birisini de stopaj oluşturmaktadır.Ücret geliri iş ilişkisinde fiili olarak yapılan hizmetin karşılığı olan bir bedeldir. Gelir Vergisi Kanunu'nun 61. maddesinde ücret şu şekilde tanımlanmıştır:
Madde 61 – (Değişik: 24/12/1980 - 2361/43 md.) Ücret, işverene tabi belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.
Tanımdan da anlaşılacağı üzere iş akdi ile çalışanın alacağının farklı adlar taşıması önemli değildir. Önemli olan çalışanlara hizmet karşılığı olarak ödenmesi hususudur.Makalenin asıl konusu olan kıdem tazminatı hususunu ise bu konuda değerlendirecek olursak;
Kıdem tazminatı işçinin bir iş yerinde uzun süre çalışarak elde ettiği bilgi ve tecrübeyi iş akdinin haklı nedenle feshi ile artık kullanamayacak olması sebebiyle işçiye verilmesi öngörülen tazminat olma dışında , iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız bir şekilde feshi durumunda ceza işlevi de görmekte , iş ilişkisi devam ederken de işçi için güvence olarak da değerlendirilebilemektedir. Kıdem tazminatının iş hukuku literatürüne girmesi ile birlikte çeşitli işlevleri ve tanımları olduğu düşünülse de bu tanımlardan hiçbirinden kıdem tazminatının hizmet karşılığı ödendiği anlamı çıkmamaktadır. Bu sebeple kıdem tazminatı bir ücret olarak değerlendirilmemeli ve gelir vergisine tabi tutulmamalıdır.
Uygulamada işverene yöneltilen kıdem tazminatı davalarının sonucunda mahkeme ilamı işvereni doğrudan brüt ücret üzerinden kıdem tazminatı ödemeye zorladığı için bu durumda kıdem tazminatından gelir vergisi kesintisi söz konusu olmamakta ise de işçi ile işverenin uzlaştığı veya iş ilişkisini ikale sözleşmesi ile sonlandırdığı durumlarda kıdem tazminatının işveren tarafından ücret gibi vergi idaresine beyan edilmesi ve vergi idaresinin de kıdem tazminatından gelir vergisi tahakkuk ettirerek stopaj yolu ile kıdem tazminatından gelir vergisi kesmesi sık karşılaştığımız bir durumdur.
Bu durumda yapılması gereken 30 günlük süre içerisinde vergi mahkemesinde dava açarak haksız bir şekilde kıdem tazminatından gelir vergisi kesintisi yapılmasına dair işlemin iptalini istemek olacaktır.
Eğer dava açması süresi geçmişse, V.U.K. uyarınca önce vergi kesintisini yapan ve işverenin de muhtasar beyanname yönünden bağlı olduğu vergi dairesine yapılacak düzeltme başvurusu olacaktır. Düzeltme başvurusuna vergi dairesinin 60 gün içinde cevap vermemesi veya talebin reddi yönünde karar vermesi halinde V.U.K. uyarınca Gelir İdaresi Başkanlığı'na şikayet başvurusu yapılmalıdır. Şikayet yolunun da sonuç vermemesi üzerine vergi 'mevzuda hata' yapıldığı gerekçesiyle işlemin konu unsuru yönünden hukuka aykırı olduğundan bahisle vergi mahkemelerinde dava açılabilir.
Vergi mahkemeleri istikrarlı bir şekilde kıdem tazminatından gelir vergisi kesilmesini doğru bulmayarak bu yönde kabul kararları vermektedir.
Kıdem tazminatı dışındaki işçi alacakları için gelir vergisi kesintisinin mümkün olup olmadığını değerlendirecek olursak, yine yukarıdaki kıstası hatırlamamız gerekecektir. Fiili hizmet karşılığı yapılan ödemeler ücret niteliğinde olacak ve stopaja tabi olacaktır.
İhbar tazminatı da hukuken bir zarar tazmini niteliğinde olduğundan stopaja tabi olamaması gerektiğini düşünsek de bu konuda yargısal istikrar oluşmamıştır ve çelişkili kararlar mevcuttur. İhbar tazminatından yapılan gelir vergisi kesintisinin de, yukarıda kıdem tazminatından alınan verginin iadesi için belirttiğimiz idari ve/veya yargısal başvurularla iadesi mümkündür.
Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma alacakları ve yıllık izin karşılığı yapılan ödemeler fiili hizmete dayandığı için bu alacaklar gelir vergisine tabidir.
Yeri gelmişken ikale sözleşmesine değinmek faydalı olacaktır:
İkale sözleşmesi, işçi ile işverenin anlaşarak iş ilişkisine son verdiği sui generis(atipik) bir sözleşmedir. İşçi ile işveren bu sözleşme ile birlikte tarafların iş alacaklarını da karara bağlamaktadırlar. İkale sözleşmesi ile belirlenen alacakların başlıcaları kıdem tazminatı , ihbar tazminatı , yıllık izin ücreti , fazla çalışma ücreti gib ödemeler olmakla birlikte kanunda yazılı olmayan ve tazminat ya da yardım niteliğindeki ödemeler de ikale sözleşmesiyle belirlenebilir.
Genelde ikale sözleşmesi ile belirlenen kanunda yazılı olmayan ödemeler 'yardım ödemesi' , 'ek ödeme' , 'teşvik ödemesi' , 'tediye ücreti' gibi isimler almaktadır. İş akdi ile çalışan, bu ödemelerin yerine yasadan doğan kıdem ve ihbar tazminatı ve fazla çalışma ücretini tabii ki isterse başvuru veya dava yoluyla elde edebilecektir fakat sözleşme serbestisi ilkesi gereğince ikale sözleşmesi ile yasal alacaklarında uzlaşma yoluna gidebilir ve sözleşmeden doğan belki daha yüksek belki de daha düşük meblağ da ödemeyi kabul edebilir.
İkale sözleşmeleri genelde büyük ölçekli şirketler tarafından toplu işçi çıkarmalarda söz konusu olmakta ve genellikle ıtriyat , kimya , telekomünikasyon , taşımacılık şirketleri ikale sözleşmesinin işveren tarafını oluşturmaktadırlar.
İkale sözleşmesi ile işçi alacağı olarak belirlenen yardım veya tazminat mahiyyetindeki ödemelerden yapılan gelir vergisi kesintilerinin de iadesi mümkün olmaktadır.
05.03.2018
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.