Mustafa Kemal Atatürk kültürü şöyle tanımlamıştır: “Kültür; okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden mâna çıkarmak, uyanık davranmak, düşünmek, zekâyı terbiye etmektir.” Sevgili meslektaşlarım Atatürk’ün bu sözlerini kendimize kılavuz edinerek, sizlere mesleğimiz adına sosyal ve kültürel anlamda reform yaşatacak yeni bir projeden bahsedeceğim; “Muhasebe Kültür Merkezleri”
I. MUHASEBE BİR KÜLTÜR MÜDÜR?
“Kültür” ; Latince colere fiilinden türetilmiştir. Colere; işlemek, yetiştirmek, düzenlemek, onarmak, inşa etmek, bakım ve özen göstermek, ekip biçmek, iyileştirmek, eğitmek vb. anlamları birlikte içeren çok zengin bir anlam içeriğine sahiptir.
Türk Dil Kurumu’na göre kültür, “tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin.”
İnsanlık tarihi kadar eski olan muhasebenin, tarihçiler tarafından 7000 yıllık bir geçmişi olduğu iddia edilmektedir. Muhasebe bulgularına tarihin en eski toplumları olan “Mezopotamya”, “Eski Mısır” ve “Eski Yunan” uygarlıklarında karşılaşmak mümkündür. Hatta bazı tarihçilere göre yazı ilk kez, Sümerliler tarafından depolarda bulunan malları kaydetmek amacı ile kullanılmıştır. Sümer yazısının ilk örneklerinde, tarımsal ürünleri niteleyen tahıl, koyun, dana, balık vb. yazılarla bu varlıklara benzeyen şekiller yer almıştır. Nesneye benzetilmeye çalışılan şekiller yerine, zamanla daha basit işaretler kullanılmaya başlanmıştır. Tarihçilerin bu tezlerinden yola çıkarak ilk yazıyı muhasebecilerin bulduğunu söyleyebilir miyiz?
İşte tarihsel süreç içerisinde üretilen ve kuşaktan kuşa geliştirilerek aktarılan bu tarihi zenginlikler bütünü muhasebe kültürünü oluşturmaktadır. Kültür tanımından yola çıkarak muhasebe kültürünü; “Tarihsel süreç içinde üretilen ve kuşaktan kuşağa aktarılan kayıt, envanter, hesaplama, denetim ve her türlü maddi, manevi muhasebe özelliklerinin bütünü” şeklinde tanımlayabiliriz.
II. MUHASEBE KÜLTÜR MERKEZİNİN TANIMI
Türk Dil Kurumu’na göre kültür merkezleri, “kültüre ve kültürün gelişimine hizmet etmek amacıyla kurulmuş opera, tiyatro, sergi vb. etkinliklerin yapıldığı yer, kültür sarayı, kültür sitesi” şeklinde tanımlanmıştır.
Kültür Bakanlığı tarafından ise, “milli kültürün tanıtılması çerçevesinde, toplantılar, sergiler, kurslar, gösteriler, yarışmalar, sesli ve görüntülü programlar düzenlemek; okuma alışkanlığını ve fikir faaliyetlerini geliştirici çalışmalar yapmak, hologram ve yerel etnografya galerileri açmak ve bu amaçla özel ve tüzel kişiliği haiz kurum ve kuruluşlarla ulusal ve uluslararası düzeyde işbirliği yapmak üzere tasarlanmış üstyapılardır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Değişim çağı olarak adlandırdığımız bu yüzyılda. Mali müşavirlik mesleği artık sadece beyan yapan ve anket dolduran bir meslek olgusunun dışına çıkmıştır. Bilgiyi kullanabilen, ürettiği bilgiden geleceğe dair yeni fikirler geliştiren, düşünerek yeni stratejiler ve fikirler üretebilen mali müşavirler mesleğin geleceğine yön verecektir. Bunu gerçekleştirebilmek için sadece mesleki alanda aldığımız eğitimler yeterli değildir. Artık öğrenmenin, anlamanın, tartışmanın, düşünmenin kendine güvenmenin ve mesleğe yeni değerler katmanın tek yolu bilimsel ve kültürel gelişimdir. Mali müşavirleri bilimsel ve kültürel anlamda yeniden inşa edecek olan yapılar ise “Muhasebe Kültür Merkezleri”dir.
Muhasebe Kültür Merkezlerini; “mali müşavirlerin, mali müşavir adaylarının ve muhasebe emekçilerinin kendilerini bilimsel ve kültürel anlamda yeniden inşa etmelerini, sosyalleşmelerini ve mesleki kavramlara boğulmadan toplum ile etkileşim kurabilmeleri amacıyla çağımıza uygun tasarlanmış yapılar” şeklinde tanımlayabiliriz.
III. MUHASEBE KÜLTÜR MERKEZİNİN KAVRAMSAL VAROLUŞ NEDENİ
Ne yazık ki, günümüz şartlarında angaryaların altında nefes alamaz duruma gelen mesleğimiz her geçen gün sanat, edebiyat ve sosyal toplum hayatından uzaklaşmaktadır. Bu durum o kadar vahim bir hale gelmiştir ki; araştırmalar sonucunda mali müşavirlik mesleği asosyal meslekler sıralamasında üst sıralarda yer almaktadır. Diğer taraftan teknolojik gelişmeler neticesinde yok olma ile karşı karşıya kaldığı gibi, sosyal hayatla gerekli etkileşimi sağlayamadığı için bir türlü hak ettiği saygınlığı da kazanamamıştır. Buna karşın ülkemizde muhasebe kültürünü geliştirecek, yaşatacak ve gelecek nesillere aktaracak yapılar mevcut değildir.
Değerli meslektaşım Kemal Sağım’a bu projeden bahsettiğimde mesleki kültürümüzün gelişmemesinin sebep ve sonuçlarını bir yazısında şöyle açıklamıştır: “Mali Müşavirlik mesleği, gelişmiş ve örgütlenmiş bir yapıya kavuşmadığı zaman (bugün olduğu gibi) gelir dağılımında uçurumlar meydana gelir. Uçurumlara çare olacak belli bir gelir ölçütü oluşturulmadan ödenen aidatlar ne meslektaşın gelişimine ne de gelecekte yarar sağlayacak bir akar haline getirilebilir. Bu yüzden meslek sahipleri, meslek kültürlerinin sağlıklı bir tutarlılık içinde biçimlenmesine olanak bulamazlar ve meslek kültürü güdük kalır. Kültür gelişmeyince güvensizlik baş gösterir ve güvensizlikle baş edemeyenlerin her zaman başvuracağı joker; savunma refleksi olacaktır. Savunma refleksi gelişmiş bir bireyin kendi hatasını kendine söylemesi mümkün olabilir mi? Başkası için elini taşın altına koyabilir mi?
...
Sonra?
Muhasebe kültürünü geliştirecek, güçlendirecek ve bir değer olarak iş yapma biçimimiz haline getirecek bir modellemeye ihtiyacımız var. Bunu nasıl yapabiliriz? Onunda cevabını değerli meslektaşım İsmail Tekbaş versin. Kültür, davranışı değiştirmemize yarayan en güçlü araçtır. Kültür birikimi olmadan yaptığımızın işin arkasında durmak onunla gurur duymak biraz güç olacaktır.”
Bu amaç doğrultusunda mali müşavirlik mesleğinin ihtiyaçlarına cevap verebilecek olan, mali müşavirlerin, mali müşavir adaylarının ve muhasebe emekçilerinin; eğitim, dinlence, sanat ve kültürel alanlarda faaliyetlerini gerçekleştirebilecekleri, muhasebe kültürünün sanat, edebiyat ve toplumsal yaşam ile etkileşimlerini sağlayarak, gelecek nesillere tanıtılmasını ve öğretilmesinde aracı rolü üstlenmeyi hedefleyen “Muhasebe Kültür Merkezleri”dir. Harici olarak muhasebe kültür merkezleri; meslektaşların gelip rahatça oturabilecekleri, sohbet edebilecekleri, kitaplarını okuyabilecekleri ve her türlü sanatsal ve kültürel etkinlikleri (Âşık Veysel, Mevlana ve Karacaoğlan Günleri vb.) yapabilecekleri ve mesleğe yeni değerler katarak; kendilerini bilimsel ve kültürel anlamda yeniden inşa edebilecekleri yapılardır.
Muhasebe Kültür Merkezlerinin amacını ; “mali müşavirlerin, mali müşavir adaylarının ve muhasebe emekçilerinin eğitim, dinlence, sanat ve kültürel alanlarda faaliyetlerini gerçekleştirebilecekleri yapılar olarak; muhasebe kültürünün sanat, edebiyat ve toplumsal yaşam ile etkileşimlerini sağlayarak, gelecek nesillere tanıtılmasını ve öğretilmesinde aracı rolü üstlenmeyi hedeflemektedir.” Şeklinde tanımlayabiliriz.
· Muhasebe Kültür Merkezlerinin Fonksiyonları
1. Mali müşavirlerin, mali müşavir adaylarının ve muhasebe emekçilerinin sosyalleşmelerini sağlayan yapılardır,
2. Muhasebe kültürünün gelecek nesillere tanıtılmasını ve öğretilmesini amaçlar,
3. Mali müşavirlere, mali müşavir adaylarına ve muhasebe emekçilerine dayanışma ve birlik duygusu verir,
4. Mali müşavirlik mesleğine yeni değerler katarak, Mali müşavirlerin, mali müşavir adaylarının ve muhasebe emekçilerinin kendilerini bilimsel ve kültürel anlamda yeniden inşa edebilecekleri yapılardır,
5. Mali müşavirlerin, mali müşavir adaylarının ve muhasebe emekçilerinin eğitim, dinlence, sanat ve kültürel alanlarda faaliyetlerini gerçekleştirebilecekleri yapılardır,
6. Muhasebe kültürünün sanat, edebiyat ve toplumsal yaşam ile etkileşimlerini sağlar,
7. Muhasebe kültürünün tanıtılması ve yaşatılmasında aktif rol alır.
IV. SONUÇ
Sonuç olarak, ne yazık ki günümüz şartlarında angaryaların altında nefes alamaz duruma gelen mesleğimiz her geçen gün sanat, edebiyat ve sosyal toplum hayatından uzaklaşmaktadır. Bu durum o kadar vahim bir hale gelmiştir ki; araştırmalar sonucunda mali müşavirlik mesleği asosyal meslekler sıralamasında üst sıralarda yer almaktadır. Diğer taraftan teknolojik gelişmeler neticesinde yok olma ile karşı karşıya kaldığı gibi, sosyal toplum ile kültürel etkileşimi sağlayamadığı için de bir türlü hak ettiği saygınlığı kazanamamıştır. Buna karşın bu sorunun çözümü açısından muhasebe kültürünü geliştirecek, yaşatacak ve gelecek nesillere aktaracak yapılar mevcut değildir. İşte bu nokta da Muhasebe Kültür Merkezleri; mali müşavirlerin, mali müşavir adaylarının ve muhasebe emekçilerinin; eğitim, dinlence, sanat ve kültürel alanlarda faaliyetlerini gerçekleştirebilecekleri yapılar olarak; muhasebe kültürünün sanat, edebiyat ve toplumsal yaşam ile etkileşimlerini sağlayarak, gelecek nesillere tanıtılmasını ve öğretilmesini sağlayacağını düşünmekteyim.
Makalenin Sözü; “Az korkun, çok ümit edin; az yiyin, çok çiğneyin; az konuşun, çok şey ifade edin; az kızın, çok sevinin; iyi şeyler sizindir.” Lord Fischer
Yazıya ve Muhasebe Kültür Merkezleri projesine katkılarını sunan Değerli Meslektaşlarım başta R.Kemal Sağım, Dursun Ali Yaz, Gencer Baykul, Ali İhsan Çelikbaş’a ve Kamu Hukuku Bölüm Başkanı Sayın Hocam Doç. Dr. Emine KOBAN’a teşekkür ederim.
21.04.2017
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.