I – GİRİŞ
İşletmeler birey ve/veya bireylerin bir araya gelerek ortak amaçlarını gerçekleştirerek kazanç elde etmek için kurdukları ticari organizasyonlar, yapılardır. Bazen bir birey tarafından kurulan küçük bir ticarethane ile bazen de birden çok bireyin bir araya gelerek kurmuş oldukları büyük tesisler olarak işletmelerle karşılaşırız. İşletme ortakları gelir elde ederek kazanç sağlamak için çaba sarf etmektedirler. Sarf edilen çaba ve gösterilen gayret işletmenin varlığını devam ettirmek, yüksek seviyede gelir etmek ve büyüyerek gelişmek gibi amaçların gerçekleştirilmesi içindir. Genel olarak bakıldığında bütün işletme sahipleri; büyümek, devamlı hale gelmek ve nesilden nesile ulaşan bir kurum olmak çabası içindedirler.
İşletmeler de canlılar gibi yaşam döngüsüne sahiptirler; kurulurlar, gelişirler, büyürler, zaman ve ekonomik etkenler nedeniyle dönüşürler, durağan hale gelirler ve nihayetinde yaşam dönemleri sona erer. (İflas, tasfiye, konkordato, kapanma, satış, birleşme vb. gb.) İşletmelerin ömrünün ebedi olmadığı bir gerçektir ama yöneticiler yönetim görevlerini yerine getirirken gerekli önlemleri alır, ihtiyatlı davranır ve basiretli olurlar ise işletmeler uzun ömürlü olabilmektedirler. İşletme biliminde yönetimin ve yöneticinin işlevleri Planlama, Örgütleme, Yöneltme ve Denetleme olarak belirtilmiştir. İşletme yöneticileri bu işlevleri yerine getirmekle mükellef olup, işletmenin kar elde etmesini sağlayıp varlığını devam ettirmesi için çaba sarf etmektedirler. Genel olarak baktığımızda Dünyada ve ülkemizde şirketlerin batmasında iki ana etken söz konusudur. Bunlardan birincisi işletme ortakları ve aileleri arasındaki ilişkilerden dolayı oluşan uyumsuzluklar ve sorunlar, ikincisi ise işletmelerin büyümek ve kaynak temini için kredi kullanımındaki yanlış kararları ve bankalar ile sürdürülen kontrolsüz kredi ilişkileridir.
Bu yazımızda işletmelerin yaşam ömürlerini sağlıklı bir şekilde devam ettirerek gelecek nesillere ulaşması için yöneticilerin dikkat etmesi gereken hususları belirttikten sonra çözüme dair yapılması gerekenler hakkında kişisel görüşümüz sunulacaktır.
II – İŞLETME ORTAKLARI VE/VEYA AİLELERİ ARASINDAKİ SORUNLAR, ÇÖZÜM ÖNERİMİZ
Ülkemizde yer alan işletmelere baktığımızda büyük oranda aile şirketi ile karşılaşmaktayız. Gerek aile işletmelerinde, gerek ise farklı kişilerin bir araya gelerek kurmuş oldukları işletmelerde işletmenin kuruluşunu müteakip büyüme veya gelişme döneminde ya da nesiller arası devirde şirket ortaklarının ve ailelerinin arasında uyumsuzluklar ve sorunlar görülmeye başlanır. Sorunlar işletmenin büyümesine paralel olarak gelişmekte olup çözüme dair çalışma yapılmadığı zaman şirketin batmasına, faaliyetlerinin sona ermesine kadar giden sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Yaşanan sorunlar işletmeden işletmeye farklı olmakla beraber muhteviyatı itibariyle aynıdır. Aile içi kavgaların ve tartışmaların gün geçtikçe büyüdüğü, kişisel harcamaların önünün alınamadığı, şirket kasasının ortakların günlük kullanımına hizmet eder hale geldiği, şirket yönetimine çocukların, damatların, gelinlerin dahil olmaya başladığında işletme için sonun başlangıcı gelmiş demektir. Bu durumda yapılması gereken kurum anayasası ya da diğer tabirle aile şirketleri için sık sık dile getirilen aile anayasasının hazırlanmasıdır.
Aile Anayasası : Aile fertleri arasında ciddi sıkıntılara yol açabilecek ve aile şirketlerinin sürekliliğini etkileyebilecek temel konuların, ilgili bütün aile fertleriyle bir araya gelinerek tartışma neticesinde üzerinde konsensüs sağlanarak belirlenen temel ilkeleri ihtiva eden yazılı bir metindir.(1)
İşin ve ailenin giderek genişlemesi, ikinci kuşağın işin içine girmesi, damatlar ve gelinlerin karar sürecine katılmak istemeleri, eşlerin müdahaleleri ve benzeri konulardaki uygulamaları kapsayan böyle bir yazılı metnin bulunması, aile üyelerini rahatlatacak; çıkması muhtemel çatışma ve huzursuzlukların önüne geçilmiş olacaktır. (2) Bu sebeple aile anayasasının hazırlanması konusunda işletme sahiplerinin iradelerini mutlak şekilde ortaya koymaları ve bu çözüme herkesten çok kendilerinin sahip çıkması gerekmektedir.
Aile şirketlerinin devamında nesil değişimleri, servet yönetimi, rol ve sorumluluklar gittikçe daha önemli hale geliyor. Aile şirketlerini bir arada tutan çimento; aile anayasalarıdır. Aile anayasaları ilke olarak, kurucu nesiller sağken yapılmalıdır. Aile anayasaları sonrasında şirket anayasaları ile yapı sağlamlaştırılarak iç ve dış şoklara karşı korunaklı hale gelir. (3) Her kurum için aynı anayasa söz konusu olamaz. Anayasa yapılması konusunda taklitçilikten uzak durulmalıdır. Her işletme kendi ihtiyacı ve kültürüne göre anayasa oluşturmalı, işletmenin ve ailenin özelliklerine uygun olmalıdır.
Aile Anayasası Şirkete Hangi Yararları Sağlar ?
* Şirketin kurumsal yapısının oluşturulması için alt yapı oluşturur.
* Şirket ortaklığı ile şirket yöneticiliği kavramlarını birbirinden ayırır.
* Şirket için organizasyon ve görev dağılımı için başlangıç noktası oluşturur.
* Şirketin yönetimi ve değerlerini belirleyeceğinden şirketin iyi yönetilmesini sağlar.
* Aile üyelerinden herhangi bir kişinin şirket yönetimine geçişi için gerekli şartları ortaya koyar.
* Şirket tüzel kişiliği ile şirket ortaklarını birbirinden ayırır.
* Aile ve şirket içi iletişim sorunlarını giderir.
* Ailenin gelecek planlarını belirler, gelecek kuşaklara devri güvence altına alır. (Yatırım kararları, mevcut varlıkların korunması, hisse devirleri gibi)
* Aile bireyleri arasındaki kişisel ilişkileri düzenler.
* Aile içi kararların alınması için sistem oluşturur.
* Ailenin ve şirketin çevresinde bulunan kişi, kurum, kuruluşlar ile ilişkilerde fayda sağlar.(Dış çevreye güven duygusu verir.)
* Aileye mevcut durum için ve gelecekteki işlerin işleyişi için kolaylık sağlar.
Aile anayasasına dair bir örnek verecek olursak, Japonların ünlü Mitsui şirketinin 1694 yılında hazırlanmış olan aile anayasasında yer alan bazı kurallar aşağıda yer almaktadır.
Mitsui Şirketinin Aile Anayasasının İlkeleri
* Aile üyeleri yakın dostluk içinde olmalıdır. Aile içi ihtilafların sonunda bütün aileyi yıkıma uğratacağı unutulmamalıdır.
* Tutumluluk aileyi zenginleştirir, lüks ise yıkar. Birinciyi uygulayın, ikinciden sakının
* Evlenirken, borçlanır veya başkalarının borcuna kefil olurken, daima aile konseyinin tavsiyelerine kulak verin.
* Yıllık kazancın bir kısmını, paylarına göre aile üyelerine dağıtın.
* İnsan son nefesine kadar çalışabilir. Sebepsiz yere emekliliğin rahatını aramayın.
* Bütün şubelerin mali raporlarını denetim için genel merkeze gönderin; maliyenizi iyi örgütleyin ve dağınıklığa meydan vermeyin
* Verimli olmayan elemanlarınızı, gelecek vadeden gençlerle değiştirin.
* Başarının şartı, odaklanmadır. Kendi işiniz dışındaki işlerle uğraşmayın.
* Çocuklarınızı çıraklığın sıradan görevleriyle hayata başlatın ve tedricen yükseltin.
* Tanrılarınıza tapın, imparatorunuz yüceltin, ülkenizi sevin ve yurttaşlık görevlerinizi yerine getirin.
III – SONUÇ
Bir işletmede, piyasa koşullarının değiştiği, işlerin eskisi gibi olmadığı, yeni şartlarda var olabilmek için yeni bir şeyler yapmak gerektiği görülüyor, bunu yapmamanın bedelleri ödeniyor, ama yine de yapılması gerekenler yapılmıyor ise bu durumda mevcut işletmede durgunluk ve gerileme var demektir. Bu durum acil tedbirlerin ve önlemlerin alınmasını gerekli kılmaktadır. Günümüz ekonomik koşullarında var olabilmek ve rekabet edebilmek için işletme yapımızın sağlam olması gerekmektedir. İşletmeleri geleceğe taşıyan en önemli unsur işletmenin ve işletme ortaklarının özelliğine göre hazırlanmış kurum anayasasının varlığıdır. Kurum anayasasının oluşturulması, aile bireylerinin anayasaya sahip çıkması ve uygulanması halinde işletme için güvenli bir gelecek var demektir. İstikbal istikrardadır düsturundan hareket ederek aile bireyleri anayasaya uygun hareket ederek istikrarlı bir işletmecilik devam ettirmeleri halinde işletmelerin istikballeri de güzel olacaktır.
Kuralların, prensiplerin, kırmızı çizgilerin belli olmadığı ve şirket yönetim kültürünün oluşmadığı hallerde işletme aile üyelerinin oyuncağı haline gelmektedir. İşletme aile üyeleri için vardır ve aile üyeleri işletmeye değil işletme aile üyelerine hizmet eder durumdadır. Bu karmaşanın giderilmesi ve düzenli bir yapıya kavuşulması için aile anayasalarının hazırlanması ve uygulanması gerekmektedir.
Gelecek yazımızda şirketlerin batmasında ikinci etken olarak gördüğümüz işletmelerin büyümek ve kaynak temini için kredi kullanımındaki yanlış kararları ve bankalar ile sürdürülen kontrolsüz kredi ilişkilerini inceleyerek, soruna dair çözüm için nakit akış tablosunu anlatarak konu hakkındaki görüşlerimizi sunacağız.
Yararlanılan Kaynaklar ;
1. ALAYOĞLU, Nihat; Aile Şirketlerinde Yönetim ve Kurumsallaşama, Müsiad yayınları, Kasım 2003 İstanbul
2. FINDIKÇI, Dr.İlhami; Aile Şirketlerinde Yönetim ve Kurumsallaşma, Alfa yayınları, Eylül 2005 İstanbul
3. SEKMAN, Mumin, UTKU, Alper; Çevik Şirketler, Alfa yayınları
Dipnotlar;
1. ALAYOĞLU, Nihat; Aile Şirketlerinde Yönetim ve Kurumsallaşama, Müsiad Yayınları, Kasım 2003 İstanbul, s. 86, 87
2. ALAYOĞLU, Nihat; Aile Şirketlerinde Yönetim ve Kurumsallaşama, Müsiad Yayınları, Kasım 2003 İstanbul, s. 87
3. http://www.prometheus.com.tr/seminer.asp?id=611 Erişim tarihi 16.08.2010
16.09.2010
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.