Kısa bir zaman önce Nizamettin Bozkurt isimli meslektaşımızdan bir mail aldım. Nizamettin Bey bana ulaşan mailinde biz meslek mensuplarını ve meslek örgütlerimizi düşünmeye ve kendimizi sorgulamaya sevk etmesi gereken , Eczacılık mesleği ile ilgili düzenlemelere dikkat çekiyor ve konuyu gündeme getirmemi rica ediyordu. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ilgili komisyonda kabul edilen tasarıdan kendi adımıza çıkaracağımız dersler olduğunu düşünüyorum.
Özetle Teklif;
Eczalılığı yalnızca ticarethane açma ve mesul müdürlük olarak değil, ilacın üretiminden dağıtımına kadar tüm aşamalardan sorumlu olan “sağlık hizmet sunucusu” olarak yeniden tanımlıyor.
Eczane açmak üzere ruhsatnamesini almış bir eczacının, belediyeden ayrıca bir işyeri ruhsatı alması ve ödemesi zorunlu olmayacak.
Bazı istisnalarla, Serbest eczane sayıları, ilçe sınırları içindeki nüfusa göre, en az 3 bin 500 kişiye bir eczane düşecek şekilde düzenlenecek.
Eczane açılması için kriterler belirlenirken ilçelerin sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasına göre sınıflandırma yapılacak. Bu sınıflandırmaya göre, ilçelere “ilçe katsayısı” verilecek. Eczacılara, o ilçedeki mesleki faaliyetlerini sürdürdükleri yıl sayısı ile ilçe katsayısının çarpımı kadar hizmet puanı verilecek. Hizmet puanı hesaplanırken ilçe katsayısı, doktora yapmış olanlar için 1,25 kat olarak uygulanacak. Eczacılara, meslekte geçirilen toplam yıl sayısı ile eczacının hizmet puanı çarpımı sonucu tespit edilen yerleştirme puanı verilecek.
Nüfus kriterlerine göre eczane açılabilecek yerler, her yıl en az iki kez olmak üzere Bakanlıkça ilan edilecek. İlan edilecek yerlere müracaat eden adaylardan puanı en yüksek olanlar eczane açma hakkını kazanacak. .
Serbest eczanelerde reçete sayısı, ciro gibi kriterlere göre belirlenen sayıda ikinci eczacı çalıştırılması zorunlu olacak. Serbest eczane açmak veya serbest eczanelerde mesul müdür olarak çalışmak isteyen bir eczacı, en az bir yıl süreyle hizmet sözleşmesine bağlı olarak mesul müdür eczacı ile birlikte serbest eczanelerde “yardımcı eczacı” olarak çalışmak zorunda olacak.
Yardımcı eczacılara asgari ücretin bir buçuk katından, ikinci eczacılarda asgari ücretin 3 katından aşağı olmamak üzere taraflarca belirlenecek ücret ödenecek.
Birden fazla sayıda eczane bulunan yerlerde eczacının talebiyle 2 yılı geçmemek üzere eczane kapalı tutulabilecek.
Kanunun yürürlüğe gireceği yılda eczacılık yapma hakkına haiz eczacılar ile eczacılık fakültelerinde okumakta olan veya okumaya hak kazanmış olanlar hakkında, bir defaya mahsus olmak üzere nüfusa göre eczane açılmasına ve nakline dair sınırlamalara, yardımcı eczacı olarak çalışma zorunluluğuna dair hükümler uygulanmayacak. Bu kişiler, sahip ve mesul müdürlüğünün yaptıkları eczaneleri bir sefere mahsus olmak üzere devredebilecekler.
Teklif, komisyonda bütün partilerin mutabakatıyla kabul edildi. (AA)
Ülkemizde muhasebe mesleği kadar personel arzının had safhada olduğu bir diğer meslek yok sanırım. İİBF mezunlarının büyük çoğunluğu, Açık Öğretim Fakültesi öğrenci ve mezunlarının tamamına yakını, Muhasebe,İşletme, Bilgisayarlı muhasebe gibi onlarca önlisans programı mezunları, Ticaret Meslek Lisesi Mezunları, İşkur Kursları, Belediyelerin meslek edindirme kursları, Özel Kurslar. İşte mesleki sorunlarımızın temelinde yatan gerçek budur.
İktisat biliminin temel kuralı bir mal veya hizmetin talebi artarsa fiyat yükselir, arzı artarsa fiyatı azalır. Bir diğer iktisat konusu da ikame etkisidir. Bu personel aday enflasyonu içinde SMMM ruhsatı almış, nitelikli meslektaşlarımızın aylardır iş bulamadıklarını mesleki forumlardan gözlemliyorum.
Bugün geldiğimiz noktada, mesleğimiz ve meslektaşlarımızın geleceği açısından, köklü uygulamaların yürürlüğe konulmasının zamanı gelmiştir ve hatta geçmektedir diye düşünüyorum. Eczacılar bence kendileri ve meslekleri açısından bu çabayı göstermiş ve neticeye ulaşmak üzereler.
Meslek mevzuatımızın gelişimine bakıldığında her önemli uygulamayla birlikte, populist suistimallerin yapılması gelenek haline gelmiştir. Örnek mi, 1989 yılında meslek yasamız hayat bulduğunda ve bu mesleği yapmaya standart getirildiğinde, ruhsatların ilgili ilgisiz birçok kişiye dağıtılması, meslek mensubu olmak için lisans şartı getirilmesi ve serbest muhasebeciliğin lağvedilmesi beraberinde bu meslektaşların basit ve göstermelik bir sınavla mali müşavir yapılması, YMM lik için sınav şartı getirilmesi ve beraberinde Özel YMM Sınavıyla sınava girenlerin neredeyse tamamının YMM yapılması,hikaye hep aynı.
Artık Vergi Dairesinde çalışan memurların bile, “emekliliklerinde aktif bir unsur olmak” gerekçesiyle sınavsız, stajsız SMMM olma taleplerini ve bunun için dilekçe kampanyası organize ettiklerini kamuoyundan öğreniyoruz.
Meslektaşlarımızın genelinde Yeni Türk Ticaret Kanunu denetim müessesi açısından yeni imkanlar getirecek gibi görülse de, bence bu gelişmenin mesleğimize daha başka yansımaları da olacaktır. Bunlardan bir tanesi, şirket şeklinde girişimlerin sayısında azalma olacaktır. Yeni işletmeler, şahıs işletmesi şeklinde örgütlenme yoluna gidecektir. Yeni TTK konusunda ikincil düzenlemeler henüz yapılmamış, ve birçok konu henüz açıklığa kavuşmamıştır. Bunun yanısıra meslektaşlarımız her geçen gün bir yenisi eklenen çoğu birbirinin aynı bilgiler içeren bildirim ve uygulamalar neticesinde işten başını alamamaktadır. Kesin mizan bildirimindeki bilgiler, kurumlar vergisi beyannamesi ekindeki bilanço ve gelir tablosunun bir başka şeklidir. Mükellef bilgisi bildirimi ha keza, zaten hertürlü değişiklik vergi dairelerine bildirilmektedir. Maliye idaresi ayrı ayrı bir yığın beyanname ve bildirimle aylık, 3 aylık veya yıllık dönemler itibariyle bilgi istemektedir. Pekala Kdv, Kdv 2, Muhtasar, Damga, Ba bs bildirimleri hatta SGK Bildirgeleri birleştirilerek, tek bir işletme beyannamesiyle ay sonlarında bildirilebilir. Zaten bu bildirimlerin hepsi ayın 23 – 30 u arası ayrı ayrı beyan ediliyor. Hepsine ayrı ayrı damga vergisi ödeniyor. Atlandığında her birine ayrı ayrı ceza uygulanıyor. Bu şekilde beyanname ve bildirgelerin verilmemesi veya geç verilmesi diye bir kavram tarihe karışabilir.
Mesleğimizin geleceği için bence ilk yapılması gereken, meslek mevzuatımızın sil baştan düzenlenmesidir. İkinci olarak mesleğimiz akademik bir zemine oturtulmalı, Mesleğe giriş İİBF fakülteleri bünyesinde okutulacak Muhasebe (veya Muhasebecilik) Lisans programından mezun olanlara staj sonrası tanınmalıdır. Mevcut mesleki yapı, sayıca çoğunlukta fakat yönetimde söz sahibi olamayan biz SMMM lerin aleyhine gelişmelere neden olmaktadır. Bence Oda bazında ayrı faaliyet gösteren, SMMM ve YMM ler birlik olarak da ayrılarak biz meslek mensuplarının yararı temelinde yeni bir yapı oluşturulmalıdır. YMM üstadlarımızın ayrı bir yapı oluşturma konusundaki istek ve çalışmaları malumunuzdur zaten.
Bu arada mesleki meselelere değinmişken Bağımlı ( Her ne kadar bu ifadeyi tasvip etmesemde) Çalışan bir meslek mensubu olarak, Bağımlı Çalışanlar Komisyonunda dile getirdiğim hususlara bu yazımda yer vermek istiyorum.
- Bağımlı çalışan meslek mensupları için asgari bir ücret düzeyi saptanmalıdır
- Ortaklık yapısı belli bir düzeyin üzerinde benzeşen (örn. %50) grup firmaların (örn. Maksimum 3 şirketin) defterleri bağımlı meslek mensubunca tutulabilmelidir.
- YMM Sınavına giriş için süre 5 yıla indirilmeli, ancak ruhsat aşamasında 10 yıl kıdem aranmalıdır.
- Belli kriterlerin üstündeki firmalara bağımlı meslek mensubu çalıştırma zorunluluğu getirilmelidir. Yine belli kriterlerin üzerindeki meslek mensuplarına, yardımcı meslek mensubu çalıştırma zorunluluğu getirilmelidir.
- YMM üstadlarımızla sözleşmeli firmaların, serbest veya bağımlı bir meslek mensubu ile çalışmaksızın, kendi bünyelerinde defter tutmalarının önüne geçilmelidir.
- Bağımlı ifadesi sözleşmeli olarak değiştirilmeli, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ünvanı yerine Mali Müşavir ünvanı (kaşe,tabela, yazışma vs.) kullanılabilmelidir
- Muhasebe Mesleği ile ilgili sertifikalı kurs programları kapatılmalı veya sınırlama getirilmelidir.
- Bağımlı Meslek mensuplarına indirimli aidat uygulanmalıdır.
Birliğin internet sitesindeki istatistiklere göre, meslek mensupları içinde, bağımlı çalışanların oranı % 45 civarındadır.
Yukarıdaki yazı ve yorumlar tamamıyla şahsıma ait olup, hiçbir öneri kesin bir yargı içermemektedir, hepsi tartışmaya ve eleştiriye açıktır. Yazımızın amacı meslektaşlarımızı düşünmeye ve içinde bulunduğumuz durumu sorgulamaya yardımcı olmaktır. Bu yazıyı yazmama vesile olan Nizamettin Bozkurt isimli duyarlı meslektaşımıza ayrıca teşekkür ederim.
15.05.2012
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.