7.12.2019 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 7194 sayılı Kanunun 31 ila 37. Maddeleri ile Emlak Vergisi Kanununda değişiklik yapılmış ve servet vergisi kategorisinde değerlendirebileceğimiz değerli konut vergisi ihdas edilmiştir.
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü (TKGM) tarafından yapılan veya yaptırılan değerleme sonucunda belirlenen ve değeri 42 nci maddede yer alan tutarı beş milyon lira ve üzeri olan mesken nitelikli taşınmazların, ilgilileri tarafından ulaşılabilecek şekilde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün internet sitesinde ilan edileceği ve ilgilisine ayrıca tebliğ edileceği belirtilmiş, tebliğ tarihinden itibaren on beşinci günün sonuna kadar Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne itiraz edilmeyen mesken nitelikli taşınmaz değeri kesinleşeceği, süresinde yapılan itirazların, on beş gün içinde değerlendirilerek sonuçlandırılacağı ve kesinleşen değerin, aynı usulle ilan ve ilgilisine tebliğ edileceği, bu değerin, değerli konut vergisi uygulamasında Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değer olarak kabul edilir. Bu vergi uygulamasında, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen bir değerin bulunmaması durumunda, bina vergi değerinin esas alınarak vergilendirme işlemlerinin yapılacağı, bina vergi değerinin, 29’uncu maddeye göre belirlenen vergi değeri olduğu kurala bağlanmıştır.
Değerli konutlar vergisi sadece mesken nitelikli taşınmazlar için söz konusudur. Bu nedenle iş yerleri ile arazi ve arsalar verginin kapsamı dışındadır.
Eleştiri: Sadece mesken niteliğindeki taşınmazların vergiye tabi tutulması hakkaniyete ve eşitlik ilkesine aykırılık taşımaktadır. Örneğin, meskenden daha değerli işyeri vergilendirme dışı kalırken, işyerinden, arsa veya araziden daha düşük değerli mesken vergiye tabi olabilmektedir.
İş yeri, arsa ve arazi niteliğinde taşınmaz sahipleri yönünden sadece emlak vergisi mükellefiyeti söz konusu iken, belki de daha az değerli nitelikteki mesken niteliğindeki taşınmaz sahipleri yönünden hem emlak vergisi hem de değerli konut vergisinin mükellefi olarak çifte vergilendirmeye tabi olması Anayasanın eşitlik ilkesine ve hukuk devleti ilkesinin ölçülülük alt ilkesine aykırılık taşıdığı iddiası da gündeme gelecektir
Verginin Mükelefi; değerli konut vergisini mesken nitelikli taşınmazların maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa mesken nitelikli taşınmaza malik gibi tasarruf edenler öder. Bir mesken nitelikli taşınmaza paylı mülkiyet hâlinde malik olanlar, hisseleri oranında mükelleftirler. Elbirliği mülkiyette malikler vergiden müteselsilen sorumlu olurlar.
2.1- Verginin Matrahı : Değeri En az 5 milyon TL ve üzeri meskenler
Kanun koyucu beş milyon lira ve üzerinde değeri bulunan meskenlerin değerli konut vergisine konu olacağını kurala bağlamıştır.
Vergi matrahına esas teşkil edecek mesken değerini belirleme yetkisi TKGM’ne verilmiş olup, TKGM tarafından rayiç değerin belirlenmediği durumlarda emlak vergisine esas rayiç vergi değerinin esas alınacağı kabul edilmiştir.
Eleştiri: Emlak vergisi için öngörülen rayiç vergi değeri yerine TKGM tarafından belirlenen vergi değeri üzerinden vergilendirme yapılması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabilir. Oysa her iki vergi de taşınmazın rayiç değeri üzerinden vergilendirmeyi amaçladığına göre farklı bir matrah belirleme yöntemi seçilmesinin haklı bir nedeni olması gerekirken, yasada bu konuda hangi sebeple emlak vergisi matrahından ayrı bir matrah belirleme yoluna gidildiği konusunda herhangi bir sebep gösterilmemiştir.
5.000.000 TL ile 7.500.000 TL arasında olanlar (Binde 3)
7.500.001 TL ile 10.000.000 TL arasında olanlar (Binde 6)
10.000.001 TL’yi aşanlar (Binde 10) oranında vergilendirilir.
Eleştiri ; Artan oranlı bir tarife uygulanarak, bir sonraki kademeye geçilirken ilk kademeye tekabül eden kısım için ayrı, aşan kısım için ayrı vergi oranı uygulamak yerine her bir kademe için ayrı oranlar belirlenmesi hakkaniyete aykırı sonuçlar doğuracaktır.
Örneğin 7,5 milyon TL değerinde meskeni için binde 3 oranında 22,500 bin TL vergi ödemesi gereken mükellef , 7,5 milyon bir TL meskeni için binde 6 oranında 45.000 bin TL vergi ödemesi hakkaniyete aykırı olup, 7,5 milyon Tl için binde 3, aşan kısım için binde 6 şeklinde artan oranlı tarifenin uygulanmaması mağduriyetlere yol açacağı açıktır.
Bir başka eleştiri; sahip olunan tüm taşınmazların toplam değeri üzerinden vergilendirme yerine sadece beş milyon lirayı aşan taşınmazlar yönünden vergilendirme yapılması eşitlik ve hakkaniyet ilkelerine açıkça aykırıdır. Örneğin beş milyon liranın üzerinde bir tek taşınmazı olan vergiye tabi iken beş milyonun altında fakat toplam değerleri beş milyon liranın çok üzerinde olan taşınmazlar yönünden vergilendirme söz konusu olmaması açık bir mağduriyet durumudur.
Bir başka eleştiri; mesken niteliğindeki taşınmaz sahipleri yönünden ödenecek emlak vergisi tutarının değerli konut vergisinden mahsup edileceği yönünde düzenleme bulunmamakta olup, bu nedenle aynı vergi matrahı üzerinden hem emlak vergisi hem de değerli konut vergisi ödemek zorunda bırakılarak mükerrer vergilendirmeye tabi tutuldukları iddiası gündeme gelebilecektir.
Bir başka eleştiri; paylı mülkiyette ve elbirliği mülkiyette, matrahın hesabında mesken nitelikli taşınmazın toplam değeri esas alınacağı öngörülmüş olup, beş milyon liranın altında taşınmaz sahibi yönünden vergi ödenmesi söz konusu değilken beş milyon liranın altında hisse değerine sahip olmasına karşın taşınmazın toplam
değerinin beş milyon liranın üzerinde olması nedeniyle vergi ödemek zorunda kalması yine eşitlik ilkesine aykırılık taşımaktadır.
TKGM tarafından yapılan veya yaptırılan değerleme sonucunda belirlenen ve değeri 42 nci maddede yer alan beş milyon lira ve üzeri olan mesken nitelikli taşınmazlar, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün internet sitesinde ilan edildikten ve ilgilisine ayrıca tebliğ edildikten sonra, tebliğ tarihinden itibaren on beşinci günün sonuna kadar Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne itiraz edilmeyen mesken nitelikli taşınmaz değeri kesinleşeceği, süresinde yapılan itirazların, on beş gün içinde değerlendirilerek sonuçlandırılacağı ve kesinleşen değerin, aynı usulle ilan ve ilgilisine tebliğ edileceği kurala bağlanmıştır.
Kanun koyucu tarafından mesken niteliğindeki taşınmaz sahibine TKGM’ne başvurulması yönünde zorunlu idari başvuru yolu öngörülmüş olup, TKGM sitesinden ve/veya yazılı bildirim üzerine beş milyon liranın üzerinde taşınmazı olduğu kendisine bildirilen taşınmaz sahibi tespit edilen rayiç değerin hatalı veya gerçeğe aykırı olduğunu düşünüyorsa dava açmadan önce kendisine yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren 15 gün içinde TKGM’ne itiraz etmesi gerekmektedir.
15 gün içinde İtiraz edilmeme veya yapılan itirazın reddi suretiyle vergiye esas alınacak değer kesinleşmiş olur. Bu kesinlikten kasıt idari kesinleşmedir, Anayasanın 15.maddesi uyarınca açıkça yargı denetimi dışında bırakılmamış tüm idari işlemler yargısal denetime açık olup, yargısal kesinlik söz konusu değildir.
Bu vergi uygulamasında, TPGM tarafından belirlenen bir değerin bulunmaması durumunda, bina vergi değeri esas alınarak vergilendirme işlemlerinin yapılacağı, bina vergi değerinin, 29’uncu maddeye göre belirlenen vergi değeri olduğu ifade edilmiştir.
Değerli konut vergisine konu taşınmazın vergi değerinin yukarıda açıklandığı üzere TPGM tarafından beş milyon lira ve üzeri değere sahip olduğunun tespit edilmesi ve bildirim sonrası 15 günlük sürenin geçmesi ve/veya itirazın TKGM tarafından reddi üzerine, mesken niteliğindeki taşınmazın beş milyon liranın altında olduğunu düşünen mükellef, taşınmazın beş milyon lira ve üzeri değere sahip olduğuna ilişkin TKGM işleminin iptali istemiyle idari yargıda dava açabilecektir.
Mesken niteliğindeki taşınmazın değer tespitine ilişkin TKGM işleminin idare mahkemesinin mi? Yoksa vergi vergi mahkemesinin mi görevine girdiği hususunda hukuki değerlendirme ihtiyacı bulunmaktadır.
İdare mahkemeleri idari yargıda 2576 sayılı Kanunun 5.maddesi uyarınca genel görevli mahkeme olup, vergi mahkemesi ve Danıştayın görev alanına girmeyen idari yargıya ilişkin uyuşmazlıkları çözmeye İdare Mahkemeleri görevli kılınmıştır. Vergi Mahkemeleri özel görevli mahkemeler olup, aynı Kanunun 6.maddesinin (a) bendinde, genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları, b) (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun
uygulanmasına ilişkin davaları,c) Diğer kanunlarla verilen işleri çözümleyeceği kurala bağlanmıştır.
Mesken niteliğindeki taşınmazın değer tespitine ilişkin TKGM işlemi ilk bakışta vergi, resim harç ve benzeri mali yüküm niteliğinde bir işlem olmaması nedeniyle, idari işlem olarak genel görevli idare mahkemesinin görev alanına girdiği gibi bir izlenim oluşsa da bu tür uyuşmazlıklara benzeyen ihtilaflarda Danıştayın vergi mahkemelerinin görevli olduğu yönünden verdiği kararlar bulunmaktadır.
Sakatlık indirimi uygulamasında engelliler tarafından alınan sağlık raporlarının Maliye Bakanlığı bünyesinde bulunan Merkez Komisyonu tarafından değerlendirildikten sonra sakatlık oranının düşürülmesi işlemlerine karşı açılan davalar vergi mahkemelerinin görev alanında görülmüştür. Emsal olarak Dan. 10.D 27.06.2019 gün ve E: 2014/3009, K: 2019/5136 sayılı kararı, Dan. 4.D 22.10.2013 gün ve E:2013/7128, K: 2013/6906 sayılı kararı, Danıştay Başkanlar Kurulunun 10.02.2017 tarih ve E:2017/4, K: 2017/37 sayılı kararı gösterilebilir
Aynı şekilde TKGM tarafından tespit edilen taşınmaz değer tespiti değerli konutlar vergisinin matrahına esas teşkil edecek olması nedeniyle değerli konutlar vergisinden ayrı düşünülemez ve bu nedenle taşınmazın değer tespitine ilişkin TKGM işleminin vergi mahkemesinin görev alanına girdiği düşünülmektedir.
Diğer taraftan 2577 sayılı Kanunun 7.maddesi uyarınca dava açma süresi vergi mahkemelerinde 30 gün, idare mahkemelerinde 60 gün olup, olası görev uyuşmazlığı durumunda vergi mahkemesinde dava açma süresinin daha kısa olması nedeniyle davanın vergi mahkemesinde açılması hak kaybına uğramamak adına önem taşımaktadır.
Yetkili vergi mahkemesi noktasında yukarıda yer verilen Danıştay kararlarında ayrıca belirtildiği üzere vergilendirme işlemini yapacak yer vergi idaresi yetkili olup, bu durumda taşınmazın bulunduğu yer yönünden yetkili vergi mahkemesinde dava açılması gerekmektedir. Örneğin İstanbulda bulunan taşınmaz için TKGMnün bulunduğu yer Ankarada değil, taşınmazın bulunduğu yer İstanbul Vergi Mahkemeleri yetkili bulunmaktadır.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen ve 42 nci maddede yer alan tutarı aşan (bu tutar dâhil) mesken nitelikli taşınmazların değeri her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılacağı, bu şekilde hesaplanan tutarların 10.000 Türk lirasına kadar olan kesirleri dikkate alınmayacağı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen taşınmaz değerinin, değer tespitinin yapıldığı yıl yeniden değerleme oranında artırılmayacağı ifade edilmiş, değerli konut vergisi mükellefiyetinin; a) Mesken nitelikli taşınmazın değerinin, bina vergi değeri veya
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değerin 42 nci maddede belirtilen tutarı aştığının (bu tutar dâhil) belirlendiği tarihi, b) 33 üncü maddenin
veya vergiye tabi iken muaflık şartlarını kazanan mesken nitelikli taşınmazlardan dolayı mükellefiyetin, bu olayların vuku bulduğu tarihi takip eden taksitten itibaren sona ereceği kurala bağlanmıştır.
Kanun hükümlerine göre taşınmaz değerinin beş milyon lira ve üzeri olduğunun tespit edildiği tarihi izleyen yıldan itibaren mükellefiyetin başlayacağı kurala bağlanmış ve takip eden yılın şubat ayının 20 nci günü sonuna kadar beyanname ile beyan edileceği, vergi,nin yetkili vergi dairesince yıllık olarak tarh ve tahakkuk olunacağı, müteakip yıllar için mükellef tarafından aynı şekilde yıllık olarak beyanname verileceği ve vergi ilgili vergi dairesince tarh ve tahakkuk olunacağı, elbirliği mülkiyetinde mükelleflerin müşterek beyanname verebilecekleri gibi, münferiden de beyanname verebilecekleri, paylı mülkiyet hâlinde ise beyannamenin münferiden verileceği, vergi dairesi tarafından tarh ve tahakkuk ettirilen verginin, ilgili yılın şubat ve ağustos aylarının sonuna kadar iki eşit taksitte ödeneceği, yıl içerisinde mükellefiyetin başlamasını gerektirecek durumun meydana gelmesi hâlinde, mükellef tarafından takip eden yılın beyanname verme süresi içerisinde ilgili vergi dairesine beyanname verileceği, tahsil edilen değerli konut vergisinin, genel bütçe geliri olarak kaydedilir ve 2/7/2008 tarihli ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun ile diğer kanunlara göre mahalli idarelere verilecek payların hesabında dikkate alınmayacağı ifade edilmiştir.
Kanun hükümlerine göre mesken niteliğindeki taşınmazın beş milyon lira ve üzeri değere ulaştığının tespit edildiği tarihi izleyen yıldan itibaren mükellef tarafından izleyen yılın şubat ayının 20. günü bitimine kadar beyanname verilmesi söz konusu olup, mükellef tarafından taşınmazının TKGM tarafından belirlenen rayiç değerin altında olduğu düşünülüyor ise izleyen yılın 20 şubat tarihine kadar verilecek beyannameye ihtirazi kayıt konulması ve beyannameye istinaden düzenlenecek tahakkuk fişine karşı yine aynı şekilde taşınmazın bulunduğu yerdeki vergi uyuşmazlıklarını çözmeye yetkili vergi mahkemesinde iptal davası (şayet vergi ödenmişse tahakkukun iptali ve iadesi istemiyle) açılması gerekmektedir.
Değerli konutlar vergisi tahakkuk işlemine karşı açılan davaya bakacak olan vergi mahkemesi, daha önce TKGM tarafından taşınmaz değer tespitine ilişkin açılan davayı bekletici mesele yapacak ve söz konusu davada verilecek karara göre uyuşmazlığı neticelendirecektir.
Görüldüğü üzere ilk olarak TKGM tarafından taşınmaz değer tespitine ilişkin dava açılması gerekmekte, sonrasında ise izleyen yılda ihtirazi kayıtla verilecek olan değerli konutlar vergisi tahakkuk işlemine karşı ikinci davanın açılması gerekmektedir.
Genel ve özel bütçeli idarelerin, belediyelerin ve üniversitelerin maliki veya intifa hakkına sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar,
Türkiye sınırları içinde mesken nitelikli tek taşınmazı olan kişilerden; kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan
sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar (intifa hakkına sahip olunması hâli dâhil) (Bu hüküm, belirtilen kişilerin tek meskene hisse ile sahip olmaları hâlinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanır.),
Yabancı devletlere ait olup elçilik ve konsolosluk olarak kullanılan mesken nitelikli taşınmazlar ile elçilerin ikametine mahsus mesken nitelikli taşınmazlar ve bunların müştemilatı (karşılıklı olmak şartıyla) ve merkezi Türkiye’de bulunan milletlerarası kuruluşlara, milletlerarası kuruluşların Türkiye’deki temsilciliklerine ait mesken nitelikli taşınmazların, esas faaliyet konusu bina inşası olanların işletmelerine kayıtlı bulunan ve henüz ilk satışa, devir ve temlike konu edilmemiş yeni inşa edilen mesken nitelikli taşınmazlar (arsa karşılığı inşaat işlerinde sözleşme gereği taahhüt işini üstlenen müteahhide kalan mesken nitelikli taşınmazlar dâhil) (bu taşınmazların kiraya verilmesi veya sair surette kullanılması hâlleri hariç) değerli konutlar vergisinden muaf oldukları ifade edilmiştir.
30.12.2019
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.