Hizmet erbabının çalışması karşılığı elde ettiği para, ayın ve benzeri menfaatlerin kural olarak kaynakta ve nihai olarak vergilemesini esas alan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu (GVK), yıl içinde işveren değişikliği ya da aynı yıl içinde olmakla birlikte farklı zaman dilimlerinde birden fazla işverenden ücret geliri etme ile belli tutarı aşan ücret gelirinin bulunması halinde, hizmet erbabına ücret gelirlerini beyanname ile beyan etme yükümlülüğü getirmiştir.
Hatırlanacağı üzere, GVK’da yer alan ücret dahil tüm gelir unsurlarında vergi oranı, 2018 yılı sonuna kadar matrah dilim tutarları itibariyle yüzde 15’ten başlayıp yüzde 35 oranına göre hesaplanırken, 05/12/2019 tarihli resmi gazetede yayımlanan 7194 sayılı kanunun 17 inci maddesi ile GVK’nın 103’üncü maddesi değiştirilerek yüzde 40 oranında yeni bir matrah dilimi eklenerek yürürlük tarihi, geriye yönelik olarak 01/01/2019 tarihinden itibaren yürürlüğe girmişti. Fakat, aynı yasa ile GVK’ya eklenen geçici 91’inci madde, 2019 yılı ücret gelirlerinde değişiklik öncesi matrah diliminin uygulanacağını düzenlemişti.
2020 yılı itibariyle geçerli olan matrah dilim tutarları ise aşağıdaki gibi olup, tutarlar her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298/B maddesine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanmaktadır.
22.000 TL’ye kadar |
%15 |
49.000 TL'nin 22.000 TL'si için 3.300 TL, fazlası |
%20 |
120.000 TL'nin 49.000 TL'si için 8.700 TL, (ücret gelirlerinde 180.000 TL'nin 49.000 TL'si için 8.700 TL), fazlası |
%27 |
600.000 TL'nin 120.000 TL'si için 27.870 TL, (ücret gelirlerinde 600.000 TL'nin 180.000 TL'si için 44.070 TL), fazlası |
%35 |
600.000 TL'den fazlasının 600.000 TL'si için 195.870 TL, (ücret gelirlerinde 600.000 TL'den fazlasının 600.000 TL'si için 191.070 TL), fazlası |
%40 |
2020 takvim yılında elde edilen ücret gelirinin beyan sınırında ister tek işveren, isterse aynı veya farklı zaman diliminde birden fazla işverenden stopaj yapılarak elde edilen ücret gelirleri toplamı 600.000 TL’yi aşıyorsa, hizmet erbabının 2021 yılı Mart ayında ücret gelir vergisi beyannamesi vermesi gerekecektir. Şayet, hizmet erbabıbın ücret gelirleri toplamı 600.000 TL’yi aşmıyorsa, fakat yıl içinde aynı veya farklı zaman dilimlerinde birden fazla işverenden stopaj yapılarak ücret geliri elde edilmiş ve birinci işverenin dışında diğer işverenlerden elde ettiği ücret gelirleri toplamı 49.000 TL’yi aşıyorsa, bu durumda da birinci işverenden alınan ücrette dahil ederek beyanname vermesi gerekecektir. İkinci örnekte birinci işverenden alınan ücret beyanname sınırının hesabında dikkate alınmamakta, birinci işverenin hangisi olacağını hizmet erbabı serbestçe belirleyebilmektedir.
Maliye idaresi, belli şartlarda serbest bölgelerde çalışanlar ile arge, tasarım ve destek personellerinin ücretlerinden kesilen vergiyi tahsil etmemektedir. Tahsil etmeme şekli, işverenin sorumlu sıfatıyla beyan ettiği muhtasar beyannameye dahil edilerek tahakkuk edildikten sonra tecil-terkin veya işverene iade edilmesi usulüne göre olmaktadır. İşverenin sorumlu sıfatıyla verdiği beyannameye dahil olma aşamasına kadar Gelir Vergisi Kanununun 61, 94 ve 103. Maddelerine ilişkin hükümler uygulanmakta, beyanname aşamasından sonra ayrıksı durum oluşmaktadır.
27/05/2020 günü resmi gazetede yayımlanan Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 311 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde, serbest bölgelerde çalışanlar ile arge, tasarım ve destek personellerinin ücret gelirlerinin vergilendirilmesi hususu ile ilgili açıklamalar, bence farklı başlıkta düzenlenmesi gerekirken “İstisna kapsamında ücret geliri elde edenlerin durumu” başlığı altında 22’inci maddesinde düzenlenmiş olup, özü itibariyle istisna kavramına girmeyen serbest bölge çalışanları ile arge çalışanlarının ücret gelirlerinin beyanname verilip verilmeyeceğinin tespitinde dikkate alınacağı (bence de dahil edilmesi gerekir) ifade edilmiş, fakat buralardaki çalışmalarından elde ettiği ücret gelirlerinden kesilen vergilerin ücret geliri beyannamesi vermesi durumunda mahsup edilip edilmeyeceğinin açıklanmaması, kafa karışıklığı oluşturmakla birlikte işveren ile hizmet erbabı arasında gereksiz şekilde yanlış anlaşılmalar doğurabileceğinden bu hususta idarenin tebliğ veya sirküler ile açıklama yapmasında yarar görülmektedir.
Serbest bölgelerde çalışanlar açısından konu ele alındığında, ayrıksı durum 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun geçici 3’üncü maddesinde yer almaktadır. İlgili madde aşağıdaki gibidir:
Geçici Madde 3
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanuna göre kurulan serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere ruhsat almış mükelleflerin;
…………………………………..
(Değişik ikinci fıkra: 12/11/2008-5810/7 md.) Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yılın vergilendirme döneminin sonuna kadar;
…………………………………
b) (Değişik: 9/2/2017-6772/7 md.) Bu bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az %85’ini yurt dışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan gelir vergisi, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edilir. Bu oranı %50’ye kadar indirmeye ve kanuni seviyesine kadar yükseltmeye Cumhurbaşkanı yetkilidir. Cumhurbaşkanı bu yetkiyi, stratejik, büyük ölçekli veya öncelikli yatırımlar ile konusu, sektörü ve niteliği itibarıyla proje bazında desteklenmesine karar verilen yatırımlara yönelik olarak, bölge, sektör ya da faaliyet alanı itibarıyla farklılaştırarak veya kademelendirerek kullanabilir. Yıllık satış tutarı bu oranın altında kalan mükelleflerden zamanında tahsil edilmeyen vergiler cezasız olarak, gecikme zammıyla birlikte tahsil edilir.(2)
……………………………….
3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun geçici 3’üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde yer alan düzenlemede, işverenin çalışanın ücretinden asgari geçim indirimi uyguladıktan sonra kaynakta kestiği vergi sorumlu sıfatıyla verdiği beyannameye dahil edilip tahakkuk etmekte, FOB bedelinin minimum %85’inin yurt dışına ihraç durumuna göre ya tahakkuk eden vergi tecil-terkin edilmekte ya da vergi ödenip daha sonra vergi sorumlusu işverene iade edilmektedir. Bu durumda, hizmet erbabı nezdinde kaynakta kesinti yapılmış, işverence sorumlu sıfatıyla verilen beyannameye dahil edilmiş fakat bu vergi işverene destek sağlama amacıyla tahsilinden vazgeçilmiştir. Dolayısıyla, hizmet erbabından tevkif edilen-mal varlığından çıkan verginin kendi adına vereceği ücret gelir vergisi beyannamesi üzerinde mahsup edilmesi gerekir. 3218 sayılı kanunun geçici 3’üncü maddesi ile kanun koyucu, hizmet erbabının ücret gelirinden kesilen verginin tahsil edilmeyip işverene destek olarak aktarılmasını tercih etmiştir. Kanunun bu düzenlemesi bir ücret istisnası olmayıp, işverene sağlanan destektir. Bu nedenle, hizmet erbabı için vergilemesi yapılmış olan (kaynakta kesilen) bu değerin, kendi adına ücret gelir beyannamesi vermesi halinde mahsup edilmesinin doğru ve yerinde olacağı değerlendirilmektedir. Ayrıca bu düzenleme bir istisna düzenlemesi olsaydı o zaman, kaynakta kesintiden de söz edilemeyeceği gibi kendi adına vereceği beyannamede de bu ücret geliri yer almayacaktı.
Benzer durum, Ar-Ge personeli içinde geçerlidir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 75 inci maddesi uyarınca, 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun 3’üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen Ar-Ge, tasarım ve destek personelinin ücretlerinden kesilen gelir vergisi, verilen muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edilerek işverene kalmaktadır. Esas olarak burada da hizmet erbabının ücretinde kaynakta kesinti yapılarak vergilendirme yapılmıştır.
Bu açıklamalara göre, serbest bölgelerde çalışan hizmet erbabı ile Ar-Ge, tasarım ve destek personelinin ücretlerinden tevkif edilen-kesilen gelir vergilerinin, işverenin sorumlu sıfatıyla verdiği beyannamede tahakkuk edip terkin edilmesi kanun koyucunun işverene sağladığı destek olup, hizmet erbabının ücret gelirinin kaynakta vergilendirilmesinin yapıldığı sonucunu değiştirmemektedir. Hizmet erbabının ücret gelirlerinin beyanname verme sınırına ulaşması nedeniyle Maliye İdaresine vereceği ücret gelir vergisi beyannamesine, buralardan elde ettiği ücret gelirlerini dahil edeceğinden, Gelir Vergisi Kanununun 121 inci maddesine göre kaynakta kesilmiş-tevkif edilmiş olan bu vergileri beyannamede mahsup etmesi vergilendirme rejiminin doğasına uygun düşmektedir. Şayet, tevkif edilen vergilerin beyanname üzerinden mahsup edilme hakkının verilmemesi, hizmet erbabının bir gelirinden iki kez vergi alınması sonucunu doğurur ki bu da, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 117 maddesinin üçüncü fıkrasına göre “verginin mükerrer olması” hatasını oluşturur.
03.06.2020
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.