YAZARLARIMIZ
Hüseyin Ergut
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Lisanslı SPK Uzmanı
smmm.hergut@gmail.com



Yurt Dışından Sağlanan Krediler, (Finans Kurumu veya Finans Kurumu Olmayan Üçüncü Kişi ve Kurumlardan veya Ortaklardan) İle İlgili Ver-gisel Yükümlülükler KDV, KVK, DV, KKDF Açısından Değerlendirmeler - Bölüm 1

Şirketlerin ticari faaliyetlerine devam edebilmeleri için, gerek yurtiçi ve yurtdışı ortaklardan veya yurt içi ve yurt dışı kurumlardan kredi kullanılması ticari hayatın olağan akışında bir gerekliliktir. Özellikle, yatırım yapan şirketlerin son dönemdeki önemli sorunlarından birisi de “Kredilere” uygun maliyetlerle ulaşamamasıdır. Şirketlerin, yurtdışı finans kuruluşu veya finans kuruluşu olmayan kurumlardan veyahut yurtdışı ortaklardan aldıkları kredilerin vergilendirilmesi konusunu inceleyeceğiz.

I.KURUMLAR VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN DEĞERLENDİRME:

5520’ Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun "Tam ve Dar Mükellef" başlıklı 3.maddesin’de dar mükellefiyetin tanımı "Kanunun 1.maddesinde sayılı kurumlardan kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayanlar, sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirilirler." şeklinde yapılmıştır.

Yurt dışında yerleşik yabancı kurumlar tarafından Türkiye'de elde edilen menkul sermaye iratlarında vergilendirme yöntemi Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 30.maddesinde belirlenmiş olup, bu kazançlar bu madde hükmüne göre tevkif suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir.

Kanun'un dar mükellefiyette vergi kesintisinin düzenlendiği 30.maddesinin birinci fıkrasında, dar mükellefiyete tabi kurumların Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından (%15)’oranında vergi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış olmasına karşın, 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın 1. maddesinin (5) numaralı bendinde, Uluslararası kurumlar veya yabancı bankalardan yada bulunduğu ülkede mutat olarak kredi vermeye yetkilendirilmiş olup sadece ilişkili bulunduğu kurumlara değil tüm gerçek ve tüzel kişilere kredi veren kurumlardan alınan her türlü krediler için ödenecek faizlerden yapılacak tevkifat oranı (katılım bankalarının kendi usullerine göre yurt dışından sağladıkları fonlar ve benzeri kaynaklar için ödedikleri kâr payları dahil)  (%0), Diğer alacak faizi ödemeleri üzerinden yapılacak tevkifat oranı ise (%10)’ olarak belirlenmiştir.

Kredi veren firmanın, sadece ilişkili bulunduğu kurumlara değil tüm gerçek ve tüzel kişilere kredi veren bir kurum olması veya ilgili ülke mevzuatı gereğince banka veya kredi vermeye yetkili kuruluş olduğunun tevsiki halinde, ödenecek faizler üzerinden (%0) oranında; aksi halde ise (%10) oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13’üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır. Alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu çerçevede, kredi veren firmanın, kredi alan yurt içi firmayla ilişkili kişi olması durumunda Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13’üncü maddesi hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanununun (KVK) 35.maddesi hükmü uyarınca öncelikle uluslararası anlaşma hükümlerinin stopaj zaruriyetinin tespiti aşamasında dikkate alınması gerekmekte olup, buna göre dar mükellef kurumlara yapılan ödemelere uygulanacak stopajın belirlenebilmesi için kazancın mahiyetinin tespitinden sonra ödemenin yapılacağı dar mükellef kurumun mukim olduğu ülke ile Türkiye arasında Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması (ÇVÖA) olup olmadığının kontrolünün yapılması önem arz etmektedir. Bu kapsamda dar mükellefe sağlanan kazanç, (ÇVÖA)'da belirlenmiş hükümler çerçevesinde vergilendirilecektir. Eğer Türkiye ile ilgili ülke arasında (ÇVÖA) mevcut değilse yapılan ödemenin mahiyetine göre Kanun'da belirtilen oranlarda stopaj yapılması zorunludur.

(ÇVÖA)’ hükümleri anlaşmaya taraf ülkelerde mukim olanlara uygulandığından, anlaşmalardan yararlanmak isteyenlerin tam mükellef oldukları ülkenin yetkili makamlarından mukimlik belgesi almaları gerekmektedir.1 Seri No.lu Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları Sirkülerinde açıklamalarda bulunulmuş ve anlaşmaya taraf diğer ülkede yerleşik (tam mükellef) olanların Türkiye'de elde ettikleri kazanç veya iratların ilgili anlaşma hükümlerinden yararlanabilmesi için kendi ülkelerinin yetkili makamlarından mukimlik belgesi almaları ve bu belgenin aslı ile noterce veya bu ülkelerdeki Türk konsolosluklarınca tasdik edilecek Türkçe tercümesinin kendilerine ödeme yapan vergi sorumlularına ibraz etmeleri gerektiği belirtilmiştir.  Ayrıca Sirkülerde, vergi sorumlularının teslim aldıkları söz konusu mukimlik belgelerini gerektiğinde yetkili makamlara ibraz etmek üzere muhafaza edecekleri; mukimlik belgesinin ibraz edilememesi durumunda ise ilgili anlaşma hükümleri yerine lokal mevzuat hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

-Yurtdışında mukim yabancı ortağınızdan kredi temin ederek işletmede kullanılan kredi için ödenen faiz tutarları üzerinden (%10) vergi kesintisi yapılması gerekmektedir. Bu çerçevede, şirketinizin yabancı ortağından yaptığı borçlanmaların transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımına konu olması ve/veya örtülü sermaye şartlarının gerçekleşmesi durumunda, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç veya örtülü sermaye üzerinden yapılan ödemeler dağıtılmış kâr payı sayılacak ve 5520’sayılı Kanunun 30’uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre (%15) oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılacaktır. Ancak, ödenen faiz tutarları üzerinden daha önceden (%10) vergi kesintisi yapılmış olması halinde, yapılacak (%15) vergi kesintisinden, daha önce bu tutarlara ilişkin olarak yabancı ortağa ödenen faiz tutarları üzerinden kesilen (%10) oranındaki vergi mahsup edilebilecektir.

Diğer taraftan, örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderler ile transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançların Kanunun 11’ inci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerine göre kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmadığını unutmamak gerekir.

II- KDV YÖNÜNDEN:

Türk vergi mevzuatına göre, yurt dışından temin edilen borçlanmaların, kredilerin faizleri üzerinden (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağına ise yine kredi verenin (alacaklının) statüsüne göre karar vermek gerekmektedir. Çünkü borç verme işlemi bir finansman hizmeti niteliğinde olduğundan, esas itibariyle KDV’nin konusuna girmesi gereken bir işlemdir.

3065’ Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1.maddesine göre işlemler Türkiye'de ifa edildikleri takdirde vergiye tabi tutulabilmektedir. Aynı Kanun'un 6/b maddesine göre ise, bir hizmetin Türkiye'de ifa edilmiş sayılması için; hizmetin Türkiye'de yapılması veya hizmetten Türkiye'de faydalanılması şartlarından birinin gerçekleşmesi gerekmektedir. Buna göre, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayanların Türkiye'de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye'de faydalanılan hizmetler (KDV)'ye tabi olacaktır.

Ancak, yurt dışından borçlanılan kurumun faaliyette bulunduğu ülke mevzuatına göre kredi kuruluşu olarak kabul edilmesi veya bir banka olması durumunda söz konusu işlem içeriği itibarıyla Banka Sigorta Muamele Vergisi’nin (BSMV) kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden yurt dışı kredi kullanımı, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-e maddesi gereğince katma değer vergisinden istisna olacaktır.

Söz konusu şirketin kredi verme işlemi dolayısıyla faaliyette bulunduğu ülke mevzuatına göre kredi kuruluşu olarak kabul edilmemesi veya banka niteliğinde olmaması durumunda ise, kredi verme işlemi mahiyeti itibarıyla (BSMV)’in konusu dışında kalacağından kredi üzerinden hesaplanan faiz tutarları KDV’ye tabi olacaktır. Faiz tutarları üzerinden hesaplanan KDV’nin, KDV Kanunu’nun 9’uncu maddesine göre sorumlu sıfatıyla (2)’no.lu KDV beyannamesi ile beyan edilerek ödenmesi ve ödenen bu tutarların da (1)’no.lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılması gerekmektedir.

Ayrıca yıl sonlarında ve geçici vergi dönemlerinde 213’sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK) uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadığından bu tutarlar için (KDV) hesaplanmayacaktır.

Kaynakça:

-5520’ Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu.

-3065’ Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu.

-1 Seri No.lu Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları Sirküleri

-2017/9973 sayılı BKK.

-488’Sayılı Damga Vergisi kanunu.

-29.01.2020’tarihli, 93767041-125[12-13-2014/17]-12204 sayılı, Kocaeli Vergi Dairesi özelge.

-334 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Tebliği.

-24 Ocak 2025’Tarihli ve 32792 Sayılı RG. “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ.

-İstanbul VD.Bşk.17/01/2017 tarih ve 62030549-125[30-2015/280]-14801sayılı özelge.

-TCMB Sermaye Hareketleri Genelgesinin; 32’nci Md.

- İstanbul VD.Bşk.02/05/2024 E-39044742-130[Özelge]- 569409 sayılı özelge.

05.02.2025

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM