I-Yatırım Fon ve Ortaklıklarında (Emeklilik Yatırım Fonları Hariç) Kurumlar Vergisi İstisnası Uygulanabilmesi İçin Taşınmazlardan Elde Ettikleri Kazançların En Az %50’sinin Dağıtılması Şartı Getirilmiştir:
7524 sayılı Kanunun 1.1.2025’tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yayımı tarihinde (2.8.2024) yürürlüğe giren 32’nci maddesi ile KVK’nun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin son cümlesinde yer alan “elde edilen” ibaresi, “elde edilen, (d) bendindeki istisnadan yararlanamayan fon ve ortaklıklardan elde edilenler hariç,” şeklinde değiştirilmiş ve (d) bendine aşağıdaki paragraf eklenmiştir:
“Bu istisnadan faydalanılabilmesi için fon ve ortaklıkların (emeklilik yatırım fonları hariç) sahip oldukları taşınmazlardan elde ettikleri kazançların en az %50’nin, elde edildiği hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı izleyen ikinci ayın sonuna kadar kâr payı olarak dağıtılması şarttır. Bu süre içerisinde belirtilen oranda kârın ortaklara dağıtılmaması durumunda, istisnadan faydalanılması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.”
Maddedeki “taşınmaz kazançları” ibaresinden; taşınmaz alım satım kazançları, kira gelirleri, taşınmaza dayalı hakların devir ve temlikinden elde edilen kazançlar, inşaat projelerinden elde edilen gelirler, taşınmaz işletme gelirleri gibi doğrudan taşınmazlardan elde edilen gelir ve kazançları anlıyoruz.165’no.lu VUK sirküleri ile, KVK’ nun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde sayılan ve kazançları kurumlar vergisinden istisna edilen fonların, 2023 ve izleyen dönemlerdeki mali tablolarını 213 sayılı Vergi Usul Kanununun enflasyon düzeltmesi hükümleri uyarınca düzeltmeye tabi tutmamaları öngörülmüştür. Bu nedenle enflasyon düzeltmesi yapılmamış idi. Bununla birlikte bu fonlar 2025 yılı kazançlarından itibaren yukarıda belirtilen taşınmaz kazançlarının yarısını dağıtma koşuluyla istisnadan yararlanabileceklerinden, bu koşulu yerine getirmeyip istisnadan yararlanamayan fonların enflasyon düzeltmesi yapması gerekeceği düşünülmektedir.
Kâr dağıtım şartının yerine getirilemediği durumlarda kurumlar vergisi istisnasından yararlanılamayacağı ve uygulanan istisna iptal edileceği için kurumların bu fon ve ortaklıklardan sağladıkları istisna uygulanmamış kâr payı gelirlerine iştirak kazancı istisnası uygulanması gerekir.Bu husus 7524 sayılı Kanunun 32’nci maddesi ile KVK’nun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin son cümlesinde yer alan “elde edilen” ibaresi,
“elde edilen,(d) bendindeki istisnadan yararlanamayan fon ve ortaklıklardan elde edilenler hariç” şeklinde değiştirilmek suretiyle temin
“elde edilen, (d) bendindeki istisnadan yararlanamayan fon ve ortaklıklardan elde edilenler hariç,” şeklinde değiştirilmek suretiyle temin edilmiştir.
Kâr dağıtımına konu kazanç taşınmazlardan elde edilen kazançlarla sınırlı olup, bu gelirler dışındaki kazançların dağıtım zorunluluğu yoktur. Kâr dağıtım şartının sağlanamaması durumunda taşınmaz gelirleri dahil diğer tüm gelirler için istisnadan yararlanmanın mümkün olmayacağıda unutulmamalıdır.
Faaliyetleri gereği portföyüne veya aktifine taşınmaz dahil edemeyen ve inşaat projeleri yapamayan fon ve ortaklıkların taşınmaz kazanç gelirleri olamayacağından, bu fon ve ortaklıklar için kâr dağıtımı şartı aranılmayacaktır.
İstisna uygulanmayan kurum kazançları üzerinden yatırım fon ve ortaklıkları KVK’nun 32’nci maddesi gereğince %30 kurumlar vergisi hesaplamak durumundadırlar.
7524’sayılı Kanunun 36’ncı maddesi ile düzenlenen yurt içi asgari kurumlar vergisi uygulamasına göre, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32 ve 32/A maddeleri hükümleri dikkate alınarak hesaplanan kurumlar vergisi; indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının %10’undan az olamayacaktır.
“indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancı” hesap dönemi sonundaki ticari bilanço karına kanunen kabul edilmeyen giderlerin eklenmesiyle bulunan tutarı ifade etmektedir.
Yatırım fon ve ortaklıklarında yurt içi asgari kurumlar vergisine sadece taşınmazlardan elde edilen kazançlar dahil edilmesi gerekir. Bu taşınmaz kazançlarının tamamı kar dağıtımı yapılsın yapılmasın yurt içi asgari kurumlar vergisi matrahına dahil edilecektir.
Girişim sermayesi yatırımları bilançoda 240- Bağlı Menkul Kıymetler Hesabı veya 242-İştirakler Hesabında izlenen varlıklardan olup, ilgili bu hesaplar enflasyon düzeltmesine tabi tutulması gereken varlıklar arasında yer almaktadır.
Enflasyon düzeltmesi yapılırken, düzeltilecek değerin ve düzletme farklarının doğru tespiti için VUK’un değerleme hükümlerine de dikkat edilmesi gerekir. Çünkü GSYF katılma paylarının dönem sonu değerlemesi fon portföyünün oluşumuna göre farklılık göstermektedir.
VUK’un 279’uncu maddesinde, “hisse senetleri ile fon portföyünün en az % 51’i Türkiye’de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri alış bedeliyle, bunlar dışında kalan her türlü menkul kıymet borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedel, menkul kıymetin alış bedeline vadesinde elde edilecek gelirin (kur farkları dahil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye isabet eden kısmının eklenmesi suretiyle hesaplanır. Ancak, borsa rayici bulunmayan, getirisi ihraç edenin kar ve zararına bağlı olarak doğan ve değerleme günü itibariyle hesaplanması mümkün olmayan menkul kıymetler, alış bedeli ile değerlenir.” hükmü yer almaktadır.
Menkul kıymetlerin değerlemesinde,
-Alış bedeli,
-Borsa rayici
-Kıst getiri olarak özetlenebilecek üç unsur karşımıza çıkmaktadır.
Sahip olunan katılma payının fon portföyünün en az %51’i, Türkiye’de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşuyorsa GSYF katılma payları alış bedeli ile değerlenecektir.
VUK’un Mükerrer 298/A-3.a maddesine göre alış bedeli ile değerlenen menkul kıymetlerin değerlemesinde satın alma tarihi esas alınır.
Fon portföyün en az % 51’i Türkiye’de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşmayan girişim sermayesi katılma paylarının değerlemesi alış bedeli ile yapılamayacaktır. Bu şekildeki fonların değerlemesinin, 279’uncu maddede yer alan “menkul kıymetin alış bedeline vadesinde elde edilecek gelirin (kur farkları dahil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye isabet eden kısmının eklenmesi suretiyle hesaplanır” ibaresine dayanılarak değerleme günü itibariyle fon tarafından ilan edilen değerin dikkate alınması suretiyle yapılması gerektiğine dair özelgeler mevcuttur.
Söz konusu menkul kıymetlerle ilgili düzeltme işlemine ilişkin ise Tebliğ ve Sirkülerde bir açıklama bulunmamakla beraber söz konusu katılma payları alış bedeliyle değerlenen iktisadi kıymetlerden olmadığı ve güncel değerleri tespit edilip kayıtlara yansıtıldığı için yapılacak dönem sonu değerlemesinden sonra ayrıca enflasyon düzeltmesi uygulanmaması gerekir.
Kaynakça:
-6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu
-Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği (III-52.4)
-SPK Girişim Sermayesi Yatırım Fonu Bilgilendirme Kitapçığı
-5520 Saylı KVK
-7524 Sayılı Kanun (2 Ağustos 2024/RG 32620)
-213 Sayılı VUK 294/
06.11.2024
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.