Ülkemizde süregelen kooperatif uygulamalar ve yaşanan kimi olumsuzluklar, günümüz itibarıyla kooperatif kurumlara güveni ciddi düzeyde sarsmış, bazı olumsuz algıların yerleşmesine neden olmuştur. Bugün yaygın bir kanaat olarak açıklık, şeffaflık, denetlenebilirlik ve etkin yönetim bakımından kooperatiflerin notunun iyi olduğunu söylemek oldukça zordur. Dolayısıyla, zaten kooperatif ortak ilişkileri ve ortakların kooperatiflerini sahiplenme bilinci gibi önemli yapısal sorunlar yanında, bir de kooperatiflere güvensizlik büyük bir sorun olarak yaşanmaktadır. Bu durum kooperatif kurumunun kendisinden beklentilerin azalmasına, sorunlar ve ihtiyaçlar için etkin bir çözüm yolu olarak görülmemesine neden olmaktadır. Süregelen ve mevcut uygulamalar ile kooperatiflerin kurumunun ortakları ve toplum nezdinde umut bağlanır bir çözüm yolu görülmesi olasılığı gittikçe zayıflamaktadır. Bunu tersyüz edebilmek için, yeni ticaret yasası ve ona paralel düzenlemeler ile şirketler için öngörülen bağımsız denetimin kooperatiflerde de hayata geçirilmesi önemli bir şans olarak görülmektedir.
Şirketler için öngörülen bağımsız denetimden beklenenler dikkate alındığında, bunların diğer şirket türlerinden ziyade kooperatifler için bir gerek ve büyük bir fırsat olacağı açıkça görülecektir. Çok ortaklılık karakteri, şirketlerden daha fazlasıyla kamu yararını ilgilendiren yapısı, ortakların yönetimdeki etki ve kontrolünün zayıflığı ve ortakların sahiplenme bilincinin oldukça düşük seviyede oluşu gibi nedenlerle tam bir bağımsız denetim alanı olacağı açıktır. Ülkemizde şirketler için öngörülen bağımsız denetim, diğer bir şirket türü olan kooperatifler için daha elzemdir. Bu nedenle kooperatiflerin güvenirliği ve çare olabilme gücünün artırılması bakımından, yeni ticaret yasası ile gelen bağımsız denetim fırsatının kaçırılmadan kooperatiflerde de uygulamaya konmasından ciddi yararlar doğacaktır.
Kanaatimizce, Türk Ticaret Kanunu ve 660 Sayılı KHK ile getirilen denetim düzenlemeleri, Kooperatif ve birliklerini de kapsamaktadır. Yürürlükteki 1163 sayılı kooperatifler yasası ve dâhil diğer kooperatifler mevzuatı da, kooperatiflerde bağımsız denetim yapılmasına imkân verecek hükümler içermektedir. Hangi özellikte ve şartlarda kooperatiflerin denetime tabi olması gerektiği açık bir şekilde, yetkili mercilerce belirlendiği takdirde, hiçbir tereddüt kalmaksızın kooperatiflerde ve birliklerinde denetim uygulaması yapılabilecektir. Kooperatif ve birlikleri, 660 sayılı KHK ile hükme bağlanmış denetim kapsamı bakımından, “kamu yararını ilgilendiren kuruluşlar” tanımlamasına girmektedir. Sadece bu hükümler gereği kooperatiflerin, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu(Kurum) tarafından bu kapsamda değerlendirilen kuruluşlar olarak belirlenmesi yeterli olacaktır. Nitekim 660 sayılı KHK nin “Kamu yararını ilgilendiren kuruluşların bağımsız denetimi” başlıklı 23. Maddesinde;
“(1) Kamu yararını ilgilendiren kuruluşlarda denetim sadece bağımsız denetim kuruluşları tarafından yapılır.
(2) Kamu yararını ilgilendiren kuruluşların denetimini yapacak bağımsız denetim kuruluşlarının yetkilendirilmesi sürecinde Kurum, bunların ilgili olduğu sektörü düzenleme ve denetleme yetkisini haiz kurul, kurum veya kuruluşların görüşünü alır.
(3) Kurum, bağımsız denetim kuruluşlarının yetkilendirilmesine yönelik olarak 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca yapılacak düzenlemelerde, kamu yararını ilgilendiren kuruluşların ilgili olduğu sektörü düzenleme ve denetleme yetkisini haiz kurul, kurum veya kuruluşlarca talep edilmesi halinde, bunların görüşünü almak suretiyle sektörün özelliğine göre farklı ölçütler belirleyebilir.”
Şeklinde açık hükümlere yer verilmiştir. Kurumun bu hükümlerin gereğini yerine getirirken kooperatiflerin bağımsız denetimini de bu çerçevede netleştirmesi pekâlâ mümkündür.
Yeni ticaret yasası ve 660 sayılı KHK ile getirilmiş düzenlemelerden çok önce, sanki bugünlere hazırlıkçasına, kooperatiflerle ilgili özel düzenlemeleri içeren 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve diğer mevzuatta denetim konusunda açık hükümler zaten mevcuttur. 1163 sayılı yasanın denetimle ilgili 65. Maddesinde “Genel kurul, denetleme organı olarak en az bir yıl için bir veya daha çok denetçi seçer. … Denetçilerin ve yedeklerinin kooperatif ortaklarından olması şart değildir.” Denmektedir. Yine aynı kanunun 91. Maddesinde “İlgili bakanlık; … bağımsız denetim kuruluşlarını denetleme işleri için görevlendirebilir.” Hükmüne yer vermiştir. Buna rağmen, gerek Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca gerekse Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nca bu konuda bir tüzük düzenlemesine gidilmemiş ve kooperatiflerde bağımsız denetim uygulaması hayata geçirilmemiştir.
Yine Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerine dair özel bir düzenleme olan 4572 sayılı yasanı 5. Maddesinde “Bakanlık, belirleyeceği usul ve esaslar dahilinde kooperatif ve birliklerin işlem, hesap ve varlıkları ile malî tablolarını 1.6.1989 tarihli ve 3568 sayılı Kanuna göre denetim yetkisine sahip bağımsız denetim kuruluşlarına denetlettirmelerini isteyebilir. Denetleme yapacak kuruluş, kooperatif veya birlik genel kurulu tarafından belirlenir. Denetim yerine getirilmeden veya denetim sonucunda düzenlenen raporlar genel kurulda görüşülmeden yönetim ve denetim kurulları ibra edilmiş sayılmaz. Bakanlık, bağımsız denetleme faaliyetlerinde bulunacak kuruluşları ve çalışma esaslarını Türkiye Serbest Muhasebeci Malî Müşavirler ve Yeminli Malî Müşavirler Odaları Birliği ile müştereken belirler.” İçerikli bir bağımsız denetim yaklaşımı 2000 yılında benimsenmiştir. Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerine ilişkin bu özel kanunda bulunmayan hükümler bakımından 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun uygulanacağı da hükme bağlanmıştır.
2004 yılında yayımlanan 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu’nun 18. maddesinde bağımsız denetime ilişkin olarak; “(1)Birliklerin ve merkez birliklerin mali denetimleri, genel kurul toplantısı öncesi yeminli mali müşavirlere veya bağımsız denetim kuruluşlarına yaptırılır. Denetimin sonuçları genel kurul öncesi üyelere dağıtılır. (2) Denetim kuruluşlarının tespiti ile denetim usul ve esasları Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” denilmektedir.
Ayrıca Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birliklerine ilişkin özel düzenleme olan 1581 sayılı yasada ise bağımsız denetime ilişkin bir hüküm olmamakla beraber olmayan düzenlemeler bakımından 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun uygulanması öngörüldüğünden buna göre düzenleme ve işlem yapılabilecektir. Diğer yandan Tarım Kredi Kooperatiflerinin ortaklık yapısı, büyüklüğü, fonksiyonları ve kamu yararı için önemi gibi konular dikkate alındığında bağımsız denetimin gerekliliği açıkça görülecektir.
Türkiye Kooperatifçilik Strateji Belgesinde benimsenen “Ortaklarının ve toplumun gözünde, en güvenilir ve en verimli ekonomik girişimler niteliğini kazanmış bir kooperatifçilik yapılanmasına ulaşmak” vizyonu ile “Kooperatifçiliğe daha elverişli bir ortam oluşturmak; toplumdaki olumsuz kooperatifçilik imajını iyileştirmek ve sektöre olan güveni artırmak; …” Şeklinde belinlenen genel amaç ile meseleye verilen önem açıkça görülmektedir. Bu vizyon ve genel amaç için izlenecek yollardan biri de kooperatiflerde önleyici, eğitici, bağımsız bir denetim yapısının, yeni Ticaret Kanunu ve diğer ilgili düzenlemelere dayanılarak kurulup işler hale getirilmesi, kooperatifliğin daha güvenilir ve etkin bir kurum haline gelmesi bakımından kaçırılmaması gereken bir fırsattır.
Yeni düzenlemelerle getirilen bağımsız denetim kurumu ile ülkemizde ekonomik aktörlere güvenin artırılması, açıklık, şeffaflık, hesap verebilirlik ve kurumsal yönetim anlayışının yerleşmesi, ilgili tarafların hak ve çıkarlarının güvence altına alınması hedeflendiğine göre, bütün bunlara en çok ihtiyaç duyulan alanlardan biri olan kooperatifler ve beklide sulama, üretim, hizmet birlikleri gibi kurumların gözden kaçırılmaması büyük önem taşımaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda ticaret şirketidir diye atıfta bulunulan kooperatifler profesyonel bağımsız denetime en çok ihtiyaç duyan işletmelerdir. Kooperatiflerde bağımsız denetim zorunlu hale getirilmeli ve kooperatif ortaklarının hakları da bağımsız denetim güvencesi altına alınmalıdır. Bu bakımdan yetkili kurum olan Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu başta olmak üzere, diğer ilgili kuruluşların ifade edilen gereği dikkate alarak yetkilerini kullanması, görevlerini icra etmesi beklenir. Kooperatifler ve birliklerin kendine has yapıları ve özellikleri, umulacak fayda ve karşılaşılacak maliyetler dikkate alınarak, “kamu yararını ilgilendiren” bu kurumların bağımsız denetim kapsamına alınıp bu fırsattan yararlandırılması ihmal edilmemelidir. Yıllardır çözüm bekleyen kooperatif sorunlarının giderilmesi, kooperatiflerin ortak ihtiyaçlara cevap ve çözüm olma gücünün artırılması ve daha güvenilir itibarlı kurum olabilmesi için hayata geçirilecek değişim fırsatlarından mutlaka yararlandırılmalıdır. Böylece kooperatiflerin toplumsal gelişim ve gerekler için etkin bir çözüm ve çare seçeneği olarak ülkemize ve insanımıza kazandırılması sağlanmış olacaktır.
13.10.2015
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.