Şirketler, işlerin iyi gittiği zamanlarda, karın tamamını ortaklara dağıtmayarak, işlerin yolunda gitmediği, kötü günlerde zararların kapatılması, işletmeyi devam ettirmek veya işsizliğin önüne geçmek ve sonuçlarını hafifletmek amacı ile kullanılmak üzere, tasarruf yapmak, yedek akçe ayırmak zorundadırlar.
Türk Ticaret Kanunu 519 uncu maddesinin birinci fıkrasına göre, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşıncaya kadar yıllık karın yüzde beşi kanuni yedek akçe olarak ayrılır. 1.Tertip olarak adlandırılan bu yedek akçeler, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşıldıktan sonra yada yıllık karın yüzde beşinden fazlası için ayrılmaz.
1.Tertip Yedek Akçe ayrıldıktan sonra mezkur maddenin ikinci fıkrasına göre, ihraç primi ve ıskat kazançları ile “kardan pay alacak kişilere dağıtılacak toplam tutarın yüzde onu, genel kanuni yedek akçeye eklenir”. Yani yüzde beşten ayrı olarak, her dağıtılacak kar üzerinden yüzde on yedek akçe ayrılması gerekiyor. Kanunda, 1. Tertip yedek akçeler için sarih olarak bir üst sınır getirilmişken, 2. Tertip denilen dağıtılacak karın yüzde onuna alenen bir üst sınır getirilmemiştir. Yazılarından okurken keyif aldığımız çok değerli bir üstadımız haklı olarak sonsuza kadar karın yüzde onunun ayrılmasını eleştirmiş ve yüzde 50’lik bir sınır getirilmesini önermiştir. Gerçekten de şirketler her yıl karlarının yüzde onunu ayıracak olurlar ise, bir zaman sonra ihtiyaçlarının çok üzerinde dağıtamadıkları fonları bünyelerinde tutuyor olmayacaklar mı? Bunun bir sınırı yok mudur?
Zımnen bir sınır var. Aynı maddeye devam eder isek üçüncü fıkrada, Genel kanuni yedek akçe sermayenin veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşmadığı taktirde, sadece zararların kapatılmasına, işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi devam ettirmeye veya işsizliğin önüne geçmeye ve sonuçlarını hafifletmeye elverişli önlemlerin alınması için kullanılabilir denilmektedir. Yani sermayenin yarısına kadar olan tutarda yedek akçelerin kullanılabileceği yerler sayılarak bir sınırlama getirilmiş, yarısını aşan tutar için herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Bir sınırlama getirilmemiş olması nedeniyle, bizim görüşümüz, mefhumun muhalifinden (*), sermayenin yarısını aşan kısım için şirketlerin diledikleri gibi tasarruf edilebileceğidir.
Aynı kanunun 520 inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen Yeniden Değerleme Fonları, kanunun gerekçeli açıklamasında, dağıtılamayacağı alenen yazıldığı halde, kanuni yedek akçelerin düzenlendiği 519 uncu maddenin gerekçesinde böyle bir yasak getirilmemiştir.
Sermayenin yarısını aşan kısım üzerinde herhangi sınırlama olmadığından, Genel Kurulu kararı ile şirketler diledikleri gibi tasarruf edilebileceği ve ortaklara dağıtabileceği görüşündeyiz.
Hasan Alevli
SMMM, Bağımsız Denetçi
*MEFHUM-U MUALİF, (Lat. Argementum a Cantario): Aksi ile kanıt, bir kuralda bir hususa ilişkin belli ve açık bir biçimde yapılan düzenlemeden, hakkında hiç düzenleme yapılmayan hususa ilişkin sonuç çıkarmaktır. Kısaca, sayılarak belirtilmiş yasakların dışında kalan hususların yasak sayılmaması aksi ile kanıttır.
16.02.2016
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.