Çalışma hayatında her daim gündemini koruyan kıdem tazminatı meselesi nihayet siyasi irade tarafından ele alınarak 2015 yılında çözülmeye çalışıldı. 2003 yılında yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanununun 13 yıldır bekleyen, “Kıdem Tazminatı Fonu kurulana kadar eski iş kanunundaki şekliyle kıdem tazminatı uygulamasına devam edilmesi” hükmünü içeren Geçici 6 ıncı maddesi, işçi ve işveren gibi toplumun bütününü kapsayan iki kesimin menfaatini ve ekonomiyi, önemli ölçüde etkileyeceği için sonuç alınamadan, başka bir bahara kaldı. Bu yazımızda işçi olarak kıdem tazminatı almış, almadan ayrılmış, yönetici olarak ödenmesine karar vermiş ve ödenen tazminatların ya da ayrılan karşılıkların işletme üzerinde yükünü çok iyi bilen bir mali işler yöneticisi olarak konunun analizi yapılacak ve yeni bir çözüm önerisi getirilecektir.
İşçiye, iş kanununda sayılan hallerde ve her halükarda 1 yılını doldurduğu bir işyerinden ayrıldığı sırada kendisine yıl ve kesirleri üzerinden bir yıla karşılık 30 günlük ücreti tutarında tazminat ödenmektedir. Ödenen bu tutar kıdem tazminatı tavanı tutarını (2016 ilk yarısı için 4.092,53 TL) aşmadığı sürece gelir vergisinden istisnadır. Aşan kısım ücret olarak vergiye tabiidir.
İşçilerin ancak % 20’sinin kıdem tazminatı haklarını alabildikleri, % 80’lik kısmın ise iş kanunundan kaynaklanan haklarının çeşitli nedenlerle zayii olduğu açıklanmaktadır. İşçi ya kıdemini bırakarak işyerinden ayrılmakta veya ayrılmaya mecbur bırakılmakta, ya da kıdem tazminatı alacağını yakmamak için isteyerek veya istemeyerek çalışmaya devam etmekte, bazen işyerinin ödeme aczine düşmesi, iflası veya işverenin kötü niyetli hareketleri nedeni ile yıllarca çalışarak hak ettiği kıdem tazminatını alamadan ayrılmaktadır. Hukuki sürecin uzun olması, işçinin bu süreci başlatacak ve sonucunu bekleyecek mali gücünün olmaması, neticesinin kestirilememesi veya sonuçta mahkeme lehine karar verse bile alacağını tahsil edememe gibi risklerle işçiler karşı karşıyadır. Öte yandan, uzun yıllar çalışmalarının karşılığı bir iken kıdem tazminatlarını hiçbir sıkıntı olmadan, hatta kıdem tazminatı tavanını da aşarak gerçek ücretleri üzerinden alabilen, alabilecek bir çalışan kesim vardır.
İşverenler ise, fona yapılan aylık ödemeler neticesinde, gerek nakit akışları ve gerekse daha önce kıdem tazminatı ödemeden ayrılan personel için artık ödüyor olmak, personelin alacağı olmaması nedeniyle işletmeye bağımlılığının azalması ve gönüllü işten çıkmaların artması gibi sorunlarla karşılaşılacaktır.
Aylık sigorta bildirimleri ile ödenecek kıdem tazminatı fonları, ne şekilde nemalanacağı, çok büyük meblağlara ulaşacak bu büyük fonların nasıl yönetileceği, kamunun verimsiz harcamalarının finansmanında mı kullanılacağı, konut edindirme yardımı ve zorunlu tasarruf fonlarında olduğu gibi kayıtlarının sağlıklı bir şekilde tutulup tutulamayacağı, işsizlik sigortası fonunda olduğu gibi birçok teknik ve bürokratik engellerle işçilere sağlıklı bir şekilde ödenmemesi gibi riskler barındırmaktadır.
Bizim önerimiz kıdem tazminatı aylık kesirinin % 80’ inin aylık sigorta bildirimleri ile bildirilerek, sigortaya ödenmesi ve takip eden ayda sigorta tarafından işçinin seçmiş olduğu bireysel emeklilik sigortalarına aktarılması ve hazinenin % 25’lik özel emeklilik teşviki ile kıdem tazminatı tutarının % 100’e tamamlanmasıdır.
Tavandan kıdem tazminatı hak eden bir işçi için aylık 272,84 TL (4.092,53 TL / 12 ay * 0,8) yatırılacak ve 68,20 TL hazine katkısı ile işçi aylık 341,04 TL hak etmiş ve yıllıkta 4.092,53 TL’ye tamamlanmış olacaktır. Asgari ücretli için işveren payı aylık 109,80 TL, hazine katkısı ise 27,45 TL olacaktır.
Yapılan bu ödeme işveren açısından indirilebilir gider olmalı ve diğer özel emeklilik vergi indirimlerinden ayrı tutulmalıdır.
Kıdem tazminatı tavanının üzerinde tazminat alan/alacak işçilerin bu hakları da yine aynen korunmalı, tavanın üzerindeki tutarlar, halen olduğu gibi vergilendirilerek ayrılma anında işçiye ödenmeye devam edilmelidir. Mevcut bireysel emeklilik sisteminden faydalananların buradaki haklarına da halel gelmemelidir.
Bu sistemin işçi açısından, yılını doldurmadan dahi olsa tazminat alacağının tümünün garanti altına alınmış olması, tazminat ödenmemesi için iyi niyet sınırları dışına çıkan muamelelere maruz kalmaması, işçinin kendi uhdesinde tuttuğu kaynakların profesyonel kişilerce ekonominin verimli alanlarına yönelmesi gibi birçok avantajları olacaktır.
Bu sistem, işveren için, ileride artan tutarda ödeyeceği tazminatların sadece % 80’ini ödeyecek olması olumlu bir gelişme olacaktır. İşçilerin sadakatlerinin azalacağı iddia edilse bile unutulmamalıdır ki kıdem tazminatı yükü oluşturan eski çalışanlar zaten 15 yıl ve 3600 prim gün sayısını doldurduklarını sigortadan alacakları bir yazı ile tevsik edebildikleri sürece, kendileri ayrılsa dahi kıdem tazminatlarını alabilmektedirler. Ayrıca işverence her zaman performans durumu tespit edilemeyen, istemeyerek, verimsiz çalışan işçiyi tutmanın maliyeti gitmesinden daha yüksek olabilmektedir.
Kamu idaresi açısından ise kabul edilmiş bir sistem olan % 25 hazine destekli bireysel emeklilik topluma yayılarak, tasarruf etme alışkanlığı gelişecek, kayıt dışı çalışan işçiler gerek emekli maaşlarının hesabında ve gerekse kıdem tazminatı tutarlarında aleyhlerindeki gelişmeleri gördükçe kayıt içine girmeye çalışacaklar ve bunun sonucunda sigorta primi ve vergi gelirlerinde artış sağlanacak, iş hayatında ve mahkemelerde emek ve iş yükü oluşturan önemli bir toplumsal sorun çözüme kavuşturulmuş, iş barışının önünde bir engel daha kaldırılmış olacaktır.
2016 yılı asgari ücret artış yükünün paylaşılmasında olduğu gibi, ekonomik dengeler gözetilerek, % 80 işveren % 20 hazine oranı, % 70 ‘e 30 gibi taraflar arasından pazarlıkla tespit edilebilir.
Geçiş süreci nasıl olmalıdır? İlgili kanun yürürlüğe gireceği tarihe kadar olan hak edişler aynen kalmalı, bu tarihten sonra tüm sigortalılar için yeni sistem geçerli olmak üzere başlatılmalıdır.
11.02.2016
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.