YAZARLARIMIZ
Harun Açıkgöz
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
harun@mirrorsmmm.com



Finansal Risk Yönetimi ve Şirketlerde Kur Riskinden Korunma Stratejileri

Giriş

Finansal risk yönetimi, şirketlerin karşılaştığı çeşitli finansal riskleri tanımlamak, ölçmek ve yönetmek için kullanılan stratejiler ve araçların bütünüdür. Bu makalemizde, başta kur riski olmak üzere faiz riski ve piyasa riski gibi temel finansal risk türlerini ve bu risklerden korunmak için kullanılan hedging (riskten korunma) araçlarını inceleyeceğiz.

Kur Riski Yönetimi

Öncelikle Kur Riski Nedir?

Kur riski, döviz kurlarındaki dalgalanmaların bir şirketin mali tablolarını olumsuz yönde etkileme potansiyelidir. Özellikle döviz cinsinden gelir veya giderleri olan şirketler için kritik bir konudur.

Peki Döviz Dalgalanması Nedir?

Döviz dalgalanması, döviz kurlarının zaman içindeki değişkenliğini ifade eder. Döviz kurları, iki farklı para birimi arasındaki değişim oranlarını belirtir ve bu kurlar, piyasa koşullarına bağlı olarak sürekli olarak değişir.

Döviz dalgalanmaları, ekonomik faktörler, politik olaylar, piyasa duyarlılıkları ve diğer dışsal etkenler nedeniyle ortaya çıkar.

Döviz Dalgalanmalarının Nedenleri

1- Ekonomik Göstergeler:

Faiz Oranları: Bir ülkenin faiz oranları, yabancı yatırımcıların ilgisini çekebilir veya caydırabilir. Yüksek faiz oranları, yabancı sermaye girişini artırarak döviz talebini ve değerini yükseltebilir.

Enflasyon Oranları: Yüksek enflasyon, bir para biriminin değer kaybetmesine neden olabilir. Yatırımcılar, enflasyonun yüksek olduğu ülkelerdeki yatırımlardan kaçınabilir.

Büyüme Oranları: Güçlü ekonomik büyüme, bir ülkenin para birimine olan talebi artırabilir. Bu da döviz kuru üzerinde olumlu bir etki yapar.

2- Politik ve Sosyal Faktörler:

Siyasi İstikrar: Siyasi belirsizlik ve istikrarsızlık, yatırımcıların risk algısını artırarak, döviz kurunun dalgalanmasına neden olabilir.

Seçimler ve Politika Değişiklikleri: Seçimler, hükümet değişiklikleri ve yeni ekonomik politikalar, döviz kurları üzerinde büyük etkilere sahip olabilir.

3- Piyasa Psikolojisi:

Spekülasyon: Döviz piyasalarında spekülatif işlemler, kısa vadeli dalgalanmalara neden olabilir. Spekülatörler, gelecekteki döviz kuru hareketlerinden kar elde etmek için büyük miktarda döviz alıp satabilirler.

Piyasa Duyarlılığı: Yatırımcıların beklentileri ve piyasa duyarlılığı, döviz kurlarını etkileyebilir. Örneğin, bir ülkenin ekonomik görünümünün kötüleşeceğine dair beklentiler, o ülkenin para biriminin değer kaybetmesine yol açabilir.

4- Merkez Bankası Müdahaleleri:

Para Politikası: Merkez bankalarının para politikası kararları (faiz oranları, rezerv gereklilikleri vb.) döviz kurları üzerinde doğrudan etkili olabilir.

Döviz Müdahaleleri: Merkez bankaları, döviz piyasalarına doğrudan müdahale ederek döviz kurlarını stabilize etmeye çalışabilir. Bu müdahaleler, döviz kurlarının belirli bir aralıkta kalmasını sağlamak amacıyla yapılır.

Döviz Dalgalanmalarının Etkileri

1- Şirketler Üzerindeki Etkiler:

İhracat ve İthalat: Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, ihracatçı ve ithalatçı şirketlerin maliyetlerini ve gelirlerini doğrudan etkiler. Örneğin, yerel para biriminin değer kaybetmesi, ihracatçıların rekabet gücünü artırabilirken, ithalatçıların maliyetlerini yükseltebilir.

Borçlanma ve Yatırım: Döviz cinsinden borçlanan şirketler, döviz kurlarındaki dalgalanmalardan olumsuz etkilenebilir. Benzer şekilde, döviz cinsinden yatırım yapan şirketler de döviz dalgalanmalarından etkilenir.

2- Bireyler Üzerindeki Etkiler:

Tatil ve Seyahat: Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, bireylerin yurtdışı tatil ve seyahat maliyetlerini etkiler. Güçlü bir yerel para birimi, yurtdışı seyahatleri daha ucuz hale getirirken, zayıf bir yerel para birimi maliyetleri artırır.

Yatırımlar: Bireylerin döviz kurlarındaki dalgalanmalardan etkilenmemek için döviz cinsinden tasarruf ve yatırım yapmaları gerekebilir. Yatırıma konu malların ithal girdileri ve kişisel ihtiyaca yönelik dayanıklı tüketim mallarının fiyatı kur ile doğrudan bağlantılıdır.

Kur Riskinden Korunma Stratejileri

1- Doğal Korunma (Natural Hedging):

Şirketler, döviz cinsinden gelir ve giderlerini dengeleyerek doğal bir korunma sağlamak için çalışmalar yapabilir. Örneğin, döviz cinsinden borçları olan bir şirket, aynı döviz cinsinden gelir elde etmeye çalışabilir.

2- Finansal Türev Ürünleri:

Forward Sözleşmeleri: İki taraf arasında belirli bir tarihte, belirli bir döviz kurundan döviz alım veya satımını öngören sözleşmelerdir. Kur dalgalanmalarına karşı sabit bir kur üzerinden işlem yapılmasını sağlar.

Futures Sözleşmeleri: Borsalarda işlem gören ve standartlaştırılmış forward sözleşmeleridir. Yüksek likidite ve şeffaflık sunar.

Opsiyonlar: Alıcısına belirli bir tarihte belirli bir fiyattan döviz alma veya satma hakkı tanır, ancak zorunluluk getirmez. Prim ödeyerek opsiyon satın alınır.

Swap Sözleşmeleri: İki tarafın belirli bir süre boyunca belirli miktarda döviz takas etmesini öngören sözleşmelerdir. Özellikle uzun vadeli kur riskinden korunmada kullanılır.

3- Para Birimi Risk Yönetimi Programları:

Şirketler, döviz kuru riskini sürekli olarak izlemek ve yönetmek için kapsamlı programlar geliştirebilir. Bu programlar, şirketin maruz kaldığı kur riskini sürekli olarak değerlendirmeyi ve uygun hedging stratejilerini belirlemeyi içerir.

Faiz Riski Yönetimi

Faiz Riski Nedir?

Faiz riski, piyasa faiz oranlarındaki değişikliklerin bir şirketin borçlanma maliyetleri veya yatırımlarından elde ettiği gelirler üzerindeki olumsuz etkisini ifade eder. Özellikle değişken faizli borçları olan veya faiz geliri elde eden şirketler için önemlidir.

Politika Faizi Nedir?

Politika faizi, Merkez Bankasının, para politikası hedeflerini gerçekleştirmek için belirlediği kısa vadeli faiz oranıdır. Bu oran, merkez bankasının bankalara borç verdiği veya borç aldığı faiz oranıdır ve genellikle ekonomiyi yönlendirme ve makroekonomik hedeflere ulaşma amacı taşır.

Politika Faizinin Önemi ve Amacı

1- Enflasyon Kontrolü:

Merkez bankaları, enflasyon oranını hedefledikleri seviyede tutmak için politika faizini kullanır. Faiz oranlarının yükseltilmesi, kredi maliyetlerini artırarak tüketim ve yatırım harcamalarını düşürür ve böylece enflasyon baskılarını azaltır.

Düşük faiz oranları, borçlanmayı ve harcamayı teşvik ederek talebi artırır ve enflasyonun yükselmesine neden olabilir.

2- Ekonomik Büyüme ve İstihdam:

Faiz oranlarının düşürülmesi, kredi maliyetlerini azaltarak yatırım ve tüketimi teşvik eder. Bu da ekonomik büyümeyi ve istihdamı artırır.

Yüksek faiz oranları ise ekonomik aktiviteyi yavaşlatarak enflasyonu kontrol altına alırken, büyüme ve istihdam üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilir.

3- Para Birimi Değeri:

Politika faizi, ülkenin para biriminin değerini etkiler. Yüksek faiz oranları, yabancı yatırımcıları çekerek para biriminin değerini artırabilir.

Düşük faiz oranları, sermaye çıkışlarına neden olabilir ve para biriminin değer kaybetmesine yol açabilir.

4- Finansal İstikrar:

Merkez bankaları, politika faizini finansal istikrarı sağlamak için kullanabilir. Faiz oranlarındaki değişiklikler, bankaların kredi verme davranışlarını ve mali piyasaları etkileyerek finansal sistemin istikrarını korumaya yardımcı olur.

Politika Faizinin Etkilediği Unsurlar

1- Tüketici ve Ticari Krediler:

Politika faizi, bankaların tüketici ve ticari krediler için uyguladığı faiz oranlarını doğrudan etkiler. Yüksek politika faizi, kredi maliyetlerini artırarak borçlanmayı zorlaştırır. Düşük politika faizi ise kredi maliyetlerini düşürerek borçlanmayı teşvik eder.

2- Tasarruf ve Yatırım:

Faiz oranlarının yüksek olması, tasarruf etmeyi cazip hale getirir, çünkü mevduat hesapları ve diğer tasarruf araçları daha yüksek getiri sağlar.

Düşük faiz oranları, tasarruf yerine yatırım yapmayı teşvik eder, çünkü yatırım maliyetleri azalır ve getiriler nispeten daha cazip hale gelir.

3- Konut ve Araç Satışları:

Konut ve araç kredileri, politika faizinden doğrudan etkilenir. Düşük faiz oranları, mortgage ve taşıt kredisi faizlerini düşürerek bu tür büyük alımların finansmanını kolaylaştırır.

4- Döviz Kurları:

Politika faizi, döviz kurları üzerinde belirgin bir etkiye sahiptir. Yüksek faiz oranları, yabancı yatırımcıların ilgisini çekerek döviz talebini artırır ve yerel para biriminin değerini yükseltir.

Düşük faiz oranları, sermaye çıkışlarına neden olabilir ve yerel para biriminin değer kaybetmesine yol açabilir.

5- Tahvil ve Hisse Senedi Piyasaları:

Politika faizi, tahvil getirileri ve hisse senedi fiyatlarını etkiler. Yüksek faiz oranları, tahvil getirilerini artırırken, hisse senedi fiyatlarını düşürebilir.

Düşük faiz oranları, tahvil getirilerini azaltırken, hisse senedi piyasalarındaki yatırımları teşvik edebilir.

Politika Faizinin Belirlenmesi

Merkez bankaları, politika faizini belirlerken çeşitli ekonomik göstergeleri ve faktörleri dikkate alır:

  1. Enflasyon Oranı: Enflasyon beklentileri ve gerçekleşen enflasyon, politika faizinin belirlenmesinde kritik bir rol oynar.
  2. Ekonomik Büyüme: Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) büyüme oranları ve diğer ekonomik aktiviteler izlenir.
  3. İstihdam Verileri: İşsizlik oranları ve iş gücü piyasası koşulları değerlendirilir.
  4. Küresel Ekonomik Koşullar: Dünya ekonomisindeki gelişmeler, özellikle büyük ekonomilerin para politikaları dikkate alınır.
  5. Finansal Piyasalar: Finansal piyasalardaki gelişmeler ve bankacılık sektörünün durumu göz önünde bulundurulur.

Faiz Riskinden Korunma Stratejileri

1- Sabit Faizli Borçlanma:

Faiz oranlarındaki dalgalanmalardan etkilenmemek için sabit faizli borçlanma tercih edilebilir. Bu, şirketin borçlanma maliyetlerinin öngörülebilir olmasını sağlar.

2- Faiz Swapları:

İki tarafın faiz ödemelerini değiştirmesini sağlayan anlaşmalardır. Örneğin, bir taraf sabit faizli ödeme yaparken, diğer taraf değişken faizli ödeme yapar. Bu, her iki tarafın da maruz kaldığı faiz riskini dengelemelerine yardımcı olur.

3- Forward Faiz Anlaşmaları (FRA):

Belirli bir miktardaki paranın belirli bir tarihte belirli bir faiz oranından borçlanmasını veya yatırılmasını öngören anlaşmalardır. Bu, şirketlerin gelecekteki faiz oranlarını sabitlemelerine olanak tanır.

4- Faiz Opsiyonları:

Faiz oranlarının belirli bir seviyeyi aşması durumunda korunma sağlar. Alıcıya belirli bir tarihte belirli bir faiz oranından borçlanma veya yatırma hakkı verir.

Piyasa Riski Yönetimi

Piyasa Riski Nedir?

Piyasa riski, hisse senedi fiyatları, emtia fiyatları ve diğer piyasa fiyatlarındaki dalgalanmalar nedeniyle ortaya çıkan risktir. Şirketler, piyasa fiyatlarının beklenmedik şekilde değişmesi durumunda finansal kayıplarla karşılaşabilir.

Piyasa Riskinden Korunma Stratejileri

1- Portföy Çeşitlendirmesi:

Farklı varlık sınıflarına yatırım yaparak riskin dağıtılması sağlanır. Hisse senetleri, tahviller, emtialar ve diğer yatırım araçları arasında denge kurularak piyasa riskinin etkisi azaltılabilir.

2- Türev Ürünler:

Futures Sözleşmeleri: Hisse senedi endeksleri, emtialar ve diğer piyasa varlıkları üzerinde işlem görebilir. Gelecekteki fiyat dalgalanmalarına karşı korunma sağlar.

Opsiyonlar: Piyasa fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı korunma sağlar. Alıcıya belirli bir tarihte belirli bir fiyattan varlık alma veya satma hakkı verir.

3- Risk Yönetim Politikaları:

Şirketler, piyasa riskini yönetmek için kapsamlı risk yönetim politikaları geliştirebilir. Bu politikalar, riskin sürekli olarak izlenmesini, analiz edilmesini ve uygun hedging stratejilerinin uygulanmasını içerir.

Sonuç

Kur riski, faiz riski ve piyasa riski, şirketlerin karşılaşabileceği en temel finansal risklerdir. Döviz dalgalanmaları, küresel ekonomi ve finans piyasalarının dinamik doğasının bir sonucudur. Döviz kurlarındaki değişkenlik hem bireyler hem de şirketler için önemli riskler ve fırsatlar yaratır.

Tam da burada merkez bankası politika faizi piyasayı belirleyen en temel etken olarak öne çıkmaktadır. Ekonomik istikrarın sağlanmasında ve makroekonomik hedeflere ulaşılmasında kilit bir araçtır. Faiz oranlarındaki değişiklikler, enflasyon, büyüme, istihdam, döviz kurları ve finansal piyasalar üzerinde geniş kapsamlı etkilere sahiptir. Merkez bankaları, politika faizini belirlerken dikkatli analizler yaparak ve ekonomik göstergeleri izleyerek ekonominin sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde gelişmesini hedefler.

Makalemize konu risklerin yönetimi, şirketlerin finansal performansını ve sürdürülebilirliğini korumak için kritik öneme sahiptir. Doğru hedging araçlarının ve stratejilerinin kullanılması, bu risklerden korunmada etkin bir yol sağlar. En başarılı ve en sık kullanılan hedging stratejileri ise İkili satın alma yönetimi, Doğrudan riskten korunma yönetimi ve Güvenli liman yönetimi olarak öne çıkmaktadır.

Şirketler, finansal risk yönetimi politikalarını sürekli olarak gözden geçirerek ve güncelleyerek, değişen piyasa koşullarına uyum sağlayabilir ve uzun vadeli başarılarını ancak böyle sürdürebilirler.

Özellikle son dönemlerde bir çok KOBİ nin gelir tablosunu incelediğimizde Brüt satış karları ile Finansman giderlerinin nerdeyse birbirine yakın olduğu görmekteyiz özellikle faiz oranlarının senelik %60 lara dayandığı ve Kur riskinin sürekli konuşulduğu öz kaynakların öneminin olağan üstü şekilde arttığı bu dönemlerde finansal risklerin etkili bir şekilde yönetilmesi, ülkemizde sermaye şirketlerinin sürdürülebilir büyüme ve karlılık hedeflerine ulaşmaları açısından büyük öneme sahiptir.

22.07.2024

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM