Elazığ ve Malatya illerimizi etkileyen deprem felaketi nedeniyle tüm ülkemize geçmiş olsun derken, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilerim. Bu tür felaketler deprem gerçeğine karşı her an hazırlıklı olmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatırken, bir taraftan da zamansız gibi gözükse de vergisel gerçekleri de hatırlatmamız gerekmektedir.
Çoğu vatandaş deprem bölgesine elinden geldiği kadar yardımda bulunurken, çeşitli organizasyonlar ve televizyon kanallarında yürütülen kampanyalar eliyle de depremzedelerin yaralarının bir nebze bile olsa sarılmasında kullanılmak amacıyla milyonlarca lira toplanmaktadır. Birçok firma ise bu türden kampanyalara bağışta bulunarak katkı sağlamaktadır. Ancak bu türden bağış ve yardımlar sonradan vergi incelemelerinde eleştiri konusu olabilmektedir. Sıradan vatandaşların yardımları için herhangi bir sorun yok, onlar zaten hasbi olarak katkı sağlamaya çalışıyorlar ve birçok harcamalarını gider olarak gösterip vergiden düşemedikleri gibi; maalesef bu türden yaptıkları bağış ve yardımları da gider göstererek üzerlerindeki vergi yükünü hafifletme gibi bir kanuni hakları da yok.
Ancak çeşitli kamu kurumlarına, iyi niyetli gayrıresmi organizasyonlara veyahut da televizyon kanallarında yapılan kampanyalara firmaları adına bağışta bulunanlar, sonradan bu türden bağışların vergi matrahından indirim konusu yapılamayacağını öğrendiklerinde kimisi bağış yapmaktan vazgeçiyor, kimisi ise vazgeçmese bile bir sonraki benzer bir yardım kampanyası için aynı şevkte davranmıyor. Ayrıca, bu türden bağış ve yardımlarını gider olarak dikkate alan firmalar, sonradan bir vergi incelemesi ile muhatap olduklarında haliyle bu konu ile alakalı olarak bir tarhiyatla karşı karşıya kalacak olurlarsa vergi inceleme elemanlarını tenkit edebiliyor, deprem bölgelerine yapılan bağışı bile eleştirmek gibi bir suçla(!) itham edebiliyorlar.
Gerek Gelir Vergisi Kanunu gerekse de Kurumlar Vergisi Kanunu genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan derneklere yapılan bağış ve yardımların toplamının gelir vergisinde beyan edilecek gelirin %5’ini (kalkınmada öncelikli yöreler için % 10’unu), kurumlar vergisinde ise o yıla ait kurum kazancının %5’ini aşmamak şartıyla bildirilecek gelirden/kurum kazancından indirilebileceğini hüküm altına almıştır. Görüldüğü üzere her iki kanun da deprem felaketi nedeniyle(başka vesilelerle yapılsa dahi) sayılan kurum ve kuruluşlara yapılacak bağış ve yardımlar için bir sınırlama getirmiştir.
Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 89’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının 10’uncu bendi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 10’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının (e) bendi ise “Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyalarına makbuz karşılığı yapılan ayni ve nakdî bağışların tamamı”nın gelir vergisinde bildirilecek gelirden, kurumlar vergisinde ise o yıla ait kurum kazancından bir sınırlama olmaksızın indirilebileceğini hüküm altına almış, %5 sınırlamalarını kaldırmıştır. Ancak yine bu madde hükmünden yararlanmak için de yardım kampanyasının Cumhurbaşkanınca başlatılması ve bağışların da makbuz karşılığı yapılması gerekmektedir. Zarar beyan eden gelir vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükellefleri açısından ise yapılacak bir şey yok maalesef, onların bu türden bağışları zararı artırıcı bir unsur olarak değerlendirilemeyecek ve olası bir vergi incelemesinde eleştiri konusu yapılacaktır.
Yukarıda da açıklandığı üzere, bu hususlarda mevzuatımız açık. Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyalarına makbuz karşılığı yapılacak ayni ve nakdi bağışların gerek bildirilen gelirden gerekse de kurum kazancından indirilmesinde herhangi bir sınırlama getirilmemiş. Bu nedenle bu tür durumlarda süratle Cumhurbaşkanlığınca yardım kampanyası başlatılması, bu kampanyanın Resmi Gazetede duyurulması ve sair resmi/gayriresmi organizasyonlar eliyle yürütülen kampanyaların Cumhurbaşkanlığı kampanyaları ile birleştirilmelerinin sağlanması halinde sorunun tüm paydaşları için çözüm sağlanmış olacaktır. Hem bağışta bulunan vergi mükelleflerinin ilerde olası vergi incelemelerinde bağışları nedeniyle canları sıkılmayacak, hem de bu türden bir vergisel kolaylık nedeniyle yapacakları bağışlarda belki de daha cömert davranacaklardır.
Sonuç olarak, yaşanan felaketlerde Devlet organlarının pratikte süratle hareket ederek felaketzedelerin yaralarını sarmaya çalıştığı gibi, hukuki altyapı açısından da yasal kolaylıkları süratle uygulayarak yaraların sarılması için fedakarlıkta bulunanların sonradan can sıkıcı bir şekilde yine Devlet organları tarafından cezalandırılmasının önlenmesi tüm toplumun yararına olacaktır.
31.01.2020
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.