1- GİRİŞ
Bilindiği gibi, kur farklarının KDV’ne tabi olup olmaması sürekli tartışılmakta olan bir konudur. Maliye İdaresi, kur farklarının KDV’nin tabii olması gerektiği görüşündedir. Bir çok yazar ve yargı kararı ise kur farklarının KDV’ne tabii olmadığı görüşündedir.
Çalışmamızda, kur farklarının KDV’ne tabi olup olmaması değil, tabi olduğu kabulü ile muhasebede yapılması gereken kayıtlar, kur farklarının nasıl takip edilmesi gerektiği ve ne zaman fatura edilmesi gerektiği açıklanacaktır.
2- YASAL MEVZUAT AÇIKLAMALARI
Kur farklarının KDV’ne tabii olması gerektiği, vergiyi doğuran olay ile ödeme tarihi arasındaki kur farklarının KDV hesaplanarak fatura edilmesi gerektiği hakkında Maliye İdaresi görüşünü açıklayan 14 numaralı KDV sirküleri ve 105 seri numaralı KDV Genel Tebliği’nin ilgili bölümü aşağıdaki gibidir:
2.1- Katma Değer Vergisi Sirküleri / 14
Konusu :Yurt İçi Teslimler ile İhraç Kayıtlı Teslimlerde Aleyhe Oluşan Kur Farkları
Tarihi : 05.05.2004
Sayısı : KDV-14 /2004-14
İlgili olduğu maddeler : Katma Değer Vergisi Kanunu Madde 1, 11, 20, 24, 26 ve 35
1. Giriş:
Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, yurt içi teslimler ile ihraç kayıtlı teslimlerde aleyhe oluşan kur farklarının katma değer vergisine tabi tutulup tutulmayacağı konusunda teredddüte düşüldüğü anlaşılmaktadır.
2. Yasal Düzenlemeler:
Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesinde verginin konusunu teşkil eden işlemler sayılmış, 11/1-c maddesinde ise ihraç edilmek üzere ihracatçılara yapılan teslimler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin ihracatçılar tarafından ödenmemesi, ödenmeyen bu verginin de imalatçılar tarafından ilgili dönem beyannamesinde tecil ve ihracatın gerçekleşmesini müteakip terkin edilmesi öngörülmüştür.
Aynı Kanunun;
- 20. maddesinde, katma değer vergisi matrahının teslim ve hizmet işlemlerinin karşılığını teşkil eden bedel olduğu; bedel deyiminin, alıcının ödediği veya borçlandığı para, mal ve diğer şekillerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,
- 24/c maddesinde, vade farkı, fiyat farkı, faiz vb. unsurların matraha dahil bulunduğu,
- 26. maddesinde, bedelin döviz ile hesaplanması halinde, dövizin vergiyi doğuran olayın meydana geldiği andaki cari kur üzerinden Türk parasına çevrileceği,
- 35. maddesinde ise matrahta değişiklik vukubulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükelleflerin bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükellefin ise indirim hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vukubulduğu dönemde düzelteceği,
hüküm altına alınmıştır.
3. Yurt İçi Dövize Endeksli Teslimlerde Aleyhe Oluşan Kur Farklarının Vergilendirilmesi:
Teslime konu mal yurt içinde katma değer vergisi uygulanmak suretiyle satın alınmışsa malı satın alan mükellef tarafından düzenlenecek faturada ;
- katma değer vergisi dahil toplam bedelin dövize endeksli olarak belirlenmesi durumunda vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarih ile ödeme tarihi arasında ortaya çıkan aleyhe kur farklarına ait katma değer vergisinin, kur farkı bedeline iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle,
- dövize endeksli toplam bedele katma değer vergisinin dahil edilmemesi durumunda vergiyi doğuran olay ile ödeme tarihi arasında ortaya çıkan aleyhe kur farkları üzerinden katma değer vergisi hesaplanarak,
ilgili dönemde her iki mükellef tarafından genel usul ve esaslar çerçevesinde işlem yapılacaktır.
4. İhraç kayıtlı Dövize Endeksli Teslimlerde Aleyhe Oluşan Kur Farklarının Vergilendirilmesi:
Kanunun 11/1-c maddesi hükmü gereğince tecil-terkin uygulanmak suretiyle satın alınan mallara ait bedelinin dövize endeksli olarak belirlenmesi durumunda, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarih ile ödeme tarihi arasında ortaya çıkan aleyhe kur farkları ihracatçı tarafından düzenlenecek fatura ile belgelendirilecek ve kur farkı üzerinden katma değer vergisi hesaplanmak suretiyle ihracatçı tarafından beyan edilerek ödenecektir. Söz konusu hesaplanan katma değer vergisi imalatçı tarafından genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılacaktır.
2.2- 105 Seri Numaralı KDV Genel Tebliği
E. Vade Farkı, Kur Farkı ve Matrahta Değişikliğe Yol Açan İşlemlerde KDV Uygulaması:
2. Kur Farkları
Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibariyle vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanacaktır.
Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.
3- KUR FARKLARININ MUHASEBEDE TAKİBİ
3.1- KDV Dahil Toplam Bedelin Dövize Endeksli Olarak Belirlenmesi
Örnek: 15.01.2006 itibariyle 10.000 USD bedelli mal, 1,40 YTL’den 14.000 YTL karşılığı, KDV hariç teslim edilmiştir. KDV’si %18’den 2.520 YTL’dir. KDV’nin döviz karşılığı 1.800 USD’dir. (31.03.2006 tarihinde 1 USD = 1,45 YTL.) (30.06.2006 tarihinde 1 USD = 1.55 YTL’dir.) (Ödeme tarihi olan 07.07.2006 tarihinde ise 1 USD = 1.50 YTL’dir. )
------------------------------ 15 / 01 / 2006 ----------------------------------
120 ALICILAR 16.520,00.-
120.02 İhracat Alıcıları
120.02.01 ….. A.ş.
120.02.01.01 Mal Bedeli 16.520,00 (11.800 usd)
600 YURT İÇİ SATIŞLAR 14.000,00.-
391 HESAPLANAN KDV 2.520,00.-
----------------------------- 31 / 03 / 2006 ----------------------------------
120 ALICILAR 590,00.-
120.02.01.03 Kur Farkı
646 KAMBİYO KARLARI 590,00.-
(11.800 usd x 1,45 =17.110) – 16.520
----------------------------- 30 / 06 / 2006 ----------------------------------
120 ALICILAR 1.180,00
120.02.01.03 Kur Farkı
646 KAMBİYO KARLARI 1.180,00.-
(11.800 usd x 1,55 = 18.290) – 17.110
--------------------------- 07 / 07 / 2006 -------------------------------------
656 KAMBİYO ZARARLARI 590,00.-
120 ALICILAR 590,.00.-
120.02.01.03 Kur Farkı
(11.800 usd x 1,50 = 17.700 ) – 18.290 = (-)590
--------------------------- 07 / 07 / 2006 -------------------------------------
656 KAMBİYO ZARARLARI 1.180,00.-
120 ALICILAR 1.180,00.-
120.02.01.03 Kur Farkı
Kur farkı hesabının ödeme tarihi itibariyle kapatılması
--------------------------- 07 / 07 / 2006 -------------------------------------
120 ALICILAR 1.180,00.-
120.02.01.01 Mal Bedeli
646 KAMBİYO KARLARI 1.000,00.-
391 HESAPLANAN KDV 180,00.-
(11.800 usd x 1,50 = 17.700 ) – 16.520 = 1.180,00.-
Vergiyi doğuran olay (15.01.2006) ile ödeme tarihi (07.07.2006)
arasındaki kur farkı üzeriden iç yüzde ile KDV hesaplanması,
fatura edilerek kayda alınması
-------------------------------- / --------------------------------------------------
--------------------------------- 07 / 07 / 2006 --------------------------------
102 BANKALAR 17.700,00.-
120 ALICILAR 17.700,00.-
120.02.01.01
------------------------------------ / --------------------------------------------
KDV dahil toplam bedelin dövize endeksli olarak tespit edilmesi durumunda, kur farklarını ayrıca takibi ile ödeme tarihi geldiğinde iç yüzde hesaplanarak gelir yazılacak ve fatura edilecek kısmın tespiti bazı zorluklar içermektedir.
Geçici vergi dönemleri itibariyle dövize endeksli alacağın değerlenmesi ve gelir ya da gider yazılacak tutarın tespit edilmesi VUK madde 280 açısından ele alınacak bir konudur. Burada şöyle bir düşünce akla gelebilir. Ödeme tarihi itibariyle hesap edilecek KDV açısından değerleme dönemlerinde ortaya çıkan kur farkları KDV oranına göre iç yüzde düşülerek kayıtlara alınabilir mi? Bu görüş hatalı olacaktır. Çünkü KDV matrahının tespiti ile yabancı para cinsi alacağın değerlenmesi ayrı iki mevzuat konusudur.
Bu nedenle bizim yukarıda bulduğumuz çözüm, ödeme tarihi geldiğinde öncelikle kur farkı hesabında yer alan bakiyenin kapatılması. Ardından, teslim tarihi (vergiyi doğuran olay tarihi) ile ödeme tarihi arasındaki kur farkının kümülatif olarak tekrar hesaplanması ve bulunan kur farkı tutarından iç yüzde ile KDV’nin tespit edilmesidir.
Ancak, bu çözüm yolu aynı yıl içersinde ödeme olması hainde sorun yaratmayacaktır. Yıl değişimi, yani hesap dönemi geçtikten sonra ödeme yapılması halinde ise iç yüzde ile hesaplanan KDV tutarı kadar fazla bir gider veya gelir yazılmış olacaktır.
Örneğimizde, iki değerleme dönemini 2006’nın son iki geçici vergi dönemine (30/09 ve 31/12) ait olarak kabul edelim. Ödemenin ise 2007 yılında (07.07.2007) yapıldığını kabul edelim. Bu durumda 2006 yılında (1.180 + 590) 1.770 YTL kur farkı geliri yazılmış olacaktır. Ödeme tarihinde (07/07/2007) yapılan değerleme işlemi ise (590 YTL) cari yıla (2007) ait bir kur farkı zararıdır. Ancak, KDV sirkülerinde de açıklandığı üzere kur farklarının iç yüzde uygulanmak suretiyle fatura edilmesi gerekmektedir. Yani kur farkı hesabı kapatılarak, 391- Hesaplanan KDV hesabına bir kayıt yapılmak zorundadır. Örneğimizde bulduğumuz çözüm, kur farkı hesabının kapatılması, teslim tarihi ile ödeme tarihi arasıda tekrar kur farkı hesap edilmesi, bulunan tutar üzerinden de iç yüzde ile KDV ayrılmasıdır. Ancak, burada KDV mevzuatı açısından Maliye’nin istediği işlem yerine getirilmekle beraber, VUK’na ve KVK’na (Ticari Kazancın dönemselliğe göre tespitine) aykırı bir işlemde yapılmak zorunda kalınmaktadır. Çünkü, teslim tarihi (KDV açısından vergiyi doğuran tarih) ile ödeme tarihi farklı iki vergilendirme dönemine ait olmaktadır. Kümülatif bir kur farkı hesabı iki ayrı vergilendirme dönemine (15.01.2006 – 07.07.2007) isabet etmektedir. 2007 yılında kapatılan kur farkı hesabı ile 1.180 YTL zarar yazılmakta, iç yüzde ile hesaplanan KDV’ye bağlı olarak ise 1.000 YTL gelir yazılmaktadır. Yani, 391 hesaba giden 180 YTL, gider hesabında karşılık bulmaktadır.
Bu sakıncanın sebebi ise VUK Madde 280 gereği, dövizli bakiyenin tamamının değerlemeye konu olması zorunluluğudur. Değerleme dönemlerinde, ileride (ödeme tarihinde) iç yüzde ile KDV ayrılacak diye KDV’ye isabet eden kısım kadar eksik kur farkı gider veya geliri yazılamaz.
Aslında bu yönde bir işlem yapılırsa, 2007 yılında bahsettiğimiz sorun oluşmazdı. Çünkü, 2006 yılında gelir yazılan 1.770 YTL’den iç yüzde ile %18’i düşülür ve gelir yazılacak tutar 1.500 YTL olurdu. 2007 yılında da ödeme tarihinde yapılan değerleme işlemi ile gider yazılan 590 YTL yerine, iç yüzde ile %18’i mahsup edildikten sonra 500 YTL gider yazılırdı. Bu durumda kur farkı hesabı (120.02.01.03) 1.000 YTL borç bakiye verirdi. Bu bakiye zarar yazılarak kapatılırdı. Daha sonra ise 1.000 YTL kümülatif kur farkı olarak fatura edilir, 1.000 YTL gelir yazılır, 180 YTL’de 391 hesaba alınırdı. Ancak, yukarıda da açıkladığımız gibi VUK madde 280 böyle bir çözümlemeye izin vermeyecektir. Ancak, bulunan çözümde dönemselliğe aykırı olmaktadır.
Bir diğer söyleyişle, KDV mevzuatına uyalım derken VUK ve KVK’na aykırı bir işlem yapılmak zorunda kalınmaktadır.
3.2- Dövize Endeksli Bedele KDV’nin Dahil Edilmemesi
Bu durumda yukarıda açıkladığımız sorunların hiç birisi ile karşılaşılmayacaktır. Bu defa KDV’ne isabet eden tutar için muhasebede ayrı bir detay hesap açılmalıdır. Kur farkı ise yine ayrı bir detay hesapta takip edilecektir. İlk kayıt şu şekilde olacaktır:
------------------------------ 15 / 01 / 2006 ----------------------------------
120 ALICILAR 16.520,00.-
120.02 İhracat Alıcıları
120.02.01 ….. A.ş.
120.02.01.01 Mal Bedeli 14.000,00 (10.000 usd)
120.02.01.02 Kdv 2.520,00
600 YURT İÇİ SATIŞLAR 14.000,00.-
391 HESAPLANAN KDV 2.520,00.-
--------------------------------- / -----------------------------------------------
Bu noktadan sonra, her değerleme dönemi itibariyle 120.02.01.01 hesapta yer alan 10.000 USD yabancı para cinsi alacak değerlenecek, kur farkları 120.02.01.03 Kur Farkı hesabına kaydedilecektir. KDV’nin izlendiği hesap ise YTL olarak takip edilecektir.
Ödeme tarihi geldiğinde, 120.02.01.03 hesapta yer alan bakiyenin üzerine %18 ilave edilerek KDV hesaplanacak ve fatura edilecektir. Yukarıdaki örneğe göre, 07.07.2006 tarihinde kur farkı cari hesabı 1.180 YTL borç bakiye vermektedir.
--------------------------- 07 / 07 / 2006 ------------------------------
120 ALICILAR 1.392,40.-
120.02.01.01. Mal Bedeli
120 ALICILAR 1.180,00.-
120.02.01.03 Kur Farkı
391 HESAPLANAN KDV 212,40.-
----------------------------------- / -------------------------------------
--------------------------- 07 / 07 / 2006 ------------------------------
102 BANKALAR 17.912,40.-
120 ALICILAR 17.912,40.-
120.02.01.01 Mal Bedeli 15.392,40.-
120.02.01.02 Kdv 2.520,00.-
--------------------------------- / ----------------------------------------
Bu noktada şöyle bir soru akla gelebilir. 391 hesaba kaydedilen tutar beyannameye taşındığında, matrah kısmı gelir hesaplarında gözükmeyecek, bunu nasıl denkleştireceğiz? KDV beyannamesinde beyan edilen her türlü rakamın, KDV oranına göre geriye yürütülerek bulunacak matrahının, tekdüzen hesap planına göre mutlaka gelir hesaplarında yer alması gerektiği yönünde bir zorunluluk yoktur. Önemli olan, beyan edilmesi gereken KDV’nin eksiksiz olarak beyan edilmesi ve ödenmesidir.
4- SONUÇ
Görüldüğü üzere, kur farklarında KDV aranması durumunda, KDV matrahının tespit edilmesi muhasebe açısından hiç de kolay olmayacaktır. Özellikle, KDV dahil toplam bedelin dövize endeksli olması durumunda çok büyük zorluklarla karşılaşılacaktır.
Önerimiz, dövize endeksli yapılan satışlarda, KDV’nin dövize endeksli bedele dahil edilmemesi, ayrıca YTL olarak takibi ve tahsilidir.
Buna bağlı olarak ise, bir takım vergisel düzenlemeler yapılırken, olayın muhasebe kısmı ihmal edilmemelidir. Vergi muhasebesi denen kavrama çok dikkat edilmeli, uygulamada zorluk çıkarak düzenlemeler yapılmamalıdır. Ya da mutlaka bu yönde düzenleme yapılacaksa, “biz yaptık oldu” denerek işin içinden çıkılmamalı, tebliğ ya da sirkülerler de bu işlemlerin muhasebeye nasıl kaydedilmesini gerektiği, nasıl bir kayıt sistemi istendiği Maliye tarafından açıklanmalı ve mükellefler zor durumda bırakılmamalıdır. Kaldı ki, muhasebe çözümlemeleri de uygulamadan kopuk olmamalıdır. Çünkü, sadece bir örnek üzerinde, bir tek işlem, bir tek fatura kaydı ve tahsili yönünde detaylı açıklamalar yapılabilir. Ancak, bilinmelidir ki, ticari hayatta en küçük ortalama bir işletmenin dahi bir hesap döneminde binlerce fatura kesmesi olasıdır.
10.08.2007
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.