Kıymetli okurlar, 4857 sayılı İş Kanunu’nun amacı, işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir. Kanunun amacından da anlaşıldığı üzere çalışma hayatımızın iki önemli tarafı olan işçilerin ve işverenlerin hakları ve birbirlerine karşı sorumlulukları bir düzen dâhilinde ve belirgin olmalıdır. Çalışma hayatı zamanı içerisinde günler geçtikçe ve bu süre aylara hatta yıllara kadar devam ettikçe insanda bedensel ve zihinsel anlamda bir yorgunluk, verimlilik düşüklüğü ve beraberinde dinlenme ihtiyacı isteği gündeme gelmektedir. Çalışma hayatımızın sürdürülebilir dinamiklerinden taraf olan işçiler yeri ve zamanı geldiğinde yasaların belirlediği süreler kadar izin ve dinlenme ihtiyaçlarını yerine getirebilmek için” yıllık ücretli izinlerini” kullanmak isterler. Tabi her işçinin bir işyerinde çalışma süresine göre belirlenmiş asgari yıllık izin süreleri olup, bu süreler 4857 sayılı İş Kanunumuzda düzenlenmiştir. Düzenlenen yıllık ücretli izin sürelerinden, işçi hak ettiği izin süresini kendi istediği zaman ve tarih aralığında tek taraflı ve tek karar verici olarak kullanabilir mi? Bu konuda mevcut yazılı kaynaklar( yasa, yönetmelik ) ve tali kaynaklar ( içtihatlar ) cevap verebilmektedir.
Madde 53 - İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.
Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez.
Niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren mevsimlik veya kampanya işlerinde çalışanlara bu Kanunun yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümleri uygulanmaz.
İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;
a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara ondört günden,
b) Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara yirmi günden,
c) Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmialtı günden,
Az olamaz. (Ek cümle: 10/9/2014-6552/5 md.) Yer altı işlerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izin süreleri dörder gün arttırılarak uygulanır.
Ancak onsekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz.
Yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir. Hükmü yer almaktadır.
İşçinin yıllık ücretli iznini kendi istediği zaman ve tarih aralığında kullanma hakkının olduğu yönünde 4857 sayılı İş Kanunu’nda kesin bir hüküm ve düzenleme olmayıp, gerekli bir düzenleme yapılmamıştır.
İzin Kullanma Dönemleri
Madde 5 — İşveren veya işveren vekilleri, bu Yönetmeliğin 15 inci maddesinde belirtilen izin kurulu veya 18 inci maddeye dayanılarak bunun yerine geçenlere danışmak suretiyle işyerinde yürütülen işlerin nitelik ve özelliklerine göre, yıllık ücretli izinlerin, her yılın belli bir döneminde veya dönemlerinde verileceğini tayin edebilir. Bunu işyerinde ilan eder.
İzin İsteğinin Zamanı
Madde 7 — İşçi yukarıdaki maddelere göre hak ettiği yıllık ücretli iznini, kullanmak istediği zamandan en az bir ay önce işverene yazılı olarak bildirir.
İşveren veya işveren vekilleri, bu istekleri Yönetmeliğin 15 inci maddesinde sözü geçen izin kuruluna veya 18 inci maddesinde belirtilen kişilere bildirir.
İzin İsteği ve Verilmesi
Madde 8 — İşçi yıllık izin isteminde, adını soyadını, varsa sicil numarasını, iznini hangi tarihler arasında kullanmak istediğini ve ücretsiz yol izni isteyip istemediğini yazar.
İzin kurulu veya işveren, işçinin istediği izin kullanma tarihi ile bağlı değildir. Ancak, izin sıra ve nöbetleşmesini göstermek üzere söz konusu kurulca düzenlenecek çizelgeler işçinin talebi ve iş durumu dikkate alınarak hazırlanır.
Aynı tarihe rastlayan izin isteklerinde; işyerindeki kıdem ve bir önceki yıl iznini kullandığı tarih dikkate alınarak öncelikler belirlenir.
Yol izni alanlar bu süreyi kullanmadan işe dönerlerse, işveren bunları anılan sürenin bitiminden önce işe başlatmayabilir.
Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere, işveren veya varsa işyerindeki izin kurulunun işçinin kullanmak istediği izin süresi ve tarihiyle ilgili talebini dikkate alması gerekmekle birlikte, işçinin talebiyle bağlı olmadığından, bu konuda yönetim hakkı işverende olması gerçeğiyle takdir yetkisi de işverenin kendisindedir. Ancak gerek Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın çalışma ile ilgili hükümlerinde yer alan Çalışma şartları ve dinlenme hakkı başlığı altında açıklanan madde 50’de “ Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.” İfadesine uygun ve sağduyulu yaklaşım sergilemek, gerekse de işyerinde barışın devamlılığı ve işçinin verimliliği açısından tarafların söz konusu hakkın kullanılmasında ortak bir karara varmaları yerinde olacaktır.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 03.04.2019 tarihli 2017/21350 E. ve 2019/7432 K. sayılı kararında da aynı şekilde çalışanın yıllık ücretli izin hakkının kullanılması işverenin yönetim hakkı kapsamında değerlendirilmiştir:
“… İşverenin ücretli ya da ücretsiz olarak izin verdiği bir işçinin izin süresince işyerine gitmesi beklenemeyeceğinden, bu durumda bir devamsızlıktan söz edilemez. Ancak yıllık izin zamanını belirlemek işverenin yönetim hakkı kapsamında olduğundan, işçinin kendiliğinden ayrılması söz konusu olmaz. İşçinin yıllık iznini kullandığını belirterek işyerine gelmemesi, işverence izinli sayılmadığı sürece devamsızlık halini oluşturur.
Buna göre yıllık izinlerin kullanılacağı zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkı kapsamındadır ve işverence yıllık ücretli izin talebi kabul edilmeyen ya da başkaca bir şekilde mazeret izinli sayılmayan bir işçinin, buna rağmen işe gelmemesi devamsızlık halini oluşturur.
Ancak yine de belirtmek gerekir ki, işverenin yönetim hakkı çerçevesinde karar verirken de dürüstlük kurallarına uygun hareket etmesi ve yönetim hakkını kötüye kullanmaması gerekmektedir. İşveren, işçinin yıllık ücretli izin kullanacağı tarihleri belirlemesi talebine karşılık işyeri düzeni ve iş akışı ile işçinin bu talebi arasında bir değerlendirme yaparak makul bir karar vermelidir. Başka bir deyişle işverenin iş akışını sağlama ile işçinin belirlenen tarihlerde izin kullanma menfaatleri arasında adil ve makul bir denge kurulmalı ve işveren buna göre bir karar vermelidir.
Sonuç olarak;
İşçi ve işveren birbirini iyi anlamalı, dinlemeli ve empati düzeylerini yüksek seviyede tutup, yaklaşımlarını objektif kriterlere göre yapmalıdır. Herkesin herkese ihtiyacı ve gerekli olduğu unutulmamalıdır. Tek taraflı menfaatleri göz önünde bulundurmadan ortak platform dâhilinde hareket edip karar vermek ve hakkaniyetli davranmak en uygun yaklaşım şeklidir.
Son söz;
Hoşgörü, karşınızdakileri bizim istediğimiz gibi değil, kendi istedikleri şekilde mutlu edebilmek büyüklüğüdür.
1. 4857 sayılı İş Kanunu
2. Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği
3. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2017/21350 Esas, 2019/7432 Karar, 03.04.2019 Tarih Sayılı Kararı
13.10.2021
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.