Yüklenilen KDV listesinin oluşturulması aşamasında uyulması gereken kurallar KDV Genel Uygulama Tebliğinin ‘’ IV.A -İade Tutarının Hesabı ve İadeye Dayanak İşlem ve Belgeler’’ bölümünde açıklanmıştır.
İlgili bölümdeki bilgiler kısa başlıklar şeklinde aşağıdaki gibi özetlenmesinde fayda bulunmaktadır.
Genel Bilgiler:
Yüklenilen KDV listesine dahil edilebilecek unsurlar (Sırası ile):
Yüklenim kodu (1): Doğrudan Yüklenimler sebebi ile ödenen KDV.
Yüklenim kodu (2): Genel giderler sebebi ile ödenen KDV.
Yüklenim kodu (3): İade hakkı doğuran işlemde kullanılan ATİK (Amortismana Tabi İktisadi Kıymet) sebebi ile ödenen KDV.
Yüklenilen KDV listesine dahil edilebilecek unsurlar sebebi ile yapılan ve iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştirilmesi için yapılan harcamalara ait KDV’ler yüklenilen KDV listesine dahil edilebilmektedir. Söz konusu alımlardan yüklenilen KDV listesine pay verilir iken sırası ile doğrudan yüklenilen KDV’lerden pay verildikten sonra genel giderlerden pay verilebilmektedir. İade hakkı doğuran işlem bedelinin genel KDV oranı ile çarpımı ile bulunan üst sınırdan doğrudan yüklenim ve genel gidere ait yüklenilen KDV toplamı düşüldükten sonra kalan tutar kadar Atik’ten pay verilebilmektedir.
Bu yazımızda genel giderlerden pay verilmesi aşamasında dikkat edilmesi gereken hususlara değinilecek olup ATİK yüklenimi ile ilgili hususlara bu makalemizin devamı niteliğinde hazırlanan sonraki makalemizde değinilecektir.
Genel giderlerden yüklenilen KDV listesine verilen paylara internet vergi dairesinde format olarak verilen yüklenilen KDV listesinin ‘’O’’ sütununda yer alan ‘’yüklenim türü’’ kısmında (2) kodu ile yer verilmesi gerekmektedir.
Söz konusu genel giderler KDV GUT ‘’ IV.A.1.2.b’’ bölümünde ‘’ İade hakkı doğuran işlemle ilgili olan telefon, kırtasiye, posta, ulaşım, konaklama, akaryakıt, elektrik, su, büro malzemeleri, muhasebe, reklâm, temizlik malzemeleri, kira vb. genel imal ve genel idare giderlerinden iade hakkı doğuran işleme isabet eden kısım’’ olarak belirtilmiştir.
İade hakkı doğuran ve doğurmayan işlemlerin bir arada yapıldığı dönemde genel giderlerden pay verilir iken ilgili dönemde toplam hasılatın iade hakkı doğuran kısmına isabet eden oranlık kısmı kadar KDV’nin yüklenime konu edilmesi gerektiği belirtilmektedir.
Anılan hesaplama yöntemi basitleştirilmiş şekilde aşağıda tablo olarak verilmektedir.
A |
İade talep dönemi Toplam satış tutarı |
1.000.000 TL |
B |
İade hakkı doğuran işlemlere ait toplam tutar |
600.000 TL |
C |
Diğer işlemlere ait toplam tutar |
400.000 TL |
D |
İade hakkı doğuran işlemlere ait Yüklenim oranı (B/A) |
% 60 |
E |
Diğer işlemlere ait Yüklenim oranı (C/A) |
% 40 |
|
|
|
F |
Genel Gider harcamalarına ait Toplam KDV |
200.000 TL |
G |
İade hakkı doğuran işlemlere ait Yüklenilebilir KDV (F*D) |
120.000 TL |
H |
Diğer işlemlere ait KDV (F*E) |
80.000 TL |
Söz konusu hesaplama yöntemi ile genel giderlerden pay verilmesi her ne kadar idarenin kabul ettiği bir yöntem olsa da bu yöntem ile yapılan hesaplamanın maliyet muhasebesi ilkelerine uyumlu olmadığı kanaatindeyiz.
05/06/1990 – 20539 sayılı Resmî gazetede yayınlanan 36 seri no’lu KDV tebliğinde ‘’ Mükellefler, iade hakkı doğuran işlemlerle ilgili olarak yüklendikleri katma değer vergisini doğru olarak hesaplamak zorundadırlar.
Vergi Usul Kanununun 275 inci maddesine göre maliyet muhasebesi tutan imalatçı ihracatçılar, yüklendikleri katma değer vergisini aynı ilkeler ışığında hesaplayacaklardır. Buna göre genel imal ve genel idare giderlerinden mamule verilen paranın hesabında hangi usul kullanılıyor ise bu giderler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisinin hesabında da aynı usul kullanılacaktır.’’
Denilmektedir.
Mezkûr tebliğden anlaşılacağı üzere yüklenilen KDV listesinde yer verilen KDV ödenen harcamalara ait alımlar ile gelir tablosunda 62- Satışların maliyeti hesabında beyan edilen maliyet bedeli uyumlu olmalıdır.
Vergi idaresi tarafından yapılan iade talep kontrollerinde zaman zaman satışların maliyeti ile yüklenilen KDV listesi tutar toplamının karşılaştırılması sonucu izahat istenmektedir. Mevcut KDV tebliğleri ile tayin edilen yüklenim hesaplama yöntemlerinin maliyet bedeli ile uyumlu olması pek mümkün olmamaktadır.
Özellikle imalatçı ihracatçı mükelleflerde ihraç konusu malın üretimi süreci (150-İlk madde malzeme -151 -Yarı mamuller) önceki dönemlerde sona ererek mamul haline (152-Mamuller) getirildikten sonraki dönemlerde ihracatı söz konusu olabilmektedir. Malın ihracatı mamul haline geldikten sonraki dönemlerde gerçekleştiğinde imalat süreci boyunca yapılan önceki dönem iade hakkı doğuran işlemle ilgili olan genel gider harcamalarının da VUK 275.maddesi gereği mamul maliyetine dahil edildiği gibi iade hesabına dahil edilmesi gerekmektedir.
Ancak KDV Genel Uygulama tebliği 1 seri no’lu KDVGUT Değişiklik yapılmasına ilişkin tebliğ yayınlanana kadar buna cevaz vermemekte iken 1 seri no’lu KDV GUT Değişiklik yapılmasına ilişkin tebliğ ile “iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği döneme ilişkin” ifadesi ‘’ İade hakkı doğuran işlemle ilgili olan’’ şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
Düzenleme ile genel gider niteliğinde olup iade hakkı doğuran işlemin bünyesine giren harcamalara ait KDV’lerden iade hesabına pay verilir iken iade dönemi ile sınırlı olan yüklenimin önceki dönemlerde yapılan harcamalara da yer verilmesi imkânı sağlanmıştır.
Burada sorulması gereken soru önceki dönemde yapılan harcamalara ait KDV’lerden yüklenime listesine pay verilirken yukarıda verilen hesaplamada elimizde kullanılabilecek oranlama ölçütü olmadığından genel gider payı verilirken nasıl hareket edileceği yönünde olacaktır.
Önceki dönem giderlerinin iade hesabına dahil edilmesi aşamasında elimizde yukarıda belirtilen tablodaki gibi bir dağıtım anahtarı bulunmamaktadır. Bu sebeple genel gider yükleniminde alınacak ölçüt; doğrudan yüklenim yapılan harcamalara ait dönemle sınırlı olarak önceki dönem alımlarına yer verilmesi olmalıdır. Üretim süreci ilk madde malzemelerin 710-711 kodlu hesaplara aktarılması ile başlamakta olduğundan, geçmiş dönem genel giderlerden yüklenime pay verilmesinde en eski tarih doğrudan yüklenimlerin ilk alım tarihine ait dönemle sınırlı olmalıdır.
Geçmiş dönem genel giderlerinden iade hesabına pay verilmesi aşamasında vergi idaresi tarafından yapılacak kontrollerde dikkat edilmesi gereken hususun doğrudan yüklenime ait harcamaların ilgili olduğu tarihten önceki dönem alımlarına yer verilip verilmediğinin kontrolü olması gerektiği kanaatindeyiz.
Yukarıda belirtilen 36 seri no’lu KDV tebliğinde belirtildiği üzere;
‘’ Mükellefler, iade hakkı doğuran işlemlerle ilgili olarak yüklendikleri katma değer vergisini doğru olarak hesaplamak zorundadırlar.’’
Ve bu doğru hesaplama yapılırken;
‘’ Vergi Usul Kanununun 275 inci maddesine göre maliyet muhasebesi tutan imalatçı ihracatçılar, yüklendikleri katma değer vergisini aynı ilkeler ışığında hesaplayacaklardır. Buna göre genel imal ve genel idare giderlerinden mamule verilen paranın hesabında hangi usul kullanılıyor ise bu giderler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisinin hesabında da aynı usul kullanılacaktır.’’
Mevcut KDVİRA kontrol sisteminde önceki dönem giderlerinin yüklenimi ile ilgili kontrol eden bir segment tayin edilmemiş olup mezkûr genel giderlerden iade dönemi oranlaması ile iade hesabına pay verilmesinin doğru ve maliyet hesapları ile uyumlu bir hesaplama yöntemi olmayacağı kanaatindeyiz.
Bu kontrol ile ilgili KDVİRA oluşum aşamasında doğrudan yüklenilen alım öncesi dönem genel giderlerinin dahil edilip edilmediğini kontrol edilebilmesi için genel giderlerin; (2-A) İade dönemine ait genel giderler, (2-B) İade dönemi öncesi dönemlere ait genel giderler olacak şekilde güncellenmesi ile segment kontrolü yapılabileceği kanaatindeyiz.
KDV Kanunu 54. ‘’Kayıt Düzeni’’ 1.b) maddesinde belirtildiği üzere;
‘’ Katma değer vergisi mükellefleri, tutulması mecburî defter kayıtlarını bu verginin hesaplanmasına ve kontrolüne İmkân verecek şekilde düzenlerler.
….
b) Vergiden istisna edilen işlemlerin, indirim hakkı tanınan ve tanınmayanlara göre mahiyeti ve ayırımı ile hesaplanan İndirilebilir vergi miktarı,
Maliyet hesapları oluşturulur iken vergiden istisna edilen/edilmeyen işlemlere ait harcamaların ayrıştırılarak iade hakkı doğuran işlemlere isabet eden alımların ayrı alt hesaplarda takip edilerek yüklenilen KDV listelerinin oluşturulması hem muhasebe tekniği açısından hem de ‘’Üretimden ve İhracattan elde edilen kazançların’’ sağlıklı olarak tespit edilerek kurumlar vergisi oranı ile ilgili yapılacak hesaplamalar açısından gerekli ve önemlidir.
KDV Genel Uygulama tebliğinin IV.4.A.1.1 ‘’kapsam’’ bölümünde ‘’ İade hakkı doğuran işlemler için yüklenilen KDV, öncelikle indirim konusu yapılır. İndirimle giderilemeyen bir miktarın kalması halinde, kalan tutar iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemde iade edilecek KDV olarak dikkate alınabilir. ‘’ denilmektedir.
Yukarıdaki ifadeden anlaşılacağı üzere; Yüklenilen KDV listesi, asıl olarak devreden KDV toplamının içinden iade hakkı doğuran işlem ait harcamalara ait KDV’lerin ayrıştırılarak oluşturulması gereken bir listedir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
Genel giderden pay verilmesi aşamasında kullanılan iade dönemi genel oranlama yönteminin mamul maliyet hesaplamasına uygun olacak şekilde yenilenmesi gerektiği kanaatindeyiz.
KAYNAKLAR:
23.08.2024
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.