4857 sayılı Kanun’un 32. maddesinde genel bir tanım yapılarak ‘ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar’ olarak tanımlanmıştır.
Kanun maddesinden anlaşılır ki burada iki önemli husus bulunmaktadır. Ücret tanımında ödemenin ‘iş karşılığında işi yapan kişiye ödenmesi’ ve ücret ödemesinin ‘para ile ödenmesi’ şeklinde yapılması gerektiğidir. Buradan hareketle işçiye çalışması karşılığında ödenecek olan ücretin üçüncü bir kişiye ödenmesinin ücret ödeme yükümlülüğünün ihlalini doğuracağı açıktır.
Ücretin işçiye ödenmesi ve ödemenin para ile yapılması kuralından sonra yine İş Kanunu’nun 32. maddesinde ücretin ödenme zamanı ile ilgili olarak ‘Ücret en geç ayda bir ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir.’ hükmüne yer verilmiştir. Kanun maddesinde ücretin ödenme zamanı ile ilgili üst ve alt sınır belirtilmiştir. Ücretin ayın hangi günü ödeneceğine dair bir hüküm ihtiva etmemiştir. Ücretin ödenmesi ile ilgili olarak bir diğer hüküm ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 406. maddesinde yer almaktadır. İlgili kanun maddesinde ‘Aksine âdet olmadıkça, işçiye ücreti her ayın sonunda ödenir. Ancak, hizmet sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesiyle daha kısa ödeme süreleri belirlenebilir.’ denilmiştir.
Tabi olarak bir işverene bağlı olarak çalışan işçinin işverenden ücretinin zamanında ödenmesini talep etme hakkının olacağı aşikardır. İşverenin işçinin çalışmasına karşılık ücreti zamanında ödeme yükümlülüğüne karşın ücreti ödenmeyen işçinin hakkının korunması maksadıyla 4857 sayılı İş Kanunu 34. maddesinde ‘Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır. Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz.’’ hükmü getirilmiştir. Yine 4857 sayılı İş Kanunu’nun ‘İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı’ 24. maddesinin (II) bendinin (e) alt bendinde ‘İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse’ hükmü yer almaktadır. Bu noktada ücret kavramı İş Kanunu’nda belirtildiği gibi geniş anlamda düşünülmelidir. (Fazla mesai vb.) Nitekim bir Yargıtay kararında ‘Fesih tarihinde ödenmeyen fazla mesai ücretinin bulunduğu anlaşılır ise iş sözleşmesinin işçi tarafından feshinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II-e maddesi uyarınca haklı sebebe dayandığı kabul edilerek kıdem tazminatı alacağının da kabulüne karar verilmesi gerektiği…’ şeklinde hüküm verilmiştir. (T.C. Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 2021/8409 E. 2021/14220 K.)
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından verilmiş olan bir kararda ücret ödeme süresi ile ilgili hususun önemi bir kez daha ortaya koyulmuştur. İlgili davada, davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının ücretinin ödenmesinde sadece bir kereye mahsus bir gecikme yaşandığını, davacının bu gecikmeyi bahane ederek yaptığı feshin haklı fesih olmadığı, yerleşik Yargıtay uygulamasıyla süreklilik arz etmeyen, kısa süreli gecikmelerin işçiye haklı nedenle fesih hakkı vermeyeceğinin kabul edildiğini, kanunun işçiye ücretinin 20 gün gecikmesi hâlinde, fesih değil ancak ... görme yükümlülüğünden kaçınma hakkı verdiğini… İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.’ Ancak Yargıtay ‘Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.’ şeklinde karar vererek davalının itirazını reddetmiştir. (T.C. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/17003 E. , 2023/341 K.) Karar metninde davalı tarafından ücret ödemesinin işçinin çalıştığı sürede sadece bir kez gecikme yaşadığını ve bu nedenle işçi tarafından bu hususa dayanılarak yapılan feshin haklı fesih olmadığı belirtilmiş ancak bu husus Yargıtay tarafından kabul görmemiştir. Bu nedenle işçi ücretlerinin süresinde ödenmesi büyük önem arz etmekte olup işçi açısından haklı fesih olabileceği ve bir kez dahi ücretin ödenmesinin gecikmesi halinde işverenler tarafından tazminat ödenmek durumunda kalınabileceği anlaşılmaktadır.
31.10.2024
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.