Günümüzde kooperatifçilik uygulamalarında bazı sorunların yaşandığı bilinmektedir. Bu sorunların başında inşaatın uzun sürmesi, baştan tahmin edilen fiyattan fazlaya mâl olması, kalitesiz olması gibi sorunlar gelmektedir.
Bunların da ötesinde çoğu kişinin kooperatife girmekle zarara uğradığı, hatta dolandırıldığı şeklinde yakınmalarına da tanık olmaktayız.
Bu nedenle bütün bu olumsuzluklardan zarar görmemek için kişilerin kooperatiflere ortak olur iken genelde aşağıdaki hususlara özen göstermeleri gerektiğini önerebiliriz:
Bilindiği üzere kooperatifler, Ticaret Sicili Memurluğu’na tescil ve ilan edilmek suretiyle tüzel kişilik kazanan kuruluşlardır. Bu nedenle öncelikle ortak olunması istenilen kooperatifin ticaret siciline tescil edilerek tüzel kişilik kazanıp kazanmadığı konusu ticaret sicil numarasından öğrenilmesi gerekir. Aksi halde, yani ortada kuruluş işlemlerini tamamlamamış bir kooperatif söz konusu ise yapılan yasal olmayan işlemlerden dolayı kooperatif tüzel kişiliği değil, bu işlemleri yapanlar şahsen sorumlu olacaklardır.
Kooperatifler, özelliği olan ortaklıklardır. Yapı Kooperatiflerinin Anasözleşmesi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 88. maddesine istinaden Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından tip olarak (örnek olarak) hazırlanmıştır. Ancak yapı kooperatiflerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredilmesinden sonra, adı geçen Bakanlığın yapı kooperatifleri için yeni bir anasözleşme örneği hazırlamakta olduğu bilinmektedir.
Her ne kadar bazı kooperatiflerin anasözleşmesinde az da olsa farklı hükümler yer almakla birlikte genelde tek tip olduğu görülmektedir. Bu anasözleşme kooperatiften veya ilgili yerlerden temin edilerek incelenmesi gerekmektedir. İnceleme sonunda ortak olmak isteyen kişi kooperatife karşı hak ve yükümlülükleri ile diğer ilgili konuları öğrenmiş olacaktır.
Bilindiği üzere kişiler kooperatife ortak olur iken ortaklık başvuru dilekçelerinde kooperatif anasözleşmelerini okuduklarını ve bütün hükümlerini kabul ettiklerini ifade etmektedirler. Bu nedenle kooperatif–ortaklık ilişkisinde anasözleşme hükümleri dikkate alınarak işlemler yürütülmekte ve anlaşmazlık olduğu taktirde Anasözleşme hükümlerine göre çözümlenmektedir.
Ortaklık ilişkisi sırasında anasözleşmeye uygun düşmeyen istekler veya vaatler söz konusu olduğu taktirde bunun yasal olup olmadığı bilinmeli, bir yanılgıya düşülmemelidir.
Kooperatifin başarısı, yöneticilerin ve diğer ilgililerin konu hakkında bilgisi ile birlikte kişiliklerine de bağlı olduğundan, yönetim kurulu üyeleri ile denetim kurulu üyelerinin ve kurucuların hakkında bilgi sahibi olduktan sonra kooperatife ortak olup olmamaya karar verilmelidir.
Kooperatife ortak olacak kişilerin ortaklık koşulları kooperatif anasözleşmesinde tek tek sayılmıştır. Bu koşulları taşımayan kişilerin kooperatife ortak olması söz konusu değildir. Dolayısıyla kooperatif yöneticilerinin tutumlarından dolayı bir ayrıcalık tanınarak ortak olunması gibi bir yanılgıya düşülmemelidir.
Bazı kooperatiflerin ortak kaydını artırmak ve cazip hale getirmek için genel kurul kararı olmadan kurulacak sitede birçok sosyal donatı alanlarının ve sitenin değerini artırıcı diğer yapıların olacağını belirtmektedirler.
Bu bilgilerin doğru olup olmadığı, genel kurulca bu şekilde bir karar alınıp alınmadığı, ayrıca kooperatifin arsa ve imar durumunun bu yapılaşmalara uygun olup olmadığı araştırılarak karar verilmelidir.
Genelde kooperatiflerin ortak sayıları arsa durumuna göre baştan belirlenmektedir. Başka bir ifade ile arsa ile ortak sayısı arasında, dolayısıyla konut ya da işyeri sayısı ile ortak sayısı arasında doğrudan bağlantı bulunmaktadır.
Kooperatifin ortak sayısının en fazla kaç kişi olacağı bilinerek karar verilmelidir. Kayıt sırasında ortak sayısı tamamlanmamış olsa bile kooperatifin hedeflemiş olduğu ortak sayısı bilindikten sonra karar verilmelidir. Zira ortak sayısı çok olan kooperatiflerin genelde amacını daha geç gerçekleştirdiği bilinmektedir.
Diğer taraftan birtakım nedenlerle konut ya da işyeri sayısı artırılacağı düşüncesiyle fazla ortak kayıt edilip edilmediği hususu da bilinmelidir.
Bilindiği üzere yapı kooperatiflerinde ortakların ödemelerine ilişkin miktar, zaman ve koşulları belirleme görev yetkisi genel kurula aittir. Bu nedenle kooperatifin kurulduğu tarihten itibaren genel kurul tutanakları incelenerek ortakların ödemeleri ile ilgili alınan genel kurul kararları ve uygulama konusunda bilgi sahibi olunmalı, bu bilgilerden hareketle karar verilmelidir.
Ortak olunduğu tarihe kadar diğer ortakların ödeme miktarları bilinmeli ve bir fark isteniliyor ise bu farkın genel kurul kararına dayanıp dayanmadığı genel kurul tutanakları incelenerek öğrenilmeli. Bu kapsamda sabit fiyatlı ya da özel statülü ortaklık şeklinde bir kayıt söz konusu ise bu isteğin genel kurul kararlarında yer alıp almadığı araştırılıp, almıyor ise istek kabul edilmemelidir.
Genel kurulca kararlaştırılan ödemelerin nasıl ödendiği konusu incelenmeli ve bankanın tercih edilip edilmediği konusu ile banka hesaplarının kooperatif tüzel kişiliği adına olup olmadığı araştırılmalıdır.
Ortak olma sırasında mevcut ortakların meslek, kültürel, ekonomik ve sosyal durumları öğrenilmeli, bu bilgilerden sonra kooperatife ortak olup olmamaya karar verilmelidir.
Kooperatiflerde arsa önemli bir öge olduğundan kooperatifin arsasının olup olmadığı, var ise tapu senedi veya tapuya şerh ettirilen noter satış vaadi sözleşmesi olup olmadığı incelenmelidir.
Ayrıca kat karşılığı arsa alımı söz konusu ise bu sözleşmenin resmi şekilde yapılıp yapılmadığı ve tapuya şerh ettirilip ettirilmediği bilinmelidir.
Bazı kooperatifler kat karşılığı olarak arsa almakta ve arsa sahibine verilecek konutlar için arsa sahibini ya da yakınlarını (arsa sahibinin önereceği kişileri) ortak kayıt etmektedirler. Bu uygulama yanlıştır. Arsa karşılığı konut alacak kişiler ortak kayıt edilmemelidir. Bu kişilerle kooperatif arasındaki ilişkiler resmi şekilde düzenlenen noter satış vaadi sözleşmesi hükümlerine göre yürütülmektedir. Kooperatif tarafından noterce düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh ettirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca iş karşılığı olarak verilecek taşınmazlar içinde ortaklık kaydı yapılmamalıdır.
Gerek kat karşılığı arsa sahibine verilecek konutlar, gerekse iş karşılığı işi yapanlara verilecek konutlar, ortaklık ilişkisi dışında sayılan ilişkiler olması nedeniyle arsa sahibi ve işi yapanlar kooperatife ortak olarak kayıt edilmemelidirler.
İnşaatın kaçak olarak yapılmış olması durumunda kesinlikle kooperatife ortak olunmamalıdır. İleride ruhsatın alınacağı, ya da belirli bazı işlemlerin tamamlanmasından sonra ruhsatın alınacağı şeklindeki bilgilere itibar edilmemelidir. Temel kural; inşaata ruhsat alındıktan sonra başlanmış olmasıdır. Dolayısıyla inşaatın ruhsatsız olması imar sorunlarının yanında yükleniciyle ve diğer konularda da anlaşmazlık çıktığı taktirde kooperatifin zarar görmesi söz konusudur.
Ortaklığın devrinde devreden ortağın bütün hakları yeni ortağa geçmektedir. Bu nedenle devirden önce bir sorun söz konusu ise bu sorun devralan ortağa da geçmiş olacaktır. Özellikle ihraç edildi düşüncesiyle boşaldığı düşünülen yere kayıt olan ortaklar daha sonra ilk ortağın haklarını elde etmesi nedeniyle mağdur edildikleri bilinmelidir. Diğer taraftan devirden önce bir borcunun var olup olmadığı, devreden ortağın kooperatife karşı herhangi bir anlaşmazlığının bulunup bulunmadığı incelenerek karar verilmelidir.
Kooperatifin amacı olan işyeri veya konut üzerindeki ortaklık hakkı tapu tescilinden sonra mülkiyet hakkına dönüştüğünden, tapuda satın alınan işyerinin kooperatife bağlı ortaklık haklarının da devredilmiş olabilmesi için ayrıca kooperatif nezdinde o işyeri ile ilgili ortaklık hakkının devredildiğine dair işyerini devreden ve devralan ortaklar tarafından kooperatife müracaat edilip ortaklık hakkının da devri sağlanmalıdır.
Devirlerde kooperatife yazılı başvuruda bulunulması zorunludur. Aksi halde devir işlemi haricen yapılmış olduğundan kooperatif yönünden hüküm ifade etmez.
Son günlerde kooperatifler müteahhitlerin güdümünde hareket etmek zorunda bırakılmaktadır. Bu şekildeki bir uygulama başarılı sonuç verse bile kooperatifçilik ilkelerine uygun düşmediğinden, ortak olan kişilerin sonunda ticari bir yaklaşımla daha fazla ödeme yapmaları söz konusu olduğu gibi, yüklenici ticari düşüncesi nedeniyle kooperatifin genel kurullarında veya kararlarında lehine karar çıkartması mümkün olabilmektedir.
Bu nedenle kooperatif yönetim kurulu ile yüklenici arasında bir yakınlık (akrabalık), ya da ticari bir ilişkinin olup olmadığı incelenerek kooperatife ortak olup olmamaya karar verilmelidir.
Kooperatiflerde yedek ortaklık veya aday ortaklık gibi bir uygulama söz konusu değildir. Bu nedenle bu şekilde bir ortaklık ilişkisi tesis edilmemelidir.
Kooperatifler Kanunu’nun 18. maddesine göre her ortağın ortaklık haklarının ad’a yazılı ortaklık senedi ile temsil olunması şart olduğundan bu hakkı ifade eden ortaklık senedinin kooperatif ortaklarına verilmesi gerekmektedir.
Ortaklık senetleri, kooperatif anasözleşmesini içermesi kaydıyla ortaklık cüzdanı şeklinde de düzenlenebildiğinden bu şekilde bir ortaklık cüzdanı da alınabilir.
Özetle; günümüzde yapı kooperatiflerine karşı güvenin azalmasının en önemli nedenlerinden biri, kooperatif hakkında gerekli bilgiler edinilmeden kooperatiflere ortak olunmasıdır. Bilgi edinme kooperatif hakkında bilgi edinme ile birlikte, kooperatifçilik mevzuatının bilinmesini de gerektirmektedir. Bu nedenle kooperatiflere ortak olmak isteyen kişiler hem kooperatif, hem de kooperatifçilik konusu hakkında bilgi sahibi olmaları gerekmektedir.
24.04.2018
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.