Dördüncü Sanayi Devrimi Sürecinde Bir Şirketin Evrensel Amacı Ne Olmalı ?
Şirketlerin sadece kendi ortaklarına veya yatırımcılarına fayda sağladığı ve kar maksimizasyonlarını hedeflediği bir kapitalizmin sürdürülebilir olmadığı uzun zamandır tartışılan bir konu. Bu yıl Davos’ta yapılan toplantıda da bu konu öne çıktı.
Bildiğimiz kapitalizme eleştiriler üç ana maddede toplanıyor;
Davos’ta dördüncü Sanayi Devrimi çağındaki şirketlere rehberlik etmek için bir dizi etik ilkeyi barındıran yeni bir Davos Manifestosu ortaya çıktı. Buna göre;
Bir şirketin amacı, tüm paydaşlarını ortak ve sürdürülebilir değer yaratma sürecine dahil etmektir. Böyle bir değer yaratırken, bir şirket sadece hissedarlarına değil, tüm paydaşlarına (çalışanlar, müşteriler, tedarikçiler, yerel topluluklar ve genel olarak tüm topluma) hizmet eder.
Şirket müşterilerinin ihtiyaçlarını en doğru şekilde karşılayacak değer önerisi sunar. Şirket bu süreçte adil rekabeti ve eşit şartları kabul eder. Yolsuzluğa karşı sıfır toleranslıdır. Dijital ekosistemi güvenilir şekilde tutar. Şirket müşterilerini ürünleri ile ilgili negatif ve yan etkilerden tamamen haberdar eder.
Şirket çalışanlarına itibar ve saygıyla davranır. Çeşitliliği yüceltir ve çalışma koşullarında ve çalışanların refahında sürekli iyileştirmeler için çaba gösterir. Şirket çalışanlarının yeteneklerini artırarak ve yeniden şekillendirerek hızlı değişen iş dünyasında istihdamın devamlılığını sağlar.
Şirket tedarikçilerini değer yaratma sürecinde gerçek ortakları olarak kabul eder. Yeni piyasa oyuncularına adil davranır. İnsan haklarına saygıyı tüm tedarik zincirine entegre eder.
Şirket yürüttüğü faaliyetleriyle topluma hizmet eder, çalıştığı toplulukları destekler ve vergiler ile ilgili üzerine düşen yükümlülüğü adil olarak yerine getirir.
Verilerin güvenli, etik ve verimli kullanılmasını sağlar. Şirket gelecek nesiller için çevrenin bir gözetimcisi gibi hareket eder ve dönüşümlü, yenilebilen ve paylaşımlı ekonomiyi savunur. Şirket insanların refahını artırmak için bilgi, yenilik ve teknolojinin sınırlarını sürekli genişletir.
Şirket kendisine yatırım yapan yatırımcılara veya hissedarlarına girişimcilik risklerini ve sürekli inovasyon nedeni ile yatırım ihtiyacı olacağını bilerek bir yatırım getirisi taahhüt eder veya sağlar.
Şirket bugün için geleceği kurban etmeyecek şekilde yatırımcılarına kısa-orta ve uzun vadeli sürdürülebilir bir iş yaratmayı hedef edinir.
Şirket sosyal sistemin bir parçası olarak insani ve toplumsal istekleri de yerine getirir. Performans sadece hissedarların geri dönüşüyle değil, aynı zamanda çevresel, sosyal ve iyi yönetişim hedeflerine nasıl ulaştığıyla da ölçülmelidir.
Tepe yöneticilerin ücretleri sadece hissedarların değil bütün paydaşlar ölçeğindeki sorumluluk göz önüne alınarak belirlenmelidir.
Çok uluslu faaliyet alanına sahip bir şirketler, yalnızca tüm paydaşlara hizmet etmekle kalmaz, aynı zamanda hükümetler ve sivil toplum ile birlikte paydaş olarak hareket eder.
Sonuç olarak geldiğimiz nokta; şirketlerin bulundukları topluma, ekosisteme, paydaşlarına fayda sağlamadan mevcut düzeni yürütmelerinin hiç birimiz için (hissedarları dahil )orta-uzun vadede sürdürülebilir olmadığı. Bu nedenle umarım bu manifestonun romantik bir beklentiden fazlası olduğunu ilerleyen dönemlerde görürüz.
27.01.2020
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.