Özet: Şirketler, mal ve hizmet bazında üretim faaliyetlerinin maliyet avantajını gözeterek, globalleşen dünya piyasası ile ülke piyasasını bütünleştirmek bu sayede rekabet avantajı elde ederek piyasada büyüme ve tutunma adına farklı satış stratejileri uygulama yoluna gitmiştir. Bunun en güzel örneği Transit ticarettir. Transit ticarette; alış ve satış bedeli arasında lehte olumlu fark yaratan, herhangi bir sınırlama olmadan iletişim araçlarının kullanılarak satın alınan yabancı veya ulusal menşeili malların transit veya doğrudan doğruya dış alım ve dış satım rejimi hükümlerine tabi olmaksızın başka bir ülkeye satılması işlemidir.
Transit ticaret; Yurt dışında veya serbest bölgedeki bir firmadan ya da gümrük antreposundan satın alınan malların, ülkemiz üzerinden transit, direk yurt dışında veya serbest bölgede yerleşik bir firmaya ya da antrepoda satılması işlemidir. Basit bir ifadeyle, milli olmayan malın satın alınması ve bu malın millileştirilmeksizin satılması işlemidir.
Malların Türkiye’den geçip, geçmemesi işlemin muhteviyatını değiştirmemektedir. Uluslararası anlaşmalarla ticareti yasak olan mallarla, Dış Ticaret Müsteşarlığının madde politikası itibarıyla transit ticaretinin yapılmasını uygun görmediği mallar transit ticarete konu olmaz. İthalat ve ihracatın yasaklandığı ülkelerle transit ticareti yapılmaz. İthalat ve ihracata tabi bir işlem olmayan Transit Ticarette, gümrük beyannamesi düzenlenmez.
İhracat Genelgesi madde 18’e göre; Transit ticaret bedellerinin yurt dışından geldiğinin tespiti şarttır. Transit ticarete ilişkin (Tebliğ No: İhracat 2006/6) Tebliğe göre; Transit ticarete konu mallarla ilgili, ithalata ve ihracata ilişkin vergi, resim, harç ve fon tahsil edilmez.
Tam mükellef gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin Türkiye’de ve dışarıda elde ettiği her türlü kazanç ve iratlar, Türkiye’de vergilendirilmektedir. Tam mükelleflerin transit ticaretle elde ettikleri kârın tamamı Türkiye’de vergiye tabi tutulmaktadır.
Dar mükellef kişi ve kurumların sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançlar Türkiye’de vergilendirilmektedir. Buna göre dar mükellef kişi ve kurumlar, transit ticaret işlemini Türkiye’deki daimi temsilci yahut işyerleri vasıtasıyla gerçekleştirirlerse bu işlem dolayısıyla elde ettikleri kazanç Türkiye’de vergiye tabi olacak, aksi takdirde işlemin gerçekleştiği ülke mevzuatına göre vergilendirilecektir. Transit ticarete konu olan mal ve hizmet alımları için yapılan ticari mahiyetteki her türlü alım ve ödemeler stopaja tabi değildir.
Bilindiği üzere, 3065 sayılı KDV Kanununun 1’inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin, her türlü mal ve hizmet ithalatının katma değer vergisine tabi olduğu; 6 ncı maddesinde de, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının, malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği hüküm altına alınmıştır.
İdare Türkiye'de millileştirilmeksizin bulunan malların tesliminden KDV alınmamasını düzenlemek amacıyla 3065 sayılı KDV Kanunu'nun 16/1-c maddesi ile istisna hükmü getirmiştir.
Konu hakkında Katma Değer Vergisi Uygulama Genel Tebliğinin ”Bazı Gümrük Rejimlerinin Uygulandığı Mallar” başlıklı D/3.bölümünde yapılan açıklamalara göre; Gümrük Kanununun 47 ila 50 nci maddelerinde geçici depolama hükümleri, 84 ila 92 nci maddelerinde transit rejimi, 93 ila 107 nci maddelerinde gümrük antrepo rejimi, 152 ila 162 nci maddelerinde ise serbest bölge hükümlerine tabi olarak malların yurtdışından getirilip bu yerlere konulması ve bu yerlerde teslimi, mal serbest dolaşıma girmedikçe KDV’den istisna olacaktır.
Ayrıca 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 30/a maddesinde, vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı belirtilmiştir.
İstisnaya konu teslim, sadece serbest bölgede faaliyet gösteren ve dolayısıyla işlemleri KDV'den istisna edilmiş olan bir firma tarafından yapılmışsa; 93 No.lu KDV Genel Tebliğinin 4. maddesinde açıklandığı üzere katma değer vergisi açısından mükellefiyet kaydının tesis edilmesine gerek bulunmadığı için bu teslimlerin KDV beyannamesi ile beyan edilmesi söz konusu olmayacaktır.
Serbest bölge gibi gümrüklü sahalarda faaliyette bulunmakla birlikte Türkiye’de de faaliyeti olan kurumlar (Sadece Türkiye’de faaliyeti olan kurumlarda bu kapsamda olacaktır), mevzuatımız gereği KDV mükellefiyet kaydını açması gerektiği için, yaptıkları transit ticaret kapsamındaki satışlarını KDV beyannamesinde (235 kod altında) belirtmek durumundadırlar.
213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve mükerrer 257. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak, 350 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile uygulanma imkânı bulan Form BA-BS lerin asıl amacı ekonomideki aktörler arasındaki mal ve hizmet hareketlerinin bağlantılarını ortaya çıkartmaktır. Bu yolla bir mükellefin mal ve hizmet alım/satım tedariki kapsamında ilişkide bulunduğu tüm mükellefler tespit edilebilmektedir. Bu amaçla bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin 396 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin 1.2.2. bölümünde belirtilen mal veya hizmet alışları ve satışlarına uygulanacak hâd olan katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki işlemleri Tebliğin 1.2.1. bölümünde belirtilen belgelerin türüne bakılmaksızın bildirilmesi konusunda yükümlülük getirmiştir. Ayrıca tebliğin 1.2.3 bölümünde belirtilen KDV kanunu 24.maddesine göre matraha dahil olan unsurlarda Form Ba-Bs lere dahil edilerek bildirimde bulunulması gerekmektedir. Bu çerçevede Transit ticaret kapsamında yapılan mal alımı ve satımlarında fatura düzenlemesi gerektiğinden Form Ba-Bs lere dahil edilerek bildirimde bulunulması gerekmektedir.
32 Sayılı Karara İlişkin 2008/32-34 Numaralı Tebliğ’in 7. Maddesine göre Transit ticaret satış bedellerinin kullanım şeklinin tasarrufu serbesttir.
Konu hakkında verilen bazı özelgeler aşağıdaki gibidir.
-İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığınca verilen. 08.03.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-900 Sayılı Özelgesi
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1'inci maddesinin birinci fıkrasında;
Türkiye'de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler ile her türlü mal ve hizmet ithalatının katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
Yine, aynı Kanun'un 6'ncı maddesinde ise işlemlerin Türkiye'de yapılmasının;
a) Malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını,
b) Hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını, ifade ettiği hüküm altına alınmıştır.
Mezkûr Kanun'un 16'ncı maddesinin birinci fıkrasının c bendinde ise; Gümrük Kanunu'ndaki transit ve gümrük antrepo rejimleri ile geçici depolama ve serbest bölge hükümlerinin uygulandığı malların katma değer vergisinden istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.
Transit ticarete konu mallar kurumun mal varlığına girip çıkmasına ve satışın fatura ile belgelenmesine rağmen, millileştirilmeksizin satışa konu olduğu için malın teslimi Türkiye sınırları içinde olmaması nedeniyle, KDV'nin konusuna girmez ve KDV beyannamesinde hiçbir şekilde gösterilmez.
-İzmir Vergi Dairesi Başkanlığınca verilen 25.05.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.18.02-1744-176 Sayılı Özelgesi
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1' inci maddesi gereğince, Türkiye' de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler verginin konusunu teşkil eden işlemler kapsamına alınmıştır.
Bu itibarla; Türkiye' de yapılan ticari faaliyet çerçevesindeki mal teslimleri katma değer vergisine tabi olup, Türkiye sınırları dışındaki mal hareketleri katma değer vergisinin konusuna girmediğinden katma değer vergisi hesaplanmayacaktır.
-Antalya Vergi Dairesi Başkanlığınca verilen 06.11.2017 tarih ve B.07.1.GİB.4.07.16.02-130[KDV.2014.210]-178975 sayılı özelgesi;
Serbest bölgede yapılan teslim ve hizmetler KDV'den istisna olduğundan burada yapılan teslimlere ilişkin tutarlar ilgili dönem beyannamesinin "İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler" kulakçığında "Kısmi İstisna Kapsamına Giren İşlemler" tablosunda 235 kod numaralı işlem türü satırı kullanılmak suretiyle, verilen hizmetlere ilişkin tutarlar ise 212 kod numaralı işlem türü satırı kullanılmak suretiyle beyan edilir.
Özelgelerin verilme tarihleri ve KDV Uygulama Genel Tebliğinin yayınlanma tarihleri göz önünde bulundurulduğunda makalenin 3.1 maddesinde değinilen şekli ile idarenin görüş değişikliğinden bahsedebiliriz.
Transit ticaret, firmalar tarafından genellikle tercih edilen avantajlı bir ticaret şekli olmasına rağmen, firmaların vergisel ödev ve sorumlulukları konusunda tereddüt ettiği bir ticaret yöntemidir. Bu tereddütle ilgili Maliye İdaresi'nin 2005 yılında yayınladığı 93 nolu kdv genel tebliği ve 2014 yılında yayınladığı Katma Değer Vergisi Uygulama Genel Tebliğlerinde bu tereddütler çözümlenmiştir.
Makalemizde, transit ticaretin vergi mevzuatı karşısındaki durumu incelenmiş olup, Maliye İdaresi'nin konuya ilişkin görüşlerine yer verilmiştir.
Sonuç olarak;
Genel kural olarak Türkiye’de millileştirilmeyen işlemler Türkiye’de yapılmamış sayılmasına ve KDV Kanununun konusuna girmediği ifade edilse bile 2014 yılında yayımlanan KDV Genel Uygulama Tebliği ile İdarenin bu görüşten (en azından transit ticaret kapsamdaki teslimler için) vazgeçtiği söylenebilir. Şöyle ki, 2011 ve 2012 yıllarında verdiği özelgelerde bu teslimlerin KDV beyannamesinde belirtilmesine gerek olmadığı ifade edilmiş olmasına rağmen 2017 yılında verilen özelgede (merkezi Türkiye içinde kendisi serbest bölgede bulunan bir firmanın yaptığı) transit ticaret kapsamındaki satışların (235 kod altında) KDV beyannamesine dahil edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Öte yandan 93 seri numaralı tebliğe göre de KDV mükellefiyeti bulunmadan sadece serbest bölgede faaliyette bulunan bir firmanın transit ticaret kapsamında yapacağı satışlarını KDV beyannamesi ile beyan etmesi mümkün olmayacaktır.
Transit ticaret kapsamında yapılan satışlar (KDV mükellefiyeti olsun ya da olmasın) BS formu ile beyan edilmek durumundadır.
Ayrıca bir mükellefin KDV’ye tabi olan ve KDV’ye tabi olmayan (konumuz özelinde transit ticaretten bahsedilmektedir) teslimleri birlikte yapması durumunda, KDV’siz teslimlerine ilişkin yüklendiği KDV’nin indirim konusu yapması mümkün değildir. Bu kapsamda genel giderlere ait KDV’lerden de oranlama yapılarak hesaplanan KDV’nin indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir. Bu şekilde hesaplanan tutar KDV beyannamesinde ilave edilecek KDV kısmına eklenerek gider veya maliyet olarak işlem görmelidir.
Kaynakça
93 Seri No'lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği
30.07.2024
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.