Ertuğrul Tuncer
Yeminli Mali Müşavir
Köker YMM Bağımsız Denetim A.Ş.
etuncer@kokerymm.com
Enflasyon Düzeltmesi Mükelleflerden Haksız Vergi Almanın Bir Yöntemi Mi?
Mali İdarenin enflasyon düzeltmesi farkından vergi almaya çalışması, Türk Vergi Sisteminde bozucu bir etki yaratıp sistem ticari kazanç üzerinden “servet vergisi” tahsiline doğru evriliyor.
Hemen soralım; “Vergi hukukuna aykırılık” sadece mükellefler için mi geçerlidir?
Maliye Bakanımız, “ enflasyon düzeltmesini yanlış yapanların vergi incelemesine tabi tutulacağını” tehdit havasında söylüyor.
Mali İdarenin, bu konuda ilk düğmeyi yanlış iliklediğini düşünüyorum.
Enflasyon düzeltmesi ilk olarak 2004- 2005 yıllarında uygulandı ve yapılan işlemler % 70 oranında hatalı gerçekleşti. Bunun sebebi ise sistemin çok detay içermesi ve özellikle ikincil mevzuatın sade, anlaşılır ve tatminkar olmamasıydı.
2023 yılında, “vergisiz” yapılan enflasyon düzeltmesi işlemleri doğru muydu?
Eğer doğruysa şimdi nasıl oldu da işler, ticari faaliyette kazanç üzerinden servet vergisi alınmasına geldi?
2024 hesap dönemiyle ilgili olarak sonucun daha farklı olacağını sanmıyoruz.
Bizce bu konuda asıl sorun, enflasyon düzeltmesinin amacından saptırılmasıdır. Enflasyon düzeltmesi uygulamasının gerekçesini daha önceki bir yazımızda açıklamıştık. Temel olarak, bu düzeltme işlemi üzerinden vergi almanın herhangi bir hukuka dayanmadığını ve Türk Vergi Sistemini nasıl olumsuz biçimde etkilediğini de belirtmiştik.
Bu yazımızda, tekrarlardan kaçınılarak, enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan olumlu farkların kurumlar vergisine tabi tutulmasının yasal bir dayanağının bulunup bulunmadığını açıklamaya çalışacağız.
- Bilanço esasında kazanç tespiti, dönem başı dönem sonu öz sermaye farkından, işletmeye konulan değerler indirilir, işletmeden çekilen değerler ilave edilir. Gelir İdaresi ve bir çok meslektaş, olayı, GVK 38. Maddesine dayandırarak enflasyon düzeltmesi farkının vergileme konusu olabileceğini belirtmektedir. Kanaatimizce bu anlayış doğru değildir. GVK 38. Maddesi, ticari faaliyete bağlı olarak öz sermayedeki artış veya azalışla ilgilidir. Öz sermaye farkına eklenecek olan şey “işletmeden çekilen” kıymetlerdir.
- Enflasyon düzeltmesi, mevcut iktisadi kıymetlerin değerindeki artış da değildir. Değerlemeye ilişkin hükümler Vergi Kanunlarında değil, usul hukukunda yer alır. VUK Mükerrer 298. Maddesine göre, Yeniden değerleme ile enflasyon düzeltmesi ayrı vergisel işlemlerdir. Gerekçeleri ve uygulama biçimleri farklıdır. Değerlemenin var olduğu yerde “enflasyon değerlemesinden” bahsedilmez. (Enflasyon düzeltmesinin de bir değerleme olduğu iddia edecek olanlara, aynı maddenin (Ç) fıkrasındaki “sürekli değerleme” yönteminde ortaya çıkan farkların “İşletmeden Çekilmedikçe” vergileme konusu olmadığını belirtmek isteriz)
- Enflasyon Düzeltmesinin ilk uygulama maddeleri 5024 sayılı Kanunla ihdas edilmiştir. Bu uygulamanın neden ihdas edildiği konusunda söz konusu Kanunun gerekçesine bakılmalıdır. Ne gerekçede ne Yasa metninde düzeltme farklarının vergiye tabi olacağına dair bir ifade mevcut değildir.
- Enflasyon dönemlerinde Özellikle işletme sahipleri önünü göremez. Karar vermek, borçlanmak, yayılmak, genişlemek ya da kapasite artırmak gibi konularda, birkaç yıl içinde tamamen değişebilecek mevcut konjonktüre ayak uydurmaya çalışmaktadır. Enflasyon düzeltmesi, böyle zamanların ağrı kesici ilacıdır. Tedavi etmez. Geçici etkilerle rahatlama sağlayabilir. Enflasyonun işletmeler üzerindeki etkisi ağırlıklı olarak ortaya çıkan “değer kaybıdır”. Bu değer kaybı işletmeler üzerinde ağır baskılar oluşturunca bireysel tedbirlerle çözüm bulunmaya çalışılmaktadır.
- VUK’un İlgili maddesi düzenlenirken esas hedef bir yılın değil, birkaç yılın enflasyon oranlarının dikkate alınması ve ancak belli bir oranın aşılması durumunda, ülke genelinde uygulanacak “standart bir değerleme ölçüsü” getirilerek, kollektif bir uygulamanın sağlanmasıdır. Böyle olunca, düzeltme için kullanılan değerleme ölçüsü bir hesap dönemine değil, geriye doğru bir-kaç yılın verileriyle belirlenmektedir. Bu uygulama, hesaplanacak düzenleme farkının gerçek bir değer olmasını etkilemektedir.
- Bu nedenle, enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan farklar ticari-sınai faaliyetin doğurduğu bir kazanç unsuru olarak görülemez. Temel amaç, işletmelerin değer kaybının önlenmesi, enflasyonun yol açtığı “fiktif rantlar” üzerinden vergi alınmamasıdır. Bu rantlar gerçekten fiktiftir/farazidir. Zira gerçek rant, fiyatların sabit olduğu zamanlarda ortaya çıkan ekstra kazançlardır. Satılan bir malın değeri yenisini almaya yetmiyorsa orada ranttan söz edilemez.
- İşletmelere tanınan enflasyon düzeltmesi hakkı/imkanı, aktif ve pasiflerinin reel değerlerine varmaları içindir. Yani enflasyon düzeltmesi bir vergilendirme amacı değildir.
- Enflasyon düzeltmesine tabi tutulan kıymetlerin ve yıpranma payındaki değerinin artması, doğrudan ticari faaliyet ile ilgili değildir. Düzeltme sonucu işletme öz sermayesinde vuku bulan değişiklikler “durağan bir değer artışıdır”. BU DURAĞAN DEĞERLERDEN VERGİ ALINMASI SERVET VERGİSİ UYGULAMASIDIR.
- Enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan farklar, düzeltmeye tabi tutulan aktif kıymetlerin “elden çıkartılması” veya “işletmeden çekilmesi” halinde verginin konusu olacaktır. Gerçek amaç da buydu zaten.. Vergiyi doğuran olay, bu değerlerin ticari faaliyete konu edilerek üzerinden GELİR elde edilmesidir.
- VUK Mük. 298. Maddesine göre, enflasyon düzeltmesinde yeniden değerleme ölçüleri kullanılacaktır. Yeniden DEĞERLEME vergisiz uygulanırken enflasyon düzeltme farklarının vergiye tabi tutulması doğru değildir.
- Yasanın ilgili maddesinde bu farkların VERGİLENECEĞİNE dair bir düzenleme yoktur. İlgili maddede böyle bir düzenleme yer almazken Gelir Vergisi Kanunundaki, işletmenin ticari faaliyetine bağlı olarak ortaya çıkan öz sermaye farklarının vergilendirileceğini ileri sürerek, DURAĞAN bir aktiften vergi alınacağına karar vermek varsayım yoluyla vergileme yapmak olacaktır. Maddenin 8 numaralı fıkrasında Bakanlığa tanınan yetkiler arasında da sadece uygulama biçimine ilişkin hususlar bulunmaktadır.
- Enflasyon düzeltmesinden amaç vergisel sonuçlar elde edilmesi değildir. İşletmelerin “varlık değerlerindeki artış” bir menfaat temini gibi de düşünülemez. Aktif kıymetler aynen yerinde dururken enflasyon düzeltmesiyle ortaya çıkan değer üzerinden vergi alınması bir “Ticari Servet Vergisi” uygulamasıdır.
- Gelir ve kurumlar vergisi sistemimiz, faaliyetten doğan veya işletmeye bağlı unsurlara dayanılarak elde edilen kazançları vergilemeyi esas alır. Ticari bir işletme, varlığı üzerinden değil, ticari kazancı üzerinden vergilenir.
Yazılanlar bizim şahsi görüşümüzdür. Ancak konunun başka bakış açılarıyla değerlendirilmesinin yararlı olacağını da düşünmekteyiz.
15.04.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.